Almanya'da radikal sağcılar arazi satın alıp "paralel devlet kuruyor"

Okullara ve kamu kurumlarına sızmak için faaliyet yürütüyorlar

Geçen yıl yapılan operasyonlarda darbe planladıkları iddia edilen 19 kişi tutuklanmıştı (Reuters)
Geçen yıl yapılan operasyonlarda darbe planladıkları iddia edilen 19 kişi tutuklanmıştı (Reuters)
TT

Almanya'da radikal sağcılar arazi satın alıp "paralel devlet kuruyor"

Geçen yıl yapılan operasyonlarda darbe planladıkları iddia edilen 19 kişi tutuklanmıştı (Reuters)
Geçen yıl yapılan operasyonlarda darbe planladıkları iddia edilen 19 kişi tutuklanmıştı (Reuters)

Almanya'da geçen yıl darbe planladıkları iddiasıyla gözaltına alınan İmparatorluk Vatandaşları (Reichsbürger) isimli örgütün üyelerinin arazi satın alarak paralel topluluklar oluşturmayı planladıkları iddia edildi.

Guardian'ın Alman hükümetinden yetkililer ve istihbarat birimlerine dayandırdığı haberinde, örgütün okullara ve kamu kurumlarına sızmak için çalışmalar yürüttüğü ifade edildi. 

Sol Parti milletvekili Martina Renner'in bilgi talebine yanıt veren Almanya İçişleri Bakanlığı, ülkedeki radikal sağcı örgütlerin son iki yılda 40 mülk satın aldığını bildirdi.

Satılması zor evler, barlar ve tarlalar satın alan örgütlerin bu mülkleri yaşam alanı olarak kullandığı belirtildi. Radikal sağcı grupların arazi ve emlak satın alarak bir tür "ulusal toprak" yaratmayı hedefledikleri ifade edildi.

Alman yetkililer, Almanya devletini reddeden tüm radikal sağcı örgütleri İmparatorluk Vatandaşları çatısı altında değerlendiriyor.

Bunlardan biri de 2012'de kurulan KRD (Königreich Deutschland / Almanya Krallığı) isimli örgüt.

Almanya iç istihbarat servisi BfV'ye göre, KRD'nin kendi bağımsız topluluğunu yaratmak için son girişimlerinden biri Berlin'e 90 dakika uzaklıktaki Rutenberg köyünde oldu.

İlk olarak köyün merkezinde bir çiftlik satın alan grup daha sonra köyden başka araziler alarak elindeki toprağı büyütmeyi hedefledi.

BfV yetkilileri, 2022'den bu yana Rutenberg'deki KRD faaliyetlerini takip ettiklerini ve benzer olayların Almanya'nın tamamında yaşandığını söyledi. Yetkililer, birçok terk edilmiş ve gözden uzak arazinin örgüt tarafından ele geçirildiğini belirtti.

Köylüler bir araya geldi

Radikal sağcıların Rutenberg'de arazi satın alarak bir araya gelmesi yerel halkı da endişelendirmiş durumda.

Demokrasi İttifakı ismi altında bir araya gelen köy sakinleri, Rutenberg'deki bir çok noktaya, "Krallık yok, kral yok, tarikat yok" yazılı pankartlar astı.

Bir BvF yetkilisinin köylüleri bilgilendirdiğini söyleyen Rutenberg sakini Marita Berckner, çiftliğe taşınan kişilerin siyasi hedeflerinin kendisini şoka uğrattığını söyledi.

Berckner, "Şaşkına döndük. Kapımın önünde dünyanın yıkıldığını görmek gibiydi. Organik meyve, sebze yetiştirmek isteyen insanlara karşı bir tutumumuz yok ama demokrasiyi yıkmaya çalışanlara karşı var" diye konuştu.

Berckner, Demokrasi İttifakı'nın köyü daha önce hiç olmadığı kadar birleştirdiğini sözlerine ekledi.

Modern Alman devletini açık şekilde reddeden KRD, 2012'de eski bir aşçı ve karate öğretmeni olan Peter Fitzek tarafından kurulmuştu. Bir taç giyme töreniyle liderliğini ilan eden Fitzek, kendisine I. Peter ismini vermişti.

Resmi verilere göre İmparatorluk Vatandaşları hareketinin, Almanya'nın tamamında 23 bin takipçisi bulunuyor.

2 bin 100 üyesinin de şiddet kullanmaya hazır olduğu grup Almanya'yı meşru bir devlet olarak tanımıyor.

Üyelerden bazıları monarşi altındaki Alman İmparatorluğu fikrine bağlıyken bazıları da Nazi taraftarı. Bazı üyeler de Almanya'nın halen askeri işgal altında olduğuna inanıyor.

Independent Türkçe



Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
TT

Cannes'ın galibi İranlı yönetmen, Oscar yarışına dahil olabilecek mi?

İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)
İran Yeni Dalgası'nın en etkili isimlerinden 64 yaşındaki Cafer Penahi, daha önce Altın Aslan ve Gümüş Ayı ödüllerini de kazanmıştı (Reuters)

İranlı muhalif yönetmen Cafer Penahi, Cannes Film Festivali'nin en büyük ödülü Altın Palmiye'nin bu yılki kazananı oldu.

Penahi, İran hükümeti tarafından hapse atıldığı dönemde yaşadıklarından ilham alan Yek Tasadef Sadeh (Sadece Bir Kazaydı) adlı filmiyle bu ödüle layık görüldü. Film, 2023'te cezaevinden tahliye edilmesinin ardından çektiği ilk yapım olma özelliğini taşıyor. Yönetmen, yasaklara rağmen yıllardır film çekmeye devam ediyordu.

En kişisel filmi 

Penahi'nin şimdiye kadarki en kişisel filmi diye nitelendirilen İran-Fransa-Lüksemburg ortak yapımı Sadece Bir Kazaydı, cezaevinde işkenceye maruz kalan 5 karakterin, kendilerine bu işkenceyi yapan kişiyi teşhis ettiğine inanmasıyla gelişen olayları konu alıyor.

Geçen hafta yaptığı açıklamada Penahi, "İlk kez hapse girdiğimde hücremde tek başımaydım. Beni gözleri bağlı şekilde, önümde bir duvarın olduğu ve arkamdan bir sesin geldiği o yere götürürlerdi. Saatlerce süren sorgularda, o adamın sesini dinleyerek onun kim olduğunu hayal ederdim. Bir gün bu sesi bir filmde ya da yazıda yeniden var edeceğimi biliyordum" dedi.

Altın Palmiye'yi aldıktan sonra ailesine ve çalışma arkadaşlarına teşekkür eden Penahi, "Şu an tüm İranlılara, farklı görüşte olan herkese bir şey söylemek istiyorum. Bütün sorunlarımızı ve fikir ayrılıklarımızı bir kenara bırakalım. En önemli şey ülkemiz ve onun özgürlüğüdür" ifadelerini kullandı.

Oscar yarışına katılabilir mi?

Bu zafer, Amerikan yapım ve dağıtım şirketi Neon için de art arda 6. Cannes zaferi anlamına geliyor. Stüdyo, daha önce Anora, Bir Düşüşün Anatomisi (Anatomy of a Fall), Hüzün Üçgeni (Triangle of Sadness), Titane ve Oscar'da büyük başarı yakalayan Parazit (Gisaengchung) filmleriyle Altın Palmiye'yi kazanmıştı.

Penahi'nin Cannes'daki bu büyük zaferi sonrası, birçok sinema çevresinde "Bu film Oscar yarışına katılabilir mi?" sorusu gündeme geldi. Son yıllardaki Cannes birincilerinin Oscar'da da ses getirmesi bu beklentiyi güçlendiriyor. Ancak İran yönetiminin, Penahi'nin ödüllü dramasını En İyi Uluslararası Film kategorisinde aday göstermek üzere Oscar'a göndermesi pek olası görünmüyor.

Penahi'nin ülkesindeki antidemokratik baskılara karşı açık tavrı ve filmde İran ceza sistemiyle ilgili sert eleştiriler, resmi kurumların böyle bir adım atmasını neredeyse imkansız kılıyor.

"İnsanlık adına güçlü bir söz"

Deadline eleştirmeni Pete Hammond tarafından "insanlık adına güçlü bir söz" diye tanımlanan film, haksız yere hapse atılmış işçi sınıfı karakterlerin kendilerine işkence eden gardiyana karşı intikam arayışını anlatıyor.

İran, geçmişte Bir Ayrılık (Jodaeiye Nader az Simin) ve Satıcı (Forooshande) filmleriyle yönetmen Asgar Ferhadi'ye iki Oscar kazandırmıştı. 

Muhalif yönetmenler İran'ın Oscar aday belirleme sürecinde hiçbir zaman değerlendirmeye alınmıyor. Geçen yıl Cannes'da Jüri Özel Ödülü'nü kazanan Kutsal İncirin Tohumu'nun (Dane-ye anjir-e ma'abed) yönetmeni Muhammed Resulof, Oscar yarışına Almanya adına katılmıştı. 

Fransa ihtimali

Penahi'nin filminin Fransa tarafından aday gösterilmesiyse pek mümkün görünmüyor. Çünkü Fransa'da bu kategori için yarışan çok sayıda güçlü yapım var ve bu hakkın Fransızca olmayan bir filme ayrılması zor. Yapımcılar arasında Lüksemburg merkezli Bidibul Productions'ın da olması ise farklı bir seçenek yaratabilir.

Ayrıca Akademi'nin, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin mülteci sporcular için oluşturduğu özel takım benzeri, sürgündeki sinemacılara özel bir En İyi Uluslararası Film kategorisi oluşturması gerektiği de tartışılıyor.

Her ne kadar Penahi, Paris'te yaşayan kızının yanında yaşamayı düşünmediğini, ülkesini terk etmek istemediğini daha önce açıklamış olsa da Sadece Bir Kazaydı'nın ödül sezonunda önemli yapımlardan biri olacağı şimdiden konuşuluyor.

Independent Türkçe, Deadline, Guardian