Mısır'da göçmen tartışması yoğunlaşırken hükümet önlem alıyor

Mısır’da göçmen nüfusu 9 milyona ulaştı

Mısır hükümetinin Pazartesi günü yabancıların dosyasını görüşmek üzere toplandı (Mısır Bakanlar Kurulu)
Mısır hükümetinin Pazartesi günü yabancıların dosyasını görüşmek üzere toplandı (Mısır Bakanlar Kurulu)
TT

Mısır'da göçmen tartışması yoğunlaşırken hükümet önlem alıyor

Mısır hükümetinin Pazartesi günü yabancıların dosyasını görüşmek üzere toplandı (Mısır Bakanlar Kurulu)
Mısır hükümetinin Pazartesi günü yabancıların dosyasını görüşmek üzere toplandı (Mısır Bakanlar Kurulu)

Sosyal medyada Mısır'daki göçmenlerle ilgili tartışmaların artması üzerine Mısır hükümeti, ülkede yaşayanların statüsünü yasallaştırmak için düzenleyici önlemler almaya başladı. Bu prosedürler arasında Mısır topraklarında ikamet edenlerin elindeki kimlik belgelerinin eklenmesi de yer alıyor.

Şarku’l Avsat’ın  El Vatan gazetesinden aktardığı habere göre Mısır Kabinesi sözcüsü Muhammed el-Hamsani “Hükümet, ülkede ikamet eden yabancıların statüsünü yasallaştırmak için İçişleri Bakanlığından kimlik kartı çıkarmayı planlıyor. Bu, sakinlerin koşullarının kontrol edilmesine katkıda bulunacak” ifadelerini kullandı.

Yabancılar için kimlik kartının duyurulması, bu dosyada Mısır hükümetinin, ülkedeki göçmen sayısını denetlemeye başlamak için Pazartesi günü bir dizi bakanın yaptığı toplantı sonrasında aldığı son kararlardan biri. Mısır Bakanlar Kurulu'nun resmi açıklamasına göre Mısır hükümeti, Mısır'da 9 milyon kişinin yaşadığını belirten uluslararası tahminleri baz alıyor.

Pazartesi günü Mısır İçişleri Bakanlığı, Mısır'da yasadışı ikamet eden yabancılara, bunu hızlı bir şekilde yasallaştırmaları ve belirli koşullara göre ülke içinde ikametlerini düzenlemeleri çağrısında bulundu. Bu koşullar arasında Mısırlı bir ev sahibinin bulunması,  bu amaçla belirlenen hesaba yatırılan bin dolara eşdeğer idari masrafların ödenmesi de yer alıyor.

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Mısır'da yabancıların varlığına ilişkin, onları ülkede ağırlama hakkını savunanlar ile Mısır'daki ekonomik kriz konusunda yabancılara işaret edenler arasında bir tartışma kaydedildi.

Mısırlı sanatçı Nebil el-Halfavi, Salı günü X platformunda yaptığı açıklamada, “Milliyetler arasında ayrım yapmanın hiçbir haklı gerekçesi olduğunu düşünmüyorum. Eğer bir tehlike varsa, bunun kaynağı belirli bir milliyetle değil, insanlarla ilgili olacaktır. Her iki tarafın da bakış açısını anlıyorum. Bir tarafta zaten bir ekonomik krizin içinde olduğumuzu vurgulayanlar, diğer tarafta ise insani kaygılar güderek Mısır'ın kardeşleri için tarihi bir kucaklaşma statüsünü göz önünde bulunduranlar. Şu veya bu görüşü savunanların ulaştığı radikal nokta ideal bir tutum değildir. Çoğu ülkede, mevcut koşullar, yetenekler ve güvenlik hususlarıyla tutarlı insani hususları karşılamalarını sağlayan, aynı zamanda üreten ve yatırım yapan unsurların desteklenmesini sağlama, onların güvenliğini istismar eden ve tehdit eden unsurların olumsuzluklarından ve ihlallerinden kaçınma yönünde katı yasa ve prosedürler var” ifadelerini kullandı.

X platformunda Hala el-Bedevi adlı Mısırlı bir kadın Mısır'da yaşayanların servet ve mülklerinin hacmini sorgularken Yusra isimli bir hesap ise daire ve dükkan kira fiyatlarındaki artışa değindi.

Mısır Temsilciler Meclisi üyesi milletvekili Siham Kemal ise hükümetin geçmiş yıllardaki göçmen akışıyla başa çıkmak için fiili adımlar atmakta gecikmesini eleştirdi. Mısırlı olmayan birçok insanın devlet destekli tüm hizmetleri devlete herhangi bir vergi ödemeden alması göz önüne alındığında, bu durumun bir kaos ortamı yaratılmasına ve Mısır devlet bütçesine daha fazla para yüklenmesine yol açtığını belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Kemal, “Bu dosya, hızlı ve dikkatli bir şekilde ele alınması gereken bir ulusal güvenlik meselesi.

Mısırlı olmayanlara kademeli ikamet harcı uygulanması, devlet kurumları için bunlar hakkında entegre bir veri tabanı oluşturulması önemli. Durumları ve koşulları iyileşse dahi pek çoğu artık ülkelerine dönmeyi düşünmüyor. Bu durum ciddi hükümet eylemi gerektiriyor” ifadelerine başvurdu.

Mısır'ın nüfus ve göç çalışmaları uzmanı Eymen Zuhri ise Mısır'daki göçmen sayısını ölçmenin son derece karmaşık olduğuna dikkat çekti. Bu hususta Şarku’l Avsat’a konuşan Zuhri, “Mısır'dan ara sıra ayrılıp geri dönenler var. Mısır'daki göçmenlerin durumuna ilişkin henüz kesin bir istatistik bulunmuyor. Mısır'daki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne resmi düzeyde kayıtlı mülteci sayısı, Afrikalı göçmenler de dahil olmak üzere yaklaşık 460 bin kişi. Kısa bir süre içinde Mısır'da yaşayanların tamamına ilişkin doğru bir nüfus sayımının gerçekleştirilebileceğinden şüpheliyim” vurgusunda bulundu.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi üyesi Mahmud Bisyuni ise Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Son yıllarda ülke içindeki sakinlere olumlu davranan Mısır devleti, sakinlerinin hastanelerde tedavi görmesine ve okullara gitmesine izin verdi” ifadelerine başvurdu.

Milletvekili Kemal aynı zamanda, “Mısır'da sosyal medyada yabancılara yönelik artan tartışmalar, Mısır'da bazı kişilerin göçmenlerin çeşitli yaşam hizmetlerini kendileriyle paylaştığını düşünmelerinden kaynaklanıyor. Sosyal medyada göçmen karşıtı söylemler hala sınırlı” ifadelerine değindi.



Şam'da Şera ile SDG lideri Abdi arasında Barrack'ın da katıldığı bir toplantı gerçekleşiyor

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
TT

Şam'da Şera ile SDG lideri Abdi arasında Barrack'ın da katıldığı bir toplantı gerçekleşiyor

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi başkanlığındaki Kürt heyeti arasında, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın da katıldığı görüşme Şam'da başladı.

Görüşme, eş-Şera ve Abdi'nin 10 Mart'ta ABD himayesinde imzaladıkları ve ‘sınır kapıları, havaalanı, petrol ve doğalgaz sahaları dahil olmak üzere Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların Suriye devletinin idaresine dahil edilmesini’ öngören bir dizi maddeden oluşan anlaşmadan dört ay sonra gerçekleşti.

Ancak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi daha sonra anayasal deklarasyon ve çeşitliliği yansıtmadığını söylediği bir hükümetin kurulması nedeniyle Suriye yönetimini eleştirdi. Geçtiğimiz ay Kürt güçleri ‘demokratik ve adem-i merkeziyetçi’ bir devlet talep etmiş, Şam da buna yanıt olarak ülkede ‘bölücü bir gerçeklik dayatma girişimlerini’ reddettiğini açıklamıştı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre  adının açıklanmasını istemeyen bir Kürt kaynak, “SDG liderinin başkanlığındaki bir Kürt heyeti bugün DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) temsilcilerinin eşliğinde Şam'a gitti ve şu anda Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile görüşüyor. Görüşmede ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack da yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Toplantının gündemi hakkında bilgi sahibi olan kaynak, ‘görüşmelerde dört ana dosyanın ele alındığını, bunların Suriye devletinin yapısı, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam hükümeti arasındaki ilişki, ekonomi ve askeri güç olduğunu’ söyledi.

Çatışmaların patlak vermesinden önce onlarca yıl ötekileştirme ve dışlanmaya maruz kalan Kürtler, yeni yönetimin karar alma mekanizmasını merkezileştirme ve kilit unsurları geçiş sürecinin yönetiminden dışlama girişimini eleştiriyor.

Abdi, mayıs sonunda bir televizyon kanalına verdiği röportajda, “Şam ile vardığımız mutabakata bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmek için çalışıyoruz” dedi. Abdi ayrıca, tüm bileşenlerin tam haklarla yaşadığı ve hiç kimsenin dışlanmadığı adem-i merkeziyetçi bir Suriye’ye olan bağlılığını vurguladı.

Eş-Şera'nın Şam'a gelişinden kısa bir süre sonra tüm silahlı askeri grupları dağıtacağını açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, 2019'da son kalesinden çıkarılana kadar DEAŞ'la mücadelede etkili olduğunu kanıtlayan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Şam'ın ihtiyaç duyduğu büyük petrol ve doğalgaz sahaları da dahil olmak üzere kuzey ve doğu Suriye'nin büyük bölümünü kontrol ediyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani daha önce Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile imzalanan anlaşmanın şartlarının uygulanmasının ‘ertelenmesinin’ ülkedeki ‘kaosu uzatacağı’ uyarısında bulunmuştu.