Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit asker sayısı 9 oldu

Milli Savunma Bakanlığı, Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde bir üs bölgesine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada şehit asker sayısının 9'a yükseldiğini bildirdi.

Bir Türk askeri (Savunma Bakanlığı X  hesabı)
Bir Türk askeri (Savunma Bakanlığı X hesabı)
TT

Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit asker sayısı 9 oldu

Bir Türk askeri (Savunma Bakanlığı X  hesabı)
Bir Türk askeri (Savunma Bakanlığı X hesabı)

 

Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde 12 Ocak 2024 tarihinde bir üs bölgemize sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada yaralanan bir silah arkadaşımız daha yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuş, şehit olan kahraman silah arkadaşlarımızın sayısı dokuza yükselmiştir.

Bölgede operasyonlar devam etmektedir. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehidimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır dileriz."

Piyade Uzman Çavuş Sayın'ın şehadet haberi Adıyaman'daki ailesine verildi

Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde bir üs bölgesine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Uzman Çavuş Serkan Sayın'ın (29) şehadet haberi Adıyaman'daki ailesine ulaştırıldı.

Askeri yetkililer, Sayın'ın Bahçelievler Mahallesi'nde yaşayan babası Hacı annesi Emine Sayın'a şehadet haberini verdi.

Şehidin ailesinin evine Türk bayrağı asıldı.

Serkan Sayın'ın 5 kardeşinin olduğu, abisinin de astsubay olarak görev yaptığı öğrenildi.

Şehit Piyade Sözleşmeli Er Kemal Batur'un Niğde'deki ailesine şehadet haberi verildi

Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde bir üs bölgesine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Kemal Batur'un şehadet haberi Niğde'deki ailesine ulaştırıldı.

Şehit Batur'un (23) Efendibey Mahallesi'ndeki evine gelen yetkililer, baba Cuma ile anne Hatice Batur'a şehadet haberini verdi.

İtfaiye ekipleri şehidin babaevine Türk bayrağı astı.

Şehidin yakınları ve komşuları acı haberin duyulması üzerine eve geldi.

Şehidin bekar ve üç erkek kardeşinin olduğu öğrenildi.

Şehit iki askerin Kahramanmaraş'taki ailelerine şehadet haberi verildi

Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekatı bölgesindeki bir üs bölgesine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Müslüm Özdemir ve Emrullah Gülmez'in şehadet haberi Kahramanmaraş'taki ailelerine ulaştırıldı.

Şehit Özdemir'in şehadet haberini Dulkadiroğlu ilçesindeki ailesine Kaymakam Fatih Çelikkaya, Şehit Gülmez'in şehadet haberini de Göksun ilçesindeki ailesine Kaymakam Ömer Faruk Duman verdi.

Acı haberi alan şehit yakınları büyük üzüntü yaşadı.

Sağlık, polis ve jandarma ekipleri şehit ailelerini teselli etmeye çalıştı.

Şehit ailelerinin yaşadıkları mahallelere Türk bayrakları asıldı.

Şehit Piyade Üsteğmen Gökhan Delen'in ailesine acı haber verildi

Irak'ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde bir üs bölgesine sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Piyade Üsteğmen Gökhan Delen'in şehadet haberi Aksaray'daki ailesine ulaştırıldı.

Askeri yetkililer, şehit Delen'in (31) Ereğlikapı Mahallesi'ndeki babaevine gelerek, anne Zeynep ve baba Bayram Delen ile yakınlarına acı haberi verdi. Şehidin yakınları, acı haberi alınca gözyaşlarını tutamadı.

Balkonuna Türk bayrağı asılan şehidin baba ocağının önünde sağlık ekibi bekletilmeye başlandı.

Şehidin yakınları ve komşuları acı haberin duyulması üzerine eve geldi.

Bekar olan şehidin 3 kardeşi olduğu öğrenildi.

Şehit İstihkam Sözleşmeli Er Murat Atar'ın ailesine şehadet haberi verildi

Şehit Atar'ın İkizce ilçesi Bolluk Mahallesi'ndeki evine gelen yetkililer, aile üyelerine şehadet haberini verdi.

Şehidin ailesinin evine Türk bayrağı asıldı.

Bekar olan Murat Atar'ın babası Vahip Atar'ın 2021 yılında trafik kazasında hayatını kaybettiği öğrenildi.

Vali Muammer Erol, yayınladığı başsağlığı mesajında, "İkizce ilçemizin Bolluk Mahallesi nüfusuna kayıtlı şehidimize Allah'tan rahmet, ailesine ve silah arkadaşlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Şehidimizin mekanı cennet, makamı ali olsun. Milletimizin başı sağ olsun." ifadesini kullandı.

Şehit Piyade Uzman Çavuş Ahmet Köroğlu'nun ailesine şehadet haberi verildi

Şehit Köroğlu'nun Tuzla Şifa Mahallesi'ndeki evine gelen yetkililer, şehidin ailesine şehadet haberini verdi.

Köroğlu'nun arkadaşları tarafından şehidin babaevine Türk bayrağı asıldı.

Şehidin yakınları ve komşuları acı haberin duyulması üzerine eve geldi.

Üç kız kardeşi bulunan şehidin bekar olduğu, kuzeni Talha Köroğlu'nun da 2008'de Beytüşşebap'ta şehit düştüğü öğrenildi.

Şehit Ahmet Köroğlu'nun cenazesi memleketi Giresun'da toprağa verilecek.

Şehit İstihkam Sözleşmeli Er Muhammed Tunahan Evcin'in ailesine şehadet haberi verildi

Şehidin Gökmeydan Mahallesi Cumhuriyet Bulvarı'ndaki evine gelen yetkililer, baba Nazif ve anne Ferah Evcin'e şehadet haberini verdi.

İstihkam Sözleşmeli Er Evcin'in babaevine Türk bayrağı asıldı.

Şehidin bekar ve ailenin 3 çocuğundan en küçüğü olduğu öğrenildi.



Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
TT

Somali'de Türk kuvvetlerinin konuşlandırılmasının askeri ve siyasi sonuçları

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)
Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor (AFP)

Mahmud Ebu Bekir

Somali medyası, yaklaşık 500 asker taşıyan iki Türk askeri uçağının, Ankara ile Mogadişu arasında artan askeri iş birliğini yansıtacak şekilde, Somali'nin başkenti Mogadişu'daki Aden Adde Uluslararası Havalimanı'na ulaştığını bildirdi.

Somali'ye konuşlandırılması beklenen Türk askerlerinin toplam sayısının 2 bin 500'ü aşabileceği belirtiliyor. Resmi bir açıklama yapılmamış olsa da Türk medya kaynakları bu yıl toplam asker sayının 5 bini bulabileceğine işaret ediyor.

Bu kuvvetler, Somali hükümetinin eş-Şebab hareketine karşı operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde Mogadişu’ya ulaştı. Hükümet, Türk savaş uçaklarının hava desteğiyle harekete ait hedeflere yönelik saldırılar gerçekleştiriyor.

Temmuz 2024'te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Somali'de iki yıl süreyle konuşlanmasına izin veren tezkereyi onaylamıştı. Bu adım, bölgesel ve uluslararası ortaklarla iş birliği yaparak, Somali Federal Hükümeti'nin terörle mücadele çabalarına destek sağlamayı amaçlıyor.

Mogadişu ile Ankara arasında son dönemde imzalanan anlaşmaların özellikle bir yandan Somali-Etiyopya anlaşmazlığının, diğer yandan da Kızıldeniz Havzası'ndaki bölgesel gerginliğin yaşandığı bir döneme denk geldiği göz önüne alındığında gözlemciler, Türk kuvvetlerinin misyonunun yalnızca terörle mücadeleyle sınırlı olmadığını, bunun siyasi, askeri ve ekonomik sonuçları da olduğunu düşünüyor.

Addis Ababa'nın Somaliland bölgesi ile denize erişim ve iki askeri üs kurmak amacıyla imzaladığı mutabakat zaptının ardından Mogadişu, Etiyopya'nın Somali kıyılarına yönelik müdahalelerinin önüne geçmek için bölgesel ittifaklar kurmaya çalışıyor. Mutabakat zaptı Etiyopya’nın bunlar karşılığında Somaliland'ın bağımsızlığını tanıyıp, uluslararası alanda tanınmayan bu Somali bölgesinin uluslararası toplum tarafından mümkün olan en üst düzeyde tanınması için uluslararası forumlarda çaba göstermesini öngörüyor.

Güvenlik endişeleri

Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid ise Türk kuvvetlerinin Mogadişu'ya gelişinin, son dönemde Somali devletine karşı bir dizi askeri eylem düzenleyen Somalili terör örgütü Şebab'ın ilerleyişini durdurmak amacıyla Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud'un acil talebi üzerine gerçekleştiğini düşünüyor.

Seyyid, bu hareketin yönetimin dizginlerini ele geçirmesinin Somali'nin ulusal ve bölgesel istikrarının daha da kötüleşmesine yol açabileceğine inanıyor. Bunun yanı sıra ülkedeki Türk çıkarlarını, özellikle madencilik ve Somali kıyılarında petrol arama faaliyetlerini tehdit ettiğini belirtiyor. Ona göre Ankara, altyapı yatırımlarına katkıda bulunarak ve ekonomiyi canlandırarak Somali hükümetinin güvenlik, askeri ve ekonomik alanlardaki çabalarını desteklemekten de çekinmedi. Ayrıca Somalili öğrencilere Türk üniversitelerine kayıt imkânı sağlanarak iki ülke arasında bilimsel alanda da iş birliği bulunuyor. Buna bir de 2 bin 500 askere varan askeri iş birliği anlaşması ekleniyor. Seyyid, Türkiye'nin hayati jeopolitik ve ekonomik çıkarları olan bölgesel bir güç olduğunu, Akdeniz, Kızıldeniz, Ortadoğu ve Orta Asya gibi dünyanın birçok bölgesinde fırsatları değerlendirip nüfuzunu artırmayı hedeflediğini belirtiyor.

Afrika Boynuzu uzmanı, Somali'nin Hint Okyanusu'na en uzun kıyı şeridine ve Kızıldeniz ile Aden Körfezi bölgesine kadar uzanan stratejik bir coğrafi alana sahip olduğunu belirtiyor. Bunun da bilhassa uluslararası seyrüsefer açısından stratejik bir geçiş noktası olan Kızıldeniz havzasında yaşanan gerginlikler göz önüne alındığında, uluslararası ve bölgesel planlarda stratejik önemini iki katına çıkardığını ifade ediyor.

Seyyid’e göre Somali birçok alanda Türkiye'nin desteğine ve iş birliğine ihtiyaç duyuyor. Mogadişu ayrıca Türkiye'yi, özellikle Etiyopya ve Kenya'nın yayılmacı emelleri karşısında Somali çıkarlarını savunmada güvenilir ve sadık bir müttefik olarak görüyor. Zira Türkiye'nin müttefiklerini savunma konusunda ciddi bir geçmişi var. Trablus'taki Libya hükümetinin Halife Hafter güçlerinin eline geçmesini engellemedeki rolü, Azerbaycan'ın 30 yıllık Ermeni işgali sonrasında Dağlık Karabağ'daki topraklarını geri almasına verdiği destek buna örnek verilebilir.

Güvenli ittifak

Seyyid, Ankara'nın Suriye, Azerbaycan ve Libya gibi çatışma bölgelerinde koordinasyon yeteneğini kanıtladığını, başka ülkelerle karşı karşıya geldiğinde bile, çoğu zaman bir iş birliği ve çatışmasızlık formülü bularak, Türkiye ile bölge ülkeleri arasında herhangi bir çatışma ihtimalini ortadan kaldırdığını düşünüyor. Dahası anlaşma iki bağımsız devlet arasında yapılmış olup, belirli bir devleti hedef almıyor ve güvenliğin sağlanması ile terörle mücadele alanlarında iki başkentin hayati çıkarlarına odaklanıyor.

Seyyid, son dönemde Kızıldeniz ülkelerinde bölgede artan yabancı askeri varlığına ilişkin bir hassasiyet oluştuğunu ve bu hassasiyetin, onları Kızıldeniz Ülkeleri Forumu adı altında bir oluşum kurmak zorunda bıraktığını belirtiyor. Ancak forum henüz kuruluş aşamasında ve bölgesel bir güvenlik sistemi oluşturacak çerçeve ve yapılar henüz tamamlanmadı. Ayrıca Türkiye, Etiyopya'da ekonomik varlığı, Sudan'da güvenlik ve askeri varlığı ve Somali ile yıllardır süren kapsamlı iş birliği ile bölgedeki nüfuzunu pekiştirme konusunda bu forumdan önce davrandı. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre bundan dolayı Türkiye’yi Kızıldeniz ve Afrika Boynuzu denkleminin dışında tutmak zor. Afrika Boynuzu uzmanı Abdurrahman Seyyid, hayati çıkarları ile çatışmadığı sürece Türkiye’nin katılımının bu ülkeler için doğrudan bir endişe yaratmasının muhtemel olmadığını söylüyor.

Jeopolitik etkiler

Somalili siyasi analist İdi Muhammed ise Mogadişu'yu Ankara'ya bağlayan stratejik çıkarlar göz önüne alındığında, Türk askeri misyonunun görevinin terörizm ve organize suç ile mücadeleye odaklandığını düşünüyor. Somali'de inşaat ve altyapı gelişimine yönelik katkılarına ilave olarak, özellikle petrol arama ve madencilik alanlarında artan Türk yatırımlarına dikkat çekiyor.

Muhammed, Türk askeri varlığının misyonunun terörle mücadele ve Somali'deki Türk çıkarlarını koruma gibi güvenlik boyutuyla sınırlı olmasına rağmen, Somali kıyılarını bölgesel emellerden korumak da dahil olmak üzere birçok jeopolitik anlamı olduğunu da vurguluyor. Etiyopya'nın, ülkenin kuzeyindeki ayrılıkçı bölge ile imzaladığı mutabakatla Somali kıyılarını işgal etme ve kalıcı askeri üsler kurma çabaları da bu emellere dahil.

Muhammed, Türk askeri gücünün Somali'nin birliğini ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini korumaya katkı sağlayacağını vurguluyor. Buna ilaveten, Somali egemenliğindeki liman hizmetlerinden Etiyopya'nın yararlanmasını öngören Addis Ababa ile Mogadişu arasındaki Ankara Anlaşması'nın aslına sadık bir şekilde uygulanmasını sağlamaya yönelik katkısının da altını çiziyor.

Siyasi analist, Türk askeri varlığının, Kızıldeniz'de bulunan bölgesel ve uluslararası güçlerle, özellikle Cibuti'deki yabancı üslerle, uluslararası nakliye yolu olarak Kızıldeniz'in girişlerini güvence altına almak amacıyla, koordinasyon fırsatları yaratabileceğini ifade ediyor. Zira dünya deniz ticaretinin yüzde 12'si, Asya-Avrupa ticaretinin ise yaklaşık yüzde 40'ı buradan geçiyor.

Muhammed, Türk kuvvetlerinin Somali'ye konuşlandırılmasının, Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz bölgesindeki aşırılıkçı grupların oluşturduğu tehdidi azaltacağına dikkati çekiyor. Nitekim el-Kaide örgütünün Doğu Afrika'daki bir kolu olan Somalili Şebab hareketi son dönemde varlığını güçlendirdi ve eylemlerini artırdı. Bu eylemlerinden biri de Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in orada bulunduğu bir sırada Mogadişu Havaalanı’nı hedef alan saldırısıydı. Bu da Somali hükümetinin Türk kuvvetleriyle koordineli olarak hareketin mevzilerine karşı şiddetli saldırılar düzenlemesini gerektirdi. Zira hareketin askeri kabiliyetlerini geliştirdiği ve birçok cephede ilerlediği yönünde haberler geliyor.

İdi Muhammed, Türk kuvvetlerinin Kızıldeniz Havzası'nda yaşanan gerginlikte olumsuz bir rolünün olduğu iddialarını reddediyor. Türkiye’nin, Suudi Arabistan, Ürdün, Eritre ve Sudan ile iyi ilişkilere sahip olduğunu, ayrıca Mısır ile de yakın zamanda ilişkilerini normalleştirdiğini belirtiyor. Dahası Etiyopya'nın Kızıldeniz'de askeri üs kurma planlarına karşı çıkan kararlı duruş ile kıyaslandığında, Somali ile Türkiye arasındaki Türk kuvvetlerinin konuşlandırılması anlaşmasının, Kızıldeniz'e kıyısı olan ülkelerde herhangi bir sonuca ve tepkiye neden olmadığını söylüyor.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.