Egemenlik haklarını savunan Yemen, gerilimin artmasından Husileri sorumlu tutuyor

İntikam sözü veren Husiler, Kızıldeniz'deki gemileri tehdit etmeye devam ediyor. (AFP)
İntikam sözü veren Husiler, Kızıldeniz'deki gemileri tehdit etmeye devam ediyor. (AFP)
TT

Egemenlik haklarını savunan Yemen, gerilimin artmasından Husileri sorumlu tutuyor

İntikam sözü veren Husiler, Kızıldeniz'deki gemileri tehdit etmeye devam ediyor. (AFP)
İntikam sözü veren Husiler, Kızıldeniz'deki gemileri tehdit etmeye devam ediyor. (AFP)

Uluslararası alanda tanınan Yemen hükümeti, ülkeyi bir ‘propaganda çatışma alanına’ dönüştürmekten tamamen Husileri sorumlu tuttu. Yemenlilerin ABD öncülüğündeki koalisyonun beş kentte çok sayıda Husi askeri bölgesine düzenlediği saldırılara yönelik tepkileri ise farklılık gösterdi.

Bazı Yemenliler söz konusu saldırıları kınayıp ulusal egemenliğin ihlali olarak değerlendirirken, bazıları da Kızıldeniz'in askerîleştirilmesinden Husileri sorumlu tuttu.

Hükümet yaptığı açıklamada, ‘ülkede ve Kızıldeniz'in güneyindeki askeri tırmanışı büyük endişeyle takip ettiğini’ bildirdi. Bunlardan en sonuncusu, İran rejiminin emirlerine bağlı ve onun bölgedeki projesine Yemen halkının çıkarları pahasına hizmet etmekte olan Husi milislerinin Kızıldeniz ve Babu’l Mendeb Boğazı'nda uluslararası seyrüsefer güvenliğini ve emniyetini hedef almaya ve tehdit etmeye devam etmesine yanıt olarak gerçekleştirilen askeri operasyondu.

Husiler, saldırılar sonucunda beş militanın öldürüldüğünü, altı militanın da yaralandığını açıkladı. (EPA)
Husiler, saldırılar sonucunda beş militanın öldürüldüğünü, altı militanın da yaralandığını açıkladı. (EPA)

Yemen hükümeti, işgal altındaki Filistin'i desteklemekle gerçek bir bağlantısı olmayan ve ‘yanıltıcı’ olarak nitelendirdiği iddialarla, Husileri propaganda amacıyla ülkeyi askeri bir çatışma alanına sürüklemekten sorumlu tutuyor. Hükümet ayrıca, Kızıldeniz'in güvenliğini ve bunun sonucunda bölge ve dünya için istikrarı artırma hakkına sahip olduğunu ve bu gerilime yanıt vermenin en iyi yolunun ancak meşru devlet kurumlarının yeniden tesis edilmesiyle sağlanabileceğini belirtti.

Hükümet açıklamasında uluslararası toplumun Yemen'deki duruma yönelik bazı politikaları eleştirildi. Bu politikaların Husi milislerin hayatta kalmasına ve kontrolünün güçlenmesine katkıda bulunduğu ve onları bugün tüm dünyanın güvenliği ve istikrarına tehdit oluşturan daha düşmanca eylemlerde bulunmaya teşvik ettiği ifade edildi.

Husi grubu, liderinin emirlerine yanıt olarak dün (cuma) binlerce takipçisini harekete geçirdi. (EPA)
Husi grubu, liderinin emirlerine yanıt olarak dün (cuma) binlerce takipçisini harekete geçirdi. (EPA)

Yemen hükümeti, haklı Filistin davasına ilişkin sağlam ve ilkeli tutumunu, işgal altındaki topraklardaki acımasız İsrail saldırganlığının durdurulması ve Filistin halkına hızla insani yardım ulaştırılması talebini yineledi. Devam eden saldırganlığın yankıları ve bunun uluslararası barış ve güvenlik üzerindeki tehlikeli yansımaları konusunda uyardı.

Farklı pozisyonlar

Yemen’de askeri operasyona ilişkin resmi olmayan tepkilerse farklılık gösterdi. Yemenli yazar ve araştırmacı Hamdan el-Ali, yaşananlardan Husileri sorumlu tuttu. Husilerin, 20 yılı aşkın süredir Yemenlileri ABD ajanı olarak nitelendirerek sokaklarda öldürdüklerini söyledi. Onları ABD'yle savaşma bahanesiyle Yemen'i yok etmekle suçladı.

El-Ali, Husilerden, eğer dürüstlerse, silahlarını Yemenlilerin göğüslerinden ve başlarından kaldırarak düşmana doğru yöneltmelerini istedi. “Sizin samimiyetinizi ve düşmanınızla savaşma arzunuzu kabul etsek bile, karasularımızda bulunan bir ABD savaş gemisinde sinek bile öldürmeyen havai fişeklerle bu başarılamaz” diyen el-Ali, Husilerin bağırmaktan, Yemenlileri öldürmekten ve paralarını çalmaktan başka hiçbir şeyde iyi olmadıklarını ifade etti.

Gazeteci Nesim el-Beini ise Yemen'i uluslararası bir savaşa sürüklemekten Husileri sorumlu tuttu. El-Beini, Yemen Başkanlık Konseyi'nin Kızıldeniz'deki ‘terörist saldırıların’ sonuçları ve yansımaları konusunda ‘defalarca’ uyarıda bulunduğunu ve bu eylemlerin dünyanın dikkatini İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarından başka yöne çevirdiği yönündeki iddiasını hatırlattı.

Sana Araştırma Merkezi Başkanı Macid el-Mezheci, ABD-İngiliz saldırılarının Husilerin Kızıldeniz'de tehdit oluşturma yeteneğini zayıflatmayacağına, ancak bunun hesaplanmış bir caydırıcılık mesajı olduğuna inanıyor. Sonraki herhangi bir saldırının seviyesinin, gerçekleşmesi durumunda Husilerin tepkisiyle orantılı olacağını vurgulayan el-Mezheci, Husilerin tepkisine bağlı olarak saldırıların kapsam ve düzeyinin artacağını belirtti. El-Mezheci, Husilerin tepkisinin ‘görünüşe göre’ garanti olduğunu söyledi.

El-Mezheci, bu saldırıların Washington ve Londra'yı doğrudan Yemen denklemine sokmak anlamına geldiğini ifade etti. Onun tahminine göre bu durum önümüzdeki dönemde Yemen'in gidişatını hesapsız bir şekilde değiştirecek ve bitkin düşen ülke savaş kitabında benzeri görülmemiş bir ölçekte yeni bir sayfa açacaktır.

Bu tutumların aksine, Islah Partisi’ne bağlı bir dizi gazeteci ve aktivist, Amerikan-İngiliz saldırılarına karşı tavırlar kaydederek bunları ulusal egemenliğin ihlali olarak değerlendirdi.

Washington ve Londra, Kızıldeniz'deki tehdide yanıt olarak Husi mevzilerine saldırı başlattı. (Reuters)
Washington ve Londra, Kızıldeniz'deki tehdide yanıt olarak Husi mevzilerine saldırı başlattı. (Reuters)

Yazar ve siyasi analist Nebil el-Bekiri, Husi kontrolündeki bölgeleri hedef alan herhangi bir Amerikan-İngiliz saldırısının, tüm Yemen'e yönelik bir ‘saldırı’ ve egemenlik ihlali olduğuna inandığını belirtti. Bu saldırıların Yemen devletinin yokluğunun devam etmesi ve parçalanmasından başka bir amacı olmadığını söyleyen el-Bekiri, söz konusu saldırıların Yemen'e, kendi topraklarına ve halkına yönelik, bütünüyle reddedilen ‘açık bir Batı saldırısı’ olduğunu kaydetti.

Bu pozisyona uygun olarak Husilerin sözde hükümetinin Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin el-İzzi, grubun muhaliflerine (diğer kesimdeki tüm Yemenlilere) dostça ifadeler içeren mesajlar gönderdi.

Muhaliflere seslenen el-İzzi, şu ifadeleri kullandı:

“Sizinle olan anlaşmazlığımızı ve tüm geçmişinizi geride bıraktık. Bizim yaptığımızı yapın. Yemen hepimizin ülkesi. Siyonist işgalciler kapıdayken düşmanlığınızın devam etmesi çok yazık.”

El-İzzi, alışılmadık bir içeriğe sahip konuşmasında grubun muhaliflerine şunları söyledi:

“Sizin kanınız, kanımızın bir parçasıdır. Artık tek din ve millet için kanların birleşmesinin zamanıdır.”



Suriye hükümeti ve SDG Halep'teki  Kürt mahallelerinin güvenliği konusunda anlaşma imzaladı

Halep'in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde anlaşmanın imzalanma anından bir kare
Halep'in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde anlaşmanın imzalanma anından bir kare
TT

Suriye hükümeti ve SDG Halep'teki  Kürt mahallelerinin güvenliği konusunda anlaşma imzaladı

Halep'in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde anlaşmanın imzalanma anından bir kare
Halep'in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde anlaşmanın imzalanma anından bir kare

Suriye'nin kuzeyindeki Halep vilayetinde Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahalle konseyleri ile Suriye Başkanlık Komitesi temsilcileri arasında bugün (salı) bir anlaşma yapıldığı duyuruldu. Mart ayının başında rejim kalıntılarının ayaklanma girişimini sert bir şekilde bastıran Şam yönetimi, 10 Mart’ta Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Suriye devletine entegrasyonuna yönelik Başkan Ahmed Şara ile Mazlum Abdi anlaşma imzalamıştı. Bugün Halep’te varılan anlaşmada bu kapsamda imzalandı.

Güvenlik ve askeri kurumlar dışındaki kurumlar, sürdürülebilir bir çözüme ulaşılana kadar iki mahallede kalacaktır. Mevcut hizmet, idari, eğitim kurumları, belediyeler ve yerel meclisler muhafaza edilecektir.

Suriye televizyonu, Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından görevlendirilen bir komite ile Şeyh Maksud ve Eşrefiye Mahalleleri Sivil Konseyi'nin Halep kentindeki iki mahallenin durumunu çözmek için bir anlaşmaya vardığını bildirdi. 14 maddeden oluşan anlaşma, iki mahalledeki askeri güçlerin silahlarıyla birlikte Suriye'nin kuzeydoğusuna çekilmesini, iki mahallede silahlı gösterilerin yasaklanmasını ve silahların İçişleri Bakanlığı'na bağlı İç Güvenlik Güçleri'nin tekelinde olmasını, bu güçlerin iki mahallenin sakinlerini koruma ve onlara yönelik herhangi bir saldırı ya da istismarı önleme sorumluluğunu üstlenmesini kapsıyor.

Medya kaynaklarına göre anlaşma, Suriye İçişleri Bakanlığı'na bağlı bir güvenlik merkezinin kurulmasını ve ana kontrol noktalarının bakanlığın iç güvenliğinin gözetimi altında tutulmasını içeriyor.

Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahalleleri idari olarak Halep Kent Konseyi'ne geri dönerken, bu iki mahallenin sakinlerinin sosyal ve kültürel özgünlükleri korunacak ve bunlara saygı gösterilerek barış içinde bir arada yaşamaları teşvik edilecek.

scdfrgt
Halep'in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde Suriye devleti ile SDG arasında varılan anlaşma metni

Anlaşma ayrıca iki mahallede silahlı gösterilerin yasaklanmasını, silahların İçişleri Bakanlığı'na bağlı İç Güvenlik Güçleri ile sınırlandırılmasını ve ana kontrol noktaları korunarak hayati önem taşıyan geçişlerin açılmasını öngörüyor.

Ayrıca Halep şehri ile Suriye'nin kuzey ve doğu bölgeleri arasındaki hareketliliği kolaylaştırmak üzere bir koordinasyon komitesi kurulması kararlaştırıldı.

fvgtyh
Anlaşmanın ardından Halep'in El Eşrefiye mahallesindeki yetkililer

SDG, anlaşma kapsamında 400 tutuklu kişiyi serbest bırakacak ve çatışmalar sonucu ölen silahlı grup üyelerinin cenazelerini teslim edecek. Karşılığında, yeni Suriye yönetimi 170 SDG’li tutukluyu serbest bırakacak ve SDG mensuplarının cenazelerini teslim edecek.

Ayrıca Halep ve Kuzeydoğu Suriye arasındaki hareketliliği kolaylaştırmak için koordinasyon komiteleri ve anlaşmanın sahada uygulanması için iki mahallede komiteler kurulacağı duyuruldu. Halep İl Meclisinde, ticaret ve sanayi odalarında ve diğer sektörlerde tam ve adil temsil hakkı yürürlükteki yasalara uygun olarak etkinleştirilecektir.