Güney Lübnan'daki çatışmalara meçhul bir aktör dahil oldu. Kendisini ‘İzzetu’l-İslam Tugayları’ adıyla tanıtan bir örgüt, dün sabah eylemler düzenleyeceğini duyurdu. Öte yandan Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Güney Lübnan'daki çatışmaların durdurulmasına yönelik diplomatik çözüme giden yolları bir kez daha kapattı. Nasrallah, Güney Lübnan’daki cephenin Gazze'yi desteklemek için açıldığını ve Gazze’deki savaş bitene kadar da kapanmayacağını vurguladı. Bu arada Güney Lübnan’dan düzenlenen saldırıda iki İsrailli öldü, üç İsrailli yaralandı.
Meçhul örgüt
Dün sabah, kimliği tespit edilemeyen silahlı kişilerden oluşan bir grup, Lübnan sınırından Şeba Çiftlikleri’ndeki (Dov Dağı) İsrail mevzisine doğru ilerleme girişiminde bulundu. İsrail ordusu, silahlı kişilerle karşı karşıya geldiğini ve çıkan çatışmada grubun üç üyesini öldürdüğünü duyurdu. İsrail ordusu açıklamasında beş İsrail askerinin yaralandığını ve tedavi görmek üzere hastaneye kaldırıldıklarını da belirtti.
Kendisini ‘İzzetu’l-İslam Tugayları’ adıyla tanıtan silahlı bir grup tarafından yapılan açıklamada, grup üyelerinin dün sabah Şeba Çiftlikleri'ndeki Ruveysat el-Alem üs bölgesine saldırı düzenlediğini, 3 üyesinin öldüğünü, iki üyesinin güvenli bir şekilde mevzilerine geri döndüğünü belirtti. Açıklamada, operasyonun cuma günü aynı bölgede keşif yapan üyelerini hedef alan İsrail’in saldırısına misilleme olarak gerçekleştirildiği kaydedildi. Açıklamaya göre İsrail saldırısında grubun üç üyesi öldü.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Mücahidlerimizden bir grup, işgal altındaki Şeba Çiftlikleri'nde sınır çitini aşmayı başararak Ruveysat el-Alem üs bölgesi yakınlarında Siyonist düşman güçlerinin bir devriyesi ile sıfır mesafeden çatıştı. Çatışmalar doğrulanmış kayıplarla sonuçlandı.
Açıklamada, operasyon sırasında grubun üç üyesinin öldüğü, 2 üyesinin ise sağ salim mevzilerine geri döndüğü bilgisi aktarıldı.
İzzetu’l-İslam Tugayları, cuma sabahı keşif görevinde 35 saat geçirdikleri işgal altındaki Şeba Çiftlikleri’nin Birket en-Nakkar bölgesi yakınlarında İsrail ordusuna ait silahlı insansız hava aracı (SİHA) tarafından düzenlenen saldırı sonucu üç savaşçısının daha öldürüldüğünü belirtti.
Ruveysat el-Alem Operasyonu’nun, şehitler Şeyh Salih el-Aruri, Samir Fendi ve kardeşlerinin Beyrut'ta öldürülmesine misillemede bulunmak ve Siyonist düşmana, Filistin'e yönelik cani savaşını, Lübnan’ı, bölgeyi ve tüm dünyayı ateş altına almadan önce durdurması için bir mesaj göndermek amacıyla gerçekleştirildiği vurgulanan açıklamada, operasyonun İzzeddin el-Kassam Tugayları'na ve Gazze halkına destek mesajı olduğu kaydedildi.
Lübnan'daki bu yeni örgütün adı ilk kez duyulurken örgüt kimliğini, Lübnanlı mı, Filistinli mi yoksa başka bir taraftan mı olduğunu açıklamadı. Şarku'l Avsat'a konuşan Lübnanlı güvenlik kaynakları, grubun halen gizemini koruduğunu ve hakkında en ufak bir bilginin dahi olmadığımı söylediler. Grubun açıklamasında bahsettiği üç üyesinin cenazelerinin Lübnan'da hiçbir hastaneye götürülmediklerine dikkat çeken kaynaklar, cenazelerin sahadan alınıp alınmadığı ya da İsraillilerin ele geçirip geçirmediğinin bilinmediğini belirttiler. Öte yandan Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas'a yakın kaynaklar, grubun Hamas Hareketi ile herhangi bir bağlantısı olmadığını vurgularken grubun şehitleriyle gurur duyduğunu ve onları saklamadığını söylediler. Şeba Çiftlikleri bölgesinden yerel kaynaklar ise Şarku'l Avsat'a, söz konusu grubun adını daha önce duymadıklarını ve faaliyetleri hakkında bilgileri olmadığını açıkladılar. Grubun İslami Cihad Hareketi'ne yakın olabileceğine dair tahminler yürütülürken İslami Cihad Hareketi’ne yakın kaynaklar, İslami Cihad’ın grupla herhangi bir bağlantısı olmadığını ifade etti. Grup tarafından yapılan açıklamadaki belirsizlik çerçevesinde Güney Lübnan’daki gelişmeleri takip eden Lübnanlı bir uzman, “Eğer grubun kimliğini açıklama niyeti olsaydı, bu yapılırdı. Ancak henüz gerçekleşmedi. Aynı belirsizlik açıklamanın, yayınlandığı WhatsApp ve Telegram gruplarına nasıl ulaştığı sorusunun yanıtı için de geçerli” ifadelerini kullandı.
Nasrallah
Öte yandan tökezleyen diplomatik müzakereler ve Hizbullah'ın Gazze Şeridi’ndeki savaş bitene kadar çatışmaları sürdürme konusundaki kararlığı çerçevesinde yakın bir gelecekte bu tehlikeli gelişmelerin sona ermeyeceği düşünülüyor. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından Visam Hüseyin Tavil'i anma töreninde yaptığı konuşmada, “Lübnan cephesi, Gazze’yi desteklemek ve Gazze'ye yönelik saldırıları durdurmak için açıldı ve ancak saldırı sona erdiğinde kapatılacak” dedi. İsrail'in Lübnan'a geniş kapsamlı bir savaş açma tehdidini tiye alan Nasrallah, “Bizi Gazze'nin kuzeyindeki yorgun, dehşete düşmüş ve mağlup tugaylarla tehdit ediyorlar; hoş geldiniz, merhaba” şeklinde konuştu.
Hizbullah Genel Sekreteri, sözlerini şöyle sürdürdü:
İsrail ordusu dinç ve tam teçhizatlıyken Temmuz Savaşı'nda direnişçilerimiz tarafından tarumar edildi. Savaştan korkması ve çekinmesi gereken Lübnan değil, İsrail ve onun düşman hükümeti ile yerleşimcileridir. Tam 99 gündür savaşa hazırız, savaştan korkmuyoruz. Limitsiz, kontrolsüz, sınır tanımadan savaşacağız. Lübnan için korktuğunu iddia eden ABD’nin asıl (İsrail'e atıfla) bölgedeki vekili ve ordusu için korkması gerek.
Saha gelişmeleri
Bir yandan tehditler, diğer yandan diplomatik çabalar sürerken dün çatışmaların şiddeti arttı. Hizbullah tarafından düzenlenen saldırıda iki İsrailli öldü. Haaretz gazetesine göre ölenler sivildi. Gazete, Hizbullah’ın Yukarı Celile'de Metulla ile Kiryat Şmona arasında yer alan Yuval yerleşim birimini hedef aldığını ve füzenin yerleşim bölgesindeki bir evi vurduğunu bildirdi.
Times of Israel gazetesinin bölgedeki bir tıp merkezinden aktardığı bilgilere göre evlerini hedef alan füzeli saldırıda ağır yaralanan Mira Ayalon (76) isimli kadın kaldırıldığı hastanede, oğlu Barak Ayalon ise olay yerinde hayatını kaybetti. Ziv Tıp Merkezi'nden yapılan açıklamada İsrailli kadının kocasının saldırıda hafif yaralandığı belirtildi.
Buna karşın Hizbullah, Kefer Yuval yerleşim biriminde İsrailli askerlerin hedef aldığını, saldırı sonucunda çok sayıda kişinin öldüğünü ve yaralandığını açıkladı. Saldırı Hizbullah’ın dün çeşitli operasyonlar düzenleyeceği duyurusu çerçevesinde gerçekleşirken dün öğleden sonra itibarıyla Hizbullah tarafından düzenlenen ve İsrail’e ait bazı askeri noktaları kapsayan saldırı sayısı 8'e ulaştı. Hizbullah ayrıca Mervahi kasabası semalarında uçan bir İHA’yı düşürdüğünü açıklarken, İsrail ordusu, Lübnan sınırındaki bölgede yer alan yolları ve kavşakları trafiğe kapatma kararı aldı.
İsrail bombardımanı köyler arasındaki ana yollardan bazılarını ‘daimi hedef bölgeleri’ haline getirdiğinden, bu köylerde yaşayanların hareket seçenekleri sınırlandı. Şarku'l Avsat'a konuşan doğu kesiminden saha kaynakları, sınıra bitişik Burc el-Muluk ile Hıyam beldesi arasındaki karayolunun tamamen kapatıldığını söylediler. Kaynaklar, bölge sakinlerinin Hayyam beldesine gitmek için Kuliya ve Cedid el-Merceyun beldelerinden ovaya doğru uzun bir yolu geçmek zorunda kaldıklarını aktardılar.
Hıyam yolu ve doğu kesimi
Merceyun bölgesinin en büyük beldesi olan Hıyam'a giden yolların hiçbiri artık güvenli değil. Lübnan ordusu, bombalama yoğunlaştığı için Litani Nehri üzerinden batıya doğru Khardali tarafından Merceyun yolunu kapattı.
Kaynakların bildirdiğine göre kuzeydeki Kevkeba Kavşağı yönünden İbil es-Saki Yolu üzerinde trafiğin engellenmesi talimatı verildi. Fosfor bombası da dahil olmak üzere çeşitli bombalarla hedef alınan bölgede yaşamak ‘kesinlikle tehlikeli ve güvensiz’ hale geldi. Gazze’de geçtiğimiz aralık ayındaki geçici ateşkesin sona ermesinden bu yana bölge sakinleri buralardaki evlerine geri dönemedi.
Köylerde hareket kabiliyetine yönelik riskler sınır şeridindeki tüm beldeleri kapsarken İsrail’in el-Matla'a ve Miskav'am yerleşim birimlerinin karşısında, sınırın öbür yanında yer alan Lübnan’ın Kefer Kila beldesi neredeyse tamamen terkedilmiş, ıssız bir yer haline geldi. Sürekli bombalanan yollarda kimse ilerleyemiyor. Aynı durum el-Adise, Meys el-Cebel, Ayterun, Hula ve bölgedeki diğer beldeler için de geçerli.
Bölge sakinleri artık İsrail bombardımanlarının hedefi olmamak için beldeler arasındaki yan yollardan geçmek zorunda kalıyor. Bunu da ancak acil durumlarda yapıyorlar. Çünkü sınırdaki beldelere giden, yani Tire'den sınır köylerine uzanan ve Vadi el-Huceyr'den geçen tüm yollar can güvenliği için tehlikeli. Bu yolları kullananlar savunmasızlar ve her an İHA’larla hedef alınabilirler.
Batı kesimi
Doğu kesiminde olduğu gibi batı kesiminde yaşayanlar da aynı sıkıntıları çekiyorlar. Ancak batı kesimindeki tehlikeler doğrudan çatışmanın olduğu köylerle sınırlı kalmıyor ve yan yolları da kapsıyor. Şarku'l Avsat'a konuşan batı kesiminden saha kaynakları, en-Nakura - Ayta eş-Şaab yolunun aralıksız olarak hedef alınmasından dolayı trafik akışının neredeyse tamamen kesilmiş olduğunu, örneğin Ayta - Yarun yolundan ya da ez-Zuheyra – Alma eş-Şaab yolundan geçmenin imkansız hale geldiğini söylediler. İsrail’in bu yolları ateş altına alarak bağlantı noktalarından tecrit ettiğini vurgulayan kaynaklar, örneğin, Tayr Harfa Yolu'nu geçmenin büyük bir risk haline geldiği ve bu riskin arka yolları da kapsadığını aktardılar.