YSK Başkanı Ahmet Yener: Deprem bölgesi de tüm Türkiye de 31 Mart 2024 seçimlerine hazır

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, "Deprem bölgesi de tüm Türkiye de 31 Mart 2024 seçimlerine hazır. Martta deprem bölgesine gidip, geldiğimiz son noktanın tespitini yapacağız" dedi

YSK Başkanı Ahmet Yener (AA)
YSK Başkanı Ahmet Yener (AA)
TT

YSK Başkanı Ahmet Yener: Deprem bölgesi de tüm Türkiye de 31 Mart 2024 seçimlerine hazır

YSK Başkanı Ahmet Yener (AA)
YSK Başkanı Ahmet Yener (AA)

Yener, Anadolu Ajansının (AA) "Seçim 2024 Özel" yayınında, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ne ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Yargıtay ve Danıştay üyelerinden oluşan YSK'de, TBMM'de grubu bulunan 6 siyasi partinin de temsilcisinin bulunduğunu belirten Yener, siyasi parti temsilcilerinin, kurulun tüm toplantılarına katıldığını, görüşlerini ifade ettiğini ancak oy verme haklarının olmadığını söyledi.

Yener, YSK'nin, yaptığı toplantılar sonucunda kararlarını oy çokluğuyla aldığını ifade ederek, YSK'den sandık kuruluna kadar tüm aşamalarda siyasi partilerin temsilcilerinin yer aldığını, seçim süreci ve sistemin işleyişinin siyasi partilerle eş güdümle devam ettiğini vurguladı.

"Geçen yıl mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimi ikinci tura kalınca 15 gün gibi kısa sürede ikinci seçimi yaptınız. Bu nasıl bir tecrübeydi?" sorusu üzerine Yener, bu durumun, Türk siyasi hayatında ilk kez gerçekleştiğini hatırlattı.

İkinci tura kalan adaylar kesinleştikten sonra öncelikli olarak oy pusulalarının basılması gerektiğini kaydeden Yener, 16 Mayıs sabahı itibarıyla oy pusulalarının basımına başladıklarını dile getirdi.

(AA)
(AA)

Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nin, hem yurt içinde hem de yurt dışında gerçekleştiğini, yurt dışındaki oy verme işleminin, 20 Mayıs 2023 tarihinde başlayıp 24 Mayıs 2023 tarihinde sona erdiğini anlatan Başkan Yener, şöyle konuştu:

Yani 16 Mayıs ila 19 Mayıs arasında 3 günlük bir sürede Azerbaycan'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne, Kırgızistan'dan Çin'e, Özbekistan'dan Avustralya'ya, Türkmenistan'dan Almanya'ya, Mısır'dan Brezilya'ya kadar geniş bir coğrafyada oy pusulalarının basılması, diplomatik kargoların hazırlanması, uçuş planının yapılması gibi bir süreci Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle organize edip olağanüstü bir çalışmayla oy pusulalarının basımı ve ilgili merkezlere dağıtımı gerçekleşmiştir. 73 ülke, 151 temsilcilik, 16 merkez olmak üzere 167 nokta ve 46 gümrük kapısında bu işlemin gerçekleştirilmesinin ne kadar zor olduğunu ve bu işlemin gerçekleştirilmesi için nasıl bir çalışma gerektiğini kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz. Ayrıca yurt dışındaki ve gümrükteki oylar kullanıldıktan sonra 24 ve 27 Mayıs arasında yine 3 günlük sürede yurt dışından ve gümrüklerden ülkeye transferi de yine aynı şekilde planlanıp gerçekleştirilmiştir.

"Oy pusulalarının yurt dışına ulaştığı an rahat nefes aldığımız an"

Yener, oy pusulalarının gönderilmesi ve tekrar gelmesinde Dışişleri Bakanlığı personeli ile 6 günlük yoğun bir süreç yaşadıklarını belirterek, "Süreçte en önemlisi, bu oy pusulalarının gönderilmesi. Çünkü 20 Mayıs itibarıyla oy pusulaları basılıp gönderilmemiş olsa oy verme işlemi başlayamayacağı için seçimler de doğal olarak başlayamayacaktı. 3 günlük süre bizim için çok yoğun ve stresli bir ortamdı. İlk olarak oy pusulalarının yurt dışına ulaştığı an rahat nefes aldığımız andır." yanıtını verdi.

YSK Başkanı Yener, "YSK, 14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son seçimlerini gerçekleştirdi. 31 Mart 2024'te de Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının ilk seçimlerini gerçekleştirecek. Yani bizler Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son seçimlerini ve ikinci yüzyılının ilk seçimlerini yapma şerefine nail oluyoruz. Bu da bizim için ayrı bir gurur kaynağıdır." dedi.

(AA)
(AA)

Seçimlere katılacak siyasi parti sayısı 35

Yerel seçimlerle ilgili 1 Ocak'ta seçim takviminin işlemeye başlamasıyla 2 Ocak'ta seçime katılacak siyasi parti sayısını 36 olarak ilan ettiklerini anımsatan Yener, sonradan Yenilik Partisi'nin seçimlere katılmayacağı kararını açıkladığını söyledi.

Ahmet Yener, "Şu an itibarıyla 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek olan seçimlere katılacak siyasi parti sayısı 35'tir. Ayrıca bizim ilan ettiğimiz listede Büyük Türkiye Partisi olarak ismi geçen siyasi partimiz, süreç içerisinde ismini Ocak Partisi olarak değiştirdiği için bundan sonraki süreçte ve ilanlarımızda Büyük Türkiye Partisi'nin ismi, Ocak Partisi olarak geçecektir." diye konuştu.

Seçim takvimi süreçleri

Seçim takvimi süreçlerini de aktaran Ahmet Yener, takvim uyarınca, 4-17 Ocak arasında muhtarlıklarda askıda kalan seçmen listelerinde hata bulunması halinde seçmenlerin bu süre içerisinde ilçe seçim kurullarına müracaat ederek varsa yanlışlıkları giderebileceğini, bugünden sonra kayıtlarda herhangi bir düzenleme ya da düzeltme yapılmasının yasal olarak mümkün olmadığını bildirdi.

Siyasi partilerin aday listelerinin ve bağımsız aday olmak isteyenlerin başvurularını seçim kurullarına vermelerinin son gününün 20 Şubat 2024 saat 17.00 olduğunu belirten Yener, 27 Ocak'ta siyasi partilerin birleşik oy pusulasındaki yerlerinin belirlenmesi için kura çekileceğini anlattı.

Geçici aday listelerinin 23 Şubat'ta, kesin aday listelerinin ise 3 Mart'ta ilan edileceğini aktaran Yener, siyasi partilerin sandık kurulları için bildirecekleri isimler için son tarihin ise 24 Şubat olduğunu belirtti. Yener, seçim propagandasının 21 Mart'ta başlayacağını ve 30 Martta sona ereceğini kaydetti.

"Güvenlik tedbirlerinin alınması için tüm çalışmalarımız yapılmıştır"

YSK Başkanı Ahmet Yener, sorular üzerine seçim güvenliğine ilişkin de bilgi verdi.

Seçim güvenliğini sadece seçim günü olarak görmediklerini, seçim öncesi iş ve işlemlerle ilgili de seçim güvenliği hazırlıklarının yapıldığına işaret eden Başkan Yener, sandık kurullarında da yer alan siyasi parti temsilcilerinin tutulan tutanakları ıslak imza altına almasının ve bu tutanaklara ilişkin yasal itiraz, şikayet müesseselerinin bulunmasının, seçim güvenliğini sağlayan unsurlardan olduğunu vurguladı.

Yener, kurul olarak, gerekli tüm teknik hizmetlerin alınması, eksikliklerin giderilmesi için tüm kamu kurum ve kuruluşları ve belediyelerle yazışmaları yaptıklarını belirterek, oy verilen sandık alanlarından matbaalara kadar gerekli tüm yerlerde güvenlik tedbirlerinin alınması için tüm çalışmaların yürütüldüğünü bildirdi.

"Üzerimize düşen tüm tedbirleri aldık"

Başkan Ahmet Yener, YSK'nin, seçim günü verilerin girildiği, 7 gün 24 saat anlayışıyla sürekli izlenen, internete kapalı güvenli ağda hizmet veren Seçim Bilişim Sistemi'nin (SEÇSİS) kullandığını hatırlattı.

Yener, "SEÇSİS'de kullanılan donanım ve yazılımlarda mümkün olduğu kadar yerli ve milli ürünler tercih edilmekte, yabancı bir ürüne ihtiyaç duyulması halinde açık kaynak kodlu ürünler tercih edilmektedir. Ayrıca SEÇSİS, tüm parçalarıyla bağımsız kurumlar tarafından siber güvenlik testlerinden geçilmekte ve bu siber güvenlik testlerinin sonucunda alınan raporlar uyarınca gerekli çalışmalar, güncellemeler yapılmaktadır." bilgisini verdi.

Ahmet Yener, seçim öncesinde seçime katılma yeterliğine sahip siyasi partilerle deneme testleri yaptıklarını belirterek, şöyle konuştu:

Sanal ortamda test seçimleri yapılmakta. Veri akışında bir problem olup olmadığı konusunda bu testlerde alınan raporlar sonucunda siyasi partilerimizin varsa eksikliklerinin giderilmesi çalışmaları yapılmaktadır. 31 Mart 2024 tarihine kadar da yine siyasi partilerimizle deneme testlerimiz de gerçekleşecektir. 2023 yılındaki seçimler, Yüksek Seçim Kurulu teknik ekibinin ve HAVELSAN teknik ekibinin yapmış olduğu yeni veri merkezinde gerçekleşmiş ve 2023 seçimleri, oldukça başarılı bir şekilde yeni hizmete alınan veri merkezimizde sorunsuz olarak yapılmıştır. Biz üzerimize düşen tüm tedbirleri aldık. Siyasi partilerimizle de gerekli deneme testlerimizi yaptık. Bir sorun olacağını şu an itibarıyla düşünmemekteyiz.

"Seçmen kütükleri 9 veriyle kontrol ediliyor"

Seçmen kütükleri konusunda 2008'den beri Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğünün MERNİS sistemiyle entegre olarak çalışıldığını belirten Yener, yurt içi ve yurt dışı seçmen kütüğünün de 298 sayılı yasanın 33 ve 35. maddesindeki hükümler çerçevesinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden alınan verilerle güncellendiği bilgisini paylaştı.

Bir kişinin seçmenlik sıfatını taşıyabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması ve 18 yaşını ikmal etmiş olması gerektiğini vurgulayan Yener, "Seçmen kütükleri bizim '9 veri' dediğimiz veri ile kontrol edilmektedir. Bir kişinin birden fazla kaydının olup olmadığı, kamuoyunda mükerrerlik, 'ölü seçmenlere oy kullandırıldı', 'vatandaş olmayan kişiler oy kullandı' gibi algılar gerçeği yansıtmıyor. Her dönem için 9 bilgiyle bir kişinin kayıtlarının gerçek olup olmadığını kontrol etmekteyiz. Bunlar adı, soyadı, anne adı, baba adı, doğum yılı, doğum yeri, nüfusa kayıtlı olduğu il, nüfusa kayıtlı olduğu ilçe, adres numarası gibi bilgilerle sistem kendisini test etmektedir. Ayrıca bunun yanı sıra yaş kontrolü dediğimiz kontrolü yapmaktayız." ifadelerini kullandı.

Kısıtlı ya da hükümlülere, silah altında bulunanlara yönelik de kontrollerin sağlandığını, kamu hizmetinden yasaklı olup olunmadığı gibi bilgilerin de kontrol edildikten sonra kişinin seçmen niteliğine haiz olup olmadığının belirlendiğini anlatan YSK Başkanı Yener, "Kurulumuza bugüne kadar mükerrer ya da ölü seçmen kaydıyla ilgili olarak herhangi bir müracaat olmamıştır." dedi.

Yener, 4-17 Ocak tarihleri arasında vatandaşların kontrolü için askıda kalan seçmen listelerinin ayrıca yasal hükümler uyarınca seçimlere katılma yeterliliğine haiz tüm siyasi partilerle de paylaşıldığını belirterek, "Yani sistem ve seçmenlerin bilgilerinin doğru olup olmadığı siyasi partilerimizle paylaşılmakta ve varsa siyasi partilerimizin de kendileri açısından eksik gördükleri bir kayıt, hata, yasal prosedürler işletilerek kurul önüne kadar gelmekte ve varsa bir eksiklik ya da yanlışlık bunlar da kurul kararıyla düzeltilmektedir." şeklinde konuştu.

(AA)
(AA)

"Parlamentonun bu konuda bir yasal düzenleme yapması gerekir"

YSK Başkanı Ahmet Yener, "Türkiye ne zaman elektronik oya geçecek?" sorusuna şu cevabı verdi:

Elektronik seçimin Türkiye'de 298 sayılı yasa hükümleri uyarınca yurt dışı seçimler için uygulanması mümkün. Yasada bu konuda düzenleme var ancak bugüne kadar uygulanmamış. Bunun dışında Yüksek Seçim Kurulunun yapmış olduğu milletvekili, Cumhurbaşkanlığı ve mahalli idareleri seçimleri için elektronik oylama ile oy kullanmaya imkan veren bir yasal düzenleme söz konusu değil. Öncelikle parlamentonun bu konuda bir yasal düzenleme yapması gerekir. YSK olarak 14 ve 28 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşen seçimlerden sonra bu konuda bir takım beyanatlarımız oldu. Bu beyanatlarımızdan sonra Ankara Üniversitesi Rektörümüzün bu konuya duyarlı yaklaşımı ile Ankara Üniversitesinin değerli hocalarıyla iki toplantı gerçekleştirdik ve süreç içerisinde de elektronik oylama ile ilgili olarak Ankara Üniversitesi ile bilgi paylaşımımız devam edecektir.

Cumhurbaşkanlığı, milletvekili ve mahalli idareler seçimlerinin yanı sıra siyasi partilerin il, ilçe ve büyük kongreleri ile odalar ve baroların seçimlerinin de YSK'nin gözetim ve denetiminde yapıldığını hatırlatan Yener, elektronik oylamanın, yasal bir düzenlemeyle pilot olarak siyasi partilerin veya odaların seçimlerinde uygulanıp, uygulamanın sonuçlarının değerlendirilebileceğini belirtti.

Yener, elektronik oylamanın hem getirisinin hem de götürüsünün olduğunu anlatarak, "'Getirisi nedir?' diyecek olursak, geçersiz oy oranının düşmesini sağlayabilir. Engelli seçmenlerin daha rahat oy kullanmasını sağlayabilir. Ama götürüsü dediğimiz husus özellikle hacklenme olayı, siber saldırı, manipüle edilebileceği gibi hususlar tartışılıyor. Dünyadaki örneklerde de bunun gündeme geldiğini görüyoruz." diye konuştu.

Yüksek Seçim Kurulunun 2014'te, elektronik seçimle ilgili yurt dışındaki uygulamalarla ilgili gözlemde bulunduğunu ancak daha sonradan bu konuda bir çalışma yapılmadığını ifade eden Yener, "Biz kurul olarak genel seçimlerden sonra akademik ve bilimsel çevrelerle ve bu konuya duyarlı teknolojik birimler ile gerekli çalışmaları yaptıktan, parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerimizle de görüşmeleri gerçekleştirdikten sonra, yurt dışındaki örnekleri de inceleyip bunun ülkemizde uygulanmasına ilişkin bir yol haritası çizmeye çalışacağız. Ama elbette ki yurt dışındaki seçimler haricinde bunun diğer seçim türleri konusunda uygulanıp uygulanmayacağındaki son takdir parlamentonundur.

(AA)
(AA)

"Martta deprem bölgesine gideceğim"

Başkan Yener, sorular üzerine, Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşandığı illerdeki seçim hazırlıklarını hakkında da bilgi verdi.

31 Mart 2024'teki yerel seçim hazırlıklarıyla ilgili geçen hafta iki kurul üyesi, genel müdür ve genel müdür yardımcısının Hatay'a gittiğini hatırlatan Yener, "Hatay'da eksiklik bulunup bulunmadığı, gelinen aşamada hangi durumda olduğumuza yönelik çalışmalar yapıldı. İlerleyen süre içerisinde de tıpkı 2023'te gerçekleşen seçimler gibi personelimizin, kurul üyelerimizin ve benim deprem bölgesine gidip son durumun ne olduğuna bakıp konteyner, teknik donanım konusunda geldiğimiz son noktanın ne olduğunun tekrar bir tespitini yapacağız." dedi.

Bölgedeki okulların durumunu takip ettiklerini ifade eden Yener, seçime kısa bir süre kala bölgedeki okulların son durumunu tespit edip, konteyner ihtiyacı olması halinde bunların giderilmesini sağlayacaklarını söyledi. Yener, şöyle konuştu:

Aynı şekilde seçmenlerimizin kayıt olması ve oylarını rahatlıkla kullanabilmeleri için 2023'te gerçekleşen seçimlerdeki tedbirleri aynen bu seçimlerde de uygulamaktayız. Yani deprem bölgesinde yaşayıp diğer illerimize göç eden vatandaşlarımız, bu seçim döneminde bölgelerine dönmek istedikleri zaman, diğer bölgedeki seçmenlerimizde aradığımız elektrik, su, telefon faturası, kira sözleşmesi gibi belgeleri aramadan belirtmiş oldukları adreslere tescil işlemleri gerçekleştirilmekte. Seçmen kağıtlarının dağıtılmasında da yine 2023'te yapıldığı gibi gerekli tedbirler alınarak seçmen bilgi kağıtlarının da taşınması sağlanacaktır. Deprem bölgesi de tüm Türkiye de 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek olan seçimlere hazır. 31 Mart 2024 tarihine kısa bir süre kala, mart ayı içerisinde tüm deprem bölgesinde tekrar bir inceleme yapacağız ve o anda, son haftalarda bölgeden, ilçe seçim kurullarımızdan, il seçim kurullarımızdan bize yansıyan bir talep olursa bunları da en kısa zamanda gerçekleştireceğiz. Şu an itibarıyla zaten, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile zaten temas halindeyiz. Bir sıkıntı olacağını şu an için öngörmüyoruz.

Yener, 31 Mart'ta gerçekleşecek seçimlerin tüm siyasi partilere, bağımsız adaylara ve Türk halkına hayırlı olmasını dileyerek, "Bu bir demokrasi şöleni. Bu şölende yarışanlar siyasi partilerimiz. Biz sadece bu yarışı yönetmekle görevliyiz. 2023'te olduğu gibi 2024'te de sağ duyunun hakim geleceğini ve sorunsuz bir seçim sürecinin yaşanacağına inanmaktayız." ifadelerini kullandı.



Türkiye, Suriye ordusunun yeteneklerini güçlendirecek

Bakanlar Murhef Ebu Kasra ve Yasar Güler, Suriye ve Türkiye savunma bakanlıkları arasında askeri eğitim ve danışmanlık anlaşması imzaladı (Suriye Savunma Bakanlığı)
Bakanlar Murhef Ebu Kasra ve Yasar Güler, Suriye ve Türkiye savunma bakanlıkları arasında askeri eğitim ve danışmanlık anlaşması imzaladı (Suriye Savunma Bakanlığı)
TT

Türkiye, Suriye ordusunun yeteneklerini güçlendirecek

Bakanlar Murhef Ebu Kasra ve Yasar Güler, Suriye ve Türkiye savunma bakanlıkları arasında askeri eğitim ve danışmanlık anlaşması imzaladı (Suriye Savunma Bakanlığı)
Bakanlar Murhef Ebu Kasra ve Yasar Güler, Suriye ve Türkiye savunma bakanlıkları arasında askeri eğitim ve danışmanlık anlaşması imzaladı (Suriye Savunma Bakanlığı)

Suriye ve Türkiye dün, Suriye ordusunun kabiliyetlerinin güçlendirilmesi, kurumlarının geliştirilmesi ve kapsamlı güvenlik sektörü reformunun desteklenmesini amaçlayan bir askeri iş birliği anlaşması imzaladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), iki ülke savunma bakanlarının huzurunda Ankara'da imzalanan anlaşmanın, Suriye ordusunun operasyonel hazırlığını artırmak, ortak operasyonları güçlendirmek ve terörle mücadele, mayın temizleme, siber savunma, askeri mühendislik, lojistik ve barışı koruma operasyonları gibi uzmanlık gerektiren beceri eğitimleri sağlamak amacıyla eğitim kurslarını içerdiğini bildirdi.

Aralarında Dışişleri ve Savunma Bakanları ile İstihbarat Başkanı'nın da bulunduğu üst düzey Suriye heyeti, Türk yetkililerle görüşmek üzere Ankara'ya geldi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre siyasi olarak, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile Türk mevkidaşı Hakan Fidan'ın görüşmelerinde Süveyda dosyası, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) gerilimi, bölünme tehlikesi ve İsrail'in dış müdahaleleri gündemi oluşturdu.


ABD Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasıyla İran sınırında

ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
TT

ABD Azerbaycan-Ermenistan barış anlaşmasıyla İran sınırında

ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Beyaz Saray'da imzalanan barış anlaşmasının ardından kameralara poz verirken, 8 Ağustos 2025 (AFP)

Ömer Önhon

Güney Kafkasya'da devam eden büyük oyunda, siyaset, ekonomi ve güvenliği bir araya getiren yeni bir proje öne çıktı. Beyaz Saray'da 8 Ağustos Cuma günü düzenlenen törende, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, iki ülke arasında barış için ortak deklarasyona imza attılar. Törene, anlaşmanın hamisi olarak belgeyi imzalayan ABD Başkanı Donald Trump da katıldı.

Ortak deklarasyon sınırlara saygı, bölgesel çatışmanın sona erdirilmesi ve güç kullanımının reddi gibi yedi temel maddeden oluşuyor. Taraflar ayrıca, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) Minsk Grubu'nun kapatılması için ortak bir talepte bulunmak da dahil olmak üzere çeşitli bazı belgeler üzerinde de anlaşmaya vardı ve bunları imzaladı. Ermenistan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanları, ‘Devletler Arasında Barış ve İlişkilerin Kurulmasına Dair Anlaşma’ taslağını imzalayarak, nihai metni tamamladılar. Bakü, Erivan'ın imzaların atılmasından ve nihai onaylamadan önce bölgesel talepleri sona erdirecek anayasa değişikliklerini yapmasını bekliyor.

Anlaşma ayrıca, Azerbaycan'ın ana kısmını Ermenistan toprakları üzerinden Nahçıvan'a bağlayan ‘Zengizor Koridoru’ olarak bilinen engelsiz bir geçiş bölgesi kurulmasını da kapsıyordu. Ermenistan, ABD ve üzerinde anlaşmaya varılan diğer dış taraflarla birlikte, ‘Trump'ın uluslararası barış ve refah yolu’ olarak adlandırılan bir çerçeve oluşturmak için çalışmayı taahhüt etti. Washington’daki görüşme önemli bir başarı olsa da, birçok ayrıntı hala net bir anlaşma ve daha fazla açıklığa ihtiyaç duyuyor.

Azerbaycanlılar ve Ermeniler arasındaki çatışma, 20’nci yüzyılın başlarına, her iki ülkenin de işgal altında olduğu ve 1990 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazandıkları döneme kadar uzanıyor. O zamandan beri, tarihsel anlaşmazlıklar ve bölgesel talepler nedeniyle aralarında zaman zaman savaşlar patlak verdi. Ermeniler, özellikle Rusya'nın büyük dış desteğiyle Karabağ ve diğer Azerbaycan bölgelerini işgal etti.

Proje, Bakü'den başlayıp Ermenistan'dan geçerek Nahçivan'a ulaşan ve ardından Türkiye'ye varan bir demiryolu hattı ve otoyol inşasını kapsarken bu yol, İran sınırına paralel olarak uzanıyor.

Azerbaycan, 2020 yılında Karabağ'ın büyük bir bölümünü geri alan bir askeri operasyon düzenledi ve ardından 2023 eylülünde terörle mücadele çerçevesinde hızlı bir harekatla işgal altındaki topraklarının geri kalanını da kurtardı. O tarihten bu yana Türkiye, ABD, İsrail, Fransa ve İran gibi ülkelerin farklı roller oynadığı karmaşık bir siyasi ve güvenlik sürecine girildi. Bu ülkeler, kendi çıkarlarını gerçekleştirmek için çaba sarf ettiler.

Başkan Trump, uzun süredir savaşları sona erdirme ve ekonomik ilişkileri güçlendirerek ve refahı artırarak ülkeleri bir araya getirme sloganını savunuyor ve bu konuda ABD'nin ekonomik çıkarlarına odaklanıyor. Ancak, savaşları birkaç gün içinde sona erdirebileceğine dair tekrar ettiği abartılı açıklamaları, özellikle bir günde sona erdirebileceğini söylediği Rusya-Ukrayna savaşını sona erdirememesi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından manevra yapıldığını itiraf etmesi, güvenilirliğini zedeledi.

fgthyu7
Nahçıvan Özerk Bölgesi'nin Stepanakert (Hankendi) şehrinde düzenlenen bir askeri geçit töreni, 8 Kasım 2023 (AFP)

Bu sefer işler onun lehine gelişebilir, çünkü yakında Putin ile görüşmeye hazırlanıyor ve bu da Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirme umutlarını canlandırıyor. Pakistan ile Hindistan, Tayland ile Kamboçya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda arasındaki çatışmaları sona erdirmeyi kendine mal eden Trump için, Kafkasya’daki son başarısı, uluslararası arenada başarılarını övünmek için yeni bir fırsat sunuyor.

Washington zirvesinin en önemli sonucu, anlaşmada ‘geçiş bölgesi’ olarak adlandırılan ve Zengizor Koridoru olarak bilinen, Ermenistan’da 43 kilometre uzunluğundaki şerit oldu. Bu şerit, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ana kısmını, Nahçivan Özerk Cumhuriyeti'ndeki topraklarından ayırıyor.

Proje, Bakü'den başlayıp Ermenistan'dan geçerek Nahçivan'a ulaşan ve ardından Türkiye'ye varan bir demiryolu hattı ve otoyol inşasını kapsarken bu yol, İran sınırına paralel olarak uzanıyor.

Başkan Donald Trump, Zengizor Koridoru’nu, Azerbaycan'a Nahçıvan'a tam erişim hakkı tanıyan ve Ermenistan'ın toprak bütünlüğüne tam saygı gösteren özel bir geçiş bölgesi olarak tanımladı. Projeye, Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu (TRIPP) adı verildi.

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gelişmelerle birlikte, gözlemciler Türkiye ile Ermenistan arasında tam normalleşme ve diplomatik ilişkilerin kurulmasının çok da uzak olmadığını tahmin ediyorlar.

Trump, Ermenistan'ın bu koridoru inşa etmek için ABD ile özel bir ortaklık kuracağını ve Washington'a 99 yıl süreyle uzatılabilir yönetim hakları vereceğini açıkladı. Projenin hayata geçirilmesi için ABD ve diğer ülkelerden müteahhitlerin yer alacağı bir koalisyon kurulacak ve ABD, Azerbaycan ve Ermenistan karı üzerinde anlaşmaya varılan oranlarda paylaşacak.

Teknik şüphelerle çevrili olan proje, çünkü Ermenistan koridorda egemenlik haklarına sahip olacak, ancak yolcuların ve malların denetimi ve kontrolü, trafiği veya ticari faaliyetleri engellemeyecek şekilde gerçekleştirilecek. Fakat bu durum, uygulama açısından hala belirsizliğini koruyor.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu tarihi adımın Trump'ın kişisel müdahalesi olmasaydı gerçekleşemeyeceğini vurgulayarak, 35 yıl süren savaşı sona erdirdiği için Nobel Barış Ödülü'nü hak ettiğini ve onu bu ödüle aday göstereceklerini açıkladılar.

Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında etkili olan başlıca güçlerden biri olan Türkiye, Washington’daki zirvenin sonuçlarından duyduğu memnuniyeti dile getirirken bunu son derece önemli bir gelişme olarak nitelendirerek ABD'nin rolünü takdir etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan anlaşmaya övgüde bulundu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Zengizor Koridoru’nu Türkiye'yi Kafkasya ve Hazar Denizi üzerinden Türk dünyasına, Türkiye üzerinden Avrupa'ya ve Asya'nın derinliklerine bağlayan önemli bir bağlantı noktası olacağını belirtti.

juı8
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ABD Başkanı Donald Trump'ın da hazır bulunduğu Washington'daki Beyaz Saray'da düzenlenen barış anlaşması imza töreninde tokalaşırken, 8 Ağustos 2025 (AFP)

Türkiye ve Azerbaycan, ‘iki devlet bir millet’ deyişiyle ifade edilen yakın bir ilişkiye sahipler. Dışişleri Bakanı Fidan da bu çerçevede ‘Türk dünyası’ terimini kullandı. Ankara, Ermenistan-Azerbaycan savaşının başından itibaren Bakü'nün yanında yer aldı ve askeri destek sağlayarak Azerbaycan'ın zaferinde önemli bir rol oynadı. Türkiye, 21 Eylül 1991'de Ermenistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biri olmasına rağmen, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi ve mevcut anlaşmazlıklar nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler gerildi.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 2022 yılında Türkiye'nin diplomatik girişimlerine yanıt verdi ve iki ülke arasında uzlaşı sürecinin ilk adımları atıldı. Bu süreç, geçtiğimiz haziran ayında Paşinyan’ın Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaretle taçlandı.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gelişmelerle birlikte, gözlemciler Türkiye ile Ermenistan arasında tam normalleşme ve diplomatik ilişkilerin kurulmasının çok da uzak olmadığı tahminlerinde bulunuyorlar. Birçok Ermeni Taşnak, özellikle de Ermeni diasporasından olanlar, Başbakan Nikol Paşinyan'ın Ermenistan'ın ulusal çıkarlarına aykırı davranışlarda bulunduğunu düşünüyor, ancak halkın geniş desteğine sahip olan Paşinyan bu eleştirilerden etkilenmeyecektir.

Ekonomik faaliyetler ve normalleşme ile ulaşım koridorlarının sağlayacağı fırsatlar büyük bir etki yaratacak olsa da bu durum, mevcut tüm gerilimleri ve zorlukları bir anda ortadan kaldırmaz.

Rusya, Batı'nın kendi hayati etki alanı olarak gördüğü bölgelerde veya sınırlarına yakın bölgelerde yaptığı hamlelerden memnun değil. Başkan Vladimir Putin'in harekete geçmek için uygun anı sabırla beklediği biliniyor.

İran ve Rusya ise Aliyev ve Paşinyan’ın görüşmesi ve anlaşmaları imzalamalarının olumlu bir gelişme olduğunu vurguladılar. Ancak aynı zamanda, ABD'nin Moskova'nın arka bahçesi olarak gördüğü bölgede Rusya'ya karşı önemli bir diplomatik zafer elde etmesinden duydukları endişe ve rahatsızlığı da dile getirdiler. Bu gelişme, Rusya ile Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin gerginleştiği bir dönemde gerçekleşti.

Ermenistan, Paşinyan liderliğinde Rusya'nın nüfuzundan uzaklaşarak güvenliğini sağlamak için Batı'ya yakınlaşmaya çalışırken, Aliyev liderliğindeki Azerbaycan'ın politikası Rusya ile ilişkilerinde temkinli olmakla birlikte, son zamanlarda daha açık bir tutum sergilemeye başladı.

gthyu
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın 19 Eylül 2023'te yayınladığı bir videodan alınan ve Bakü’nün Azerbaycan güçlerinin Ermenilerin Dağlık Karabağ bölgesinde kullandığı mevzileri imha etmesi sonucu meydana geldiğini söylediği bir patlamayı gösteren bir görüntü (AFP)

Öte yandan İran, Bakü ile Erivan arasındaki ilişkilerin iyileşmesini memnuniyetle karşıladı, ancak projenin olası sonuçları konusunda uyarıda bulundu. Ulaştırma yollarının açılmasının, karşılıklı çıkarlar ve egemenliğin korunması çerçevesinde gerçekleşmediği sürece bölge halklarına fayda sağlamayacağını vurgulayan Tahran, doğu ile batıyı birbirine bağlayan Zengizor Koridoru’nun, kendisinin teşvik ettiği kuzey-güney koridoruna büyük zarar vereceğinden ve Ermenistan'a doğrudan erişimini engelleyeceğinden endişe ediyor.

İran, bölgenin güvenliğini tehlikeye atabilecek dış müdahalelere karşı uyararak Tahran'ın varlığını ve Azerbaycan'daki İsrail varlığını ciddi bir endişe kaynağı olarak gören ABD'ye açık bir gönderme yaptı.

Burada sorun, İran'ın bu projeyi gerçekten durdurabilecek durumda olup olmadığında. Ancak Rusya'nın, Batı'nın kendi hayati etki alanı olarak gördüğü bölgede veya sınırlarına yakın bölgelerde yaptığı hamlelerden memnun olmadığı biliniyor. Başkan Vladimir Putin'in harekete geçmek için uygun anı sabırla beklediği de biliniyor.

ABD’li yetkililerin, Washington'ın anlaşmalarının ve projelerinin Rusya, Çin ve İran'ı hedef alan jeopolitik manevraların bir parçası olduğunu açıkça ilan etmesiyle, bu ülkelerin tek tek veya toplu olarak bu planları engellemek yahut bozmak için karşı projeler veya planlar ortaya koyması şaşırtıcı olmaz.


Türkiye'nin batısında meydana gelen depremde 1 kişi hayatını kaybetti, 29 kişi yaralandı

Deprem sonucu yıkılan bir bina (AP)
Deprem sonucu yıkılan bir bina (AP)
TT

Türkiye'nin batısında meydana gelen depremde 1 kişi hayatını kaybetti, 29 kişi yaralandı

Deprem sonucu yıkılan bir bina (AP)
Deprem sonucu yıkılan bir bina (AP)

Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı dün Balıkesir'de meydana gelen depremin 6,1 büyüklüğünde olduğunu belirtti.

Yetkililere göre saat 19:53'te kaydedilen deprem, İstanbul ve İzmir dahil olmak üzere ülkenin batısındaki birçok şehirde hissedildi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İlgili tüm kurumlar depremle ilgili gerekli önlemleri aldığını” belirtti.

Erdoğan, “Balıkesir'i vuran ve komşu illerde de hissedilen depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” dedi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Balıkesir'de bugün meydana gelen depremde ilk belirlemelere göre 1 kişinin hayatını kaybettiğini, 29 kişinin yaralandığını açıkladı.

Bakan X platformunda daha önce yaptığı açıklamada, "Tüm Afet ve Acil Durum Yönetimi ekiplerimiz ve ilgili kurumlarımız derhal saha aramalarına başladı. Şu ana kadar herhangi bir olumsuz olay kaydedilmedi" demişti.

AFP’nin haberine göre Sındırgı Belediye Başkanı Serhan Sak, NTV'ye yaptığı açıklamada, depremin merkez üssü olan şehirde, şehir merkezindeki üç katlı bir bina da dahil olmak üzere 10 binanın yıkıldığını söyledi.

Sak, "Bu binada altı kişi yaşıyordu ve enkaz altından dört kişi kurtarıldı." diyerek, diğer ikisinin çıkarılması için çalışmaların sürdüğünü belirtti. Sak, "Binalar ve camiler yıkıldı, ancak can kaybı olmadı" dedi.

AFAD, büyüklükleri 3,5 ila 4,6 arasında değişen yedi artçı sarsıntı bildirdi.

Geçtiğimiz haziran ayı başında Muğla’da meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremde bir kız çocuğu hayatını kaybetmiş, 69 kişi de yaralanmıştı.

Türkiye, geçmişte birçok trajediye neden olan fay hatlarının üzerinde yer almaktadır.

2023 yılında meydana gelen şiddetli Hatay depreminde en az 53 bin kişi hayatını kaybetti.