ABD, Mısır ve Katar’dan savaşı sona erdirmek için ‘90 günlük plan’

Gazze’de İsrail tarafından öldürülenlerin sayısı 25 bini aştı. Biden'ın danışmanı yeniden Ortadoğu'yu ziyaret edecek.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği saldırılar sırasında Gazze şehrinin üzerinden yükselen dumanlar, 20 Ocak 2024 (EPA)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği saldırılar sırasında Gazze şehrinin üzerinden yükselen dumanlar, 20 Ocak 2024 (EPA)
TT

ABD, Mısır ve Katar’dan savaşı sona erdirmek için ‘90 günlük plan’

İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği saldırılar sırasında Gazze şehrinin üzerinden yükselen dumanlar, 20 Ocak 2024 (EPA)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyine düzenlediği saldırılar sırasında Gazze şehrinin üzerinden yükselen dumanlar, 20 Ocak 2024 (EPA)

Gazze'deki savaş 107’nci gününe girerken ABD, Mısır ve Katar, savaşı sona erdirecek kapsamlı bir plan sunmaya hazırlanıyor. Toplamda 90 gün sürecek olan aşamalı plan, İsrailli rehinelerin ve Filistinli tutsakların serbest bırakılmasıyla başlıyor, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çekilmesi ve savaşın sona ermesiyle tamamlanıyor.

Aşamalı olan 90 günlük plan, İsrail hapishanelerindeki yüzlerce Filistinli tutsağın serbest bırakılması karşılığında, başlangıçta Gazze'de tutulan tüm İsrailli sivillerin serbest bırakılmasının yanı sıra saldırıların durdurulmasını ve eş zamanlı olarak İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin şehirlerinden çekilmesini öngörüyor. ABD merkezli The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin aktardığına göre, planda, Gazze’de hareket özgürlüğüne izin verilmesi ve istihbarat bilgisi toplamak amacıyla uçuş yapan insansız hava araçlarının (İHA) faaliyetlerinin durdurulması yer alıyor.

Planın ikinci aşaması, Hamas’ın tüm Filistinli kadın tutsakların serbest bırakılması karşılığında rehin alınan İsrailli kadın askerlerin serbest bırakmasını ve ölen rehinelerin cesetlerini iade etmesini içeriyor. Üçüncü aşamada ise daha fazla sayıda Filistinli tutsağın serbest bırakılması karşılığında Gazze'de tutulan İsrail askerlerin ve tüm erkek rehinlerin serbest bırakılması, İsrail ordusunun geriye kalan tüm birliklerinin de Gazze Şeridi'nden çekilmesi öngörülüyor.

İsrail ve Hamas'ın şu anda plan taslağına karşı çıktıklarını aktaran WSJ, buna karşın nüfuz sahibi ülkelerle temasların yeniden başlamasını ‘olumlu bir sinyal’ olarak değerlendirdi. Gazete, söz konusu ülkelerin planı hayata geçirmek için yoğun çaba göstereceklerini vurguladı.

efv
İsrail Savunma Bakanı Gallant (sağda) ile ABD Başkanı Joe Biden’ın Ortadoğu Danışmanı Brett McGurk arasında Tel Aviv'deki Savunma Bakanlığı'nda daha önce yapılan bir görüşme (DPA)

İsrail televizyonu Kanal 12'ye göre, İsrail Savaş Kabinesi planı tartıştı ve ilk aşamada İsrail ordusunun Gazze’den çekilmesine itiraz etti. Mısırlı yetkililer, İsrail hükümetinin kamuoyundaki şahin tutumuna rağmen kabine içinde fikir ayrılıklarının olduğunu söyledi.

Katarlı bir yetkili ise ülkesinin ‘savaşı ve akan kanı durdurmak, masum insanları korumak, rehinelerin serbest bırakılmasını ve insani yardımların sürdürülmesini sağlamak amacıyla her iki tarafla da iletişim halinde olduğunu’ belirtti.

Biden'ın danışmanından yeni Ortadoğu ziyareti

ABD merkezli Axios haber sitesi ve İsrail merkezli Walla News tarafından üç kaynaktan aktarılanlara göre, ABD Başkanı Joe Biden'ın Ortadoğu Danışmanı Brett McGurk'ün, Hamas’ın elindeki rehinelerin serbest bırakılmasına yönelik müzakerelerde ilerleme kaydedilmesi ve Gazze'deki savaşın görüşülmesi amacıyla bu hafta Mısır ve Katar'a gitmesi bekleniyor. Tur, Biden yönetiminin yeni bir anlaşmaya varmak için yeniden başlattığı çalışmalar çerçevesinde gerçekleşecek.

vft
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby’nin daha önce düzenlediği basın toplantısından (Reuters)

ABD’li yetkililer, böyle bir anlaşmaya varmanın Gazze’de ateşkesin önünü açabilecek tek yol olabileceğini düşünüyor. Savaşı durdurmanın yollarını tartışmak üzere bu ay Ortadoğu’yu ikinci kez ziyaret edecek olan McGurk’ün, Mısır'da İstihbarat Bakanı Abbas Kamil ile görüşmesi ve ardından hafta içinde Doha'da Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya gelmesi bekleniyor.

McGurk, geçtiğimiz hafta esir takası anlaşması müzakereleriyle ilgili olarak İsrailli yetkililerle istişarelerde bulunmuştu. Başkan Biden da konuyu cuma günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüştü. Kaynaklar, McGurk'ün bölgedeyken diğer bölgesel gerilimleri de görüşmesinin beklendiğini söyledi.

Henüz bir anlaşma yok

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, Washington’ın rehinelerin geri kalanının da serbest bırakılması için ‘çok ciddi’ görüşmeler gerçekleştirdiğini, ancak ufukta henüz bir anlaşma olmadığını açıkça ifade etti. Ancak Hamas'ın herhangi bir anlaşmaya varılmadan Gazze'deki savaşı sona erdirme talebi de dahil olmak üzere müzakerelerde halen birçok büyük boşluğun olduğunu vurgulayan İsrail, anlaşma talebini reddediyor. Gazze'de yaklaşık 132 İsrailli rehine bulunurken, İsrail hapishanelerinde 7 binden fazla Filistinli tutuklu var.

Savaş önceliği olarak Hamas'ın ortadan kaldırılması ile rehinelerin serbest bırakılması arasında bölünmüş olan İsrail hükümeti üzerindeki baskıyı artırıyor. Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları, rehinelerin ailelerine hitaben Arapça, İbranice ve İngilizce dillerinde bir mesaj yayınladı.

Mesajda şu ifadeler yer aldı:

Rehine ailelerine: Seçim sizin; (rehineler) ya tabutlarda ya da canlı (olarak geri dönecekler). Hükümetiniz yalan söylüyor ve zaman giderek daralıyor.

Gadi Eisenkot ve Benny Gantz'ın da aralarında bulunduğu İsrail Savaş Kabinesi’nin bazı üyeleri, Hamas'la yapılacak büyük bir anlaşma kapsamında rehinelerin serbest bırakılmasını desteklerken, aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Galant'ın da bulunduğu diğer üyeler böyle bir planın yapılmasına karşı çıkıyor. Plana karşı çıkanlar, Hamas'a karşı artan askeri baskının rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayacağını düşünüyorlar.

dfrv
Gazze’deki savaşın 100’üncü gününde Tel Aviv'de Hamas'ın elindeki rehinelerin serbest bırakılması talebiyle düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (Reuters)

Rehinelerin kurtarılması

İsrail'de muhalefet lideri Yair Lapid, Hamas’la anlaşmaya varılması önerisini destekleyerek, Hamas'ın ortadan kaldırılması için öncelikle rehinelerin Gazze’den çıkarılması gerektiğini söyledi. İsrail Ordu Radyosu’na konuşan Lapid, ‘bedeli Gazze'deki savaşı durdurmak olsa bile rehinelerin serbest bırakılması konusunda Hamas'la yapılacak herhangi bir anlaşmayı destekleyeceğini’ açıkladı.

Öte yandan rehinelerin aileleri, cumartesi günü büyük gösteriler düzenleyerek hükümetin düşmesini ve rehinelerin iade edilmesini istedi. İsrail güçleri tarafından geçtiğimiz ay ‘kazara’ öldürülen rehine Alon Shamriz'in babası Avi Lolo Shamriz, Netanyahu'nun savaş kabinesinin felakete doğru gittiğini söyledi. Gösteriye katılan bir diğer İsrailli Yael Niv ise İsrail'in acilen ülkenin gidişatını düzeltecek yeni bir hükümete ihtiyacı olduğunu vurguladı. Niv, mevcut hükümetteki yetkililerin ‘İsrail için büyük tehlike oluşturduklarını’ söyledi.

sr5ht
İsrail'in Gazze sınırı yakınlarında zırhlı bir araçla devriye gezen İsrail askerleri (AP)

Diğer taraftan İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, cumartesi günü, Han Yunus'taki bir tünelde çekilen ve burada kaçırılan İsraillilerin kaldığını gösteren battaniyeler, şilteler ve çocuk çizimlerinin bulunduğu fotoğrafları basına gösterdi.

Hagari, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Elimizdeki bilgilere göre, kaçırılan 20 kişi farklı zamanlarda ve zor şartlar altında, gün ışığının olmadığı, oksijenin yetersiz olduğu ve korkunç bir nemin nefes almayı zorlaştırdığı bu yerde kaldı.

Hamas'ın ortadan kaldırılması

WSJ, ABD istihbarat servislerinin tahminlerine göre, İsrail güvenlik güçlerinin Hamas'ı ortadan kaldırma hedefinden halen çok uzak olduğunu aktardı. Gazetenin haberine göre, İsrail, şimdiye kadar Hamas üyelerinin yüzde 20 ila 30'unu ortadan kaldırmayı başardı, ancak bu oran İsrail'in ulaşmayı istediği hedefin altında kalıyor.

Gazete, Hamas'ın İsrail’e ve Gazze Şeridi'ndeki askerlerine karşı birkaç ay daha mücadele edebilecek yeterli cephaneye sahip olduğunu ve hatta Gazze şehri ile Gazze’nin kuzey bölgelerinin bir bölümünde yönetimi kontrol etme yeteneğini yeniden kazanmaya çalıştığını belirtti.

Basında yer alan diğer haberlere göre, İsrail ordusu yetkilileri, Gazze'deki Hamas’ın inşa ettiği tünel ağının 560 ila 725 kilometre uzunluğunda olduğunu teyit etti. Bu da tünel ağının daha önce tahmin edilenden çok daha uzun olduğunu gösteriyor.

Gazze Şeridi’nde ölenlerin sayısı 25 bini aştı

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde ve güneyinde şiddetli silahlı çatışmalar dün de devam etti. İsrail, Gazze’deki evleri ve binaları bombaladı. Saldırının başladığı 7 Ekim'den bu yana Gazze’de İsrail tarafından öldürülenlerin sayısı 25 bini aştı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Gazze Şeridi’nde ‘çok sayıda militanın öldürüldüğü, mevzilerin bombaladığını, silahlara el konulduğu ve tünellerin yok edildiği’ belirtildi. Buna karşın Kassam Tugayları tarafından yapılan açıklamada, kurulan pusularda çok sayıda askerin hedef alındığı, tankların ve askeri araçların imha edildiği bildirildi. Çatışmalar, Gazze Şeridi'nin güneyinde, İsrail ordusunun Hamas lideri Yahya es-Sinvar ve İsrailli rehineleri bulmaya çalıştığı Han Yunus bölgesinde yoğunlaşsa da İsrail ordusu, Hamas'ın kuzeydeki askeri yapılanmasını dağıttığını açıkladıktan sonra kuzey bölgesine geri döndü.

dfv
İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a düzenlediği hava saldırısında ölenler için cenaze namazı kılınıyor (Reuters)

İsrail ordusu Gazze Şeridi’nde büyük bir silahlı direnişle karşı karşıya, ama en büyük sorunu Hamas'ın askeri yetenekleri, savaşçılarının sayısı ve tünellerinin büyüklüğü karşısında afallamış olması. İsrail ordusu, Gazze’deki hibrit çatışmalar devam ederken bir askerinin daha hayatını kaybettiğini açıkladı. Böylece savaşın başlamasından bu yana ölen İsrail askeri sayısı 531'e yükseldi.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.