Filistin vicdanında yaşayan ve yerinden edilmişlerin açlığını yatıştıran portakallar hakkında!

Gazze'de yerinden edilmiş insanların erişebildiği tek meyve.

Gazze ile İsrail arasındaki sınır bölgesinde yer alan portakal ağaçları meyve veriyor (Shutterstock)
Gazze ile İsrail arasındaki sınır bölgesinde yer alan portakal ağaçları meyve veriyor (Shutterstock)
TT

Filistin vicdanında yaşayan ve yerinden edilmişlerin açlığını yatıştıran portakallar hakkında!

Gazze ile İsrail arasındaki sınır bölgesinde yer alan portakal ağaçları meyve veriyor (Shutterstock)
Gazze ile İsrail arasındaki sınır bölgesinde yer alan portakal ağaçları meyve veriyor (Shutterstock)

Hüsam Maruf

Gazze'nin kuzeyinde yaşayan Filistinli bir genç kısa bir zaman önce sosyal medyada bir fotoğraf paylaştı. Fotoğraf ile birlikte paylaştığı mesajında 100 gün süren savaşın ardından portakal yiyebildiğini ifade etti. Bu, Filistinli gencin 7 Ekim'den bu yana yiyebildiği ilk meyve. Bu paylaşımında genç adam, canlanma ve iyileşme sürecini anlatıyor ve savaş sırasında yangın yerine dönen Gazze'de bulunan tek meyvenin portakal olduğunu şu sözlerle belirtiyor: “Genç bir adam ve saygın bir çiftçi vardı. Çocuklara bedava portakal dağıtıyordu ve topların korkunç sesine rağmen portakalların tadı normalden daha tatlıydı.”

Bu Filistinlinin durumu, savaş sırasında Gazze Şeridi'nde iki milyondan fazla Filistinlinin içinde bulunduğu sefil yaşam koşullarını yansıtıyor. Tüm uluslararası sözleşmeler insanları açlıktan ve kuşatmadan korumayı öngörse de İsrail masum sivilleri sıkı bir kuşatma altına aldı. Gazze halkına gıda tedariğini tümüyle engelleyip dünyaya karşı kibirlenerek onların kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kalmalarına neden oldu.

Portakal, savaş sırasında yerinden edilenlerin bir dereceye kadar erişebildiği neredeyse tek meyve. Bu kış meyvesi zaman zaman aç, yerinden edilmiş insanların damarlarını nemlendiriyor ve içinde bulundukları sefalet koşullarında açlıklarını yatıştırıyor.

Bu kış meyvesi zaman zaman aç, yerinden edilmiş insanların damarlarını nemlendiriyor ve içinde bulundukları sefalet koşullarında açlıklarını yatıştırıyor.

Portakal bir arkadaştır

Portakal, özgürlük mücadelesi tarihi boyunca Filistin hafızasıyla en yakından ilişkilendirilen doğal kaynaklardan biri olarak kabul edilir. Portakal ağaçları ve meyveleri, Nekbe öncesinde, Nekbe sırasında ve sonrasında işgalciler tarafından ele geçirilen Filistin köylerindeki insanların nostaljik manzarasının önemli bir bileşeni oldu. 

Yafa şehri ve diğer şehirlerde portakal ağacındaki Filistinli çiftçilerin görüntüleri hafızalarda tazeliğini koruyor. Bu görüntü, ülkenin işgalcilerin eline geçmeden önceki orijinal, parlak imajına dönüşü simgeliyor. Şimdi bu meyve, Filistinlinin zorlu mücadelesindeki sadık bir dost olarak geri dönüyor ve acımasız savaşın gölgesindeki yoldaşı olarak karşımıza çıkıyor.

SCDVFB
Lübnanlı sanatçılar, Lübnan’ın güneyinde İsrail sınırında, Fatıma Kapısı yakınındaki bir duvara Yafa portakal ağacı ve Mescid-i Aksa'nın kubbesini çiziyor, 17 Aralık 2017. (AFP)

Filistin tarihi boyunca Yafa şehri, dünyanın en kaliteli portakallarını yetiştirmesiyle ünlüydü; öyle ki bu kıyı kenti, 1982 ile 1985 yılları arasında Mısır, Avrupa ve Türkiye'ye 30 milyon portakal ihraç etti. Gazze, Hayfa, Han Yunus ve diğer şehirler de yurt dışına portakal ihraç etti.

Filistinlilerin 19. yüzyılın başından beri yetiştirdiği portakallar arasında göbekli portakal, kan portakalı, kebbad, pomelo, Valencia portakalı, Fransız portakalı, Yusuf efendi ve başka birçok tür portakal var. Portakalların genetik mutasyonu Yafa portakalları üretti. Filistin özellikle de Yafa şehri bu portakalla meşhur oldu. Filistin'in uluslararası portakal markası ise ‘Yafa portakalı’ydı.

Portakalın somutlaşan bu önemi, onu Filistin ekonomisinin önemli bir itici gücü haline getirdi, değeri arttı ve Filistinliler için bir zenginlik simgesi olarak kabul edildi. Nekbe'den önceki hayatların canlı bir anlatımı oldu. Öyle ki, portakal, Filistin bayrağının renklerinden biri olabilirdi. Bu, portakal meyvesinin önemi ve Filistin'in günlük yaşamıyla bağlantısı göz önüne alındığında, 1929'da ‘Filistin Gazetesi’ tarafından sunulan bir öneriydi.

Portakal, Filistin bilincine bağlı kaldı ve bu toprakların insan yaşamını taşıdığı gibi, aynı zamanda onun anısını da taşıdığına dair anlamlı bir iz bıraktı

İsrail, Filistin topraklarını ele geçirdikten sonra bu sembolizmi Filistin hafızasından silmek için birçok yolu denedi, elinden geleni ardına koymadı. Bu yollardan en dikkat çekeni ‘Yafa portakalı’ markasının çalınıp İsrailli adıyla dünyaya pazarlanması ve zaman içinde çeşitli yollarla varlığının sınırlandırılmasıydı.

SDCVR
Yafa'daki portakal ağacı (Shutterstock)

Portakal, Filistin bilincine bağlı kaldı ve bu toprakların insan yaşamını taşıdığı gibi, aynı zamanda onun anısını da taşıdığına dair anlamlı bir iz bıraktı. Portakalın sevgiyle yetiştirilmesi, bu hikayenin devam etmesini sağlayarak, toprakların kaybolmaktan ve unutulmaktan korunmasına hizmet etti.

Portakal kültürü

Kültürel olarak Filistin insanı her zaman toprağa bağlı olmuştur ve Filistinli yazar ve şairler Nekbe'den sonra toprağa duyulan özlemi ve onun ayrılığının acısına daha fazla odaklanmışlardır. Ta ki insan, toprak ve toprağın meyveleri arasındaki hikayeler Filistin'in işgalden dönüş ve kurtuluşa dair anlatısında merkezi bir unsur haline gelinceye ve portakallar bu anlatıda büyük bir paya sahip oluncaya kadar.

HY5
Gassan Kenefani.

Filistinli yazar Gassan Kenefani'nin edebiyat yolculuğunu, topraklarından sürülen ve tekrar bu topraklara ayak basması engellenen Filistinlilerin hayatlarındaki acı verici değişiklikleri işlemeye adadığını görüyoruz. Kenefani'nin edebiyatındaki ayrıntılar ve semboller, insanla toprak arasındaki derin bağı vurguluyor ve Filistin bilincinde toprağın değerini artırıyor.

Kenefani, ‘Hüzünlü Portakallar Ülkesinde’ isimli eserinde memleketinden zorla sürülen Filistinlilerin acısını ve çaresizliğini anlatıyor. Portakal, Kenefani edebiyatında önemli bir tema olarak ortaya çıkmış, toprak ve sıradan bir çiftçinin bağı ile insan ve sıradan günlük yaşamı arasındaki yakın ilişkiyi vurgulamıştır.

Hikâyedeki tüm karakterleri, kaçışı olmayan büyük acılar içinde, nereye giderlerse gitsinler, yeryüzüne ve yerin derinliklerine kadar onları takip eden anılarla buluyoruz.

Sınır dışı edilme ve yerinden edilmeyle ilgili bu varoluşsal işkence, Nekbe'den bu yana Filistinlilerin zihninde yer alıyor. Bugün bu işkence 2023'teki Gazze Savaşı’nda tekrarlanıyor.  Zemin cam kırıkları, cam parçacıkları ve çivilerle dolu bir sahneye dönüşüyor ve her adımda ayaklardaki yaralar daha da büyüyor.

Bu bağlamda portakal, sembolizmiyle birlikte Filistin hikayesinin anlatısının bir parçası olarak, toprağa ve yaşama duyulan özlemin ve hüzün ve acıdan tamamen arınmış olmasa da hayatın tatlı tadının yeniden kazanılmasının bir ifadesi haline gelmiştir.

Kenefani’nin Hüzünlü Portakallar Ülkesinde” adlı eserinde şu ifadeler yer alıyor: “Siz orada yığılmış olarak duruyordunuz, çocukluğunuzdan uzaktınız, portakal topraklarından uzakta olduğunuz gibi... Portakal, bize bir çiftçi tarafından dikilen ve meyve veren, sulama işini yapan el değiştikçe soluyan bir meyve olarak anlatıldı.”

Duygusal sendrom

Şair Mahmud Derviş ise ‘Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü’ adlı kitabında Nekbe sonrası Filistin neslinin acılarına geniş yer ayırdı. Filistin köylerindeki gerçek olaylara dayanan çok sayıda diyalog aracılığıyla dehşetli Filistin hikayesini anlatarak İsrail'in Filistinlileri topraklarından sürerken yaptığı vahşeti gözler önüne serdi.

SCDEVR
Mahmud Derviş

Derviş, ‘Filistinli Sevgili’ adlı eserinde Filistinlilerin acısını, yerinden edilen ve vatanından ayrılmak zorunda kalan vatan aşıklarının acısıyla birleştiriyor. Sevdiklerinden ayrı kalmanın bedeni yok eden duygusal sendromunu ortaya çıkarıyor.

Derviş eserinde şu ifadeleri kullanıyor: "Portakalları severim, limanlardan nefret ederim." Şair burada toprağa olan sevgisini ve toprağa dair olan şeylere karşı bağlılığının yanı sıra vatanında ayrılma ve yabancılaşmaya olan nefretini vurguluyor.

Derviş, portakalları bir insan gibi tasvir etmiş ve onları yaşayan ve ölen varlıklar olarak görmüştür. Eserlerinde portakallar için mezarlıklar inşa edilmiş ve cenaze törenleri düzenlenmiştir. Bu durum portakalın Filistinlilerin yaşamındaki önemini vurgulamaktadır. Sembolik ve estetik bir değere sahip olan portakal, hayat öğretmeni ve insan ve toprak arasındaki bir ortaklık olarak kabul edilmiştir.

Derviş eserinde şu ifadeleri kullanmıştır: "Sonbahar bedenimin içinden portakal cenazesi gibi geçti."

Portakal daima var olan bir sembol olarak kalıyor

Öte yandan, Filistin güzel sanatında, sanatçıların acılarını, özlemlerini ve kararlılıklarını portakal aracılığıyla ifade ettikleri yansımalar ön plana çıktı.

SCEVEF
Lübnanlı sanatçılar, Lübnan’ın güneyinde İsrail sınırında, Fatıma Kapısı yakınındaki bir duvara Yafa portakal ağacı ve Mescid-i Aksa'nın kubbesini çiziyor, 17 Aralık 2017. (AFP)

Örneğin, resim sanatçı Raid el-Katnani, portakalı gerçeklik ve topraktaki hakikatin simgesi olarak görüyor ve karakterleri bulanık bir şekilde tabloya yerleştiriyor. Portakal, tüm açıklığıyla görünen bir şekilde ortaya çıkarken, karakterlerde yok olma ve nesilden nesile yeniden doğma gerçeği göze çarpıyor. Portakal, toprak gibi, zaman içinde daima var olan bir sembol olarak kalıyor.

Öte yandan resim sanatçı Abdülaziz İbrahim, eserlerinde portakalı dikenli teller ve kanla ilişkilendirerek, sürekli kanayan Filistinli duygusunu anlatan lirik destan sunuyor. 1948'den bu yana yaşam mücadelesi veren bir portakalın derinliklerinden bir an için insan kanının aktığını hayal etmek bile mümkün. İbrahim bir başka eserinde ise portakala sarılan ve gözlerini kapatan Filistinli bir kadını tasvir ediyor. Tablo, Filistinli ile onun en sevdiği meyve arasındaki sürekli benzerliği simgelediğinden, portakal sanki bir oğul, bir güvence ve hatta bir bütün olarak hayatmış gibi gösteriliyor.

Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir.



Witkoff: Gazze'de kıtlık yok

Filistinli çocuklar bugün Gazze Şehri'ndeki bir aşevinden yiyecek almakta zorlanıyor (Reuters)
Filistinli çocuklar bugün Gazze Şehri'ndeki bir aşevinden yiyecek almakta zorlanıyor (Reuters)
TT

Witkoff: Gazze'de kıtlık yok

Filistinli çocuklar bugün Gazze Şehri'ndeki bir aşevinden yiyecek almakta zorlanıyor (Reuters)
Filistinli çocuklar bugün Gazze Şehri'ndeki bir aşevinden yiyecek almakta zorlanıyor (Reuters)

The Times of Israel'in haberine göre, ABD'nin Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki savaş konusunda "müzakere etmemek için hiçbir nedeninin olmadığını" söyledi.

Gazete, Witkoff'un Tel Aviv'de Hamas tarafından alıkonulan İsraillilerin aileleriyle yaptığı görüşmede, “Gazze'de kıtlık yok” dediğini aktardı ve “Plan savaşı genişletmek değil, sona erdirmek” ifadelerini kullandı.

Witkof, “Şu anda görüşmeler, kısmi bir anlaşmaya varmak yerine savaşı sona erdirmek ve tüm rehineleri geri getirmek üzerine odaklanmalıdır” dedi.

ABD'nin Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Tel Aviv'deki Rehine Meydanı olarak bilinen meydanda rehine aileleriyle bir araya geldi (AP)ABD'nin Ortadoğu temsilcisi Steve Witkoff, Tel Aviv'deki Rehine Meydanı olarak bilinen meydanda rehine aileleriyle bir araya geldi (AP)

Gazete, dün bir İsrailli yetkiliye atıfta bulunarak, ABD ve İsrail'in “Hamas” ile ‘aşamalı’ bir anlaşmaya varmak için çabalarını bırakması halinde, savaşın sona ermesi karşılığında tüm tutukluların serbest bırakılmasını garanti eden kapsamlı anlaşmaya varmanın “uzun zaman” alacağını söyledi.

İsrailli yetkili, İsrail ve ABD'nin heyetlerini Doha'dan çekmesinden bu yana görüşmelerin durduğunu ve bir çıkmaza girdiğini belirtti. Gazete, arabulucuların, Hamas'ın “kaydedilen ilerlemeyi yavaşlatan” yanıtına rağmen, çözülmemiş anlaşmazlıkların hala çözülebilir olduğunu söylediklerini de aktardı.

Witkoff, dün Gazze Şeridi'ni ziyaret ederek, Birleşmiş Milletler'in yardım almaya çalışırken ölenlerin kaybından sorumlu ortaklardan biri olduğunu söylediği “Gazze İnsani Yardım Kuruluşu”nun faaliyetlerini denetledi. Witkoff, ABD'nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee ile birlikte, ABD destekli “Gazze İnsani Yardım Kuruluşu”nun Refah'ta işlettiği bir tesisi ziyaret ederek, savaşın yıktığı bölgeye yeni bir yardım planı hazırlamaya çalıştı.

Hamas'tan bir kaynak, dün Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, İsrail'in hareketin Gazze Şeridi'nde ateşkes önerisine verdiği yanıtın "cesaret verici olmadığını" söyledi. Kaynak, "Arabulucuların yakın zamanda harekete sözlü bir İsrail yanıtı ilettiğini, ancak İsrail'in Filistinliler tarafından reddedilen Amerikan yardımını dayatmakta ısrar ettiğini, ayrıca güçlerinin Şeridin içinde konuşlandığı güvenlik noktalarını korumakta ısrar ettiğini" belirtti. Kaynak, İsrail'in yanıtının "savaşı sona erdirme yönünde gerçek bir niyetin olmadığını gösterdiğini" vurguladı.