Mısır: 25 Ocak Devrimi’nin yıldönümünde İhvan sorunu çözüldü mü?

Mısır İçişleri Bakanı, İhvan’ın toparlanma girişimleri konusunda uyardı

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Başbakan ve İçişleri Bakanı, Yüksek Polis Konseyi ile hatıra fotoğrafında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Başbakan ve İçişleri Bakanı, Yüksek Polis Konseyi ile hatıra fotoğrafında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır: 25 Ocak Devrimi’nin yıldönümünde İhvan sorunu çözüldü mü?

Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Başbakan ve İçişleri Bakanı, Yüksek Polis Konseyi ile hatıra fotoğrafında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Başbakan ve İçişleri Bakanı, Yüksek Polis Konseyi ile hatıra fotoğrafında (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır İçişleri Bakanı Mahmud Tevfik yaptığı açıklamada, yasadışı ilan edilen Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın (İhvân-ı Muslimîn), “medya komiteleri” aracılığıyla dezenformasyon yayarak, halk arasında umutsuzluk yaratıp şiddeti teşvik etme çabalarına dikkati çekti. Bu durum, devletin 2014'ten bu yana "terör örgütü" olarak tanımladığı İhvan'ı çökertme başarısını gündeme getirdi.

Bakan Tevfik, 72. Polis Bayramı vesilesiyle yaptığı konuşmada 25 Ocak devriminin yıldönümünde İhvan hakkında açıklamalar yaptı. Devrim, 30 yıl süren Hüsnü Mübarek yönetimini sona erdirmiş, ardından bir yıl süreyle İhvan'ın yönetiminde Mısır'ı yöneten Muhammed Mursi iktidara gelmişti. Mursi de 2013'teki büyük halk protestolarının ardından görevden alınmıştı.

Bakan, İhvan'ın, farklı düşüncedeki kişileri kullanarak kendi zararlı amaçları için "farklı düşünce, ortak hedef" sloganı altında hareket ettiğini vurguladı.

Bakan, terörle mücadele kapsamında 129 terör hücresinin çökertildiğini ve İhvan'a mali destek sağlayan ticari kuruluşlara karşı 3,6 milyar Mısır lirası değerinde yasal işlem yapıldığını belirtti.

Eski Devlet Güvenlik Teşkilatı Başkan Yardımcısı Fuad Allam, İhvan'ın radikal düşünceleri benimsediğini ve devletle çatışma içinde olduğunu söyledi. Allam, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, örgütün özellikle Türkiye ve Suriye'de kendini yeniden yapılandırmaya çalıştığını ve Suriye'deki terör faaliyetlerinde aktif olduğunu ifade etti.

Ahram Stratejik ve Siyasi Çalışmalar Merkezi danışmanı Dr. Hasan Ebu Talib ise İhvan'ın Mısır içinde büyük ölçüde çökertildiğini ve 2011 ya da 2013'teki gücünden uzak olduğunu belirtti. Talib, örgüt üzerindeki iç baskılar ve liderlik içindeki bölünmelerin örgütün karışıklığını artırdığını vurguladı.

Mısır İçişleri Bakanı Mahmud Tevfik, İhvan üyelerinin yurt dışında ve içerideki iletişimlerinin takibi ve halkın örgüte karşı gösterdiği tepkinin, örgütün planlarını engellemede etkili olduğunu vurguladı. Ayrıca, terör örgütlerinin Ortadoğu'daki güvenlik zafiyetlerinden faydalanarak yeniden yapılanma çabalarına karşı uyardı ve bu grupların sosyal medya üzerinden gençleri radikalleştirmeye çalıştığını belirtti.

Eski Devlet Güvenlik Teşkilatı Başkan Yardımcısı Fuad Allam, İhvan'ın Mısır içinde büyük oranda çökertilmiş olmasına rağmen, 2023'te İçişleri Bakanlığı tarafından engellenen terör hücrelerinin sayılarının yüksek olduğuna dikkat çekerek güvenlik tedbirlerinin alınması gerektiğine işaret etti. Allam'a göre, örgütün tamamen dağıtılması, herhangi bir güvenlik gevşemesine yol açmamalıdır.

Ahram Araştırmalar Merkezi danışmanının görüşüne göre, "İhvan" fikri tamamen bitmedi ve tam anlamıyla yok edilmedi. Örgütün, harekete geçmek için uygun anı bekleyen grupları ve "hücreleri" hala var. Bu durum, örgütün yurt dışındaki üyelerinin Mısır devletiyle uzlaşma arayışında olmalarıyla açıklanıyor.

Birçok İhvan lideri, şiddet eylemleri gerçekleştirmek ve cinayete teşvik etmek suçlarından mahkum edilerek Mısır hapishanelerinde tutuluyor. Diğer yandan, bazı üyeler yurt dışına kaçmış durumda ve Mısır yargısınca aranan kişiler listesinde yer alıyorlar.

Ahram Stratejik ve Siyasi Çalışmalar Merkezi danışmanı Dr. Hasan Ebu Talib ise, İhvan'ın ideolojisinin tamamen sona ermediğini ve örgütün yurt dışındaki üyelerinin Mısır devletiyle uzlaşma arayışında olduğunu belirtti. Ayrıca, Mısır hükümetinin, anayasaya ve yasalara aykırı hareket eden, yabancı bağlantıları olan gruplarla uzlaşmayı reddettiğini ve halkın da İhvan'a karşı olumsuz bir tutum sergilediğini ifade etti.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.