Libya’da çift başlılık vergi kurumuna yansıdı

Libya seçimlerinin düzenlenmesini görüşmek üzere DYK Başkanı Takali ve Meclis Başkanı Salih arasında Fas'ta yakında bir toplantı gerçekleşecek

Hafter'in Rusya Savunma Bakan Yardımcısı ile görüşmesi (Ulusal Ordu)
Hafter'in Rusya Savunma Bakan Yardımcısı ile görüşmesi (Ulusal Ordu)
TT

Libya’da çift başlılık vergi kurumuna yansıdı

Hafter'in Rusya Savunma Bakan Yardımcısı ile görüşmesi (Ulusal Ordu)
Hafter'in Rusya Savunma Bakan Yardımcısı ile görüşmesi (Ulusal Ordu)

Libya'daki Devlet Yüksek Konseyi (DYK) ve Temsilciler Meclisi (TM), başkanlarının Şubat ayının ilk haftası Fas'ta yeniden bir araya geleceğine dair iddialar belirsizliğini koruyor. Görüşme, iki lider arasındaki görüş ayrılıklarının giderilmesini, ertelenen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerini düzenleyen kanunlar üzerinde uzlaşmaya varılmasını amaçlıyor. Bu arada Ulusal Birlik Hükümeti ve İstikrar Hükümeti arasındaki iktidar çatışması Vergi Kurumu’na taşındı.

Libya kaynakları Şarku’l Avsat’a, “Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Muhammed Tekali’yle, Şubat ayının başlarında, Fas’ta görüşeceğini fakat bu bilginin, resmi olarak onaylanmadığını ya da reddedilmediğini” belirtti.

Salih ve Tekali, ilk kez geçen Kasım ayında Kahire’de bir araya geldi. Aralarında seçim yasalarına ilişkin herhangi bir anlaşma açıklanmadı. Ancak bununla birlikte, "Ülkedeki siyasi krize ilişkin istişareye devam etme, Libya halkının istek ve çıkarlarını gerçekleştirecek bir çözümüne ulaşma" konusunda anlaştıklarını duyurdular.

Foto: El-Koni'nin Almanya’nın Trablus Büyükelçisi Michael Ohnmacht ile görüştü (Libya Başkanlık Konseyi)
 El-Koni'nin Almanya’nın Trablus Büyükelçisi Michael Ohnmacht ile görüştü (Libya Başkanlık Konseyi)

Buna karşılık Libya Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Musa el-Koni, "Libya'nın seçim aşamasına geçmesi için, devlet kurumlarını birleştirme" taahhüdünde bulundu. Pazar günü Almanya’nın Trablus Büyükelçisi Michael Ohnmact ile yaptığı toplantıda, "İstikrarı sağlamak için Libya dosyasıyla ilgilenen ülkelerle iş birliği içinde bir yol haritası oluşturmaya yönelik çabaların birleştirilmesinin gerekliliğini" vurguladı.

El-Koni, "Geçiş aşamalarını sonlandırmanın ve siyasi sürece katılan taraflar arasında fikir birliğine varmak için BM elçisiyle birlikte çalışmanın yollarını" görüştüklerini açıkladı. Kaynak eksikliği çeken ve kuzey bölgelere doğru yer değiştirmeye maruz kalan güney bölgelerdeki duruma ek olarak,  komşu ülkelerde yaşanan olaylar ve bunların Libya'ya yansımaları sonucunda güney bölgelerdeki sınırların hassas durumu nedeniyle kaçak göçmen ve organize suç dalgaları ortaya çıkıyor” dedi.

Bu arada Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile onun rakibi Libya İstikrar Hükümeti Başbakanı Usame Hammad arasındaki iktidar mücadelesi Vergi Kurumu'na taşındı. Cumartesi akşamı, Dibeybe’nin, Muhammed İdris'i Kurumun müdürü olarak atamaya karar verdiğini açıklamasından sadece birkaç saat sonra, Temsilciler Meclisi, Sirac İsa'yı Vergi Dairesi Genel Müdürü yardımcısı olarak da  Abdulaziz Abdullah'ı atayan bir karar yayınladı.

Hükümet raporuna göre, “UBH Maliye Bakanlığı Vergi Kurumu, geçtiğimiz yıl, kuruluşundan bu yana en yüksek gelir yüzdesi, 2022'ye göre yüzde 37 artışla 3 milyar Libya dinarını aştı.

FOTO: Dibeybe Trablus Stadyumu'nu denetledi (Libya Birlik Hükümeti)
Dibeybe Trablus Stadyumu'nu denetledi (Libya Birlik Hükümeti)

Dibeybe Roma’da

Dibeybe, sürpriz şekilde, Afrika ülkeleri, Afrika Birliği ve Avrupa Birliği temsilcilerinden devlet ve hükümet başkanlarının geniş katılımıyla Pazartesi günü yapılacak İtalya-Afrika zirvesinin çalışmalarına katılmak üzere Pazar günü, İtalya'nın başkenti Roma'ya geldi.

İtalyan Nova haber ajansının haberine göre, Daha önce bakanlık düzeyinde sınırlıyken, ilk kez bu kadar üst düzeyde düzenlenen zirveye 23 devlet ve hükümet başkanı ile 57 uluslararası heyetin katılması bekleniyor.

Cumartesi akşamı "Trablus Uluslararası Stadyumu"nun bakım ve geliştirme çalışmalarını denetleyen Dibeybe, “Stadyumun yüksek uluslararası standartlara uygun olması gerektiğini” vurgularken
“Libyalı sporseverlere, kulüplere ve milli takımlara uygun olmalı, Uluslararası ve Afrika Futbol Federasyonları tarafından onaylanan en son ekipman, teknoloji ve standartlarla donatılmalıdır” dedi.

Dibeybe, spor sektörüne, milli takımlara ve Libya'nın tüm bölgelerindeki bütün spor kulüplerine desteğini yineleyerek, "stadyum zemininin, tüm tesislerinin bakımı ve geliştirilmesi tamamlandıktan sonra periyodik ve sürekli olarak bakım yapılmasının gerekliliğini" vurguladı.

Foto: Libya Merkez Bankası Başkanı'nın Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeden dağıtılan fotoğraf (Ulusal Petrol Şirketi)
 Libya Merkez Bankası Başkanı'nın Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeden dağıtılan fotoğraf (Ulusal Petrol Şirketi)

Libya Merkez Bankası Başkanı es-Sıddık el-Kabir ise Pazar günü başkent Trablus'ta, Libya Ulusal Petrol Kurumu Başkanı Farhat Bin Kıdara ile yaptığı toplantıda, “Şirketin, belirlenen planlara göre petrol ve gaz üretiminin, şeffaflık ve bilgilendirme konusunda koordinasyonun artırılmasına destek verdiğini” belirtti.

Öte yandan ülkenin doğusunda görev yapan Libya Ulusal Ordusu lideri Halife Hafter,
“Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus-Bek Yevkirov ve beraberindeki heyetle birlikte pazar günü Bingazi şehrinde buluştuğunu” söyledi. Ancak Hafter'in Rusya ile askeri ilişkilerinin güçlendirilmesi çerçevesinde son dönemde üçüncüsü gerçekleşen görüşmenin ayrıntılarını Amerika'nın beyan ettiği çekincelere rağmen açıklamadı.

Diğer yandan Libya Sivil Havacılık Otoritesi, Libya'nın "uçan ambulansı", “Yoğun tıbbi bakım gerektiren iki vakayı nakletmek için Mitiga ve Bingazi havalimanlarından Tunus'a iki uçuş başlattığını” duyurdu.

Kurumun medya merkezinden cumartesi akşamı yapılan açıklamada, “Başkent Trablus'taki Mitiga Havalimanı'na iniş yapan uçaklardan birinde teknik arıza kaydedildiği, hiçbir maddi ve insani zarara yol açadan rotadan saptığı” belirtildi.

“Rotasından sapan uçağın ardından Sivil Havacılık Otoritesi ve yetkili otoritelerin takipleri doğrultusunda gerekli teknik kontroller yapılacağı ve gerekli güvenlik prosedürleri uygulanacağı” vurgulandı.

Cihazın "normal şekilde çalıştığına, fabrika tarafından önerilen tüm bakım prosedürlerine ve onun tarafından yayınlanan tüm teknik bültenlere uyduğuna" dair güvence verildi.



İsrail, önde gelen Hamas liderlerinden Raid Saad'a suikast düzenledi

Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
TT

İsrail, önde gelen Hamas liderlerinden Raid Saad'a suikast düzenledi

Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)

İsrail Times gazetesine göre, İsrailli bir yetkili bugün, Hamas'ın üst düzey lideri Raid Saad'ın Gazze şehrinde düzenlenen bir hava saldırısında öldürüldüğünü doğruladı. Bu da İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi anlamına geliyor.

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre görgü tanıkları ve sağlık kaynakları bugün, Gazze şehrinin güneybatısındaki Raşid Caddesi üzerindeki Nablusi kavşağı yakınlarında bir araca düzenlenen İsrail hava saldırısında dört Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

Görgü tanıkları, İsrail uçağının Nablusi Meydanı yakınlarında bir araca birkaç füze ateşlediğini, aracı imha ettiğini ve can kayıplarına yol açtığını söyledi. Ambulans ekipleri, ölü ve yaralıları hastanelere taşımak için acilen olay yerine gitti.

İsrail askeri sözcüsü Avichay Adraee ise yaptığı açıklamada, ordu ve Şin Bet'in (İsrail Güvenlik Teşkilatı) Gazze Şehrinde üst düzey bir Hamas komutanını hedef alan bir saldırı düzenlediğini ve onu son zamanlarda hareket için silah üretimi ve yeniden yapılanma çalışmaları yapmakla suçladığını belirtti.

İsrail Ordu Radyosu, saldrırının hedefinin, İzzeddin el-Haddad'dan sonra "Hamas'ın ikinci adamı" ve askeri üretim dosyasından sorumlu kişi olarak tanımladığı Raid Saad olduğunu bildirdi. İsrail'in bugünkü operasyonu gerçekleştirmeden önce son haftalarda kendisine birkaç kez suikast girişiminde bulunduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İbranice yayın yapan Ynet internet sitesinden aktardığına göre Raid Saad Hamas'ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları'nın liderlerinden biri.

Hamas'tan hava saldırısının hedefinin kimliğiyle ilgili resmi bir açıklama yapılmadı.

Axios haber sitesi, İsrail'in saldırıdan önce Amerika Birleşik Devletleri'ni önceden bilgilendirmediğini ifade etti.


Suriye halkının merkezi mi yoksa federal devlet mi anlaşmazlığı üzerine bir okuma

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
TT

Suriye halkının merkezi mi yoksa federal devlet mi anlaşmazlığı üzerine bir okuma

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)

Macid Kıyali

Suriye’de Beşşar Esed rejiminin düşmesinin ardından geçiş dönemi liderliği ile muhalifleri arasında yaşanan iç çatışma, siyasi sistemin niteliği, özellikle de merkeziyetçilik mi yoksa ademi merkeziyetçilik mi, merkezi bir devlet mi yoksa federal bir devlet mi tartışmaları üzerine yoğunlaşıyor.

Bu konu meşru olmasına rağmen, tartışmaya katkı sağlamak amacıyla bazı temel gözlemler aşağıda sunuyorum.

İlk gözleme göre ademi merkeziyetçilik ya da federalizm meselesini gündeme getirmek, bu konuda kutuplaşmanın temel nedeninin Suriye’deki iç çatışmada kimlik, etnik, mezhepsel ve bölgesel özelliklerin baskın olması olduğu gerçeğini görmeyi zorlaştırdı.

Çatışmanın önde gelen tarafları, siyasi veya sınıfsal güçleri ya da tarafları temsil etmekten ziyade kimlik temelli yahut mezhepsel, etnik ve bölgesel kimliği vurgulayan taraflar olduklarından, bu konunun siyasi niteliği göz ardı ediliyor.

Dikkati çeken ikinci gözleme göre ise federal ya da ademi merkeziyetçi bir devlet için mücadele eden güçler, bunu demokrasi meselesinden daha öncelikli tutuyorlar. Bunun nedeni, söz konusu güçlerin (SDG, Suveyda'daki Hicri Hareketi ve kıyı şeridinde Esed rejiminin çöküşünden etkilenen güçler) demokratik olmayan güçler olmaları. Prensipte pozisyonları, politikaları ve tercihleri ve temsil ettiklerini iddia ettikleri gruplarla olan ilişkileri göz önüne alındığında bu güçlerin Esed rejimi altında kendilerini ifade etmedikleri ve bu konuyu bu kadar yoğun bir şekilde gündeme getirmedikleri unutulmamalı.

Üçüncü ve belki de en önemli gözleme göre federal bir devlette kimlik statüsü konusundaki çatışmaya öncelik verilmesi, devletin kurulması ve vatandaşlık taleplerini ya gölgeliyor ya da ön plana çıkarıyor. Bunların, 54 yıllık Esed döneminde eksik olan iki temel unsur olduğu ve özellikle mevcut koşullarda, yani devletin kurumlar ve hukuk devleti olarak yeniden kurulması ve vatandaşların güçlendirilmesi, böylece Suriyelilerin gerçek anlamda özgür ve eşit vatandaşlar olarak bir halk haline gelmeleri için ülke genelinde Suriyelilerin en çok ihtiyaç duyduğu unsurlar olduğu unutulmamalı.

Bu yüzden iki temel sorunla karşı karşıyayız. Bunlardan birincisi, artık var olmayan Esed rejiminin Suriye'nin birliğini zayıflatıp bozmayı başarması, Suriyelileri mezhep, din, etnik köken, bölge ve aşiret aidiyetlerine göre sınıflandırması ve ‘böl ve yönet’ politikası uyarınca onları birbirlerine düşürmesinden kaynaklanıyor.

İkinci sorun, Suriyelilerin kendi koşullarını kontrol edememeleri. Bu durum, Suriye’nin geleceğinin, Suriye halkının aleyhine, uluslararası güçlerin, özellikle ABD ve bölgesel tarafların meselesi haline gelmesine neden oldu. Bu durum, kimlik çatışmaları, özellikle de silahlı çatışma veya silahlı milisler şeklinde ortaya çıkan çatışmalar için de geçerli.

Federalizm, bir ülkeyi bölmek değil, aksine ülkenin birliğini organize etmek ve merkezin statü, egemenlik ve kaynaklar konusunda çevre bölgelere müdahale etmesini önlemek için daha uygun bir yöntem. Böylelikle karşılıklı güven temelinde hükümete daha geniş katılım sağlanır.

Suriye geçiş dönemi yönetimi ve Suriye muhalefetinin geri kalanı, gelecekteki siyasi sistemin nasıl olacağı ve otoriterliğin ve marjinalleşmenin geri dönüşünü önlemeye katkıda bulunanlar da dahil olmak üzere yeni konsensüsler oluşturmak için neyin uygun olduğu konusunda kafa karışıklığı ya da netlik sağlanamaması ortaya çıkan federalizm ve ademi merkeziyetçilik konusundaki tartışmalardan sorumlu.

Aslında, yeni yönetime bağlı olanlar ve geleneksel Suriye muhalefeti tarafından federalizmin reddedilmesinin sebebi, aceleci davranışlar, duygusal ve milliyetçi coşku ve önyargılar.

Söz konusu tartışmayı kapatmak yerine açmalı, tüm soruları sormalı. Çünkü Suriye’nin geleceği tartışmaya açık. Tüm Suriyeliler bu tartışmayla ilgileniyor ve bu konuda cevaplar bulmaya katkıda bulunuyor.

Daha spesifik olarak, federal ya da ademi merkeziyetçi bir devlet tartışmasıyla ilgili olarak, federalizmin herhangi bir ülkenin bölünmesi anlamına gelmediği, aksine birliğin daha uygun bir şekilde örgütlenmesi ve merkezin statü, egemenlik ve kaynaklar konusunda çevreyi kötü yönde etkilemesini önlemek için, karşılıklı güvene dayalı yönetişime daha geniş katılımı garanti eden bir sistem olduğunun anlaşılması gerekiyor.

Toplumun yönetimini etkileyen sorunlara güvenlik çözümleri getirilemedi. Çünkü herhangi bir güvenlik çözümü coğrafyaya, topluma, egemenliğe ve devlete sadece bölünmeler getirir.

Tüm bunlar bölünmek değil, federalizm gücün paylaşılması anlamına gelir. Dışişleri, savunma ve genel ekonomi yönetimi gibi devlet egemenliği ile ilgili konularda merkezileşme söz konusu. Bunların tümü birleşik parlamento ve merkezi hükümetin sorumluluğunda. Öte yandan iç güvenlik, eğitim, sağlık ve yerel kalkınma konularının yönetimi eyaletlerin veya yerel yönetimlerin yetki alanına girer.

Burada bazılarının endişelerini hafifletebilecek en önemli nokta, federalizmin etnik köken/milliyet veya din/mezhep yerine coğrafyaya dayalı olmasıdır. Çünkü herhangi bir kimlik meselesi, demokratik karakterini zayıflatır ve eşit vatandaşlık haklarının ve vatandaşların devletinin güçlenmesini engeller. Tıpkı Lübnan'da ve Irak'ta olduğu gibi.

Elbette, birçok alanda idari meselelerle ilgili olan ademi merkeziyetçi bir devleti, anayasaya göre yetkileri paylaşan federal bir devletle karıştırmak bir sorundur. Şarku'l Avsat'ın al Majalla'dan aktardığı analize göre federal devleti ayrılıkçı bir devlet olarak görmek de bir tür karışıklık veya yanılgı olarak adlandırılabilir, ancak bu doğru değil, çünkü merkezi devletler, yönetim, temsil ve kaynak dağıtımında esnekliğe sahip federal devletlere göre ayrılmaya çok daha yatkındır, zira günümüzün en büyük, en güçlü ve en zengin devletleri federal devletlerdir.

Bu yüzden herhangi bir kimlik grubuyla anlaşmazlık, kavramların karışmasına veya çarpıtılmasına yol açmamalı. Örneğin, İsrail'in siyasi sistem olarak demokrasiyi benimsemesi, demokrasiye karşı düşmanlığı teşvik etmemeli. Ayrıca, belirli bir önermeye elverişli olmayan koşullar olduğunu gözlemlememiz, bu kavramın tartışmaya açılmaması, geliştirilmemesi ve belirli bir ülkede devlet kurulması için ulusal birliği oluşturmaya hizmet eden bağlamlara yerleştirilmemesi gerektiği anlamına gelmez.

Son olarak, bu alanda, özellikle Suriye bağlamında, dikkate alınması gereken iki konu var. Öncelikle ülkenin toprakları üzerinde devlet egemenliğinden söz edilmesi için bunun halkın birliği gerçeğine dayanması gerekiyor. İkinci olarak ise toplumun yönetimini etkileyen sorunlara güvenlikle ilgili bir çözüm bulunmuyor, çünkü herhangi bir güvenlik çözümü coğrafyanın, toplumun, egemenliğin ve devletin bölünmesine yol açar.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir


Tedmür'de ortak devriyeye düzenlenen saldırıda Suriyeli ve Amerikalı personel yaralandı

 Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Tedmür'de ortak devriyeye düzenlenen saldırıda Suriyeli ve Amerikalı personel yaralandı

 Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Suriye güvenlik kaynakları bugün, Suriye güvenlik güçleri ile ABD kuvvetlerinin, ülkenin orta kesimindeki Tedmür kentinde ortak devriye sırasında silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Suriye resmi haber ajansı SANA’ya konuşan bir güvenlik kaynağı, saldırıda Suriye güvenlik güçlerinden iki kişinin ve bazı ABD askerlerinin yaralandığını, saldırıyı gerçekleştiren kişinin ise öldürüldüğünü açıkladı.

Kaynak, olayın ardından ABD’ye ait helikopterlerin yaralıları et-Tanf Üssü’ne tahliye ettiğini belirterek, saldırının nedenleri ve koşullarına ilişkin henüz bilgi bulunmadığını ifade etti.

Olay nedeniyle Deyrizor-Şam uluslararası kara yolunda trafiğin geçici olarak durdurulduğu, bölge semalarında ise yoğun hava hareketliliği yaşandığı kaydedildi.