BM Güvenlik Konseyinin 9 üyesi, Myanmar'ın sivillere karşı hava saldırılarını durdurmasını istedi

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 9 üyesi, Myanmar'ın sivillere yönelik rastgele hava saldırılarını kınayarak, saldırıların durdurulmasını istedi

(AA)
(AA)
TT

BM Güvenlik Konseyinin 9 üyesi, Myanmar'ın sivillere karşı hava saldırılarını durdurmasını istedi

(AA)
(AA)

BMGK'nin 9 üyesi, Güneydoğu Asya Uluslar Birliğinin (ASEAN) Myanmar Özel Temsilcisi Alounkeo Kittikhoun'un, BMGK'ye bölgede bir barış planının uygulamaya sokma çabalarının fazlasıyla sonuçsuz kaldığına dair bilgilendirme yaptığı kapalı brifing öncesi basın toplantısı düzenledi.

İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward'ın Ekvador, Fransa, Japonya, Malta, Güney Kore, Slovenya, İsviçre, İngiltere ve ABD adına yaptığı açıklamada, ASEAN'ın Myanmar Silahlı Kuvvetlerini "siviller ve sivil altyapıya yönelik saldırılarına son verme çağrısı" yinelendi.

Ülkede ordunun darbeyle yönetime el koymasının ardından 3 yıl geçtiği, 18 milyon kişinin insani yardıma ihtiyaç duyduğu, 2,6 milyon kişinin yerinden edildiği kaydedilen açıklamada, daha fazla insani yardım girişine izin verilmesi talep edildi.

Açıklamada, Bangladeş sınırındaki Arakan eyaletindeki durumun endişe verici olduğu aktarılarak, uzun yıllardır sistematik ayrımcılığa maruz kalan Arakanlı Müslümanların şu anda hareket özgürlüğü ile ilaç ve tıbbi bakıma erişim konusunda daha fazla kısıtlamayla karşı karşıya olduğu vurgulandı.

BMGK'nin Myanmar'a dair Aralık 2022 tarihli, "şiddetin sonlandırılması ve ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çi ile eski Devlet Başkanı Win Myint dahil keyfi olarak tutuklanan herkesin serbest bırakılmasını" talep eden kararın uygulanması istenen açıklamada, Myanmar ordusunun sivillere yönelik rastgele hava saldırıları kınanarak, saldırıların durdurulması istendi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir BMGK diplomatı, Kittikhoun'un ASEAN'ın Myanmar'da barış için 5 noktalı uzlaşma planının uygulanması konusunda ısrarcı olduğunu ancak BMGK üyeleri arasında atılacak adımlar konusunda fikir birliği olmadığını belirtti.

ABD'nin, Myanmar'ı uçak yakıtına erişmekten alıkoyacak uygulanabilir bir BMGK kararı çıkarmaya çalıştığını ifade eden diplomat, Çin'in ASEAN'ın çabalarına daha fazla zaman tanınmasını savunduğunu, Rusya'nın ise Konsey'in ülkenin içişlerine karışmaktan kaçınması gerektiğini vurguladığını aktardı.

Myanmar'da darbeyle iktidarı kaybeden Suu Çi hükümetinin BM Daimi Temsilcisi Kyaw Moe Tun da BMGK'nin daha güçlü ve uygulanabilir bir karar çıkarmasını talep ederek "Demokratik güçler ilerleme kaydediyor, askeri cunta kaybediyor." ifadesini kullandı.

Diğer yandan, Bangladeşli bir yetkili, Myanmar'da askeri yönetim ile cunta karşıtı silahlı gruplar arasında yoğunlaşan çatışmalarda, son 2 günde kaçarak Bangladeş'e sığınan Myanmarlı sınır polisi sayısının 100'ü geçtiğini bildirdi.

Myanmar'daki askeri darbe

Myanmar ordusu, 2020 genel seçimlerinde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021'de yönetime el koymuştu.

Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve olağanüstü hal ilan etmişti.

Myanmar'da silahlı gruplar, orduya karşı saldırı başlatmıştı

"Üç Kardeşler İttifakı" adı altında bir araya gelen Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu, Budist Arakan Ordusu ve Ta'ang Ulusal Kurtuluş Ordusundan silahlı gruplar, 27 Ekim 2023'te Çin sınırına yakın kuzeydeki Shan eyaletinden Myanmar ordusuna karşı saldırılar başlatmıştı.

Güneye doğru ilerleyen silahlı gruplar, Hindistan sınırında yer alan Chin eyaletindeki Rathedaung kasabasında bir karakol ile Myanmar ordusuna ait bir askeri kampı ele geçirmişti.

Budist Arakan Ordusunun eyaletteki saldırılarından kaçan 43 asker ise Hindistan'ın Mizoram eyaletine sığınmış; Hint güvenlik güçleri de Myanmar askerlerini başka noktaya taşıyıp ardından da ülkelerine teslim ettiğini duyurmuştu. Arakan Ordusunun, Hindistan sınırında bulunan Chin eyaletindeki Paletwa kasabasının kontrolünü ele geçirdiği de öne sürülmüştü.



Jerusalem Post: ABD, İsrail'den Gazze Şeridi'ndeki geniş çaplı operasyonunu ertelemesini istedi

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerî araçları (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerî araçları (AFP)
TT

Jerusalem Post: ABD, İsrail'den Gazze Şeridi'ndeki geniş çaplı operasyonunu ertelemesini istedi

Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerî araçları (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerî araçları (AFP)

Jerusalem Post gazetesi iki kaynağa dayandırdığı haberinde, ABD yönetiminin son günlerde İsrail'den, esirlerin serbest bırakılması anlaşmasına ilişkin müzakerelere zaman tanımak amacıyla Gazze Şeridi'ndeki geniş çaplı askeri operasyonunu ertelemesini istediğini bildirdi.

Gazete, ABD'nin talebinin Gazze Şeridi'ndeki kapsamlı operasyonun ertelenmesini ve müzakerelerin devam eden askeri operasyonlara paralel olarak sürdürülmesine izin verilmesini içerdiğini belirtti.

İsrail şu anda Gazze Şeridi'nde şiddetli saldırılar düzenliyor. İsrailli yetkililer geniş çaplı bir kara operasyonu başladığında, bir anlaşmaya varılsa bile İsrail'in girdiği bölgelerden çekilmeyeceğini açıkça belirttiler.

Times of Israel ve diğer yerel medya kuruluşlarının bugün İsrail ordusuna dayandırarak verdiği habere göre İsrail ordusu tüm düzenli piyade ve tank tugaylarını Gazze Şeridi'ne taşıdı.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre ordu, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını yoğunlaştırmaya hazırlanıyor. İsrail Kanal 12 televizyonu da İsrail saldırılarının devam ettiğini bildirdi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Tam ölçekli askeri operasyon başladığında, tam güçle hareket edeceğiz ve tüm hedeflere ulaşılana kadar durmayacağız” dedi.

Başbakan Binyamin Netanyahu çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Esirlerin iadesi için geçici bir ateşkes fırsatı varsa biz buna hazırız” ifadesini kullandı.

Ertesi gün İsrail, Hamas'ın herhangi bir anlaşmanın parçası olarak savaşı sona erdirmek için ABD garantilerinde ısrar etmesi üzerine Katar'daki heyetini geri çağırma kararı aldı.

İsrailli yetkililer şu anda masada olan tek anlaşmanın 10 esirin serbest bırakılması ve 60 günlük ateşkesi içeren ‘Witkoff çerçevesi’ olduğunu belirtti. İsrailli bir kaynak birkaç gün önce Jerusalem Post'a verdiği demeçte, “İşler çıkmaza girdi” dedi.