ABD'li yetişkin filmleri yıldızı İran’ı ziyaret etti

Tahran'da ABD karşıtı müzeye dönüştürülen eski ABD büyükelçiliği içinde bir ziyaretçi (AP)
Tahran'da ABD karşıtı müzeye dönüştürülen eski ABD büyükelçiliği içinde bir ziyaretçi (AP)
TT

ABD'li yetişkin filmleri yıldızı İran’ı ziyaret etti

Tahran'da ABD karşıtı müzeye dönüştürülen eski ABD büyükelçiliği içinde bir ziyaretçi (AP)
Tahran'da ABD karşıtı müzeye dönüştürülen eski ABD büyükelçiliği içinde bir ziyaretçi (AP)

ABD'li yetişkin filmleri yıldızı Whitney Wright, İran'a giderek, 1979 yılında yaşanan rehine krizinden sonra Devrim Muhafızları'nın propaganda ve bilgi departmanı merkezi haline getirilen Tahran'daki eski ABD büyükelçiliği binasını ziyaret etti.

İran’ın Nobel Barış Ödülü sahibi kadın hakları aktivisti Nergis Muhammedî’yi gözaltına aldığı bir dönemde Whitney Wright'ın ziyareti tartışmalara yol açtı. AFP’nin haberine göre, Mahsa Amini'nin 2022'de karakolda gözaltındayken öldürülmesi ve ülke genelinde protestoların patlak vermesinden bu yana İran’da kadına yönelik istismar sebebiyle şiddetli gösteriler yaşanıyor.

Wright, pornografik filmlerde rol alması onu ölüm cezası gerektiren suçlamalara maruz bırakacağını bilmesine rağmen Tahran sokaklarında video çekmeyi ihmal etmedi.

AP, Wright’ın yorum taleplerine cevap vermediğini bildirdi.

Wright, sosyal medyada paylaştığı notlarda ABD Büyükelçiliği'nin eski binasını ‘ziyaret etmesinin gereken’ bir yer olarak tanımladı. İran Devrim Muhafızları'nın Propaganda ve Enformasyon Dairesi şu anda burayı müze olarak yönetiyor.

İranlı militanlar, 1979 Devrimi’nden aylar sonra büyükelçilik binasına baskın düzenleyerek, büyükelçilik çalışanlarını 444 gün boyunca rehin tuttu.

İki ülke arasındaki ilişkilerin o krizden bu yana hala kopuk olması, İran ile ABD arasındaki gerilimin tablosunu da özetliyor.

Wright, Instagram hesabında, “Daha önce kimsenin görmediği bir müzedeki sergileri paylaşıyorum. Bu hükümete destek değil” dedi.

Aktris daha önce İsrail'e yönelik silahlı saldırıyı destekleyen materyaller de dahil olmak üzere internette Filistin yanlısı gönderiler paylaşmıştı.

Oklahoma City'de doğmuş bir ABD vatandaşı olan Wright'ın İran'ı ziyaret etmek için vizeye ihtiyacı var. İran’ın Birleşmiş Milletler heyeti, oyuncunun gezisine ilişkin sorulara yanıt vermedi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani dün düzenlediği basın toplantısında bu konuda herhangi bir bilgisinin olmadığını söyledi.

Tesnim haber ajansı, adı açıklanmayan bir yetkilinin, hükümetin Wright'a ‘etik olmayan çalışmasının niteliğini bilmeden’ vize verdiğini iddia ettiğini aktardı.

ABD porno endüstrisinde çalışan bir oyuncunun İran ziyareti dikkat çekti.

cdf vdb
İranlı bir kadın, Tahran'daki eski ABD büyükelçiliğinin duvarındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçiyor ( AP)

İranlı aktris Setareh Bassiani, başörtüsü yasağını sıkılaştıran katı İran hükümetine yönelik eleştirisinde Wright'ın ziyaretine değindi.

Bassiani, Instagram hesabından yaptığı açıklamada, “Bu ülkenin insanını başörtüsünü açtığı için birçok şekilde cezalandırıyorsunuz ama bir porno oyuncusunun turizm için buraya gelmesine izin veriyorsunuz” dedi.

İran'ın suikast ve kaçırma girişimlerine maruz kalan aktivist Masih Alinejad da Wright'ın ziyaretini kınadı. Alinejad, ABD'nin sivil haklar ikonuna atıfta bulunarak, "İran'daki biz kadınlar Whitney Wright değil, Rosa Parks gibi olmak istiyoruz. Gerçek savaş çığırtkanları, eğer kendinize karşı dürüst olursanız sizi idam edecek olan İslam Cumhuriyeti ajanları” ifadelerini kullandı.

Candy Charms olarak bilinen İngiliz porno aktörünün 2016 yılında İran'a seyahat etmesi eleştirilere yol açmıştı. Ancak Wright'ın İran ziyareti medyada yer almadı ve bu muhtemelen 2022 protestolarından sonra gazetecilerin özgürlüğünün ne ölçüde kısıtlandığının bir göstergesi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'na Wright'ın ziyareti sorulduğunda ise bakanlık, ABD’lileri İran'a seyahat etmemeleri konusunda uyardığı ve ‘haksız ve keyfi gözaltılara maruz kalma riski nedeniyle dikkatli olmalarını tavsiye ettiği’ belirtildi.

Bakanlık, “İran İslam Cumhuriyeti, Ortadoğu'daki istikrarsızlığın ana itici gücüdür ve 1979'dan bu yana da öyle. Eğer İran, Ortadoğu'da barış ve istikrarı ya da bölge halkının refahını gerçekten önemsiyor olsaydı, terör örgütlerine verdiği desteği durdururdu” dedi.

 



Hindistan’da Maoist lider öldürüldü: İsyanın akıbeti ne olacak?

Hindistan, son dönemde düzenlenen operasyonlarla Maoist direnişin iyice zayıflatıldığını savunuyor (Reuters)
Hindistan, son dönemde düzenlenen operasyonlarla Maoist direnişin iyice zayıflatıldığını savunuyor (Reuters)
TT

Hindistan’da Maoist lider öldürüldü: İsyanın akıbeti ne olacak?

Hindistan, son dönemde düzenlenen operasyonlarla Maoist direnişin iyice zayıflatıldığını savunuyor (Reuters)
Hindistan, son dönemde düzenlenen operasyonlarla Maoist direnişin iyice zayıflatıldığını savunuyor (Reuters)

Hindistan ve Maoist isyancılar arasında onlarca yıldır süren çatışmalarda önemli bir dönüm noktasına gelindi. 

Hindistanlı güvenlik güçlerinin Çatisgarh eyaletinde geçen hafta düzenlediği operasyonda, ülkenin en çok aranan Maoistlerden Nambala Keşava Rao ve 26 isyancı öldürüldü. Çatışmalarda bir polis memuru da hayatını kaybetti.

İçişleri Bakanı Amit Şah, ülkede yasaklı Hindistan Komünist Partisi (Maoist) HKP (M) lideri Rao'ya düzenlenen operasyonu "son 30 yılın en kararlı saldırısı” diye niteledi. 

BBC'nin analizinde, Basavaraju lakaplı Rao'nun ölümünün Maoistlerin 1980'lerden bu yana en sağlam kalesi olan Bastar'daki son savunma hattında gedik açıldığı anlamına geldiğini yazıyor. 

Haberde, 2009'da terör örgütü listesine alınan HKP (M) altında birleşen hareketlerin kökenlerinin, Telangana köyünde 1946'da gerçekleşen köylü ayaklanmasına kadar uzandığı belirtiliyor. Hindistan ordusuyla gerillalar arasındaki çatışmalar, 1967'deki Naksalit isyanıyla patlak vermişti. 

Hindistan yönetiminin rakamlarına göre 2000'den bu yana yaşanan çatışmalarda toplamda yaklaşık 12 bin kişi yaşamını yitirdi. 

Başbakan Narendra Modi, Mart 2026'ya kadar Maoist isyancılara karşı net galibiyet kazanılacağını vaat etmişti. Analizde, gerillaların bir yol ayrımına geldiği belirtiliyor. Maoist direniş hareketlerinin dağılabileceği ya da kanlı çatışmalara uzun bir ara verilebileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

Hindistan İçişleri Bakanlığı'nda Maoistlere karşı operasyonları yöneten en üst düzey yetkililerden biri olan MA Ganapathy, "Maoist hareket özünde ideolojik bir mücadeleydi ama bu, özellikle genç kuşaklar arasında etkisini kaybetti" görüşünü paylaşıyor. Yetkili, "Basavaraju etkisiz hale getirildiği için moralleri düştü. Son demlerini yaşıyorlar" ifadelerini kullanıyor. 

Maoist hareketin ülkedeki gelişimini takip eden Hindistanlı gazeteci N Venugopal ise tersini iddia ediyor:  

Bir durgunluk olacaktır. Ancak Marksist-Leninist hareketler, 1970'lerde Naksalitlerin üst düzey liderleri öldürüldüğünde bu tür zorlukları aşmayı başardı, biz de hâlâ Naksalizmden bahsediyoruz.

Venugopal, direnişin liderlerin ölmesiyle tarihe karışmayacağını belirterek, bu hareketlerin ülkedeki sorunlar sürdükçe başka biçimlere bürüneceğini ifade ediyor: 

Liderler ölebilir ama öfke sürer. Adaletsizliğin olduğu her yerde hareketler olacaktır. Onlara artık Maoizm demeyebiliriz ama devam edeceklerdir.

Independent Türkçe, BBC, India Today