Libyalı insan hakları örgütleri, ülkenin batı ve doğusundaki yetkililerin gözünden uzakta, resmi olmayan barınaklarda alıkonulan düzensiz göçmenlere yönelik ‘yaygın sömürü ve ihlalleri’ ortaya çıkardı.
Libya’daki göçle mücadele amaçlı kurumlar, Akdeniz’i geçen göçmenleri geri getirerek onları ‘kötü muamele’ ile karşılaştıkları gözaltı merkezlerine yerleştiriyor. Uluslararası örgütlere göre, yine de resmi olmayan yerlerde tutulan ve içeride ‘aşağılayıcı ve kötü muamele’ ile karşı karşıya kalan ve özgürlüklerini ancak ailelerinin fidye ödemesiyle elde eden bir başka göçmen grubu bulunmaktadır.
Uluslararası Göç Örgütü (IOM) Genel Direktörü Antonio Vitorino geçen yıl Mart ayında, Libya’da resmi gözaltı merkezlerinde tutulan göçmenlerin sayısının 5 bin olduğunu belirtmişti. Ancak bu sayı ülkedeki toplam gözaltındakilerin sadece küçük bir bölümünü oluşturuyor. Bunların içinde serbest bırakılanlar ya da ülkedeki cezaevlerinde kaybolanlar da var.
Libya Ulusal İnsan Hakları Kurumu, Salı günü, Başsavcı Müsteşar Sıddık es-Sur’a,
Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi'ne bağlı olmayan düzensiz göçmenlere yönelik konaklama merkezlerinin yeniden değerlendirilmesi gerekliliği üzerine bir şikayette bulundu. Bu tür merkezlerin “göçmenlere karşı hem doğuda hem de batıda yaygın ihlallerin yapıldığı ve kötü bir şekilde sömürüldüğü” bir yer olduğunu belirtti.
Bu bağlamda Libyalı insan hakları aktivistleri, “gizli veya resmi olmayan merkezlerde göçmenlere karşı yasa dışı uygulamalar yapıldığına” dikkatleri çekti.
Libya Ulusal İnsan Hakları Kurumu Başkanı Ahmed Abdulhakim Hamza, Şarku'l Avsat'a, “Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) İçişleri Bakanlığı'na bağlı Sınır Muhafız Teşkilatı da dahil olmak üzere askeri birlikler ve güvenlik teşkilatları (silahlı oluşumlar), yasadışı göçmenler için el-Assa ve el-Cemil barınma merkezleri gibi birçok barınma merkezi kurduk” dedi. “Bu tedbirin, yasadışı göçle mücadeleye ilişkin 2010 tarihli 19 sayılı Kanun'da öngörülenleri ihlal ettiğini ve yasadışı göçle mücadele için bir daire kurulmasına ilişkin 2014 tarihli (386) sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nda öngörülenlerle çeliştiğini” söyleyrek “Yasanın, göçmenler için barınma merkezlerinin kurulması ve yönetilmesi, düzensiz göçmenlerin kontrol edilmesi ve sınır dışı edilene kadar bu merkezlere kurumun doğrudan denetimi altında yerleştirilmesinde doğal yargı yetkisinin münhasırlığını öngördüğünü” belirtti.
Hamza, başkanlığını yaptığı kurumun “askeri araçları bu silahlı oluşumlardan temizlemek için bu gayri resmi merkezlerde göçmenlerin çalıştırılması ve sömürülmesini” izlediklerine dikkat çekti.
Gözaltına alındıkları karargahın yanı sıra, “tutukluların serbest bırakılmaları ve pasaportlarının verilmesi karşılığında maddi şantaja maruz kaldıklarına” da dikkat çekti.
Hamza, bu istismarın “kanunla cezalandırılabilecek suçlar, ciddi insan hakları ihlalleri, uluslararası hukukta öngörülen insani koruma ilkesini oluşturduğuna ve bu tehlikeli uygulama ve ihlaller sonucunda Libya devletine hukuki sorumluluk yüklediğine" inandığını belirtti.
Vitorino daha önce Uluslararası Göç Örgütü'nün gayri resmi gözaltı merkezlerinin varlığı için “Hiçbir kurumun bundan haberi yok veya bu merkezlere erişimi yok” diye ifade etmişti. Bunu, Ulusal İnsan Hakları Kurumu ve diğer yerel ve uluslararası kuruluşlar da doğruladı.
Uluslararası Göç Örgütü’ne göre, 1 Ocak 2023 ile 25 Kasım 2023 tarihleri arasında Libya’dan deniz yoluyla göç ettikten sonra 947 kişinin cesedi bulundu ve 1256 kişi ise kayboldu.
Örgüt, “Kaçak göçmenlerin yasadışı merkezlerde felaket boyutta insani koşullara maruz kaldığını” belirtirken çoğunun “Tunus sınırlarından, Tunus yetkilileri tarafından Libya topraklarına sınır dışı edildiklerini ve Libya’ya gönderildikten sonra yakalandıklarını” vurguladı.
Örgüt, Savcı'ya "Bu göçmenlere yardım etmek için müdahale etmesi, İçişleri Bakanlığı'na bu merkezleri kapatması yönünde talimat vermesi ve uzun süredir orada bulunan göçmenlerin Yasadışı Göçle Mücadele Dairesi'ne nakledilmesi için çalışma yapması" ve “Batı Dağları ve Tunus tarafıyla olan sınır bölgelerinde göçmenler için barınma merkezlerinin bulunmaması nedeniyle, Sabrata ve Bir el-Ganam şehirlerindeki barınma merkezlerinin yeniden faaliyete geçmesi yönünde müdahale edilmesi” çağrısında bulundu.
Örgüt, Başsavcı'ya, “Göçmenlik dosyası konusunda askeri ve güvenlik kurumlarına, göçmenlere yönelik, göçmen bürosuyla bağlantısı olmayan tüm barınma merkezlerinin kapatılması yönünde talimat vermesi” çağrısında bulundu. Buradaki göçmenler Yasadışı Göçmenlik Bürosu'na bağlı merkezlere nakledildi.
Örgüt, bu hızlı önlemlerin “bu göçmenlerin kötüye kullanılmasını ve herhangi bir şekilde zorunlu çalıştırılmasını, kişisel amaçlarla sömürü, insanların ticareti ya da bu merkezlerde kendilerine karşı işlenecek diğer ihlallere maruz bırakılmalarını önleyebileceği” değerlendirmesi yaptı.
Uluslararası Göç Örgütü ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne göre, Nisan 2023 itibarıyla 705 bin 746 göçmen, Ekim 2023 itibarıyla ise 50 bin 986 kayıtlı sığınmacı ve mülteci bulunuyordu.