Şarku’l Avsat’a konuşan Fransız diplomat: İsrail ile Hizbullah arasında topyekun bir savaş ‘çok olası’ hale geldi

Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile ABD Başkanı’nın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein görüşme sırasında (Lübnan Başbakanlık Hesabı)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile ABD Başkanı’nın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein görüşme sırasında (Lübnan Başbakanlık Hesabı)
TT

Şarku’l Avsat’a konuşan Fransız diplomat: İsrail ile Hizbullah arasında topyekun bir savaş ‘çok olası’ hale geldi

Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile ABD Başkanı’nın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein görüşme sırasında (Lübnan Başbakanlık Hesabı)
Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile ABD Başkanı’nın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein görüşme sırasında (Lübnan Başbakanlık Hesabı)

Fransız bir diplomatik kaynak, İsrail ile Hizbullah arasında topyekun bir savaşın ‘çok olası’ hale geldiği konusunda uyardı.

ABD Başkanı Joe Biden’ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein, ülkesinin Lübnan’ın güneyinde Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmayı mümkün olan en düşük seviyede tutmaya çalıştığını söyledi.

Hochstein, güneydeki kasabalarda ve İsrail’in kuzey sınırında yaşayanların evlerine dönmelerinin önemini vurguladı.

Söz konusu üst düzey Fransız diplomat, ülkesinin hala gerilimi azaltma ve savaşı önleme konusunda bazı ilerlemeler kaydetme olasılığına bağlı olduğunu söyledi.

Diplomat, Fransa’nın Lübnan sınırındaki çatışmayı durdurma çabalarının ‘tek yönde olmadığını’, yani kesinlikle İsrail’e karşı kesinlikle önyargılı olmadıklarını dile getirdi.

Ayrıca, “Fransız yetkililerin son dönemdeki tutumları, İsraillilerin Batı Şeria’daki yerleşimcilere karşı katı olduğu, uluslararası hukuka ve insan haklarına saygı gösterilmesi gerektiği yönündeydi” ifadelerini kullandı.

Lübnan’daki durumun çok tehlikeli hale geldiğine dikkat çeken diplomat, “Böyle geçen her gün topyekün savaş olasılıkları artıyor. Bu nedenle Lübnan sınırında sükunetin sağlanması için Gazze’deki savaşın durmasını bekleyemeyiz” dedi.

Fransız diplomat, ülkesinin üstlendiği girişimin henüz arabuluculuk aşamasına girmediğini dile getirerek, “Mevcut durum, teklifin istişare için sunulması ve bunun üzerinde müzakerelerin başlatılması için gerekli altyapının sağlanması aşamasıdır” diye ekledi.



İran, ABD'nin ‘ırkçı’ seyahat yasağını kınadı

ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)
ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)
TT

İran, ABD'nin ‘ırkçı’ seyahat yasağını kınadı

ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)
ahran'daki ABD Büyükelçiliği’nin yanındaki ABD karşıtı duvar resminin önünden geçen İranlı bir adam (EPA)

Tahran bugün, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, aralarında İran'ın da bulunduğu 12 ülke vatandaşlarının ABD'ye seyahat etmesini yasaklama kararını kınadı.

İran Dışişleri Bakanlığı Yurt Dışındaki İranlılar Genel Müdürü Ali Rıza Haşimi Reca, ABD'nin kararının ‘ABD politika yapıcıları arasında üstünlük ve ırkçılığın hâkim olduğunun açık bir kanıtı’ olduğunu söyledi.

Reca, 12 ülkenin vatandaşlarına seyahat yasağı ve diğer yedi ülkenin vatandaşlarına giriş kısıtlamaları getirme kararının, ‘ABD politika yapıcılarının İran halkına ve Müslüman halklara yönelik derin düşmanlığını gösterdiğini’ belirtti.

Reca, ABD'nin kararının ‘uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal ettiğini’ ve ‘yüz milyonlarca insanın yalnızca milliyetleri ya da dinleri temelinde seyahat etme hakkını’ yasakladığını ifade etti.

Reca, söz konusu kararın ‘sistematik ırk ayrımcılığı’ teşkil ettiğini ve ABD'ye ‘uluslararası sorumluluk’ yükleyeceğini söyledi. İran Dışişleri Bakanlığı'na göre İran'ın ABD'de 1,5 milyon vatandaşı bulunuyor ve bu rakam yurtdışındaki en büyük İranlı topluluğu oluşturuyor.

Trump'ın çarşamba günü açıkladığı kararnameye göre pazartesi günü 12:01'den itibaren 12 ülkenin vatandaşlarının ABD'ye girişleri yasaklanacak.

Kararname kapsamındaki ülkeler Afganistan, Myanmar, Çad, Kongo Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Eritre, Haiti, İran, Libya, Somali, Sudan ve Yemen.

Trump'ın ülkeyi ‘yabancı teröristlere’ karşı korunmak için gerekli olduğunu söylediği yasak, 2017-2021 yılları arasındaki ilk döneminde uyguladığı benzer bir hamleyi hatırlatıyor.