Kudüs merkezli ulusal ve İslami güçlerden Filistinlilere Mescid-i Aksa'ya gitmeleri çağrısı

İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet, hükümetten tansiyonu düşürecek önlemler almasını istedi

Kudüs'te Mescidi-i Aksa içinde yer alan Kubbetu’s-Sahra (Reuters)
Kudüs'te Mescidi-i Aksa içinde yer alan Kubbetu’s-Sahra (Reuters)
TT

Kudüs merkezli ulusal ve İslami güçlerden Filistinlilere Mescid-i Aksa'ya gitmeleri çağrısı

Kudüs'te Mescidi-i Aksa içinde yer alan Kubbetu’s-Sahra (Reuters)
Kudüs'te Mescidi-i Aksa içinde yer alan Kubbetu’s-Sahra (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Ramazan'ın ilk haftasında Mescid-i Aksa’da ibadet etmesine izin verilenlerin sayısını önceki yıllara göre azaltmayacaklarını açıklamasından bir gün sonra Kudüs merkezli ulusal ve İslami güçler, Filistinlileri ramazan ayı boyunca ibadetlerini eda etmeleri için Mescid-i Aksa'ya gitmeye çağırdılar. Öte yandan Netanyahu’nun açıklamasının bir aldatmaca olarak gördüklerini ifade ettiler.

Ulusal ve İslami güçler tarafından yapılan açıklamada, İsrail Başbakanı Netanyahu tarafından yapılan açıklamanın işgalci İsrail’in ve Netanyahu hükümetinin kamuoyunu ve uluslararası toplumu kandırmak için tekrarladıkları bir aldatmaca olduğunu vurguladılar.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Ulusal ve İslami güçler, kamuoyuna ve medyaya işgalci İsrail’in işgal altındaki Filistinli Müslümanların ibadet etmek için Kudüs’e ve Mescid-i Aksa'ya girmesine izin verdiği yönündeki açıklamalarının işgalci İsrail’in sahadaki uygulamalarıyla çeliştiğini, tamamen aldatmacadan ve yalandan ibaret olduğunu teyit ediyor.”

Netanyahu’nun tansiyonu düşürmek amacıyla ramazan ayının ilk haftasında Mescid-i Aksa’da ibadet etmesine izin verilen kişi sayısını önceki yıllara kıyasla azaltılmayacağını açıklamasından bir gün sonra Kudüs’teki ulusal ve İslami güçler, Filistinlilere Mescid-i Aksa'ya gitmeleri çağrısında bulundu.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, her hafta ‘güvenlik ve emniyet durumu değerlendirmesi yapılacağı ve ibadet etmek için Mescid-i Aksa’ya girecek kişi sayısıyla ilgili kararın buna göre verileceği’ belirtildi.

Bu yıl ramazan ayı, İsrailli yetkililerin Gazze Şeridi'ndeki savaş nedeniyle Batı Şeria'da kontrolden çıkabilecek bir gerginliğin patlak vermesine karşı uyardığı şiddetli gerilimlerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Netanyahu'nun açıklamasından sadece iki gün önce İsrail merkezli televizyon kanalı Kanal 12, İsrailli güvenlik yetkilileri arasında konuyla ilgili anlaşmazlıkların yaşandığını aktarmıştı.

Kanal 12’nin haberine göre İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevy ve Şin Bet başkanı Ronen Bar, İran ve Hamas'ın gerilimi tırmandırmak için büyük çaba harcadıklarına yönelik gelen istihbarat bilgileri çerçevesinde Netanyahu'dan bireysel saldırıları körükleyecek bir ortam yaratmaktan kaçınmasını isterken Mescid-i Aksa’ya kapasitesi ölçüsünde mümkün olan en fazla sayıda Müslümanın ibadet etmesi için giriş ve çıkışına izin verilmesi ve Arap vatandaşlara herhangi bir kısıtlama getirilmemesi gerektiğini söylediler.

Mescid-i Aksa'da namaz kılan Müslümanlar, 1 Mart 2024 (Reuters)
Mescid-i Aksa'da namaz kılan Müslümanlar, 1 Mart 2024 (Reuters)

Mescid-i Aksa alanı yaklaşık 400 bin kişiyi aynı anda ağırlayabilecek kapasiteye sahip, ancak günlük olarak genellikle daha az sayıda kişi içeriye girebiliyor.

Ancak Polis Komiseri Kobi Shabtai, Mescid-i Aksa’ya günlük ziyaretçi sayısını 50 bin ila 60 bin civarında sınırlanmasını ve ramazan ayının ilk haftasında yalnızca 40 yaş üstü İsrailli vatandaşı Arapların girmesine izin verilmesini istiyor.

Shabtai, ister İsrail vatandaşı olsun ister Doğu Kudüslü olsun genç Arapların olayları kışkırtan ‘başlıca provokatörler’ olduğunu ve bu yüzden 40 yaş altı kişilerin Mescid-i Aksa’ya girişlerinin yasaklanması gerektiğini söyledi.

Netanyahu yukarıdaki açıklamasıyla, Batı Şeria'dan gelen Filistinlilerin Mescid-i Aksa'ya ulaşmasını tamamen engellemek ve İsrail vatandaşı Araplara sıkı kısıtlamalar getirmek isteyen Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir'i büyük ölçüde görmezden geldi.

Mescid-i Aksa ile ilgili açıklamasının ardından Netanyahu'yu ‘İsraillileri tehlikeye atmakla’ suçlayan Ben Gvir, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da ramazan ayında Mescid-i Aksa’ya girişe izin verilmesi kararının, ‘Netanyahu ve savaş kabinesinin 7 Ekim'de aslında hiçbir şey olmadığına inandığının bir göstergesi’ olduğunu söyledi. Ben Gvir, kararın İsrail vatandaşlarını tehlikeye attığını ve Hamas'a zafer kazanmış imajı verebileceğini de sözlerine ekledi.

Öte yandan Şin Bet karardan memnun değil. İsrail basını, Şin Bet Başkanı Bar’ın Netanyahu'ya, İsrail vatandaşı Araplara yönelik beş yıllık planın bütçesinde planlı mali kesintilere izin verilmemesi ve insanların sakinleştirilmesi için ek adımlar atılmasını önerdi.

Netanyahu'ya bu tür kesintilerin İsrail vatandaşı Arapları provoke edeceği ve devlet karşıtı duyguları körükleyeceğini düşünen Bar, bunun da özellikle ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte devlete karşı şiddetli bir meydan okumaya dönüşebileceğini, dolayısıyla bu kadar hassas bir dönemde böyle bir kesintiye gitmekten kaçınmak gerektiğini söyledi.



ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
TT

ABD ve Suriye Dışişleri Bakanları kimyasal silahlar, yaptırımlar ve ‘İran'ın müdahalesini’ görüştü

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriyeli mevkidaşı Esad eş Şeybani ile el sıkışıyor (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani'nin ABD'li mevkidaşı Marco Rubio ile telefonda kimyasal silahlar, yaptırımlar ve “İran'ın müdahalesi” konularını görüştüğünü bildirdi.

Bakanlığın açıklamasında eş Şeybani'nin, Şam'ın yaptırımların, özellikle de Sezar Yasası'nın kaldırılması için Washington ile birlikte çalışma arzusunu dile getirdiği belirtilerek, iki tarafın bu yasanın devam etmesinin “şirketlerin ve yatırımcıların uzun vadede Suriye'de ekonomik faaliyette bulunma kabiliyetlerini kısıtladığını” vurguladığı kaydedildi.

Açıklamada Rubio'nun, ABD yönetiminin, Başkan Donald Trump'ın Suriye'ye uygulanan yaptırımların kaldırılması yönündeki direktiflerini uygulamaya devam ettiği ve “önümüzdeki aylarda Sezar Yasası'nın yürürlükten kaldırılması için Kongre ile birlikte çalışacaklarını” söylediği aktarıldı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFPSuriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani, (AFP

Açıklamada, iki ülkenin katılımıyla kimyasal silahlar konusunda özel bir komite kurulması için tarafların ortak koordinasyon içinde hareket ettiği duyuruldu.

İran'la ilgili olarak Şam, “özellikle Tahran'a yönelik son saldırıların ardından İran'ın Suriye'nin iç işlerine karışma girişimleri” olarak tanımladığı durumdan duyduğu endişeyi dile getirirken, Washington da “mevcut meşguliyetlerine rağmen Tahran'ın Suriye'deki güç dengesini değiştirme arayışından vazgeçmeyeceği” uyarısında bulundu.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'na göre iki bakan terörle mücadele dosyasını da ele aldı ve özellikle Şam'daki Mar Elias Kilisesi'ne yapılan son saldırıdan sonra DEAŞ'ın hala “gerçek bir tehdit oluşturduğunu” teyit etti.

Açıklamada, ABD tarafının DEAŞ'ın “şu anda Suriye hükümetine yönelik en büyük tehdit” olduğunu vurguladığı ve bu alanda istihbarat paylaşımı ve Suriye'nin kabiliyetlerinin geliştirilmesi konusundaki kararlılığını ifade ettiği ifade edildi.

Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)Golan Tepeleri'ndeki Kuneytra geçidi yakınlarında BM gözlemci bölgesindeki İsrail askerleri, (UNDOF)

İki taraf ayrıca İsrail'in, Suriye'nin güneyine yönelik tekrarlanan saldırılarını da ele aldı ve eş Şaybani Suriye'nin 1974 tarihli Ayrılma Anlaşmasına geri dönmek için ABD ile işbirliği yapma arzusunu dile getirdi.

Şarku’l Avsat’ın açıklamadan aktardığına göre Rubio, “bölgenin tanık olabileceği en kötü şeyin Suriye'nin bölünmesi ya da iç savaşa dönmesi” olduğu uyarısında bulundu.

Rubio, ülkesinin Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açma arzusunu dile getirerek, “iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılmasına yönelik somut değişimi teyit eden bir adım olarak” eş Şeybani'ye mümkün olan en kısa sürede Washington'u ziyaret etmesi için resmi davette bulundu.