Gezegen yiyen yıldızlarla ilgili gerçek ortaya çıktı

İlk gezegen yiyen yıldızı Amerikalı bilim insanları gözlemlemişti (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)
İlk gezegen yiyen yıldızı Amerikalı bilim insanları gözlemlemişti (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)
TT

Gezegen yiyen yıldızlarla ilgili gerçek ortaya çıktı

İlk gezegen yiyen yıldızı Amerikalı bilim insanları gözlemlemişti (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)
İlk gezegen yiyen yıldızı Amerikalı bilim insanları gözlemlemişti (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)

Avustralya'da yapılan çalışmada, "gezegen yiyen" yıldızların sanılandan daha yaygın olduğu ortaya çıktı.

Devlete bağlı Avustralya Araştırma Konseyi'nin yürüttüğü çalışmada, aynı moleküler buluttan doğan ikiz yıldızlar incelendi. Bu takımlarda yıldızlardan biri gezegen yerken, diğerinin böyle bir özelliği yoktu.

Akademik dergi Nature'da 20 Mart'ta yayımlanan çalışmada bilim insanları, 91 yıldız çiftinden 7'sinde "gezegen yutma" özelliği olduğunu belirledi. Bu da söz konusu olayın her 12 yıldız çiftinden birinde gerçekleştiğine işaret ediyor. 

Gökbilimciler, ilk gezegen yiyen yıldızı mayısta gözlemlemişti. Fakat yeni çalışma gezegen yeme özelliğinin yıldızlarda sanılandan daha yaygın olduğunu ortaya çıkardı. 

Araştırmacılar, gözlemlerinde Avrupa Uzay Ajansı'nın Gaia uydusuyla Şili'deki Çok Büyük Teleskop'tan (VLT) elde ettikleri verileri kullandı.

Monash Üniversitesi'nden Fan Liu, aynı moleküler yapıya sahip ikiz yıldız çiflerinde kimyasal değişiklikler gözlemlediklerini belirtti.

Liu, gezegenleri yiyen yıldızların bu maddeleri emdiğini ve kimyasal yapılarının değiştiğini söyledi.

Araştırmacı "Esas olarak demir, nikel, titanyum gibi elementlere bakıyoruz, bunlar Dünya gibi gezegenleri oluşturan ana malzemeler. Bu da bize yıldızın gezegeni yuttuğuna dair bir işaret veriyor" dedi.

Bilim insanları, Dünya'nın da yaklaşık 5 milyar yıl sonra bu şekilde bir yıldız tarafından yutulabileceğini öngörüyor.

Independent Türkçe, Guardian, Washington Post



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging