El-Kahtani'nin öldürülmesi suikast mı tasfiye mi?

HTŞ el-Kahtani'nin ölümünden DEAŞ'ı sorumlu tutuyor.

 Ebu Maria el-Kahtani (sağda) Heyetu Tahrir’uş Şam lideri Ebu Muhammed el-Cevlani ile birlikte. (Sosyal medya)
 Ebu Maria el-Kahtani (sağda) Heyetu Tahrir’uş Şam lideri Ebu Muhammed el-Cevlani ile birlikte. (Sosyal medya)
TT

El-Kahtani'nin öldürülmesi suikast mı tasfiye mi?

 Ebu Maria el-Kahtani (sağda) Heyetu Tahrir’uş Şam lideri Ebu Muhammed el-Cevlani ile birlikte. (Sosyal medya)
 Ebu Maria el-Kahtani (sağda) Heyetu Tahrir’uş Şam lideri Ebu Muhammed el-Cevlani ile birlikte. (Sosyal medya)

Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ), Ebu Maria el-Kahtani'nin öldürüldüğünü doğrulayarak DEAŞ'ı suçladı. HTŞ, İdlib şehrinde gerçekleşen cenaze töreni ve HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Cevlani'nin, el-Kahtani ile bizzat vedalaştığı fotoğrafları yayınladı.

Ancak aktivistler bu haberin gerçekliğini sorgularken HTŞ'yi, cezaevlerindeki işkence dosyasıyla bağlantılı olan işçi davası kapsamında altı ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmasının üzerinden bir ay geçmeden kendisini tasfiye etmekle suçladı. Bu dava, geçtiğimiz iki ay boyunca bölgeyi kontrol eden gruba karşı halk protestolarının tırmanmasına neden olan konulardan biriydi.

Maysara el-Cuburi adlı Irak vatandaşı olan el-Kahtani, 2017 yılında HTŞ'ye dönüşen Nusra Cephesi'nin 2012'deki kurucularından biriydi ve geçtiğimiz Ağustos ayında tutuklanana kadar örgütün ikinci komutanıydı.

Jusoor Araştırma Merkezi'nde araştırmacı olan Vail Alvan Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “HTŞ liderliğinin ve Genel Güvenlik Servisi'nin el-Kahtani'nin ölümünden ve tasfiyesinden fayda sağlamış olması, onların bu olaydan sorumlu olduklarının kanıtı olamaz.”

Alvan şüphelerin ‘haklı’ olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “HTŞ'nin şu anda DEAŞ'ın en güçlü rakibi olduğunu varsayarsak ve elimizde HTŞ liderliğine ve HTŞ güvenlik aygıtına karşı kışkırtan biri varsa, DEAŞ neden ondan kurtulmak için harekete geçsin? Birçok aktivistin, (el-Kahtani’nin ölümünden) HTŞ'nin sorumlu olduğuna inandığı mantıksız şey işte budur.”



Irak, ‘İran'a aşırı bağımlılığın’ kayıplara neden olabileceğini öngörüyor

Irak güvenlik güçleri, Bağdat'ın Yeşil Bölgesi'nde bulunan ABD Büyükelçiliği'ne giden köprünün yolunu kapattı (AP)
Irak güvenlik güçleri, Bağdat'ın Yeşil Bölgesi'nde bulunan ABD Büyükelçiliği'ne giden köprünün yolunu kapattı (AP)
TT

Irak, ‘İran'a aşırı bağımlılığın’ kayıplara neden olabileceğini öngörüyor

Irak güvenlik güçleri, Bağdat'ın Yeşil Bölgesi'nde bulunan ABD Büyükelçiliği'ne giden köprünün yolunu kapattı (AP)
Irak güvenlik güçleri, Bağdat'ın Yeşil Bölgesi'nde bulunan ABD Büyükelçiliği'ne giden köprünün yolunu kapattı (AP)

İsrail-İran savaşı Irak’ın üzerine gölge düşürürken, resmi makamların ve onların arkasındaki siyasi partilerin uygun tavır konusunda dile getirdikleri ‘ihtiyatlı çekincelere’ rağmen, durumu izleyen kaynaklar ‘savaşın sona ermesinden sonra birçok değişikliğin olacağına’ inanıyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan analistler, Irak ekonomisinin petrol gelirlerine olan aşırı bağımlılığının yanı sıra enerji ve ticaret alanlarında İran'la yapısal bağlantısının bir zayıflık olduğunu söylediler. Analistlere göre Irak için olumlu bir durum olan küresel petrol fiyatlarındaki artış, sigorta ve nakliye masraflarındaki artışla dengelenirken, enflasyonun ve bütçe açığının artması söz konusu olabilir.

Analistler anlaşmazlığın olumsuz yansımaları konusunda uyarıda bulunarak, elektrik üretiminde İran’dan tedarik edilen doğalgaza olan bağımlılığın Irak'ı, İran’daki doğalgaz tesislerinin hedef alınması ya da ihracat miktarının azaltılması riskiyle karşı karşıya bıraktığını belirtiyor.

Irak limanlarının askeri operasyon bölgesine yakınlığı, bu limanların tehlikeli bölge olarak sınıflandırılmasına yol açarken, nakliye maliyetlerini de artırıyor. Irak hava sahasının kapatılması da hazinenin uçak transit geçişlerinden ve hava trafiğinin aksamasından kaynaklanan gelir kaybına uğramasına yol açıyor.