Moskova ile Kiev arasında ‘nükleer güvenlik’ tartışması yeniden alevlendi

Zaporijya Nükleer Santrali (Arşiv - Reuters)
Zaporijya Nükleer Santrali (Arşiv - Reuters)
TT

Moskova ile Kiev arasında ‘nükleer güvenlik’ tartışması yeniden alevlendi

Zaporijya Nükleer Santrali (Arşiv - Reuters)
Zaporijya Nükleer Santrali (Arşiv - Reuters)

Avrupa'nın en büyük nükleer enerji santrali olan Zaporijya Nükleer Santrali’nin bomba yüklü bir insansız hava aracıyla (İHA) hedef alınması Moskova ile Kiev arasında ‘nükleer güvenlik’ tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Rus çevreler, nükleer santrale yapılan saldırıyı ‘en kötü saldırı’ olarak nitelendirerek Ukraynalıları suçladı ve onları ‘ateşle oynamakla’ itham etti. Rus kuvvetleri, birliklerinin santral üzerinde bir kamikaze İHA’yı yakalayıp başarıyla düşürdüğünü ve müdahalenin ardından saldırı tehdidinin en aza indirildiğini belirtti. Ancak olay, Moskova'nın Ukrayna güçlerinin yine bir İHA kullanarak istasyonun işletme birimlerinden birinin kubbesini bombaladığını açıklamasından bir gün sonra meydana geldi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Kiev ve Batı'yı ‘nükleer santraldeki durumu istikrarsızlaştırma ya da saldırı girişimlerine’ karşı uyardı. Moskova, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nı (UAEA) Ukrayna tarafından gelen tüm saldırıları kaydetmek üzere santralde bulunan uzmanları etkin bir şekilde kullanmaya çağırdı.

Kiev ise Moskova'nın suçlamalarını reddederek santral sahasının ‘bir Rus İHA’sı tarafından bombalandığını’ iddia etti. Rusya'yı Ukrayna'ya karşı bir ‘provokasyon ve yanlış bilgilendirme kampanyası’ yürütmekle suçladı.



Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
TT

Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)

Tibet Budizmi'nin ruhani lideri 14. Dalay Lama Tenzin Gyatso cumartesi günü sürgündeki binlerce Tibetli'yle buluştu. 

Dünyanın dört bir köşesinden gelen takipçileri, 14. Dalay Lama'nın onlarca senedir yaşadığı Dharamshala yakınlarındaki büyük tapınakta bir tören düzenledi.  

6 Temmuz'da 90 yaşına girecek 14. Dalay Lama'nın çok uzun bir yaşam sürmesi için duacı oldular. 

Tenzin Gyatso törende yaptığı ve eş zamanlı olarak farklı dillere çevrilen konuşmasında Budistlerin ruhani koruyucularından birine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

Şu ana kadar elimden gelenin en iyisini yaptım. Avalokiteśvara'nın da desteğiyle 30-40 yıl daha yaşayıp duyarlı varlıklara ve Budizm öğretilerine hizmetimi sürdürmeyi umut ediyorum.

14. Dalay Lama, aralıkta Reuters'a yaptığı açıklamada 110 yaşına kadar yaşayacağını öngörmüştü. 

Tenzin Gyatso, ölümünden sonra Tibet'teki Budizm geleneğinin süreceğini belirterek, bu unvanı taşıyan son kişi olmayacağını önceki günlerde söylemişti.

Ruhani lider, 1587'de oluşturulan Dalay Lama unvanının yeni bir reenkarnasyonla süreceğini ifade etmişti.

Halefinin belirlenmesinde tek yetkinin kendi kurduğu Gaden Phodrang Vakfı'na ait olacağını söyleyen Tenzin Gyatso, 15. Dalay Lama'nın Çin sınırları dışında "özgür dünyada" doğacağını da yinelemişti. 

Gyatso'nun "Çin dahil herhangi bir ülke tarafından siyasi amaçlarla seçilen bir adayın tanınmaması gerektiğini" vurgulamasına Pekin'den tepki gelmişti. 

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, yeni Dalay Lama'nın Pekin yönetimi tarafından onaylanması gerekeceğini savunmuştu.

Tibet Budizmi'ne göre Dalay Lama, reenkarne olacağı bedeni kendisi seçebiliyor. 

Tenzin Gyatso, 1940'ta Dalay Lama’nın 14. reenkarnasyonu olarak Tibet Budizmi'nin ruhani liderliğini yapmaya başlamıştı.

Gyatso, Çin birliklerinin Tibet'in başkenti Lhasa'da 1959'da patlak veren bağımsızlık yanlısı ayaklanmayı bastırmasının ardından bölgeyi terk etmiş ve Hindistan'ın kuzeyindeki Dharamshala kentine yerleşmişti. Burada sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmuştu.

Himalaya Dağları'nın kuzeyinde yer alan 2,5 milyon kilometre genişliğindeki Tibet Platosu, deniz seviyesinden ortalama 4 bin 380 metre yüksekliğiyle "dünyanın çatısı" diye biliniyor.

Tarih boyunca yarı göçebe Tibet halkının yurdu olan bölge, 1951'de imzalanan 17 Nokta Anlaşması'yla Çin'in egemenliğine girmişti. Pekin yönetimi, bunu "Tibet'in barışçıl özgürleşmesi" diye adlandırmıştı.

Independent Türkçe, AFP, Reuters