Hizbullah yeni taktikler kullanıyor ve silahlarını ‘aşama aşama’ ortaya çıkarıyor

Lübnan, BM Güvenlik Konseyi'nde İsrail'e karşı yeni şikâyette bulundu.

Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinden attığı roketler nedeniyle İsrail'in kuzeyinden dumanlar yükseliyor. (Reuters)
Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinden attığı roketler nedeniyle İsrail'in kuzeyinden dumanlar yükseliyor. (Reuters)
TT

Hizbullah yeni taktikler kullanıyor ve silahlarını ‘aşama aşama’ ortaya çıkarıyor

Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinden attığı roketler nedeniyle İsrail'in kuzeyinden dumanlar yükseliyor. (Reuters)
Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinden attığı roketler nedeniyle İsrail'in kuzeyinden dumanlar yükseliyor. (Reuters)

Refah'taki askeri gerilime paralel olarak Hizbullah'ın da operasyonlarını yoğunlaştırması ile Güney Lübnan cephesinde gerilim devam ediyor. İsrail'in bir ambulansı hedef alması sonucu bir sağlık görevlisinin öldüğü, bir diğerinin de yaralandığı bildirildi.

Güney Lübnan'da faaliyet gösteren İslami Sağlık Otoritesi Sivil Savunma Operasyon Odası, ambulans ekiplerinden birinin Nakura'da düşman insansız hava aracı (İHA) tarafından düzenlenen saldırıda hedef alındığını ve bir sağlık görevlisinin öldüğünü, bir diğerinin de yaralandığını duyurdu.

Bu olay, İsrail uçaklarının Lübnan'ın güneyindeki Aytarun ve Markaba bölgelerinde Hizbullah'a ait dört askeri yerleşkeyi bombaladığını ve İsrail topçusunun Vazzani kasabasına iki top mermisi attığını, Nakura kasabasını bombaladığını duyurmasından kısa bir süre sonra meydana geldi.

Yoğun operasyonlar

Diğer yandan Hizbullah operasyonlarını yoğunlaştırarak Merbad ez-Zaura'daki Demir Kubbe platformlarını, mürettebatını, ikamet ve çalışma yerlerini hedef alan, hasara ve yangına yol açan İHA’larla bir saldırı düzenlediğini duyurdu. Hizbullah ayrıca, Shomera yerleşiminde ve Terbiha köyünde İsrail askerleri tarafından kullanılan bir binayı ve Branit kışlasını (91. Tümen karargâhı) ağır Burkan füzeleriyle hedef aldı.

Kademeli yükseliş

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı emekli Tuğgeneral Dr. Hişam Cabir, İsrail'in Güney Lübnan'da ambulansları ve sağlık merkezlerini hedef almasının yeni olmadığını söyledi. Cabir, “Geçtiğimiz ekim ayından bugüne kadar İsrail, birden fazla kez sağlık merkezlerini ve ambulansları hedef aldı. Son olarak da Bint Cubeyl Hastanesi'nin girişini hedef aldı. Bu yöntem, nüfusu yerinden etme, kasaba ve köyleri yok etme ve Hizbullah'ın artan operasyonlarına yanıt verme çalışmaları çerçevesine giriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Cabir Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘Hizbullah tarafından yürütülen operasyonlarda niteliksel bir gelişme yaşandığını’ belirtti. “Hizbullah, roketleri fırlatmadan önce Demir Kubbe'yi hedef aldığında, onu devre dışı bırakıyor ve roketlerin hedeflerine ulaşmasını sağlıyor. Hizbullah'ın gerilime kademeli yükselişle karşılık verme politikasını benimsediği ve son yedi ayda edindiği deneyimlerle yeni silahlar ve taktikler kullandığı, ayrıca bugünkü çıkarlarının silahlarını bir kerede değil de aşama aşama ortaya koymasını gerektirdiği açıkça görülüyor” şeklinde konuştu.

Lübnan cephesi güçlü ve baskı altında

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, dün(cuma) yaptığı konuşmada, güneydeki savaşın Lübnan'ın geleceği, zenginliği ve egemenliği anlamına geldiğini vurgulayarak, ‘Lübnan cephesinin İsrail düşmanına karşı güçlü ve baskılı bir cephe olduğunu’ belirtti. Nasrallah, “Son günlerde Netanyahu, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı, yerleşimcilere direnişi birkaç kilometre uzağa ittiğini söylemek için kuzeye gelmek zorunda kaldı. Ancak direniş, direnişin halen sınırda olduğunu söylemek için hızlı bir şekilde yanıt verdi” ifadelerini kullandı.

‘Lübnan halkının bu savaşı onaylamadığını söyleyen bazılarının yanılgı içinde olduğunu belirten Nasrallah, bunun doğru olmadığını belirtti. Nasrallah, “Bu bazılarına şunu söylüyorum: Hizbullah'tan, Emel Hareketi'nden, Milliyetçi Parti'nden, Cemaat-i İslami'den ve onların ailelerinden şehit olanlara ne diyorsunuz? Lübnan'daki tüm mezheplerden Gazze'yi desteklemek için bu güney cephesini destekleyenleri ne olarak görüyorsunuz?”

Her parti, tüm Lübnan halkı ve onların pozisyonları adına konuşmadan önce, büyüklüğünü ve neyi temsil ettiğini bilmelidir” dedi.

Diğer yandan Lübnan Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı, Lübnan'ın New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilciliği'nin, İsrail'in Nebatiye'nin güneybatısındaki Şukin-Kfar Deccal yolunda seyreden bir Lübnan vatandaşının içinde bulunduğu aracı hedef alarak ölümüne ve Şukin Okulu'na giden bir okul servisindeki üç öğrencinin yaralanmasına neden olmasıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi'ne şikâyette bulunduğunu açıkladı.

Lübnan, BM Güvenlik Konseyi'ne ‘İsrail'i uluslararası insancıl hukuka ve çocuk haklarına saygı göstermeye ve siviller arasında çatışmalardan kaçınmaya zorlaması’ ve ‘İsrail'in sivilleri doğrudan, kasıtlı ve tekrarlı olarak hedef almasını kınaması ve bu suçların cezasız kalmaması için çalışması’ çağrısında bulundu.



Washington, IKBY’ye stratejik yatırım yaparak dengeyi yeniden sağlamak istiyor

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)
TT

Washington, IKBY’ye stratejik yatırım yaparak dengeyi yeniden sağlamak istiyor

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Mayıs 2025'te Washington'da Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani'yi ağırladı. (AP)

Küresel enerji sektöründeki dönüşümler devam ederken, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ABD için karmaşık ama stratejik bir yatırım fırsatı oluşturuyor. Bağdat ile Erbil arasında devam eden gerginliklere rağmen, ABD'nin müdahalesi bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirebilir, ekonomik reformları yönlendirebilir ve istikrarı bozan güçlerle mücadele edebilir. Ancak enerji sektörü uzmanları ve ilgililer, bunun ‘yasal ve güvenlikle ilgili zorlukların hassas bir şekilde yönetilmesine’ bağlı olduğunu belirtiyor.

Bağdat ile Erbil arasındaki durum şu anda ne?

Son haftalarda Bağdat'taki federal hükümet ile IKBY arasındaki gerginlikler arttı. İran'a sadık ve Bağdat'taki iktidar koalisyonu Koordinasyon Çerçevesi’ne yakın gruplar tarafından gerçekleştirildiği yaygın olarak kabul edilen bir dizi insansız hava aracı (İHA) saldırısı, Tavke, Pişhabur, Ayn Sifni, Hor Mala ve Sarsing gibi önemli petrol sahalarını hedef aldı. Bu saldırılar, günlük 200 bin varil üretimde geçici bir duraklamaya neden oldu ve raporlara göre Amerikan şirketlerinin yönettiği varlıklara zarar verdi.

Söz konusu gerilim, operasyonel etkisinin yanı sıra, bu hayati sektörle ilgilenenlere göre ‘IKBY bölgesindeki enerji sektörünün stratejik kırılganlığını’ da ortaya çıkardı.

Bağdat ve Erbil, üretimi ve boru hatları üzerinden nakliyatı aksatan yasal anlaşmazlıklar yaşıyor. Taraflar arasındaki değişken durum, büyük dalgalanmaların yaşandığı bölgede ciddi ekonomik istikrarsızlığa ve büyük gelir kayıplarına neden oldu. Bu durum, anayasal yetki, gelirlerin kontrolü ve egemenlik konusunda derin ve süregelen anlaşmazlıkları ortaya çıkardı.

Bununla birlikte, Bağdat ve Erbil arasında yakın zamanda varılan bir çerçeve anlaşması, bu karmaşıklıkları çözmek için yeni bir yol haritası çiziyor gibi görünüyor.

Bu anlaşmazlığın özünde, IKBY'nin kaynaklarını bağımsız olarak kullanma ve petrol ve gaz sözleşmeleri imzalama hakkına sahip olup olmadığına dair anayasal bir ihtilaf yatıyor.

bghyjukı
Irak'ın Duhok vilayetinde meydana gelen İHA saldırısının ardından bir güvenlik görevlisi petrol sahasının önünden geçiyor. (Reuters)

15 Şubat 2022'de Irak Federal Yüksek Mahkemesi, IKBY hükümeti tarafından çıkarılan 2007 tarihli petrol ve gaz yasasının anayasaya aykırı olduğuna karar verdi. Bu karar, IKBY’nin petrol ihracatını yönetme ve uluslararası şirketlerle sözleşmeler imzalama yetkisini fiilen geçersiz kıldı ve Bağdat'a bu sözleşmeleri iptal etme ve petrol kaynaklarını kontrol etme hakkı verdi. Ancak Bağdat Ticaret Mahkemesi 2025 yılının başlarında bu kararı iptal etti ve uluslararası petrol şirketlerinin sözleşmelerini yeniden tanıdı, böylece bu şirketlerin varlığı ve faaliyetleri yasal ve uygulanabilir hale geldi.

IKBY'nin kaynakları

IKBY’nin rezervleri 45 milyar varilden fazla petrol ve henüz tam olarak kullanılmamış büyük miktarda doğal gaz olarak tahmin ediliyor. 2025 yılında Amerikan şirketleri ile IKBY arasında imzalanan gaz anlaşmaları, projelerin ömrü boyunca toplam 110 milyar dolarlık gelir elde edilebileceğini gösteriyor. Bu projeler, ülkede devam eden elektrik krizini hafifletmek için yeterli gaz arzını sağlamada önemli bir rol oynuyor.

Iraklı ekonomistlerin tahminlerine göre, IKBY ve Irak'ın geri kalanının ihtiyaçları karşılandıktan sonra, gaz fazlası, özellikle Rusya-Ukrayna savaşının devam ettiği bir ortamda, Rus enerji kaynaklarından uzaklaşmaya çalışan Avrupa pazarlarına ihraç edilebilir.

Resmi verilere göre IKBY'deki enerji sektörü, farklı düzeylerde jeopolitik karmaşıklık ve genişleme hazırlığı ile olgunlaşmış sahalar ve yüksek potansiyele sahip umut vaat eden bloklardan oluşan çeşitli bir karışım sunabilir. Petrol ve gaz sahalarının değerlendirilmesi, keşfi ve üretimi devam ederken, araştırmalar bu sahaların mineral bileşimleri ve üretim özellikleri açısından farklılıklar gösterdiğini ortaya koyuyor.

Bazı keşfedilen sahalar yüksek kükürtlü doğal gaz içeriyor ve bu da korozyon, sağlık ve çevre riskleri gibi zorluklar yaratıyor. Uzmanlara göre, diğer sahalar ise daha düşük kükürt oranlarına sahip daha yüksek kaliteli gaz sağlıyor.

Halen erken geliştirme aşamasında olan umut vaat eden sahalardan ikisi, kullanılmamış kaynakların hacmi ve kalitesi açısından güçlü göstergeler sergileyen Topkhana ve Kurdemir sahalarıdır.

sdfrgthy
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Süleymaniye vilayetindeki Kormor Gaz Sahası (Reuters)

Bu projeler, benzer fırsatlardan yararlanmak isteyen birçok Amerikan şirketinin büyük ilgisini çekiyor. ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, bu petrol ve gaz zengini sahaların hem IKBY hem de Irak için stratejik varlıklar olduğunu ve enerji bağımsızlığını güçlendirmeye katkıda bulunduğunu göz önünde bulundurarak, bu projelere ilgi ve destek gösteriyor.

Amerikan yatırımının etkisi

Uzmanlar, açık bir yasal ortam ve bilinen bir vergi sistemi altında istikrarlı petrol ve gaz üretiminin ekonomik piyasaların ve siyasi yapıların istikrarına yol açtığı konusunda hemfikir. Amerikan sermayesinin rolü, hidrokarbon kaynaklarının sağlanmasıyla sınırlı kalmayıp, boru hatlarının modernizasyonu, elektrik üretimi, dijital izleme sistemleri ve işgücünün becerilerinin geliştirilmesi gibi katlanarak artan etkilerle de devam ediyor.

Ancak jeopolitik boyut, Amerikan stratejik yatırımının Irak'taki İran ve Türkiye etkisini dengelemeye katkıda bulunmasıdır. Bu, Irak'ın bölgesel rolünü belirleyen ana faktör olarak yaygın bir şekilde kabul edilmektedir.

Washington, ekonomik diplomasiyi kullanarak ve ekonomik iş birliğini pekiştirerek bölünmeye açık bir bölgede istikrarı sağlayabilir. Geniş bir uzman kitlesi, ‘Amerikan-Kürt modelinin başarısının, IKBY bölgesi ve Irak'ın tamamında inşaat, lojistik hizmetler ve teknoloji gibi diğer sektörlere daha fazla yatırım yapılmasını teşvik eden bir pilot model oluşturduğunu’ vurguluyor.