İsrail ordusunda çok sayıda asker Gazze'de savaşmayı reddetti

Reddin sebebi olarak Hamas’ın elindeki İsrailli rehinelerin şimdiye kadar ihmal edilmesi öne sürülse de Gazze Şeridi’nin işgal edilmesine karşı oldukları gerekçesiyle de reddedenler var

İsrail'in Gazze Şeridi ile güney sınırından çekilen bu fotoğrafta İsrail askerleri bir tank paletini onarırken görülüyor, 18 Haziran 2024 (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi ile güney sınırından çekilen bu fotoğrafta İsrail askerleri bir tank paletini onarırken görülüyor, 18 Haziran 2024 (AFP)
TT

İsrail ordusunda çok sayıda asker Gazze'de savaşmayı reddetti

İsrail'in Gazze Şeridi ile güney sınırından çekilen bu fotoğrafta İsrail askerleri bir tank paletini onarırken görülüyor, 18 Haziran 2024 (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi ile güney sınırından çekilen bu fotoğrafta İsrail askerleri bir tank paletini onarırken görülüyor, 18 Haziran 2024 (AFP)

İsrail ordusunda Gazze’de savaşmayı reddedenlerin sayısı artıyor. Ahlaki ve etik nedenlerden dolayı yüzlerce yedek asker ve subay, Gazze’de savaşmayı reddediyor.

Meseleyi gündeme getiren İsrail gazetesi Haaretz, onlarca yedek askerin Gazze Şeridi'ne dönmeyi reddettiğini, Refah'taki askeri operasyonun kendilerinin ve masum insanların hayatını tehlikeye attığını ve rehinelerin geri getirilemeyeceğini vurguladıklarını aktardı.

İsrailli yüzlerce yedek asker ülkeyi terk ediyor ve geri dönmüyor. Gazeteye göre 7 Ekim'den bu yana İsrail ordusunda görev yapan 41 asker geçtiğimiz ayın sonlarında, Gazze'deki savaşın başlamasından bu yana yedek askerler tarafından yayınlanan ilk ‘Gazze Şeridi'nde görev yapmayı reddetme’ mektubunu imzaladı.

Gazze’de savaşmayı reddeden İsrailli yedek askerlere dair birkaç aydır bazı haberler sızdırılsa da ordu komutanlığı, konuyu sakin ve sabırlı bir şekilde ele aldı. Tıpkı geçmişte yaptığı gibi onları tutuklamadı. Bazılarını kalmaya ikna ederken, bazılarını olaysız bir şekilde terhis etti.

Ancak söz konusu 41 yedek asker, hükümetin iktidarda kalmak için siyasi hesaplar uğruna savaşı kasten uzattığı gerekçesiyle, Gazze’de savaşmayı reddettiklerini kamuoyu ile paylaşmaya karar verdiler. İçlerinden bazıları protesto gösterilerine katıldı, konuşmalar yaptı.

Bahsi geçen mektupta şu ifadeler yer aldı:

“Savaşa katıldığımız altı ay, bize askeri operasyonun tek başına kaçırılanları (İsrailli esirler) geri getirmeyeceğini gösterdi. Tutumumuzun bedelini ödesek bile, Gazze'de savaşmaya geri dönmeyeceğiz. Refah'a kara saldırısı, bizim ve Refah'taki masum insanların hayatlarını tehlikeye atmanın yanı sıra, kaçırılanları da canlı olarak geri getirmeyecek. Refah ve kaçırılanlar arasındaki seçimde, biz kaçırılanları seçiyoruz. Bu yüzden esir takası anlaşması yerine Refah'a girme kararının alınmasının ardından, yedek askerler olarak görev yapan bizler, kaçırılanların hayatını görmezden gelip başka bir anlaşmayı bozmaya vicdanımızın izin vermediğini beyan ederiz.”

Şarku’l Avsat’ın Haaretz’dan aktardığına göre mektubu imzalayanlardan 16'sı ordunun istihbarat biriminde, 7’si İç Cephe Komutanlığı'nda, geriye kalanların piyade, istihkam ve zırhlı birliklerde, biri komando birliğinde ve biri de terörle mücadele biriminde görev yapıyor.

İç Cephe Komutanlığı'nda görev yapan 7 yedek askerden biri, çok sayıda yedek askerin 7 Ekim'den sonra Batı Şeria'da ‘sınır işgalleri’ gibi muharebe görevlerini yerine getirmek üzere çağrıldığını, çünkü çok sayıda muvazzaf askerin Gazze Şeridi'ne nakledildiğini söyledi.

Haaretz'in görüştüğü, mektubu imzalayan yedek askerlerin çoğu, İsrail ordusunda yedek asker olarak görev yapanların çoğunun içinde bulundukları durumun anormal olduğunun farkında olduklarını söyledi. Örneğin, mektubu imzalayan ve kimliklerini açıklamayı kabul eden üç yedek askerden biri olan Zırhlı Birlikler Komutanlığı’ndan Tal Varidi, görev yaptığı yedek tugayın güneye gönderilen düzenli taburların yerine kuzeye konuşlandırıldığını belirterek, “Ben kuzeyde (Lübnan sınırında) büyüdüm. İkinci Lübnan Savaşı'nda büyük tatili güvenli yerler arasında koşuşturmakla geçirdim. Vatandaşların savunma çabalarına pek de nokta atışı olmayan bir rolle katkıda bulunduğumu hissediyordum. Bu konuda hiçbir endişem yoktu” diye konuştu.

Yedek asker Varidi sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi de kuzeyde hizmete çağrılırsam giderim ama Gazze'de savaşmaya çağrılırsam bunu reddederim. Yedek subaylıktan döndüğümde bunun bizi nereye götüreceği konusunda kafamda soru işaretleri oluşmaya başladı. (7 Ekim'den) sonra İsrail'in Gazze'de aylarca sürecek bir kara operasyonu düzenleyeceğinden ve bunun sonunda kaçırılanların geri alınacağından hiç şüphem yoktu. Ancak zaman geçtikçe, diğer şeylerin yanı sıra daimî hizmette ve yedeklerde görev yapan arkadaşlarımla yaptığım konuşmalardan sonra tereddütlerim arttı. Bir arkadaşım bana ‘Tankımla birlikte (Şifa Hastanesi)'ndeydim ve bunun doğru ve önemli olduğunu hissediyordum. Dört ay sonra aynı yere geri dönmem, Emir 8 ile daha önce işgal ettiğim yerleri yeniden işgal etmek için beni tekrar çağırdılar’ dedi. Hükümet, kaçırılanları kurtarmak ve savaşı durdurmak için bir anlaşma imzalamak yerine Refah'a karadan girmeyi tercih edince işin rengi değişti. Bunun ahlaki açıdan doğru olduğunu düşündüğüm, arkasında durmaya ve haklı çıkarmaya hazır olduğum şeylerin ötesinde olduğunu hissettim."

Gazze’de savaşmayı reddeden İsrail ordusunda Paraşütçü Tugayı'nda yedek asker ve üniversite öğrencisi 26 yaşındaki Yofel Garin gibi savaşa ve İsrail'in Batı Şeria'daki politikalarına zaten karşı olanlar da var.

İşgale ve İsrail'in Batı Şeria'daki politikalarına karşı olduğu için 7 Ekim'den önce bile yedek asker olarak görev yapmaya devam edip etmeme konusunda tereddütlerinin olduğunu vurgulayan Garin, şunları söyledi:

“Yedek subay olarak birlikte görev yaptığım arkadaşlarımla, muvazzaf asker iken de birlikteydik. Dolayısıyla yakın bir ilişkimiz var. Biz 2018 yılından beri arkadaşız. Ben hemşireyim. Yedek subaylıktan istifa etmenin doğru olduğunu anladığımda o kadar da kolay olmayan bir karar verdim. Sukot (Çardaklar) Bayramı’nda (7 Ekim) yedek subaylığı bırakmaya kesin olarak karar verdim. Hatta birlikteki arkadaşlarıma bu konuda bir mektup yazdım ama göndermedim. 8 Ekim'de etik açıdan olan şikayetlerimi bir kenara bıraktım ve yedek asker olarak yazıldım. Ancak aralık ayı sonlarına doğru radyodaki haberlerden İsrail'in Hamas'ın yeni bir anlaşma için öne sürdüğü savaşı sona erdirme şartını kesin olarak reddettiğini anladım. Bu ilk kırmızı çizgi idi. Sonra müfreze komutanı, ayrılma zamanı geldiğinde askerlere bulundukları evi yakmalarını emretti. Bu da ikinci kırmızı çizgiydi. Müfreze komutanıyla konuştum ve bunun nedenini anlamaya çalıştım. ‘Bu evin bir Hamas üyesinin evi olduğunu mu öğrendik?’ diye sordum. Komutanların bu evleri sadece vandalizm ve intikam için yaktığımızın gayet farkında olduğunu düşünüyorum.”



Britanya: Ukrayna, Rusya'nın drone kabiliyetine sekte vurdu

Fotoğraf: ReutersUkraynalı bir asker, Harkiv bölgesinde Rus birliklerinin mevzileri üzerinde uçmak için Vector adlı orta menzilli keşif tipi bir drone fırlatıyor (Reuters)
Fotoğraf: ReutersUkraynalı bir asker, Harkiv bölgesinde Rus birliklerinin mevzileri üzerinde uçmak için Vector adlı orta menzilli keşif tipi bir drone fırlatıyor (Reuters)
TT

Britanya: Ukrayna, Rusya'nın drone kabiliyetine sekte vurdu

Fotoğraf: ReutersUkraynalı bir asker, Harkiv bölgesinde Rus birliklerinin mevzileri üzerinde uçmak için Vector adlı orta menzilli keşif tipi bir drone fırlatıyor (Reuters)
Fotoğraf: ReutersUkraynalı bir asker, Harkiv bölgesinde Rus birliklerinin mevzileri üzerinde uçmak için Vector adlı orta menzilli keşif tipi bir drone fırlatıyor (Reuters)

Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı (MoD), Ukrayna'nın işgal altındaki toprakların dışındaki bir Rus hava üssüne yönelik saldırılarının Kremlin'in kendi drone saldırılarını başlatma kabiliyetini muhtemelen "kesintiye uğrattığını" açıkladı.

Eski adı Twitter olan X'te bir istihbarat güncellemesi yayımlayan Savunma Bakanlığı, Krasnodar Krayı'ndaki Yeysk hava üssüne Ukrayna'nın geçen hafta düzenlediği saldırının Rusya'nın drone kabiliyetlerine "kuvvetle muhtemel" zarar verdiğini belirtti. Krasnodar Krayı, işgal altındaki Kırım'ın Kerç Boğazı'nın karşı tarafında.

Yetkililer, 21 Haziran'da gerçekleştirilen başarılı saldırının Rusya'yı daha savunmasız üslerini Ukrayna topraklarından daha uzağa taşımaya zorlayabileceğini de sözlerine ekledi.

Savunma Bakanlığı şunları yazdı: 

Bu saldırıların kısa vadede Rusya'nın Ukrayna topraklarının derinliklerindeki hedefleri bu noktalardan vurmak için İnsansız Hava Araçları (İHA'lar) kullanma kabiliyetinde bir miktar kesintiye yol açması kuvvetle muhtemel. Rusya'nın İHA operasyonlarını daha korunaklı üslere dağıtması ve dolayısıyla etkinin muhtemelen geçici olması gerçekçi bir olasılık. Ukrayna'nın son dönemdeki başarılarından faydalanması ve Rusya'nın aleyhine olacak şekilde anti-İHA kampanyasını sürdürmesi muhtemel.

Kremlin yaklaşık iki yıldır Ukrayna enerji altyapısına ve sivillerin yaşadığı bölgelere saldırmak için uzun menzilli, İran yapımı "Şahid" drone'larını kullanıyor. ilk kullanımları Eylül 2022'de, topyekün istilanın başlamasından 6 ay sonra belgelenmişti.

Ancak son aylarda Ukrayna, Rus askeri hedeflerini vurmak için kendi ürettiği drone'ları kullanıyor. Yeysk hava üssüne yapılan saldırı, Ukrayna'dan 800 kilometreden fazla uzağa, Vladimir Putin'in memleketi St. Petersburg'a kadar ulaşan düzinelerce saldırıdan sadece biri.

Ukrayna'nın anti-İHA kampanyasının göreceli başarısına rağmen, 2023'ün sonunda ve bu yılın ilk yarısında Batı'dan ikmal alamaması cephede inisiyatifi kaybetmesine neden oldu.

Kiev, Rusya'nın daha donanımlı ordusunu geri püskürttüğü için askerlerini sürekli övüyor ve ABD askeri yardımının Ukrayna'ya ulaşmasıyla bu donanım açığı kapanmaya başlıyor.

Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal da Kiev'in ortaklarıyla imzaladığı 20 güvenlik anlaşmasında belirtilen askeri taahhütlerin gelecek 4 yıl için yıllık toplam 60 milyar dolara karşılık geldiğini cuma günü duyurdu.

Ancak Moskova yine de toprak ele geçirdi ve Kremlin'in Savunma Bakanlığı cuma günü Ukrayna'nın doğusundaki Rozdolivka yerleşimini kontrol altına aldığını iddia etti.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, Rusya'nın "Güney" askeri grubunun, Ukrayna güçlerini Donetsk bölgesinde bulunan yerleşim yerinden çıkardıktan sonra daha elverişli mevzilere yerleştiği belirtildi.

Ukrayna silahlı kuvvetleriyle yakın bağlantıları olduğu bilinen Ukraynalı savaş takipçisi DeepState, Rusya'nın Rozdolivka'ya doğudan saldırdığını kabul etti.

Ancak haritasında yaptığı son güncelleme, Rozdolivka yakınlarındaki Rus saldırılarının kasabanın kendisine ulaşamadığını gösteriyor.

Independent Türkçe