İran İsrail'in Lübnan'a savaş açması halinde Hizbullah'ı askeri olarak destekleyecek

İsrail ordusunun hazırlıkları ve ‘toparlanmak için zamana ihtiyacı olduğuna dair’ bilgiler sızdı

Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinden attığı roketlerin yol açtığı yangını söndürmeye çalışan İsrailli bir itfaiyeci (Reuters)
Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinden attığı roketlerin yol açtığı yangını söndürmeye çalışan İsrailli bir itfaiyeci (Reuters)
TT

İran İsrail'in Lübnan'a savaş açması halinde Hizbullah'ı askeri olarak destekleyecek

Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinden attığı roketlerin yol açtığı yangını söndürmeye çalışan İsrailli bir itfaiyeci (Reuters)
Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinden attığı roketlerin yol açtığı yangını söndürmeye çalışan İsrailli bir itfaiyeci (Reuters)

İran, İsrail'in Lübnan'a geniş çaplı bir savaş açması halinde Hizbullah'ı askeri olarak desteklemeye hazır olduğunu açıkladı. Buna karşın İsrail ordusu da savaş hazırlıklarını hızlandırdığını duyurdu. Ancak İsrail ordusunun Hizbullah'a karşı olası bir savaşa hazırlık olarak toparlanmak için zamana ihtiyacı olduğuna dair bazı bilgiler sızdırıldı.

Bu karşılıklı tehditler yapılırken Güney Kıbrıs'ın Beyrut Büyükelçisi Maria Hadjitheodosiou ‘Güney Kıbrıs topraklarının Lübnan'a karşı olası bir savaşta kullanılmayacağını’ vurguladı. Büyükelçi Hadjitheodosiou, Lübnan Temsilciler Meclisi Dış İşleri ve Gurbetçiler Komitesi Başkanı Fadi Alame ile bir araya gelirken görüşmede Lübnan’ın güneyindeki güvenlik durumunu, devam eden savaşın yol açtığı hasarın boyutlarını ve Lübnan'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 1701 sayılı kararının uygulanmasına olan bağlılığı ele alındı.

İran'ın tehditleri

İran, İsrail'in Hizbullah'a yönelik bir saldırı başlatması halinde savaşı genişletme ve savaşa dahil olma konusunda istekli olduğunu gösterdi. Lübnan resmi haber ajansı NNA’nın aktardığına göre İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in danışmanlarından Kemal Harrazi, ülkesinin ‘Hizbullah'ı desteklemek için elinden geleni yapacağını’ söyledi.

İran'ın Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanlığı görevini de yürüten Harrazi, Lübnan'da geniş kapsamlı bir savaş başlaması durumunda İran'ın Hizbullah'ı askeri olarak destekleyip desteklemeyeceğine ilişkin bir soruya verdiği yanıtta ‘böyle bir durumda Tahran'ın elindeki tüm imkanlarla Hizbullah’ı desteklemekten başka bir seçeneği olmayacağını’ belirtti.

İsrail'in hazırlıkları

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Hamas’ın askeri ve siyasi yeteneklerinin yok edilmesi, İsrailli rehinelerin kurtarılması ve Gazzelilerin evlerine güvenli bir şekilde dönmesi şeklindeki savaş hedeflerine ulaşana kadar savaşmaya devam etme kararlılığı vurgulanırken “Kuzey cephesinde Hizbullah’a karşı savaş hazırlıklarını güçlendiriyoruz” denildi.

Ancak İsrail ordusunun şu an topyekûn bir savaşa meyilli olmadığını gösteren sızıntılar açıklamayı gölgeledi. Şarku'l Avsat'ın New York Times'den aktardığına göre İsrailli komutanlar ‘İsrail'in son on yıllardaki en uzun savaşından sonra savaşmaya devam etmek için yeterli donanıma sahip olmadıklarını söylediler. Komutanlar, güçlerinin, Hizbullah'a karşı olası bir savaşa hazırlanmak için toparlanmaya ve bunun için de zamana ihtiyacı olduğuna inandıklarını’ bildirdi.

Güvenlik yetkililerinin Hamas ile ateşkesin Hizbullah ile anlaşmayı da kolaylaştırabileceğini söylediklerini aktaran gazeteye göre yetkililer ayrıca Gazze'de savaşı durdurmanın Hizbullah'la daha büyük bir savaşa hazırlanmak için kendilerine daha fazla zaman kazandıracağını düşünüyorlar.

cdfbh
Lübnan sınırı yakınlarında devriye gezen bir İsrail askeri aracı (EPA)

Tüm bu tahminler, sızıntılar ve tehditler, Lübnan'ın güneyinde devam eden ve sahadaki günlük gelişmelere göre tırmanabilecek olan savaşın gerçekliğini değiştirmiyor. Israil basını Kiryat Shmona'da bir evin Lübnan topraklarından fırlatılan roketlerle vurulduğunu, buna karşın İsrail'in Lübnan'ın güneyinde düzenlediği bir hava saldırısında bir çiftçinin öldüğünü bildirdi. Yine İsrail basını tarafından aktarıldığına göre İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) da Lübnan'ın güneyindeki Taybe beldesine üç roket fırlattı.

NNA, İsrail’e ait bir İHA’nın Lübnan’ın güneyindeki Taybe’ye üç füzeyle saldırdığını ve füzelerden birinin bir elektrik trafosunu vurduğunu bildirdi. İsrail savaş uçaklarının Sayda şehri ve Lübnan güneyindeki Cezzine, Mercayun, Nebatiye ve et-Tuffah bölgelerinin hava sahasında sonik patlamalara neden olan ses bariyerini aşarak ihlalde bulunduğunu aktaran NNA, ayrıca Lübnan Dağı’ndeki eş-Şuf bölgesinin hava sahasında da ses bariyeri ihlali yapıldığını kaydetti.

Öte yandan İsrail ordusu, ‘İsrail topraklarına girmeden önce şüpheli bir hava hedefi tespit ettiğini’ duyurdu. Ardından el-Malikiye bölgesinde sirenler çalmaya başladı. Hedefin tespit edilmesinin ardından bir önleme füzesinin hedefe ateşlendiği belirtilen açıklamada, herhangi bir kayıp yaşanmadığı ifade edildi. Hedefin tespit edilmesinin ardından bir önleme füzesinin hedefe ateşlendiği belirtilen açıklamada, hava savunma sistemlerinin Kefer Kila bölgesinde Lübnan toprakları üzerinde şüpheli bir hava hedefini başarıyla önlediği, hedefin İsrail topraklarına geçmeyi başaramadığı ve herhangi bir kayba yol açamadığı belirtildi.

İsrail’e verilen zarar

Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine göre İsrail’in kuzeyinde devam eden yıpratma savaşı 130'dan fazla yerleşim biriminde yıkıma ve tahribata yol açtı. Gazete, Lübnan topraklarından fırlatılan roketlerle ve İHA’larla sivil ve kamu binaları ile altyapının hedef alındığı ve Hizbullah'ın kuzeydeki saldırılarını başlatmasından bu yana şimdiye kadar bin 23 yaralanma vakasının rapor edildiğini aktardı.

jukıloş
Hizbullah tarafından Kiryat Shmona'ya atılan bir roketin isabet ettiği evdeki hasarı inceleyen bir İsrail askeri (AFP)

Hizbullah saldırılarından en fazla hasar gören konut, kamu binası ve altyapının olduğu Kiryat Shmona’da şimdiye kadar 147 yaralanma vakası rapor edilirken bazıları az hasarlı bazıları ise tamamen yıkılan 130 yapı hasar gördü. Kiryat Shmona’dan sonra en fazla hasarın olduğu yer ise 121 yapının isabet aldığı Lübnan sınırındaki Metulla. Metulla’da hedef alınan bu yapılardaki hasarın boyutu bilinmiyor. Ayrıca Shlomi'de 115 yapı, Arab el-Aramşa’da ise 88 yapı hasar gördü. Güvenlik durumu nedeniyle bu yapıların yarısında hasarın boyutu halen tespit edilemedi.



AFRICOM ABD’nin Afrika'daki askeri varlığını güvence altına alabildi mi?

AFRICOM, Afrika ülkelerinin düzenli ordularına terörizmle mücadele çabalarında yardımcı olmaya çalıştı (Reuters)
AFRICOM, Afrika ülkelerinin düzenli ordularına terörizmle mücadele çabalarında yardımcı olmaya çalıştı (Reuters)
TT

AFRICOM ABD’nin Afrika'daki askeri varlığını güvence altına alabildi mi?

AFRICOM, Afrika ülkelerinin düzenli ordularına terörizmle mücadele çabalarında yardımcı olmaya çalıştı (Reuters)
AFRICOM, Afrika ülkelerinin düzenli ordularına terörizmle mücadele çabalarında yardımcı olmaya çalıştı (Reuters)

Sagir el-Hidri

ABD, Afrika’da başta Rusya ve Çin olmak üzere uluslararası güçler arasındaki mücadelenin kızıştığı bir dönemde, bu güçlerin önünü kesmek için Afrika Komutanlığı’na (AFRICOM) güveniyor.

AFRICOM, ABD'nin Afrika ülkelerindeki çıkarlarının terör örgütü El Kaide tarafından ölümcül saldırılara maruz kalmasının ardından 2008 yılında kuruldu. Bu saldırıların başında ABD’nin Kenya'nın başkenti Nairobi ve Tanzanya'nın eski başkenti Darusselam’daki büyükelçiliklerini hedef alan ve 224 kişinin ölümüne, yaklaşık 5 bin kişinin yaralanmasına yol açan saldırılar geliyor.

AFRICOM'uun kurulması kararı, dönemin askeri yetkilisi Richard J. Catoire tarafından kaleme alınan 'Sahra Altı Afrika için Birleşik Komuta Planını Yeniden Değerlendirilmesi' başlıklı bir raporda Avrupa Merkez Komutanlığı'ndan bağımsız bir Afrika komutanlığı kurulması önerisinin yapılmasının ardından alındı.

Gerçekleşmeyen hedefler

AFRICOM'un sık sık ‘terörist’ unsurları ortadan kaldırmaya yönelik operasyonlarını duyurmasına rağmen, birçok kişi AFRICOM'un ve sahadaki güçlerinin varlığına kayıtsız kalırken, ABD’nin bölgedeki nüfuzunun azalması AFRICOM'un kurulmasının getirileri konusunda soru işaretlerine yol açtı. Son olarak Nijer, ABD askerlerini topraklarından çıkardı ve Amerikan askerleri tarafından kullanılan bir askeri üssü kapattı. Bu üs daha çok silahlı grupların faaliyetleri hakkında gizli dinleme ve bilgi toplama için kullanılıyordu. Eski ABD Başkanı George W. Bush, AFRICOM'un kurulduğunu duyururken “AFRICOM Afrika ile güvenlik alanındaki iş birliğimizi güçlendirecek ve kıtadaki ortaklarımızın güvenlik yeteneklerini arttırmak için yeni fırsatlar oluşturacak” ifadelerini kullanmıştı.

Kurulmasının üzerinden yaklaşık 16 yıl geçen AFRICOM, Afrika'da değil Almanya'nın Stuttgart kentinde konuşlandığı için ABD’de halen etkinliği ve bu kadar çok para harcamanın gerekçesi konusunda soruların sorulmasına neden oluyor.

Afrika uzmanı Sadık er-Ruziki, yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

“AFRICOM’un ABD'nin Afrika'daki hedeflerine ulaştığını söyleyemeyiz. Washington'ın kıtadaki askeri varlığı için belirli hedefleri vardı. AFRICOM terörle mücadele etmek, ABD’nin kıtadaki çıkarlarını korumak, çatışmaların çözümüne katılmak, istikrar, güvenlik ve barışa yönelik tehditleri ortadan kaldırmak ve Afrika ülkelerinin düzenli ordularıyla iş birliği yapmak amacıyla kuruldu. Fakat Afrika'daki neredeyse tüm ülkelerde iç karışıklıklar yaşandığından ve özellikle de birçok Afrika ordusu gerekli anlamda organize profesyonel ordular olmadığından bu faktörler istenen sonuçları vermedi.”

Birçok Afrika ülkesinde orduların ya eski silahlı hareketlerden ya kabile veya aşiret gruplarından ya da diğerlerinden oluştuğunu vurgulayan Ruziki, “Dolayısıyla ABD, Afrika kıtasındaki hedeflerinin gerçekleştirilebileceği konusunda kimseyi ikna edemedi” diye konuştu.

Afrika'nın bazı bölgelerinde yaşanan çatışmaların başarısızlığın nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Ruziki, “Afrika Boynuzu ülkeleri Etiyopya, Sudan, Güney Sudan ve Orta Afrika’da çatışmalar yaşanıyor. Bu yüzden ABD-Afrika askeri ilişkilerinin seyrinde herhangi bir ilerleme kaydedilemedi” ifadelerini kullandı.

Rusya ve Çin ile rekabet

Eski adı Afrika Kriz Müdahale Girişimi (ACRI) olan Afrika Acil Durum Harekatı Eğitim ve Yardım Programı’nın (ACOTA) bir sonucu olarak kurulan AFRICOM’un operasyonları çerçevesinde ABD, 11 Eylül 2001 saldırılarının yanı sıra 1998 yılında Tanzanya ve Kenya'da Amerikalıları hedef alan saldırılardan sonra giderek artan bir endişe kaynağı haline gelen terörle mücadele çerçevesinde yıllarca Somali, Cibuti ve Sudan'a asker konuşlandırdı.

ABD vatandaşlarının 2007 yılında Nijer deltasında kaçırıldığı saldırı da dahil olmak üzere çeşitli olaylar ABD'nin AFRICOM aracılığıyla daha geniş çaplı olarak Afrika’da askeri bir varlık edinmesinin önünü açtı. Bu olay ABD'nin Afrika’daki bir ülkede askeri üs kurma çabalarını hızlandırdı ve sonunda Batı Afrika'nın büyük bir kısmını birbirine bağlayan Nijer'de üs kurulması kararı alındı.

xscdv
AFRICOM'un merkezi Almanya'nın Stuttgart kentindedir (AFP)

AFRICOM’un örneğin Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusundaki durumu çözmek için Doğu Afrika bölgesinde Hızlı Müdahale Kuvvetleri’nin kurulmasında ve diğer bazı girişimlerde Afrika ülkeleriyle koordinasyon kurmakta başarısız olduğunu söyleyen Ruziki, “ABD, müdahalede bulunurken Afrika ülkelerinin çıkarlarını göz önünde bulundurduğuna dair henüz somut bir kanıt sunabilmiş değil” yorumunda bulundu.

AFRICOM'un kıtada bugünü ve geleceği şekillendirdiğini düşünenlerin birçok noktada fikir birliğine sahip olduklarını söyleyen Ruziki, bu noktaların Fransa’nın Afrika'da azalan nüfuzu ve Rusya'nın yeni müdahaleleriyle bağlantılı olduğunu vurguladı. Rusya'nın Wagner'i gayri resmi olarak müdahale etmek için bir araç olarak kullandığını belirten Ruziki’ye göre Çin, Afrika'daki askeri konuları gündeme getirmese de son dönemde gerçekleşen bir ekonomi forumunda Afrika ile Çin arasındaki ekonomik iş birliğine değindi ve bu ülkeleri Çin politikasıyla ilişkilendirmeye çalıştı. ABD'nin çeşitli zorluklarla karşı karşıya olduğunun altını çizen Ruziki, bunların başında çatışmaları nasıl çözeceği, Afrika ülkeleriyle ilişkilerinden nasıl faydalanacağı ve kıtada istikrarın sağlanmasına nasıl etkili bir şekilde katkıda bulunacağı konusunda net bir vizyona sahip olmamasının geldiğini söyledi.

Terörle mücadele

ABD, Somali'de Boko Haram, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ gibi çeşitli terör örgütlerinin çoğalması nedeniyle terörle mücadeleyi AFRICOM'un Afrika'ya müdahalesi sırasında en önemli nokta haline getirdi. ABD'nin terörle mücadele konusunda Somali gibi ülkelerde dahil olduğu operasyonlarda olduğu gibi, bu ülkeler için herhangi bir özel hedefe ulaşmadığını ifade eden Ruziki, “Bu deneyimden, ABD’nin Afrika'da hiç de başarılı sayılamayacağı sonucu çıkıyor. ABD politikası ve AFRICOM düzeyinde açık bir kafa karışıklığı var” şeklinde konuştu.

ABD'nin başta Batı Afrika olmak üzere müttefik ülkelerde de gizli dinleme ve casusluk için kullanılan büyük bir askeri üssün kapatıldığı Nijer'de olduğu gibi, düşüşte olduğu söyleyen Ruziki, söz konusu üssün Mali, Burkina Faso ve Nijer gibi çatışmaların yaşandığı Afrika ülkelerine fayda sağlamadığını belirtti.

Sonuçları ortaya sermek için doğru zaman zamanı değil

Son zamanlarda ABD siyasi çevrelerinde AFRICOM'un merkezinin Stuttgart'tan bir Afrika ülkesine taşınması yönünde sesler yükselmiş, bazı siyasetçiler Washington'ın Afrika kıtasındaki önemli bir müttefiki olan Fas'ı önermişti. Ancak bu durum AFRICOM'un yararlılığı ve bunca yılın ardından elde ettiği sonuçlarla ilgili tartışmalara son veremedi.

Siyasi analist Evariste Ngarlam Tolda, ABD’nin 2012 yılında Libya'nın Bingazi kentindeki konsolosluğunun saldırıya uğramasından bu yana insansız hava araçlarının (İHA) kullanımını yoğunlaştırdığı görülen AFRICOM'un operasyonlarının sonuçlarını ortaya sermek için doğru zaman olmadığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre  Tolda, AFRICOM'un Afrika'daki geleceğinin belirlenmesinin, askerlerden ve sivillerden oluşan karma bir komutanlık olması ve başta Savunma Bakanlığı (Pentagon) olmak üzere çeşitli bakanlıkların denetimi altında bulunması nedeniyle zor olduğunu söyledi.

Tolda, AFRICOM’un belirli bir program kapsamında askerlerin eğitilmesi ve savunma ve dışişleri bakanlıkları gibi çeşitli bakanlıklar tarafından hazırlanan bu program aracılığıyla askeri ve tıbbi yardım sağlanması gibi çeşitli alanlarda faaliyet gösterdiğini de sözlerine ekledi.

AFRICOM'un Afrika'da güvenlik ve istikrar konularında askeri faaliyetlere odaklanmaya devam edeceğini belirten Tolda, “Bu faaliyetler savunma ve dışişleri bakanlıkları tarafından denetlenecek ve Çad gibi ülkelerde ABD askerleri geri dönecek” yorumunda bulundu.

AFRICOM, ABD'nin yıllarca Sahel bölgesini bir bütün olarak izlemesini sağlayan İHA’ların bulunduğu 101. Hava Üssü’nün kapatılmasıyla sarsıldı. Batılı güçler bölgeyi terk ederken üssün geleceği de belirsizliğini koruyor.