Dünya Havacılık Fuarı... Suudi Arabistan Askeri Endüstrileri yatırım fırsatlarını ve kurumsal çabalarını sergiliyor

Suudi Arabistan Askeri Endüstriler Genel Kurumu, yerel yetenekleri geliştirmek ve kalkınmayı desteklemek için iki anlaşmaya sponsor oldu.

) Suudi Arabistan Askeri Endüstriler Genel Kurumu Başkanı Mühendis Ahmed el-Avheli, Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı kapsamında bir dizi görüşme gerçekleştirdi. (SPA)
) Suudi Arabistan Askeri Endüstriler Genel Kurumu Başkanı Mühendis Ahmed el-Avheli, Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı kapsamında bir dizi görüşme gerçekleştirdi. (SPA)
TT

Dünya Havacılık Fuarı... Suudi Arabistan Askeri Endüstrileri yatırım fırsatlarını ve kurumsal çabalarını sergiliyor

) Suudi Arabistan Askeri Endüstriler Genel Kurumu Başkanı Mühendis Ahmed el-Avheli, Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı kapsamında bir dizi görüşme gerçekleştirdi. (SPA)
) Suudi Arabistan Askeri Endüstriler Genel Kurumu Başkanı Mühendis Ahmed el-Avheli, Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı kapsamında bir dizi görüşme gerçekleştirdi. (SPA)

Suudi Arabistan Askeri Endüstriler Genel Kurumu (SAMI), Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı'nda askeri endüstriler sektöründeki düzenleme çalışmalarını ve Suudi Arabistan'ın gelecek vaat eden bu sektöre yatırım yapmak isteyen yerel ve uluslararası şirketlere sunduğu yatırım fırsatlarını vurguladı.

Bu hamleler, 2017 yılında kurulan ve 2030 yılına kadar askeri teçhizat ve hizmetlere yönelik hükümet harcamalarının yüzde 50'sinden fazlasını yerelleştirmekle görevlendirilen SAMI’nin stratejik rolünün bir parçası.

En büyük ve en önemli uluslararası savunma ve havacılık fuarlarından biri olan fuarda SAMI, askeri ve savunma sanayileri alanında ortak iş birliğini geliştirmek ve deneyim alışverişinde bulunmak üzere birçok toplantı ve küresel ortaklık gerçekleştirdi. Ayrıca yerli ve yabancı küçük ve orta ölçekli işletmeler için gelecek vaat eden yatırım fırsatlarını teşvik etmek üzere SAMI tarafından geliştirilen tedarik zincirlerini ve Suudi askeri sanayi sektöründe askeri hizmetlerin pratik ihtiyaçlarını karşılayan yerel kabiliyetlerin çeşitliliğini tanıttı.

Bbbb
Suudi Arabistan Askeri Endüstriler Genel Kurumu (SAMI) umut verici bir yatırım fırsatı sunuyor. (SPA)

İngiltere'nin başkenti Londra'da geniş bir uluslararası katılımla düzenlenen ve beş gün süren fuar kapsamında SAMI Başkanı Mühendis Ahmed el-Avhali, Lockheed Martin ve Airbus Helicopters ile yerel kabiliyetleri arttırmayı ve kurumun gelişme çabalarını desteklemeyi amaçlayan iki anlaşmanın imzalanmasına sponsor oldu.

İlk anlaşma Suudi Arabistan'ın SAMI Al Salam Aerospace Industries aracılığıyla, Lockheed Martin'in C-30 Hercules uçaklarının en yüksek uluslararası kalite standartlarında bakım ve onarımı için sertifikalı servis merkezlerine sahip 14 ülkeden oluşan seçkin bir gruba katılmasını içeriyor. Anlaşma kapsamında Sami Al Salam Aerospace, bu uçakların bölgesel ve uluslararası operatörlerine destek sağlayacak.

Vvbb
Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı geniş bir uluslararası katılıma sahne oldu. (SPA)

İkinci anlaşma ise SAMI'nin Airbus Helicopters ile ortaklaşa helikopterlerin bakım ve onarımını yerelleştirme taahhüdünü öngörüyor ve Suudi Arabistan'ın helikopter onarımı alanındaki kabiliyetlerini geliştirmeyi amaçlıyor.

Suudi Arabistan askeri sanayi sektörü, sektörün geliştirilmesi ve yerelleştirilmesi, yatırım fırsatlarının arttırılması ve sektörün hedeflerine ulaşması için gösterilen çabaların bir parçası olarak askeri kurumların pratik ihtiyaçlarını karşılayan yerel yeteneklerin sağlanması açısından hızlandırılmış adımlara tanık oluyor. Fuar sırasında SAMI, en önemli görevleri ve ulusal öncelikleri, Suudi askeri ve savunma sanayi sektörünün potansiyelini ve ülkede sanayi ve hizmet yeteneklerinin oluşturulmasına katkıda bulunmak için kurum tarafından elde edilen başarıları gözden geçirdi.

Bbzb
Suudi Arabistan Askeri Endüstriler Genel Kurumu'nun Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı'daki ofisi bir dizi toplantıya ve küresel ortaklığa sahne oldu. (SPA)

SAMI'nın savunma ve güvenlik endüstrisi alanındaki bu tür uluslararası fuarlara katılımı, kuruluş amaçlarından biri olan Suudi askeri endüstriler sektörünün potansiyelini sergilemek ve yatırımları teşvik eden kanun, yönetmelik ve mevzuatlara tabi askeri endüstriler için bir ortam oluşturup geliştirerek canlı ve müreffeh bir ekonomi inşa etmedeki önemli rolünü arttırmak amacını yansıtması bakımından dikkat çekicidir. Diğer yandan SAMI, internet sitesindeki ortak askeri endüstriler platformu aracılığıyla askeri lisanslama hizmetleri, insan sermayesi geliştirme hizmetleri, askeri standartlar ve şartname hizmetleri, yerelleştirme ve askeri endüstriler hizmetleri sunmaktadır.



BM, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısını kınadı: Uluslararası hukukun şok edici ihlali

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
TT

BM, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısını kınadı: Uluslararası hukukun şok edici ihlali

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in geçtiğimiz hafta Katar'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısının bölgesel barış ve istikrarı tehdit ettiğini belirterek, ‘yargısız infazların sorumlularının hesap vermesi’ gerektiğini vurguladı.

Volker Türk, BM İnsan Hakları Konseyi'nde saldırıyla ilgili oturumun açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İsrail'in 9 Eylül'de Doha'daki müzakerecilere yönelik saldırısı, uluslararası hukukun şok edici bir ihlali, bölgesel barış ve istikrara yönelik bir saldırı ve dünya çapındaki arabuluculuk ve müzakere süreçlerinin bütünlüğüne yönelik bir darbedir.”

Katar, BM İnsan Hakları Konseyi'nden Doha'ya yönelik bombardıman için İsrail'i sorumlu tutmak üzere adımlar atmasını istedi.

Diğer yandan dün düzenlenen Doha Zirvesi’nde liderler, Katar devletine, güvenliğine, istikrarına, egemenliğine ve vatandaşlarının emniyetine koşulsuz desteklerini yinelediler. İsrail'in, Katar'ın egemenliğine açık bir ihlal, uluslararası hukuka bariz bir aykırılık ve bölgesel barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit olarak gördükleri acımasız saldırısını kınayarak, Katar ile birlik içinde olduklarını ifade ettiler.

Doha'da düzenlenen olağanüstü Arap Birliği - İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi, tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı eylemi olan İsrail'in hain saldırısına karşı Katar ile dayanışmayı vurguladı. Ayrıca Katar'ın, BM Şartı hükümlerine uygun olarak, güvenliğini, egemenliğini, istikrarını ve vatandaşlarının emniyetini sağlamak için bu saldırganlığa yanıt vermek üzere atacağı tüm adım ve önlemlerde yanında olunacağı taahhüt edildi.

Nihai bildiride, Gazze Şeridi'nde ateşkesi sağlamak, savaşı sona erdirmek ve rehineleri serbest bırakmak için kilit arabulucu rolünü üstlenen Katar'ı hedef almanın, tehlikeli bir adım ve barışı yeniden tesis etmek için yapılan diplomatik çabalara yönelik bir saldırı olduğu belirtildi. Bildiride, “tarafsız bir arabuluculuk merkezine yönelik bu tür bir saldırganlık, Katar devletinin egemenliğini ihlal etmekle kalmayıp, uluslararası arabuluculuk ve barış sağlama çabalarını da baltalamaktadır ve bunun tüm sorumluluğu İsrail'e aittir” vurgusu yapıldı.


Doha Zirvesi ve İsrail saldırganlığına karşı Katar'a koşulsuz destek

TT

Doha Zirvesi ve İsrail saldırganlığına karşı Katar'a koşulsuz destek

Doha Zirvesi ve İsrail saldırganlığına karşı Katar'a koşulsuz destek

Dün Katar’ın başkenti Doha’da yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler Katar’a, güvenliğine, istikrarına, egemenliğine ve vatandaşlarının güvenliğine koşulsuz desteklerini vurguladılar. İsrail'in acımasız saldırısını kınadıklarını ve buna karşı durma konusundaki ortak tutumlarını ifade eden liderler, İsrail’in Katar’a yönelik saldırısını Katar'ın egemenliğine yönelik açık bir ihlal, uluslararası hukukun bariz bir ihlali ve bölgesel barışa ve güvenliğe yönelik ciddi bir tehdit olarak değerlendirdiler.

İİT ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde, tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı niteliği taşıyan İsrail'in hain saldırısına karşı Katar ile dayanışmayı ve Katar'ın Birleşmiş Milletler (BM) Şartı ile güvence altına alınan güvenliğini, egemenliğini, istikrarını ve vatandaşlarının ve sakinlerinin güvenliğini korumak için bu saldırıya yanıt olarak aldığı tüm önlemlerin ve attığı adımların desteklendiği vurgulandı.

Zirveden çıkan ortak bildiride, Gazze’de ateşkesin sağlanması ve savaşın sona erdirilmesi, rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılması için kilit arabulucu rolünü üstlenen Katar'ın hedef alınmasının, tehlikeli bir tırmanış ve barışı yeniden tesis etmeye yönelik diplomatik çabaların saldırıya uğraması anlamına geldiği belirtildi. Ayrıca nötr bir arabuluculuk merkezine yönelik bu tür bir saldırganlığın, Katar’ın egemenliğini ihlal etmekle kalmayıp, uluslararası arabuluculuk ve barış sağlama çabalarını da baltaladığı ve bunun tüm sorumluluğunun İsrail'e ait olduğu kaydedildi.

cdghy
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani, Doha'da düzenlenen İİT ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nin açılış konuşmasını yaparken (EPA)

Zirve, geçtiğimiz perşembe günü BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) acil toplantısından çıkan ve İsrail'in Katar’a saldırısının uluslararası barış ve güvenliği ihlal eden bir eylem olarak oybirliğiyle kınayan açıklamadan duyulan memnuniyet ifade edildi. Doha ile dayanışmanın ve Mısır ve ABD ile birlikte bölgedeki arabuluculuk çabalarında oynamaya devam ettiği hayati rolünün desteklendiği ifade edilen zirvede, BM Şartı ilkeleri uyarınca Katar'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerektiği belirtildi.

Liderler, İsrail'in saldırganlığı, devam eden uygulamaları ve soykırım, etnik temizlik, açlık ve kuşatma suçları ile yayılmacı yerleşim ve siyasi faaliyetlerinin bölgede barış ve barış içinde bir arada yaşama şansını zedelediğini ve İsrail ile normal ilişkiler kurma yolunda elde edilen tüm kazanımları, mevcut ve gelecekteki anlaşmalar da dahil olmak üzere, tehdit ettiğini vurguladılar.

Uluslararası hesap verebilirliğin yokluğu ve uluslararası toplumun İsrail'in tekrarlanan ihlallerine sessiz kalmasının, İsrail'i saldırılarına devam etmeye ve uluslararası hukuku ve uluslararası meşruiyet kararlarını açıkça ihlal etmeye teşvik ettiğini belirten liderler, bunun, cezasızlık politikasını sürdürdüğünü, uluslararası adalet sistemini zayıflattığını ve kurallara dayalı uluslararası düzeni yok etme tehdidi oluşturarak bölgesel ve uluslararası güvenlik ve barışa doğrudan bir tehdit oluşturduğunu ifade ettiler.

dfrgt
Suudi Arabistan Veliaht Prensi dün Doha'da düzenlenen İİT ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde ülkesinin heyetine başkanlık etti (SPA)

İsrail’in Katar’a saldırısının BM üyesi olan bir Arap ve İslam devletine karşı açık bir saldırı ve aşırı sağcı İsrail hükümetinin saldırganlığını ortaya koyan ve suç siciline eklenen tehlikeli bir tırmanış olduğunu belirten liderler, bölgesel ve uluslararası istikrar ve güvenliğe doğrudan tehdit oluşturan, bölgede yeni bir gerçeklik dayatma planlarına karşı durulması ve mücadele edilmesi gerektiğini vurguladılar. Ayrıca, İsrail'in tekrarlanan saldırılarına ve devletlerin egemenliğine, güvenliğine ve istikrarına yönelik süregelen ihlallerine son verilmesi çağrısında bulundular.

Ortadoğu'da adil, kapsamlı ve kalıcı bir barışın, Filistin meselesini göz ardı ederek veya Filistin halkının haklarını görmezden gelerek ya da şiddet uygulayarak ve arabulucuları hedef alarak değil, Arap Barış Girişimi ve ilgili uluslararası kararlara bağlı kalarak sağlanabileceğini yeniden teyit ettiler.

Bu bağlamda, uluslararası topluma ve özellikle BMGK’ya, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgalini sona erdirmek için yasal ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeleri ve bunun için bağlayıcı bir zaman çizelgesi belirlemeleri çağrısında bulundular.

Liderler, İsrail'in 1967'de işgal ettiği topraklardan Filistin halkını herhangi bir bahane veya isim altında yerinden etme girişimlerini kınadılar. Bunu insanlığa karşı bir suç, uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukukun açık bir ihlali ve tamamen ve kesinlikle kabul edilemez bir etnik temizlik politikası olarak değerlendirdiler.

frgty
Dün Doha'da düzenlenen İİT ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nden bir kare (SPA)

Arap ve İslam ülkeleri, Gazze Şeridi’nin yeniden inşa planının hem siyasi hem de teknik yönleriyle uygulanması ve bunun mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladılar. Uluslararası bağışçılara gerekli desteği sağlamaları çağrısında bulunan liderler, bağışçı ülkeleri ateşkesin sağlanmasının ardından Kahire'de düzenlenecek Gazze’nin yeniden inşasına ilişkin konferansa aktif olarak katılmaya çağırdılar.

Zirvede İsrail'in Katar'ı veya herhangi bir Arap ya da İslam ülkesini tekrar hedef alacağına dair devam eden tehditlerinin, uluslararası barışı ve güvenliği tehdit eden bir provokasyon ve tehlikeli bir tırmanış olduğu, tamamen ve kesin olarak reddedildiği vurgulanırken uluslararası topluma, bu tehditleri en güçlü şekilde kınamaya ve bunları durdurmak için caydırıcı önlemler alması çağrısı yapıldı.

Uluslararası toplumun, İsrail'in Doğu Kudüs dahil Batı Şeria'daki saldırganlığını ve yasadışı yerleşim uygulamalarını durdurmada başarısız olmaya devam etmesinin ciddi sonuçları olacağı uyarısı yapılan zirvede, İsrail’in başta Lübnan ve Suriye olmak üzere bölge ülkelerine karşı devam eden saldırılarının uluslararası hukukun ve devlet egemenliğinin açıkça ihlali olduğu vurgulandı.

Liderler, İsrail’in uluslararası insani hukuk ve Cenevre Sözleşmelerini açıkça ihlal ederek Filistin halkına karşı abluka, açlık, gıda ve ilaçtan mahrum bırakmayı silah olarak kullanarak daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir insani felakete yol açan politikalarını kınadılar. Bu uygulamaların tam anlamıyla bir savaş suçu olduğunu vurgulayan liderler, uluslararası toplumun bu uygulamalara son vermek ve işgal altındaki Filistin topraklarının tüm bölgelerine insani yardımın acil, güvenli ve sınırsız bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak için acil eylemde bulunması gerektiğini belirttiler.

rgthy
Dün Doha'da düzenlenen İİT ve Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nden bir kare (QNA)

İsrail’in işgali altındaki Filistin topraklarının herhangi bir bölümünü ilhak etme kararının feci sonuçları olacağı konusunda uyaran liderler, bunun Filistin halkının tarihi ve yasal haklarının açık bir ihlali olarak ele alınması gerektiğini vurguladılar. Liderler, böyle bir kararın aynı zamanda BM Şartı'nın, uluslararası hukuk ilkelerinin ve ilgili Birleşmiş Milletler kararlarının ihlali anlamına gelir ve bölgede adil ve kapsamlı bir barışın sağlanmasına yönelik tüm çabaları baltalayacağının altını çizdiler.

Arap Birliği Konseyi'nin bakanlar düzeyinde ‘Bölgede Güvenlik ve İşbirliği için Ortak Vizyon’u onaylamasını memnuniyetle karşılayan liderler, bu bağlamda, kolektif güvenlik kavramını ve Arap ve İslam devletlerinin ortak kaderininin yanı sıra ortak zorluklar ve tehditlerle mücadele etme gerekliliğini ve bu amaçla gerekli uygulama mekanizmalarını geliştirmeye başlamanın önemini vurguladılar.

Ayrıca, iki devletli çözümün uygulanması ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması konusunda BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen New York Deklarasyonu'nu, Filistin halkının başta, 4 Haziran 1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hakkı olmak üzere meşru haklarına yönelik uluslararası desteğin açık bir ifadesi olarak memnuniyetle karşılayan liderler, deklarasyonun kabulüne katkıda bulunan Suudi Arabistan ve Fransa'nın çabalarını övdüler.

Zirvede uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması için temel referans noktası olarak uluslararası meşruiyete ve ilgili BM kararlarına bağlı kalmanın önemi vurgulandı.


Doha Zirvesi Bildirisi’nde Katar'la koşulsuz dayanışma ve saldırının yaygın olarak kınanması vurgusu

Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Doha Zirvesi Bildirisi’nde Katar'la koşulsuz dayanışma ve saldırının yaygın olarak kınanması vurgusu

Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Kaynaklar, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda tartıştıkları taslak nihai bildirinin, İsrail'in geçtiğimiz salı günü Katar'a düzenlediği saldırılarını şiddetle kınadığını söyledi.

Kaynaklara göre taslak bildiri, bir araya gelen devletlerin Katar’la sarsılmaz dayanışma içinde olduklarını teyit ederken Katar topraklarındaki bir yerleşim bölgesini hedef alan saldırıyı, ‘açık bir saldırganlık eylemi ve uluslararası hukukun ciddi bir ihlali’ olarak değerlendirerek kınadı. Bildiride ayrıca, İsrail’in düzenlediği saldırıların bölgesel ve uluslararası barışı ve güvenliği tehdit eden bir tırmanış oluşturduğu ve bunun tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı olduğu vurgulandı.

Bildiri, bu ülkelerin Doha'nın egemenliğini ve güvenliğini savunmak için aldığı tüm önlemlere koşulsuz destek verdiklerini yeniden teyit etti.

İsrail’in saldırısının Gazze'deki savaşı sona erdirmek ve tutukluları serbest bırakmak için Katar'ın arabuluculuk çabalarını baltalamayı amaçladığı vurgulanan bildiride barış için yapılan diplomatik çabaların başarısızlığından İsrail'in tam olarak sorumlu tutulduğu belirtildi. İsrail'in saldırısının ‘mevcut ve gelecekteki anlaşmaları tehdit ettiği’ ifade edilen bildiride, uluslararası topluma saldırıyı durdurmak için acil önlemler alması çağrısında bulunulurken, Arap Barış Girişimi'ne bağlı kalınmasını vurgulandı. Bununla birlikte Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuk çabalarındaki rolünü ve Suudi Arabistan ile Fransa'nın ‘iki devletli çözümü’ destekleyen çabaları övüldü.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al-i Sani'nin dün gerçekleşen zirvede yaptığı konuşmadan, Doha'nın kendi topraklarına yönelik saldırıyı kınamak, uluslararası toplumu İsrail'i Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşı durdurmaya zorlamak ve Filistin devletinin kurulmasını desteklemek amacıyla ‘gerçekçi’ bir yanıt hazırlamaya çalıştığı anlaşıldı. Katarlı yetkili, ülkesinin Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanması için Mısır ve ABD ile arabuluculuk rolünü sürdüreceğini de duyurdu.