İsrail'de misilleme alarmı: "Şin Bet, özel yeraltı sığınağını aktif hale getirdi"

Tahran'daki suikastın ardından Lübnan'da İsmail Haniye, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Hizbullah komutanlarından Fuad Şükür'ün yer aldığı dev panolar kuruldu (AFP)
Tahran'daki suikastın ardından Lübnan'da İsmail Haniye, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Hizbullah komutanlarından Fuad Şükür'ün yer aldığı dev panolar kuruldu (AFP)
TT

İsrail'de misilleme alarmı: "Şin Bet, özel yeraltı sığınağını aktif hale getirdi"

Tahran'daki suikastın ardından Lübnan'da İsmail Haniye, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Hizbullah komutanlarından Fuad Şükür'ün yer aldığı dev panolar kuruldu (AFP)
Tahran'daki suikastın ardından Lübnan'da İsmail Haniye, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Hizbullah komutanlarından Fuad Şükür'ün yer aldığı dev panolar kuruldu (AFP)

İsrail'in yurtiçi gizli servisi Şin Bet'in, İran ve Hizbullah misillemesine karşı Kudüs'teki yeraltı sığınağını hazır hale getirdiği bildirildi. 

İsrailli haber sitesi Walla, içinde komuta ve kontrol merkezlerinin yer aldığı sığınağın Başbakan Binyamin Netanyahu ve üst düzey yetkililerin kullanımına hazır hale getirildiğini aktardı. 

İran ve Hizbullah'ın elindeki silahların vereceği hasara karşı dayanıklı olduğu iddia edilen sığınak, 20 yıl önce inşa edilmişti. Ancak Hamas'ın 7 Ekim'deki Aksa Tufanı'yla başlayan Gazze savaşında ilk kez kullanılacağı bildiriliyor.

Tel Aviv'deki İsrail Savunma Bakanlığı'na bağlı faaliyet gösteren ve "Ulusal Yönetim Merkezi" diye de bilinen sığınağın, topyekun bir savaş halinde İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) karargahıyla iletişimin açık kalmasını sağlayacağı aktarılıyor. 

2006'daki İsrail-Lübnan Savaşı'nın ardından milyarlarca İsrail şekeli harcanarak kurulan sığınağın tam yeri ya da kaç metre derinlikte olduğu bilinmiyor. 

Times of Israel'in aktardığına göre sığınak yüzlerce kişilik kapasiteye sahip ve gerekli görüldüğünde siviller için de koruma amaçlı kullanılabilir. 

İsrail, İran'ın Şam'daki büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına 1 Nisan'da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan ikisi general rütbesinde toplam 7 kişi ölmüştü.

Olayın ardından İran misilleme yaparak İsrail'e yaklaşık 300 drone ve füze fırlatmıştı. İsrail ve müttefikleri, bunların yüzde 99'unun havada imha edildiğini bildirmişti. 

Haberde, Kudüs'teki sığınağın bu saldırıda bile kullanılmadığına işaret edilirken, "Artık hazır hale getirilmesi, İran ve Hizbullah'tan gelen tehdidin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor" değerlendirmesi paylaşılıyor.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin 31 Temmuz'da Tahran'da suikastla öldürülmesinin ardından İsrail ve ABD olası misillemelere karşı hazırlık yapıyor. 

Amerikan medya kuruluşu Axios, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın G7 ülkelerinin dışişleri bakanlarına İran ve Hizbullah'ın 24 ila 48 saat içinde İsrail'e saldırabileceğini söylediğini aktarıyor.

Kimliğinin açıklanmamasını isteyen kaynaklara dayandırılan haberde, Blinken'ın İran ve Hizbullah'ın "misilleme yapacağına inandığı" belirtiliyor. 

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ) da cumartesi günkü haberinde, muhtemel karşı saldırıların engellenmesi için ABD'li ve Arap diplomatların yoğun çalıştığını fakat İran ve Lübnan Hizbullahı'nın bu girişimlere yanıt vermediğini öne sürmüştü.

Independent Türkçe, Times of Israel, RT, Axios



Ekonomistler, İsrail-İran savaşının küresel ticarete sert yansımaları konusunda uyardı

Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)
Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)
TT

Ekonomistler, İsrail-İran savaşının küresel ticarete sert yansımaları konusunda uyardı

Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)
Tahran'da İsrail hava saldırılarında hasar gören bir alanda çalışan itfaiye ekipleri (Reuters)

Ekonomistler, İsrail-İran savaşının uzaması sonucu ortaya çıkacak ciddi küresel ekonomik ve ticari sonuçlar konusunda uyardı. Uzmanlar, savaşın olumsuz etkilerinin bölgenin ötesine geçerek, özellikle enerji ve gaz fiyatları, havacılık, sigorta, dış ticaret ve denizcilik gibi küresel piyasaları da kapsamasını bekliyor.

Suudi Arabistan Şura Konseyi Üyesi Fadl el-Buayneyn Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, İsrail ve İran arasındaki askeri çatışmanın küresel enerji sektörünü etkilediğini, bunun da savaşın başlamasından hemen sonra petrol fiyatlarının rekor seviyelere yükselmesine yansıdığını ve fiyatların halen üst sınırlarda seyrettiğini söyledi.

İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidi ışığında enerji fiyatlarının yükselmeye devam edeceğini öngören el-Buayneyn, bunu tüketici ülkelere yönelik düşmanca bir eylem olarak değerlendirdi. El-Buayneyn söz konusu adımın zaten birçok zorlukla karşı karşıya olan küresel ekonomiyi olumsuz etkileyeceğini belirtti.

El-Buayneyn, enerji sektörünün savaşlara ve askeri çatışmalara karşı en hassas sektör olduğunu açıkladı. Üretici ülkelerin petrollerini ya da üretimlerini ihraç etme kabiliyetlerinin etkilenmesi halinde, bunun rekor düzeyde yüksek petrol ve gaz fiyatlarına sebep olacağını ifade eden el-Buayneyn, küresel ekonomi üzerinde doğrudan olumsuz yansımaları olacağına da dikkat çekti.

El-Buayneyn, askeri hedeflerin üretim ve ihracat üzerindeki etkilerinin şu ana kadar nispeten sınırlı kaldığını söyledi, ancak iki sektöre yönelik doğrudan saldırıların petrol fiyatlarının hızla yükselmesine, muhtemelen varil başına 100 doları aşmasına neden olabileceği uyarısında bulundu.

Etkilenen ekonomik sektörler

Savaşın uçuşların aksamasına ve uçak rotalarının yeniden belirlenmesine yol açtığını belirten el-Buayneyn, savaşın havayolları için daha yüksek işletme maliyetlerine ve artan risklerin bir sonucu olarak sigorta maliyetlerinde önemli bir artışa neden olduğunu söyledi. Ayrıca dış ticaretin ve deniz seyrüseferinin de artan gerilimden doğrudan etkileneceği öngörüsünde bulundu.

Savaşın etkisinin bölge ülkeleri arasında farklılık göstereceğini de sözlerine ekleyen el-Buayneyn, Suudi Arabistan'ın stratejik konumu nedeniyle Kızıldeniz'deki limanları aracılığıyla dış ticaretinin sürdürülebilirliğini sağlayabildiğini ve petrolün doğudan batıya taşınmasını sağlayan boru hatlarının varlığının krizin petrol ihracatı ve dış ticaret üzerindeki yansımalarını sınırladığını belirtti.

Enerji sektörünü ‘küresel ekonominin gerçek motoru’ olarak tanımlayan el-Buayneyn, enerji ve dış ticaretin ekonomik açıdan savaştan en çok etkilenen sektörler olduğunu, yıkım ve insan kayıplarının ise kalkınma ve insani düzeylerde savaşların en kötü sonuçları arasında yer aldığını ifade etti.

Hızlı çözümler için fırsatların sınırlı olduğunu ifade eden el-Buayneyn, savaşları başlatmanın durdurmaktan daha kolay olduğunu ve çatışmaların hızının artmasını beklediğini kaydetti. İran'ın Hürmüz Boğazı'nı kapatma tehdidini yerine getirmesi halinde, pratikte bunu başarmanın zorluğuna rağmen, başta ABD ve diğer Batılı ülkeler olmak üzere dünya güçleriyle kapsamlı bir çatışmanın kapısını aralayabileceğini söyledi. El-Buayneyn, ABD'nin çıkarlarını hedef almanın Washington'u savaşa doğrudan dahil edeceğini ve savaşın kapsamının endişe verici bir şekilde genişleme potansiyeli taşıdığını vurguladı.

Pazar sıkıntısı ve tedarik zinciri aksaklıkları

Kahire'deki Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Halid Ramazan, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, savaşın devam etmesinin, özellikle de İsrail'in günde 700 bin varil üretim kapasitesine sahip Abadan Rafinerisi gibi İran enerji tesislerini hedef alması halinde, petrol ve gaz arzını azaltma tehdidi oluşturduğunu söyledi. Ramazan, Kuzey yarımkürede kış talebi artarken olası bir kesintinin piyasalarda kıtlık yaratabileceği uyarısında bulundu.

İsrail saldırılarının ardından petrol fiyatlarının şimdiden yüzde 8 ila 13 arasında arttığını ve Brent ham petrolünün varil başına 78 doları aştığını belirten Ramazan, çatışmanın devam etmesi halinde, özellikle de Hürmüz Boğazı'nın kapatılması durumunda fiyatların rekor seviyelere çıkabileceği konusunda uyardı.

Ramazan, savaşın yansımalarının özellikle Hürmüz Boğazı üzerinden küresel tedarik zincirlerinin aksamasına kadar uzanacağını, bunun da elektronik ve gıda maddeleri gibi petrol dışı emtia ticaretine yansıyacağını, nakliye ve sigorta maliyetlerinin artacağını, bunun da emtia fiyatlarının yükselmesine ve ticaret oranlarının düşmesine yol açacağını vurguladı.

Ramazan, artan enerji ve nakliye maliyetleri ile düşük piyasa güvenine atıfta bulunarak, buğday ve mısır gibi gıda maddelerinin yanı sıra petrokimya ürünleri, giyim, elektronik, teknoloji yedek parçaları ve ilaçları fiyat artışları için en olası adaylar olarak sıraladı.

Savaşın ekonomik sonuçlarına gelince, Ramazan bunların yüksek enflasyon oranları, tedarik zincirlerinin bozulması, özellikle turizm ve teknoloji sektörlerinde yatırımların azalması ve para birimlerinin zayıflaması olduğunu belirtti. İran riyali ve İsrail şekeli, Avrupa'nın alternatif kaynaklara daha fazla bağımlı hale gelmesiyle küresel enerji ittifaklarının yeniden şekilleneceği beklentileri arasında bu yılın en düşük seviyelerini gördü.