Samanyolu ve Andromeda galaksilerinin çarpışma ihtimali "yarı yarıya"

Galaksimizin kaderi tahmin edilenden daha belirsiz

En az 200 bin ışık yılı çapa sahip Andromeda, Samanyolu'nun en büyük komşusu (NASA)
En az 200 bin ışık yılı çapa sahip Andromeda, Samanyolu'nun en büyük komşusu (NASA)
TT

Samanyolu ve Andromeda galaksilerinin çarpışma ihtimali "yarı yarıya"

En az 200 bin ışık yılı çapa sahip Andromeda, Samanyolu'nun en büyük komşusu (NASA)
En az 200 bin ışık yılı çapa sahip Andromeda, Samanyolu'nun en büyük komşusu (NASA)

Bilim insanları Samanyolu ve Andromeda galaksilerinin çarpışma ihtimalinin, düşünüldüğü kadar yüksek olmadığını saptadı. 

Gökbilimciler uzun süredir iki galaksinin çarpışmasının kesin olduğunu varsayıyor. Yaklaşık 4 milyar yıl sonra gerçekleşeceği öne sürülen bu olayın ardından, iki gökada ve merkezlerindeki kara deliklerin birleşmesi bekleniyor. 

Ancak Helsinki Üniversitesi'nden Till Sawala liderliğindeki uluslararası bir araştırma ekibi, 10 milyar yıl içinde böyle bir çarpışma yaşanma ihtimalinin yarı yarıya olduğunu öne sürdü.

Samanyolu ve Andromeda, Yerel Grup adlı galaksi kümesinin en büyük iki üyesi. İlk başlarda yapılan tahminlerde sadece bu iki devasa yapı hesaba katılıyordu.

Birbirine yaklaşık 2,5 milyar ışık yılı uzaklıktaki bu iki galaksinin arasındaki mesafe, hızları ve kütlelerine dayanarak yapılan hesaplamalarda çarpışmanın kesin olduğu sonucuna varılıyordu. 

Sonraki yıllarda Yerel Grup'taki diğer iki büyük gökada olan Üçgen Galaksisi (M33) ve Büyük Macellan Bulutu (LMC) da tahminlere eklense de sonuç değişmiyordu. 

Henüz hakem denetiminden geçmeyen ve ön baskı sunucusu arXiv'de yayımlanan yeni çalışmadaysa en güncel gözlemsel veriler dahil edildi. 

Araştırmacılar, Samanyolu ve Andromeda'dan çok daha küçük iki galaksinin, Dünya'dan bakıldığında zaman içindeki hareketlerine dair en güçlü verileri inceledi. Ayrıca galaksilerin birbirleri üzerindeki kütleçekim etkisinin değişimi de hesaplamalara dahil edildi.

Ancak daha da önemlisi, kesin olarak bilinemeyecek şeyleri de hesaba kattılar. 

Daha sonra ellerindeki verileri ve belirsizlikleri bilgisayar simülasyonlarından geçiren ekip; iki cisim içeren (Samanyolu ve Andromeda), üç cisim içeren (Samanyolu, Andromeda ve diğer iki galaksiden biri) ve 4 cisim içeren (Samanyolu, Andromeda, M33 ve LMC) olasılıkları test etti. 

Bilim insanları ilk senaryoya göre Samanyolu ve Andromeda'nın çarpışma ihtimalinin yüzde 50 olduğunu öne sürüyor. İki büyük galaksi ve LMC'nin olduğu durumda yüzde 33'e düşen risk, LMC'nin yerini M33'ün almasıyla yüzde 66'ya yükseliyor.

Araştırmacılar 4 galaksinin de hesaba katılması halinde 10 milyar yıl içinde bir çarpışma gerçekleşme ihtimalinin yüzde 50 çıktığını söylüyor. 

Bilim insanları yeni veri ve ölçümlerle bu ihtimallerin değişebileceğini belirtiyor. Ancak temelde, Samanyolu ve Andromeda'nın çarpışmasının kesin bir şekilde bilinemeyeceğini savunuyorlar. 

Makalede, "Elimizdeki en son ve en kesin gözlemsel veriler kullanıldığında bile, Yerel Grup'un gelecekteki evrimi belirsiz" diye yazarak ekliyor:

Bu sonuca LMC'yi de dahil ederek ve daha da önemlisi ilk kez gözlemlenebilir verilerdeki ilgili belirsizlikleri göz önüne alarak ulaştık.

Independent Türkçe, Popular Mechanics, Study Finds, arXiv



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news