Putin'in tehditlerinden sonra… Taktik nükleer silahlar hakkında ne biliyoruz? Rusya bunları kullanıyor mu?

Moskova yakınlarındaki bir Rus füze rampası (Reuters)
Moskova yakınlarındaki bir Rus füze rampası (Reuters)
TT

Putin'in tehditlerinden sonra… Taktik nükleer silahlar hakkında ne biliyoruz? Rusya bunları kullanıyor mu?

Moskova yakınlarındaki bir Rus füze rampası (Reuters)
Moskova yakınlarındaki bir Rus füze rampası (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçtiğimiz hafta Ukrayna'ya, uzun menzilli Storm Shadow füzelerini fırlatması için ‘Batılı müttefikleri tarafından izin verilmesinin’ Batı'yı ülkesiyle savaşa sokacağı uyarısında bulundu. Putin bunun, ‘çatışmanın özünü ve doğasını önemli ölçüde değiştireceğini’ belirtti.

Kremlin'in nasıl karşılık vereceği ise kamuoyuna henüz açıklanmadı. Putin, “Bize karşı ortaya çıkacak tehditlere göre uygun kararlar alacağız” ifadesini kullandı. Batı daha önce de böyle bir gözdağı ile karşı karşıya kalmıştı. Putin, Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal ettikten sonra onları birkaç kez korkunç sonuçlar konusunda uyarmıştı.

Sovyetler Birliği ile nükleer silahları yasaklayan anlaşmanın yapılmasına yardımcı olan eski ABD'li diplomat ve müzakereci William Courtney, Kiev'in Rusya'ya uzun menzilli füzeler ateşleme ihtimalinin, Rusya'nın aylardır süren ‘yoğun’ tehditlerinin ardından nükleer savaş konusunu bir kez daha gündeme getirdiğini söyledi.

Moskova bu ay, Batı'nın Ukrayna'daki savaşta ‘gerilimi artırması’ olarak gördüğü duruma karşılık olarak nükleer doktrinini değiştireceğini söyledi. Rusya, temmuz ayında Ukrayna yakınlarında taktik nükleer silah tatbikatları gerçekleştirdi. Daha öncesinde Putin, savaş alanında nükleer bir savaşta kullanılmak üzere tasarlanmış taktik nükleer silahların konuşlandırılmasına atıfta bulunarak, mart ayında Rusya'nın ‘askeri-teknik açıdan’ nükleer bir savaşa hazır olduğu uyarısında bulundu.

Peki taktik nükleer silahlar nedir ve nasıl çalışır?

İngiliz The Times gazetesine göre, tüm şehirleri yok edebilen nükleer başlıklı kıtalararası balistik füzelerin aksine, taktik savaş başlıkları doğrudan savaş alanında kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Taktik savaş başlıkları şehirleri yok eden nükleer başlıklardan daha az güçlüdür ve bin tonluk daha küçük bir patlama gücüne sahiptir. Oysa ABD'nin İkinci Dünya Savaşı sırasında Hiroşima'ya attığı bomba 15 bin tonluk bir güce sahipti.

xfbfrb
Rusya'nın nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip İskender füzesi (Reuters)

Rusya'nın bu silahlardan kaç tanesine sahip olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte, cephaneliğinde yaklaşık 2 bin taktik savaş başlığı bulunduğu tahmin edilmektedir ki bu sayı ABD'nin sahip olduğu sayının yaklaşık on katıdır. Taktik savaş başlıkları sessizce taşınabilir ve Moskova'nın Ukrayna'da konuşlandırmış olduğu konvansiyonel silah sistemleri kullanılarak fırlatılabilir.

Ancak taktik bir nükleer patlamanın sonuçları arasında tamamen yanmış bir arazi, dümdüz olmuş binalar, muhtemelen binlerce ölü, kirlenmiş nehirler ve etkilenen bölgeyi yaşanmaz hale getirecek kalıntı radyasyon yer alacaktır. ABD Sağlık Bakanlığı'na göre, kullanılan savaş başlığının büyüklüğüne bağlı olarak, 10 bin tonluk büyük bir bomba 800 metre yarıçapındaki her yerde büyük hasara ve radyasyon zehirlenmesine yol açabilir, hayatta kalan ya hiç ya da çok az kişi bırakabilir ve 16 kilometre uzaklığa kadar hasara neden olabilir.

Rusya'daki bozulma

Savaş Çalışmaları Enstitüsü'nden George Barros, bu tür operasyonlar için gerekli becerilere sahip Rus elit askerlerinin savaşın ilk aşamalarında öldürüldüklerine inanıldığını ve Kremlin'in zırhlı araçlarının durumunun artık etkili olamayacakları kadar kötüleştiğini belirtti. Barros, “Dolayısıyla Rusya taktiksel bir nükleer silah atabilir ama bunu takip edemeyeceği için her şey boşa gidecektir. Tabi bunların hepsi varsayımsal. Daha önce hiç kimse tarafından gerçekleştirilmedi” ifadelerini kullandı.

Rus askeri doktrini taktik nükleer silahların uçak, tank, yoğun piyade, askeri teçhizat ve mühimmat içeren alanlar gibi büyük ve merkezi bir hedefi yok etmek için kullanılmasını öngörüyor. Ukrayna ordusu ise ‘merkezsiz’ ve yetersiz kaynaklara sahip olduğu için böyle bir saldırıyı haklı çıkaracak ‘büyük bir hedef’ bulunmuyor.

Barros, “Taktik nükleer silahları kullanmanın etkisizliği, bunların savaşta güçlü bir tehdit olmadığı anlamına geliyor” ifadesini kullandı. Putin'in ateşli söylemlerine rağmen Rusya'nın, Ukrayna'nın Rusya toprakları içinde Batı tarafından tedarik edilen füzeleri kullanması durumunda nükleer silah kullanma ihtimalinin düşük olduğunu ifade eden Barros, “Bunun Batılı yetkililerin endişelendiği türden bir gerilim olduğunu sanmıyorum” dedi.

Jeopolitik baskı ve Rusya'nın müttefiklerinin desteğini kaybetme riski de çatışmanın nükleer boyuta ulaşmasını engelleyen bir diğer faktör. Putin'in nükleer savaştan bahsetmesi daha önce Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Hindistan lideri Narendra Modi'yi alarma geçirmiş ve her ikisi de Putin'i bu seçeneğe karşı uyarmıştı.

William Courtney, bu çağrıları görmezden gelmenin sadece ‘Rusya'nın uluslararası izolasyonunu arttıracağını ve ortaklarının potansiyel iş birliği kaybına yol açacağını’ söyledi.



İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.


Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak
TT

Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak

Fildişi Sahili’nden iki güvenlik yetkilisi, ülkenin ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden, El Kaide bağlantılı militanlara karşı sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere ülkenin kuzeyine Amerikan keşif uçakları konuşlandırmasını talep ettiğini söyledi. Yetkililer, Washington’dan gelecek kararın gelecek yıl netleşmesini beklediklerini belirtti.

Terörle mücadelede görevli üst düzey bir yetkili, Abidjan ile Washington’ın bölgesel güvenlik ihtiyaçları konusunda mutabakata vardığını, ancak zamanlamanın hâlâ kesinleşmediğini ifade etti.

Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermezken, Pentagon şu anda Fildişi Sahili’nde operasyon planı olmadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise değerlendirme yapmaktan kaçındı, ancak “Amerikan çıkarlarıyla bağlantılı olduğunda terörle mücadele hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Fildişi Sahili Savunma Bakanlığı da yorum talebine yanıt vermedi.

Washington, geçen yıl Batı Afrika’daki ana üssünü kaybetmişti. Nijer’in güvenlik desteği için Rusya’ya yönelmesi üzerine ABD, 100 milyon dolar değerindeki insansız hava aracı (İHA) üssünden çıkarılmıştı.

Bu üs, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplara ilişkin kritik istihbarat sağlıyordu. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, geçen yıl bölgede bu gruplarla bağlantılı faaliyetler nedeniyle 3 bin 885 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, dünya genelindeki terör kaynaklı ölümlerin yarısına denk geliyor.