Netanyahu Washington'a isyan edip Güney Lübnan'daki operasyonlarını genişletecek mi?

Netanyahu kendisini destekleyecek uluslararası bir koalisyondan yoksun, Tahran ise krizin kontrol altına alınması çağrısında bulunuyor.

Netanyahu 21 Ağustos 2024'te Hayfa'daki Ramat David Üssü’nde (Hükümet Enformasyon Ofisi - DPA)
Netanyahu 21 Ağustos 2024'te Hayfa'daki Ramat David Üssü’nde (Hükümet Enformasyon Ofisi - DPA)
TT

Netanyahu Washington'a isyan edip Güney Lübnan'daki operasyonlarını genişletecek mi?

Netanyahu 21 Ağustos 2024'te Hayfa'daki Ramat David Üssü’nde (Hükümet Enformasyon Ofisi - DPA)
Netanyahu 21 Ağustos 2024'te Hayfa'daki Ramat David Üssü’nde (Hükümet Enformasyon Ofisi - DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, yerinden edilmiş kişilerin kuzey İsrail'e geri dönüşünü sağlamak için sahadaki güvenlik gerçekliğini değiştirme iddiasıyla Güney Lübnan cephesini büyük ölçekte açma tehdidi, ABD Başkanlık Danışmanı Amos Hochstein'ın sözleriyle kendisine bunun her iki taraf (İsrail ve Hizbullah) için de maliyetli olacağını bildiren ABD'nin başını çektiği uluslararası muhalefetle karşılaştı. Zira bu tehdit, Hamas'ın elindeki esirlerin akıbeti açısından risk oluşturabilir ve savaşın bölgeye yayılmasına yol açabilir. Kuzeydeki yerleşimlerden göç edenlerin geri dönüşünü sağlamanın yolu, bölgeyi kaçınılmaz olarak istikrarsızlığa yol açacak bir şiddet döngüsüne sokmaktan değil, diplomatik seçeneği tercih etmekten geçiyor.

Netanyahu'nun savaşı genişletme tehdidi ABD-Avrupa yeşil ışığından yoksun. Lübnan-İsrail sınırındaki güvenlik gerçekliğini değiştirmek için kendisine siyasi koruma sağlayacak bir uluslararası koalisyon arayışında olduğunu söyleyen Netanyahu'ya bu güvence verilmeyeceği için şu soru ortaya çıkıyor: Netanyahu Washington'a isyan edip yeni bir cephe mi açacak? Tabi Batılı diplomatik kaynakların Şarku’l Avsat'a söylediği gibi, Güney Lübnan ile Gazze Şeridi arasında bir ayrılık için baskı yapmak istemiyorsa… Netanyahu, Hamas’ın elindeki esirlerin ailelerinden gördüğü baskıdan kurtulmak ve bunun yerine güneydeki askeri operasyonları genişleterek yerlerinden edilmiş kişilerin evlerine geri dönmelerini sağlamak için destek bulmak istiyor.

Gallant'ın kaderi

Batılı diplomatik kaynaklar Güney Lübnan'daki askeri operasyonların genişletilmesinin Hizbullah'ın tepkisiyle karşılaşacağını ve durumun kontrol edilemez hale geleceğini belirtiyor. Netanyahu, kuzey cephesinde ateşkese varmadan Güney Litani bölgesinin coğrafi sınırlarını aşarak yakıp yıkma çemberini genişletmeye karar verse bile, Hizbullah, İsrail derinliklerini hedef alabilecek füze kabiliyetine sahip olduğu sürece yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşünü nasıl güvence altına alabilir?

Bu bağlamda Lübnanlı siyasi kaynaklar, Hizbullah'ın Netanyahu'nun tehditlerini baskı ve yıldırmanın bir parçası olarak ele aldığını, ancak onun niyetine inanmadığını doğruluyor. Aynı kaynaklar, Batılı diplomatik kaynaklara atıfta bulunarak, Netanyahu'nun Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden almak için inisiyatif kullanıp kullanmayacağını ya da onu İsrail'deki en önemli müttefiklerinden biri olarak gören Washington'a şantaj yapmak için bir kart olarak saklayıp saklamayacağını soruyor: Acaba Netanyahu onu görevden alıp yerine kendisiyle kayıtsız şartsız uyumlu bir bakan getirmeye cesaret edebilir mi?

Aynı kaynaklar Netanyahu'nun güneydeki operasyonlarını genişletme tehdidiyle, eski Başkan Donald Trump'ın rakibi Kamala Harris'e karşı kazanacağına dair iddiası ışığında, 5 Kasım'da yapılacak ABD başkanlık seçimlerinin sonucuna kadar kendince zaman kazanmaya çalışıp çalışmadığını da soruyor.

Husi füzesinde İran'ın parmak izi

Kaynaklar, mevcut ABD yönetimi ile İran liderliği arasındaki ortak paydanın Lübnan'ın güneyindeki gerilimi kontrol altına almaya çalışmaları olduğunu belirtiyor. Kaynaklara göre Washington'un patlamayı yatıştırma rolüne güvenen Tahran, Gazze Şeridi'nde devam eden savaşın yansımaları ve henüz ateşkes sağlanamamasının baskısı altında kesintiye uğramayan (Washington ile) müzakerelerin seviyesinin yükseltilmesini sağlamak amacıyla Harris'i rakibi Trump'a tercih ediyor.

Netanyahu'nun operasyonlarını güneye doğru genişletmesine karşılık vermek için her düzeyde hazırlığını tamamlayan Hizbullah'ta hâkim olan atmosferi yakından takip eden aynı kaynaklar, Sana'daki Husilerin Tel Aviv'e 7 kilometre mesafeye düşen ilk balistik füzeyi fırlatmak için seçtiği zamanlamanın tesadüf olmadığını ve Netanyahu'ya savaşı güneye doğru genişletmesi halinde kendisini nelerin beklediğinin bir örneği olduğu mesajını vermek istediğini düşünüyor.

Kaynaklar, zamanlamanın İran ve Hizbullah'ın çifte damgasını taşıdığını, aksi takdirde örgütün uzmanlıklarını ve yüksek teknolojilerini kullanmadan bunu başaramayacağını vurguladı. Kaynaklar ayrıca, Netanyahu'nun savaşı güneye doğru genişleterek, özellikle Irak ve Yemen'de direniş eksenine ait alanların yeniden harekete geçirilmesi için kapıyı açacağını ifade ettiler.

Netanyahu bunu yapacak mı?

O halde soru şu: Netanyahu bunu yapacak mı? Hizbullah'ın Hamas'ı destekleme kararı almasından bu yana güneydeki askeri operasyonları genişletmek için neyi bekliyordu? Güneydeki genişlemesini çekincesiz şekilde destekleyecek bir uluslararası koalisyonu kazanma konusunda bahse girmenin mümkün olmadığını bildiği halde, çok sayıda devlet başkanının katılımıyla yakında yapılacak olan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu olağan oturumunda yapacağı konuşmanın sonrasını beklemek zorunda mı?

Hizbullah, Netanyahu'nun tehditlerini, askeri olarak elde edemediğini siyasi olarak elde etmek için gözdağı ve baskı olarak görüyor. Kaynakların aktardığına göre Hizbullah, buna karşılık, terör dengesi denklemi tarafından yönetilmeye devam eden çatışmayı tırmandırmayı yeniden gözden geçirmeye zorlayan bir yanıt hazırladı.



Netanyahu, Batı Şeria'nın ilhakını talep ederek kafa karıştırıyor

Dün, İsrailli yerleşimciler tarafından el konulan el-Halil’deki Eski Şehri bölgesindeki evinin önünde duran Filistinli bir kadın (AFP)
Dün, İsrailli yerleşimciler tarafından el konulan el-Halil’deki Eski Şehri bölgesindeki evinin önünde duran Filistinli bir kadın (AFP)
TT

Netanyahu, Batı Şeria'nın ilhakını talep ederek kafa karıştırıyor

Dün, İsrailli yerleşimciler tarafından el konulan el-Halil’deki Eski Şehri bölgesindeki evinin önünde duran Filistinli bir kadın (AFP)
Dün, İsrailli yerleşimciler tarafından el konulan el-Halil’deki Eski Şehri bölgesindeki evinin önünde duran Filistinli bir kadın (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümeti, ‘Batı Şeria'yı ilhak etme’ planı çağrısında bulunurken Filistin Dışişleri Bakanlığı ve diğer taraflar bu hamleyi ‘Filistin devletinin kurulma olasılığına yönelik bir tehdit’ ve devletin tanınması için gösterilen çabaları baltalayan bir adım olarak nitelendirdi.

İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, düzenlediği bir basın toplantısında, Batı Şeria'nın yüzde 82'sini temsil eden bölgeleri ilhak etme kararı alınması çağrısında bulunarak “Mümkün olan en az nüfusa sahip en geniş toprak alanına sahip olmamız gerektiği şeklindeki eski Siyonist ilkeye geri dönmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Netanyahu, Birleşmiş Milletler (BM) yıllık toplantıları sırasında Filistin devletinin tanınmasının olası sonuçlarını tartışmak üzere birkaç gün süren toplantılar düzenledi.

Öte yandan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) dün, uluslararası topluma, İsrail ordusunun yerleşim yerlerini genişletmek ve Batı Şeria'yı ilhak etmek amacıyla yaptığı kışkırtıcı çağrıları durdurmak için acil ve caydırıcı önlemler almaya çağırdı.

KİK Genel Sekreteri Casim el-Bedevi yaptığı açıklamada, İsrail hükümetindeki bakanlardan birinin yerleşim yerlerini genişletmek ve Batı Şeria'yı ilhak etmek için yaptığı tehlikeli ve şüpheli çağrıları kınadı.


Trump'ın açıklamalarının ardından Hamas kapsamlı bir anlaşmaya hazırken, İsrail savaşı sona erdirmek için öne sürdüğü şartlardan vazgeçmiyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda yıkılmış bir binanın enkazı yanında duran Filistinli bir kız çocuğu (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda yıkılmış bir binanın enkazı yanında duran Filistinli bir kız çocuğu (AFP)
TT

Trump'ın açıklamalarının ardından Hamas kapsamlı bir anlaşmaya hazırken, İsrail savaşı sona erdirmek için öne sürdüğü şartlardan vazgeçmiyor

Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda yıkılmış bir binanın enkazı yanında duran Filistinli bir kız çocuğu (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda yıkılmış bir binanın enkazı yanında duran Filistinli bir kız çocuğu (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün Hamas'a tüm rehineleri serbest bırakması çağrısını yineledi ve bunu yapması halinde İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik savaşının sona ereceğini belirtti.

Reuters haber ajansına göre Trump, sosyal medya platformu Truth Social’da yaptığı bir paylaşımda şunları söyledi:

“Hamas'a iki, beş veya yedi değil 20 rehinenin tamamını derhal iade etmesini söyleyin! Her şey hızla değişecek. Savaş sona erecek!”

Hamas, Trump'ın açıklamalarına yanıt olarak tüm rehinelerin serbest bırakılacağı kapsamlı bir barış anlaşmasını kabul etmeye hazır olduğunu duyurdu. Hamas’ın kabul ettiği arabulucuların önerisine İsrail'in vereceği yanıt beklenmeye devam ediyor.

Hamas ayrıca, ‘Gazze Şeridi'nin işlerini yönetmek ve sorumluluklarını derhal üstlenmek üzere teknokratlardan oluşan bağımsız bir ulusal yönetim kurma’ konusunda anlaşmaya vardığını da açıkladı.

Hamas'ın açıklamasını yorumlayan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘aldatmaca’ olarak nitelendirdiği açıklamayı reddetti.

İsrail basını Netanyahu'nun şu sözlerini aktardı:

“Hamas'ın silahlarının imha edilmesi ve Gazze Şeridi üzerinde güvenlik kontrolünün sağlanması da dahil olmak üzere, savaş bizim şartlarımızla derhal sona erdirilebilir.”

dfrgty
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda İsrail'in bombardımanı sonucu yıkılan binaların arkasında, çöp yığınlarının üzerinde yürüyen Filistinli çocuklar (AFP)

Gazze'deki gelişmelerle ilgili olarak, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir dün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun büyük miktarda patlayıcı taşıyan insansız hava araçları (İHA) kullanarak binaların çatılarını havadan yıkarak yerle bir etme planlarını açıkladı. Zamir’e göre başlıca hedef, Gazze halkını güneye doğru sürmek.

İsrail ordusu salıyı çarşambaya bağlayan gece, özellikle Gazze şehrinin kuzeyindeki Şeyh Rıdvan Mahallesi’nde, kara kuvvetlerinin ez-Zerka bölgesi ve Cibaliye en-Nazla beldesinin diğer bölgelerinde yoğunlaştığı doğu banliyölerinde bu bombaları daha fazla kullanmaya başladı.

İsrail bugün, Gazze şehrini kontrol altına almak için başlattığı saldırının bir milyon Filistinliyi yerinden edeceğini açıkladı. Binlerce kişi Kudüs'te savaşın sona ermesini ve Filistin topraklarında tutulan rehinelerin geri dönmesini talep etmek için gösteri düzenledi. Sivil savunma yetkilileri, 45 kişinin öldüğünü bildirdi. Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail'in güneyine yönelik daha önce eşi ve benzeri görülmemiş saldırısına yanıt olarak savaşın patlak vermesinden bu yana Binyamin Netanyahu, hükümetinin belirlediği hedefler arasında rehinelerin geri getirilmesi ve Filistin hareketinin ortadan kaldırılmasının yer aldığını ısrarla vurguladı.

Ancak, savaşın başlamasından yaklaşık 23 ay sonra ve felaket boyutlarına ulaşan insani krizin ağustos ayında Birleşmiş Milletler'in (BM) Gazze'de resmi olarak kıtlık ilan etmesine neden olmasıyla, Netanyahu ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması için bir anlaşma yapması yönünde artan iç ve dış baskı ile karşı karşıya kaldı.

dfrgty
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda suyu kaynatan Filistinli bir mülteci (AFP)

Ancak Netanyahu hükümeti, İsrail ordusunun bölgenin yaklaşık yüzde 75'ini kontrol ettiği Gazze Şeridi'nin en büyük şehri Gazze'yi kontrol altına almayı amaçlayan bir planı kısa süre önce onayladı. Ordu, yaklaşık bir milyon kişinin yaşadığı şehre büyük çaplı bir saldırı başlatmaya hazır olduğunu açıkladı ve bu hafta İsrail, on binlerce yedek askeri çağırdıktan sonra güçlerini seferber etmeye başladı.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in bölgeyi gezdiği ve Gazze Şehri'ni gören bir mevzide askerleri teftiş ettiği belirtildi. Açıklamaya göre Zamir burada, “Ana cephedeki operasyonlarımızı yoğunlaştırıyoruz” dedi.


Kuzey Kore lideri, Rusya'ya tam destek sözü verdi: Bu bir 'kardeşlik görevi'

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pekin ziyareti sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü (Reuters)
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pekin ziyareti sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü (Reuters)
TT

Kuzey Kore lideri, Rusya'ya tam destek sözü verdi: Bu bir 'kardeşlik görevi'

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pekin ziyareti sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü (Reuters)
Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pekin ziyareti sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü (Reuters)

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, ülkesinin Rusya'ya ve ordusuna "kardeşlik görevi" olarak "tam destek" vermeye devam edeceğini söyledi.

 Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pekin ziyareti sırasında (Reuters)Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Pekin ziyareti sırasında (Reuters)

Kim, dün Pekin'de Japonya'nın II. Dünya Savaşı'nda resmen teslim olmasının ardından düzenlenen Çin anma törenleri sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi.

Kim ve Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile birlikte Soğuk Savaş'ın ilk günlerinden bu yana üç ülkenin liderleri için bu türden ilk toplantıda devasa bir askeri geçit törenini izledi.

Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Çin'de II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 80. yıl dönümünü anma törenlerine katılırken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i kucaklıyor (Reuters)Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Çin'de II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 80. yıl dönümünü anma törenlerine katılırken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i kucaklıyor (Reuters)

Kim'in Pekin ziyareti, ona Putin ve Şi ile birlikte, etkinliğe katılan 20'den fazla diğer dünya lideriyle de ilk kez bir araya gelme fırsatı sağladı.

Kore Merkez Haber Ajansı (KCNA), “Yoldaş Kim Jong Un ve Başkan Putin, önemli uluslararası ve bölgesel konular hakkında samimi görüş alışverişinde bulundular” ifadelerini kullandı.

Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşan Kuzey Koreli askerleri "çok övdüğünü" ve iki ülke arasındaki ilişkilerin "güven, dostluk ve ittifaka dayalı özel bağlar" olduğunu söylediğini aktardı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Kuzey Kore, Moskova'nın Ukrayna'ya karşı savaşında destek olmak için Rusya'ya asker, topçu mühimmatı ve füzeler gönderdi.

Güney Kore istihbaratı bu hafta, yaklaşık 2 bin Kuzey Koreli askerin Rusya için savaşırken öldürüldüğü tahminini açıkladı.

Pyongyang'ın 6 bin asker daha göndermeyi planladığı ve yaklaşık 1000 askerin halihazırda Rusya'da savaştığı düşünülüyor.