Trump kaybederse nasıl bir strateji izleyecek?

24 eyalette Ulusal Muhafızlar tetikte bekliyor

Trump'a temmuzda düzenlenen suikast girişimi, seçim sürecinin en önemli olaylarından biriydi (AP)
Trump'a temmuzda düzenlenen suikast girişimi, seçim sürecinin en önemli olaylarından biriydi (AP)
TT

Trump kaybederse nasıl bir strateji izleyecek?

Trump'a temmuzda düzenlenen suikast girişimi, seçim sürecinin en önemli olaylarından biriydi (AP)
Trump'a temmuzda düzenlenen suikast girişimi, seçim sürecinin en önemli olaylarından biriydi (AP)

Cumhuriyetçi lider Donald Trump, kampanyasında seçimlerin şeffaflığına yönelik şüphelerini dile getirerek ve Demokratları hileyle suçlayarak sık sık gündem oldu. Peki kaybetmesi durumunda Trump, sonuçlara itiraz etmek için nasıl stratejiler izleyebilir? 

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'le kıyasıya mücadele edecek Trump'ın, 4 yıl önce olduğu gibi seçim sonuçlarını tanımayıp halkı galeyana getirebileceğinden endişeleniliyor. 

Amerikan haber ajansı AP'nin aktardığına göre en az 24 eyalet yönetimi, seçim sürecinde herhangi bir şiddet olayı yaşanması durumunda Ulusal Muhafızları göreve çağırmaya hazır olduğunu bildirdi. 

78 yaşındaki Cumhuriyetçi lider, 2020'deki seçimleri ABD Başkanı Joe Biden karşısında kaybettikten sonra sonuçları tanımayarak darbe girişiminde bulunmuştu. 6 Ocak 2021'de gerçekleşen Kongre baskını hem ülke hem de dünya gündemine oturmuştu. Radikal sağcı grupların ve Trump destekçilerinin düzenlediği baskında biri polis 5 kişi hayatını kaybetmişti. Olayın ardından halkı isyana teşvikten azil istemiyle yargılanan Trump, Şubat 2021'de Senato'daki oylamada aklanmıştı.

Seçim sistemine gölge düşürme

81 yaşındaki Biden'ın temmuzda adaylıktan çekildiğini duyurmasıyla Demokratlar adına bayrağı Kamala Harris devraldı. Rakibi değişse bile Trump'ın "seçim sürecinin şeffaflığına gölge düşürme" stratejisi sabit kaldı. 

Haziranda Biden'la yaptığı münazarada Trump'a üç kez seçim sonuçlarını tanıyıp tanımayacağı soruldu. Cumhuriyetçi lider her seferinde seçimler "adil, yasalara uygun ve düzgün" şekilde yapılırsa sonuçları kabul edeceğini söyledi. 

Cumartesi günü Virginia eyaletinde düzenlediği mitingde de Trump, Demokratların hile yaptığını öne sürerek "Bırakın hile yapsınlar. Bunda çok iyiler, artık profesyonelleştiler" dedi.

Sosyal medya platformu Truth Social üzerinden 31 Ekim'de yaptığı paylaşımda da salıncak eyalet Pensilvanya'da "sahte oy pusulaları" hazırlandığını öne sürdü. Pensilvanya'nın Demokrat Valisi Josh Shapiro ise iddiaları yalanlayarak şu ifadeleri kullandı:

Donald Trump, 2020'de de eyaletteki seçimlere defalarca saldırdı. Şimdi de aynı oyunu oynuyor, kaosu körüklemeye çalışıyor.

Dava bombardımanı

Trump'ın 2020'deki mağlubiyetinin ardından kampanya ekibi, hile iddialarını mahkemeye taşımak için birçok eyalette en az 60 dava açtı. Bunlardan hiçbirinde Trump'ın iddiaları haklı bulunmadı. 

Lyon 2 Üniversitesi'nde Amerikan tarihi uzmanı Olivier Richomme, Fransa'nın kamu yayıncısı France 24'e açıklamasında, bu seferki stratejinin daha geniş kapsamlı olduğunu söylüyor:

Trump'ın siyasi danışmanı Stephen Miller tarafından koordine edilen bir avukat ordusu var. Seçimlerden çok önce davaları başlattılar ve sonrasında da devam etmeyi planlıyorlar.

Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komitesi (RNC), 2020'den bu yılın ağustos ayına kadar 26 eyalette 120'den fazla dava açarak çeşitli seçim kurallarına itiraz etti. RNC, usulsüzlükleri önlemek için oylama sistemindeki sorunları ele almak amacıyla davaların açıldığını savunuyor.

Komitenin nisanda kurduğu Seçim Dürüstlüğü Ağı (Election Integrity Network), ABD tarihinde türünün en büyük girişimi. Wall Street Journal'ın aktardığına göre binlerce avukat ve gönüllüden oluşan ağ, muhafazakar bağışçılardan 140 milyon dolara yakın finansman aldı. 

Demokratlar da Trump'ın itirazlarına karşı mücadele etmek için avukatlardan ve gönüllülerden oluşan ekipler hazırladı. Ancak Demokratların kaybetmeleri durumunda Cumhuriyetçi kanat gibi sonuçlara sert şekilde itiraz etmeleri beklenmiyor.

Richomme, sonuçlar ne olursa olsun Amerikan kurumlarının bu süreçten ciddi şekilde etkileneceğini belirterek şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Amerikan demokrasisinin zayıfladığına tanık oluyoruz. Seçim sistemine duyulan bu güven erozyonu ciddi tehditler oluşturuyor.

Independent Türkçe, France24, Wall Street Journal, Times of Israel, AP 



ABD okulları, ‘güvenlik endişeleri nedeniyle’ oy verme yeri olarak faaliyet göstermemeyi tercih ediyor

Michigan genel seçimleri için erken oy verme işleminin son gününde insanlar Howell'deki Livingston Eğitim Hizmetleri Kurumu’nda oylarını kullandılar. (AFP)
Michigan genel seçimleri için erken oy verme işleminin son gününde insanlar Howell'deki Livingston Eğitim Hizmetleri Kurumu’nda oylarını kullandılar. (AFP)
TT

ABD okulları, ‘güvenlik endişeleri nedeniyle’ oy verme yeri olarak faaliyet göstermemeyi tercih ediyor

Michigan genel seçimleri için erken oy verme işleminin son gününde insanlar Howell'deki Livingston Eğitim Hizmetleri Kurumu’nda oylarını kullandılar. (AFP)
Michigan genel seçimleri için erken oy verme işleminin son gününde insanlar Howell'deki Livingston Eğitim Hizmetleri Kurumu’nda oylarını kullandılar. (AFP)

ABD'deki bazı okullar güvenlik endişeleri nedeniyle kapılarını oy verme yeri olarak açmamayı tercih etti.

Şarku’l Avsat’ın Axios'tan aktardığına göre, okulların artan şiddet tehditleriyle karşı karşıya olduğu bir dönemde oy verme yerleri de aynı tehditlerle karşı karşıya. ABD'nin dört bir yanındaki yargı bölgeleri, seçmenlerin sindirilmesi ve sandık başında olası şiddet olaylarına ilişkin endişeler nedeniyle seçim çalışanlarını korumak için adımlar atıyor.

Güvenlik kaygıları, Arizona, Kentucky, Missouri, New York, Pensilvanya ve Texas dahil olmak üzere ülke genelinde bazı okulların seçim günü kapılarını seçmenlere açmadan önce iki kez düşünmelerine neden oldu.

Görsel kaldırıldı.ABD Başkanı Joe Biden (AP)

Eski ABD Başkanı Donald Trump ile bir akrabalığı bulunmayan Ulusal Okullar Emniyet ve Güvenlik Hizmetleri Müdürü Kenneth Trump Axios'a verdiği demeçte, “Bu artık alışıldık bir durum haline geldi... Oy verme işleminin okullarda öğrencilerin katılımıyla gerçekleştiğini görmek alışılmadık bir durum değil” ifadelerini kullandı.

Kenneth Trump’a göre, okullar yıl boyunca çevre güvenliğini sağlamak, koridorları ve kapıları izlemek için personeli eğitmek ve ziyaretçileri yönetmek de dahil olmak üzere erişim kontrolü ile ilgili olarak muazzam miktarda kaynak harcıyor.

Kenneth Trump, “Her yıl bir ya da iki gün boyunca kimlerin kötü niyetli olduğunu bilmeden kapıları herkese açıyoruz... Okul kapılarını açıyor olmanız riski artırıyor” dedi.

Axios'a göre riskleri en aza indirmek için üç temel seçenek var: Birincisi oy kullanma alanlarını okullardan tamamen kaldırmak.

İkincisi, öğrencilerin kampüste olmadığı günlerde oy verme sürecini tertip etmek. Bazı bölgelerdeki okullar bu günlerde mesleki eğitim günü düzenlemeyi tercih ediyor.

Üçüncü seçenek ise oy verme yerlerini okullarda tutmak, ancak güvenliği arttırmak ve oy verme yerini okulun spor salonu gibi öğrencilerden daha uzak bir bölüme almak.

ABD Seçim Yardımı Komisyonu Üyesi Benjamin Hovland Axios'a verdiği demeçte, okullardaki oy verme yerlerine ilişkin endişeler artmakla birlikte, bunun yeni bir sorun olmadığını ve en az on yıldır var olduğunu söyledi.

“Okullar seçim görevlileri için kritik bir oy verme yeri kaynağıdır” diyen Hovland, seçim görevlilerinin merkezi konumda, erişilebilir ve otoparka sahip yeterli alan bulmakta zorlandıklarını açıkladı.

Hovland, seçmen deneyimini iyileştirmek için diğer çözümlerin yanı sıra okulların oy verme yeri olarak daha fazla kullanılmasını öneren 2014 Obama dönemi başkanlık komisyonu raporuna işaret etti. Söz konusu raporda, seçim günü öğrenciler ve öğretmenler için bir hizmet içi eğitim günü planlanarak güvenlik endişelerinin giderilmesi öneriliyordu.