Sudan’dan Türkiye'nin BAE ile gerilimi azaltma girişimi karşısında çelişkili tutumlarhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5096724-sudan%E2%80%99dan-t%C3%BCrkiyenin-bae-ile-gerilimi-azaltma-giri%C5%9Fimi-kar%C5%9F%C4%B1s%C4%B1nda-%C3%A7eli%C5%9Fkili
Sudan’dan Türkiye'nin BAE ile gerilimi azaltma girişimi karşısında çelişkili tutumlar
Hartum'da Özel Kuvvetler için düzenlenen askeri mezuniyet törenine katılan Dagalu ve Burhan, 22 Eylül 2021 (Getty)
Sudanlı yetkililer, Türkiye'nin Sudan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında arabuluculuk yapma girişimiyle ilgili çelişkili tutumlar sergiliyor. Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan’ın Türkiye'nin girişimini memnuniyetle karşılamasından iki hafta sonra Sudan Dışişleri Bakanlığı'ndan BAE'nin Ankara'nın arabuluculuğuna ilişkin açıklamasına cevaben sert bir ton taşıyan farklı bir tutum sergilendi.
Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan arasında aralık ayı ortalarında gerçekleşen telefon görüşmesi sırasında Sudan ile BAE arasındaki gerilimin sona erdirilmesi için arabuluculuk yapmıştı. Söz konusu görüşmede Burhan, Ankara’nın ‘isyancı’ olarak nitelediği Hızlı Destek Güçleri’ni (HDK) neden olmakla suçladığı savaşın durdurulmasına katkıda bulunabilecek her türlü rolünü kabul ettiğini ifade ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk hükümetinin tutumlarına olan güvenini vurguladı.
Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf, geçtiğimiz cuma günü AA'ya yaptığı açıklamada “Türkiye’nin arabuluculuk teklifinin olumlu yansımaları olacak. Ortaya konulan girişimlerin başarılı olacağını umuyoruz” diyerek bu tutumu pekiştirdi. Sudanlı Bakan, ülkesinin BAE ile ‘çok iyi ilişkilere sahip olduğunu’ da sözlerine ekledi.
Ancak Sudan Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin BAE'nin Sudan'daki savaşı sona erdirmeyi amaçlayan arabuluculuğunu memnuniyetle karşıladığını duyuran BAE Dışişleri Bakanlığı, tarafından yayınlanan bir açıklamaya yanıt olarak pazar gecesi BAE'yi suçlayıcı bir açıklama yayınladı.
BAE Dışişleri Bakanlığı pazar günü, Sudan’da ordu ile HDK arasındaki çatışmaların derhal durdurulması gerektiğini vurgulayarak, Sudan'daki çatışmaların sona erdirilmesi için Türkiye ile koordinasyon kurmaya ve iş birliği yapmaya hazır olduğunu ifade etti.
Açıklamada, diyalogun ve müzakerenin çatışmayı sona erdirmenin ve sivil bir hükümetin kurulması için siyasi bir süreç başlatmanın tek yolu olduğu vurgulandı.
Hartum havaalanında Sudan ordusu ile HDK arasında yaşanan çatışmalardan sonra çekilen bir görüntü, 20 Nisan 2023 (AFP)
Sudan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ‘dost ülke’ olarak tanımlanan Türkiye'nin Sudan ile BAE arasında arabuluculuk yapma isteğini memnuniyetle karşılandığı belirtilirken bu tutumun teşvik edilmeyi ve olumlu etkileşimi hak ettiğini vurgulandı. Türkiye'nin Sudan tarafından güvenilen ve takdir edilen bir ülke olduğunun altı çizilen açıklamada, BAE'ye yönelik yeni suçlamalara da yer verildi. Açıklamada ayrıca Sudan ordusunun geçtiğimiz ağustos ayında Cenevre’de yapılan görüşmelere katılmamasına ilişkin ‘üstü kapalı suçlamaları’ da reddedildi. HDK'nın sivillere yönelik ‘katliamlarını’ tırmandırmaya devam ettiği bir dönemde bu görüşmelerin anlamsızlığına ve ciddiyetsizliğine işaret edilen açıklamada, HDK'ya atıfla ‘teröristlerin’ dışarıdan aldıkları destekle uzun menzilli ağır toplar kullanarak Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki yerinden edilenlerin kaldığı kampları bombalamaya devam ettiği kaydedildi.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, BAE'ye karşı bu tutumun Sudan Dışişleri Bakanlığı tarafından alınan kararları büyük ölçüde kontrol eden siyasal İslamcı bir hareketin tutumlarını yansıttığını söylediler. İsimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, bahsi geçen siyasal İslamcı hareketin Sudan ordusunun komuta kademesinde ve ayrıca tüm devlet kurumlarında büyük bir nüfuza sahip olduğunu belirterek, bu hareketin ordu ile HDK arasında herhangi bir arabuluculuğu kabul etmeyeceğini ifade ettiler. Kaynaklara göre söz konusu siyasal İslamcı hareket, ‘isyancı’ olarak gördükleri HDK’ya karşı askeri bir çözüm istedikleri için diyalog ve barışçıl müzakere girişimlerini engellemek için çalışacak.
İsrail'in dün Gazze'nin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısının ardından yıkılan binaların enkazı arasında duran Filistinliler (EPA)
İsrail'in dün Gazze'nin batısındaki eş-Şati Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısının ardından yıkılan binaların enkazı arasında duran Filistinliler (EPA)
Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail'in yeni saldırıları çok sayıda Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Washington bu saldırıları, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin anlaşmanın istikrarını etkilemeyen kabul edilebilir bir tepkisi olarak değerlendirdi. Ancak Hamas bu değerlendirmeyi taraflı buldu.
Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, tekrarlanan İsrail ihlallerinin ABD'nin yeşil ışığıyla devam edeceğini ve 10 Ekim'de yürürlüğe giren anlaşmanın çökmesine neden olmadan arabulucular ve garantörlerin karşılaştığı engelleri artıracağını düşünüyor. Uzmanlar, Washington’un anlaşmayı sürdürme konusundaki kararlılığına dikkat çekerek, ikinci aşamaya geçişin geleceğinin ABD Başkanı Donald Trump’ın tutumuna ve anlaşmanın uygulanmasının devamına yönelik iradesine bağlı olduğunu ifade etti.
Gazze şehrinde İsrail'in hava saldırısı sonrasında meydana gelen yıkımı izleyen Filistinliler, 29 Ekim 2025 (EPA)
Katar dün, arabulucuların anlaşmayı sürdürmek için temas halinde olduklarını açıkladı. Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, “Gazze Şeridi'ndeki ateşkese yönelik zorlukları izliyoruz... Anlaşmanın sürdürülmesini sağlamaya odaklandık” ifadelerini kullandı.
‘Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi sürdürmek için her iki tarafla yoğun iletişim kurulduğunu’ belirten Al Sani, “Gazze Şeridi'nde yaşananlar üzücü. Biz bu süreci kontrol altına almak için çalışıyoruz. Washington da anlaşmaya bağlılığını sürdürüyor” dedi.
‘İhlal’ suçlamalarının karşılıklı olarak dile getirilmesi
İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, önceki gün Gazze Şeridi'nin güneyinde çıkan çatışmalarda bir askerin öldürüldüğünü belirtti. Bu olay, ABD Başkanı Donald Trump'ın 9 Ekim'de İsrail ile Hamas arasında arabuluculuk yaptığı ve ertesi gün yürürlüğe giren kırılgan anlaşmanın son sınavı oldu.
İsrailli askerler, dün Kudüs'te düzenlenen cenaze töreninde Gazze Şeridi'nde öldürülen bir meslektaşlarının tabutunu taşıyor. (AP)
Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinin, Hamas'ın anlaşmayı ihlal etmesi nedeniyle ‘şiddetli saldırı’ emri verdiğini belirten bir açıklama yayınlamasının ardından gerçekleşti. Hamas yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde İsrail güçlerine düzenlenen saldırıdan sorumlu olmadığını bildirdi ve anlaşmaya bağlılığını yineledi.
Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü'ne göre, İsrail'in saldırılarında çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere onlarca Filistinli hayatını kaybetti. İsrail ordusu ise yaptığı açıklamada, saldırıların ardından ateşkese geri döneceğini duyurdu.
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları salı günü, İsrail'in ateşkesi ihlal ettiğini gerekçe göstererek, teslim edilmesi gereken bir rehinenin cesedinin teslimini erteleyeceğini açıkladı.
Gazze cephesinin Lübnanlaştırılması
Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Reha Ahmed Hasan, İsrail'in ihlallerinin arabulucuların önündeki engelleri artırdığına inanıyor.
Hasan, “İsrail'in amacı, cesetler konusundaki krizi bahane ederek ikinci aşamaya geçişi ve yeniden inşa sürecinin başlamasını engellemek ve mevcut karmaşıklıkların sorumlusu olmasına rağmen, istediği zaman hedef almayı tekrarlayarak Lübnan'ın güneyindeki politikalarını Gazze Şeridi’nde de uygulamak” dedi.
Gazze şehrine yönelik İsrail saldırısında öldürülen bir yakınlarının cenazesinin önünde oturan Filistinli kadınlar, 29 Ekim 2025 (AP)
Filistinli siyasi analist Nizar Nazzal, İsrail'in ihlallerinin ‘anlaşmanın başlangıcından beri devam ettiğini ve son olmayacağını, ayrıca arabulucuları zor durumda bıraktığını’ doğruladı. Nazzal, İsrail’in ‘Gazze cephesini Lübnanlaştırmak, Güney Lübnan’da olduğu gibi saldırılarını sürdürmek ve ateşkesi gri bir bölgede tutarak ne geri çekilmek ne de anlaşmanın ikinci aşamasındaki yükümlülüklerini yerine getirmek istemediğini’ belirtti.
Öte yandan, Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun, Facebook sayfasında yaptığı paylaşımda, Netanyahu’nun ‘Gazze Savaşı’nı sona erdirme anlaşmasını baltalamaya çalıştığını ve anlaşmayı tam olarak uygulamadan yalnızca ilk aşamayla sınırlamaya uğraştığını’ kaydetti. Ayrıca, ‘istediği zaman bombardıman, suikast ve kara harekâtı yapma özgürlüğünü sağlayacak bir çatışma düzeni oluşturmaya çalıştığını’ ifade etti.
El-Medhun, Netanyahu'nun ‘ablukayı sürdürmeye ve sınır geçişlerini (özellikle de Refah Sınır Kapısı) kapatmaya devam ederek, Gazze Şeridi dışındaki kişilerin geri dönüşünü engellediğini, yardımların girişini kısıtladığını ve ekonomik ve insani açıdan boğucu baskıyı sürdürdüğünü’ bildirdi.
Netanyahu'nun ‘yeniden inşayı engellemek ve sarı hat olarak bilinen bölgede kuvvetlerinin konuşlandırılmasını sürdürmek için çalıştığını ve gelecekte bu bölgeyi genişletmeyi planladığını’ belirten el-Medhun şu ifadeleri kullandı: “Bu politikaları meşrulaştırmak için, henüz teslim edilmemiş cesetler gibi çeşitli bahaneler kullanmaya devam edecek ve bu konuları medyada ve siyasi gündeminde tutarak, yeni bahanelere ihtiyaç duyduğunda bunları koz olarak kullanacak. Ayrıca, saldırının devamını haklı çıkarmak için Refah veya başka yerlerdeki belirsiz veya uydurma olayları kullanmaya devam edecek.”
ABD'nin tutumu
Buna karşılık Washington, İsrail'in saldırılarına rağmen anlaşmanın geçerliliğini koruduğunu açıkladı. Geçen hafta bir dizi ABD yönetim yetkilisiyle birlikte İsrail'i ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının son dönemdeki gerginliğe rağmen geçerliliğini koruduğunu söyledi.
Trump dün yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi hiçbir şey tehdit edemez. Bir İsrail askerini öldürdüler, bu yüzden İsrailliler karşılık verdi ve karşılık vermek zorundaydılar. Böyle bir durumda karşılık vermek zorundalar” dedi.
Gazze şehrindeki Şifa Hastanesi yakınlarında İsrail'in gece saldırılarında öldürülen oğlunun yasını tutan Filistinli bir kadın (AFP)
Wall Street Journal, bir ABD yetkilisine dayandırdığı haberinde, Washington’un İsrail saldırıları konusunda önceden bilgilendirildiğini ve bu saldırıların hedefe yönelik sınırlı operasyonlar olmasının beklendiğini aktardı. Yetkili ayrıca, İsrail’in ateşkesi baltalama niyetinde olmadığını ifade etti.
Hamas dün yaptığı açıklamada, ‘Gazze’de halkımıza yönelik bu haince tırmanışın, ateşkes anlaşmasını baltalamaya ve güç yoluyla yeni dengeler dayatmaya yönelik açık bir İsrail niyetini ortaya koyduğunu; bunun da Amerikan iş birliğiyle gerçekleştiğini’ belirtti. Açıklamada, ‘Netanyahu’nun faşist hükümetine, suçlarını sürdürmesi için siyasi bir kalkan sağlandığı’ ifade edildi. Hamas, Washington’un tutumunu ‘taraflı’ olarak nitelendirerek, arabuluculara ve garantör ülkelere, İsrail’e katliamlarını durdurması ve anlaşmanın tüm maddelerine tam olarak uyması yönünde derhal baskı yapılması çağrısında bulundu.
Hasan, krizin nedeninin Trump’tan gelen ‘yeşil ışık’ olduğunu belirterek, anlaşmanın dayanıklılığının ve 2026 yılı gelmeden ikinci aşamaya geçilmesinin, ABD Başkanı’nın önümüzdeki dönemdeki tutumuna bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Nazzal, Washington’un İsrail’e bahaneler sunduğunu düşündüğünü ve bu nedenle birinci aşamanın birkaç ay daha devam etmesini beklediğini söyledi.
SDG, Halep'in doğusundaki bir askeri karakolu hedef aldığı iddialarını yalanladıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5203130-sdg-halepin-do%C4%9Fusundaki-bir-askeri-karakolu-hedef-ald%C4%B1%C4%9F%C4%B1-iddialar%C4%B1n%C4%B1-yalanlad%C4%B1
SDG, Halep'in doğusundaki bir askeri karakolu hedef aldığı iddialarını yalanladı
Şam'ın dış mahallelerinden Derayya'da yıkılmış binaların önünde motosikletleriyle geçen insanlar, 28 Ekim 2025 (AFP)
SDG dün, Suriye Savunma Bakanlığı'nın, Halep’in doğusundaki Tişrin Barajı yakınlarındaki bir askeri karakolu hedef aldığı ve bu olayda iki askerin öldüğü yönündeki kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
SDG tarafından yazılı olarak açıklamada, “Güçlerimiz söz konusu bölgede herhangi bir operasyon gerçekleştirmedi. Elimizdeki saha verilerine göre olay Şam hükümetinin askeri karakolunun yakınlarında bir mayının infilak etmesi sonucu meydana geldi. Güçlerimizin bu olayla hiçbir ilgisi yoktur” denildi.
SDG, ‘gerginliğin azaltılması ve temas bölgelerinde istikrarın korunması ilkesine bağlılığını ve çeşitli unsurların halkın güvenliğine ve emniyetine yönelik tehditlere karşı ulusal çabaları sürdürme taahhüdünü’ bir kez daha vurguladı.
Suriye Savunma Bakanlığı dün sabah, SDG’nin Halep'in doğusundaki Tişrin Barajı yakınlarında ordunun konuşlandığı noktalardan birini hedef aldığını ve iki askerin öldüğünü açıkladı.
SDG'nin güdümlü füze saldırısında üçüncü bir askerin de yaralandığını belirtti.
Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhef Ebu Kasra, bu ayın başlarında, başkent Şam'da SDG lideri Mazlum Abdi ile görüştüğünü ve ülkenin kuzey ve kuzeydoğusundaki tüm cephelerde ve askeri konuşlanma noktalarında derhal kapsamlı bir ateşkes üzerinde anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu.
Sudan, HDK’nın terör örgütü olarak ilan edilmesini talep ettihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5203093-sudan-hdk%E2%80%99n%C4%B1n-ter%C3%B6r-%C3%B6rg%C3%BCt%C3%BC-olarak-ilan-edilmesini-talep-etti
Sudan, HDK’nın terör örgütü olarak ilan edilmesini talep etti
HDK’nın kontrolüne geçen el-Faşir'den kaçan yerinden edilmiş kişiler, önceki gün yakınlardaki Tavila beldesine ulaştı (AFP)
Sudan hükümeti, Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) üyelerinin, Sudan ordusu ve müttefik güçleriyle uzun süren çatışmaların ardından bu kontrolü yeniden ele geçirdiği Kuzey Darfur Eyaleti'nin yönetim şehri el-Faşir’de ve Kuzey Kordofan Eyaleti'nin Bara şehrinde işledikleri ağır ihlaller ve katliamlar karşısında, uluslararası topluma HDK'yı caydırmak ve terör örgütü olarak sınıflandırmak için acil önlemler alması çağrısında bulundu.
Sudan Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin el-Emin, dün geçici başkent Port Sudan'da düzenlenen basın toplantısında, el-Faşir'de yaşananları ‘cezasızlığın açık bir örneği’ olarak nitelendirdi. Emin, uluslararası topluma, ‘kaosu körükleyen ve milislerin daha fazla suç işlemesine olanak tanıyan’ HDK'yı destekleyen ülkeleri caydırma çağrısında bulundu.
Öte yandan HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu (Hamideti), el-Faşir'de meydana gelen ihlalleri soruşturmak üzere bir komite kurulduğunu doğruladı ve failleri sorumlu tutmaya ve soruşturma sonuçlarını herkese açıklamaya tam olarak kararlı olduğunu ifade etti. El-Faşir'in güvenli olacağını söyleyen Hamideti, Sudan'ı ‘ya barış ya da savaş yoluyla’ birleştireceğine söz verdi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) dün el-Faşir’deki Suudi Doğum Hastanesi’nde 460'tan fazla kişinin öldürüldüğü haberlerinin ardından Sudan'da acil ateşkes çağrısında bulundu.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة