DEAŞ Somali'deki askeri üsse yönelik kanlı saldırıyı üstlendihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5097247-dea%C5%9F-somalideki-askeri-%C3%BCsse-y%C3%B6nelik-kanl%C4%B1-sald%C4%B1r%C4%B1y%C4%B1-%C3%BCstlendi
DEAŞ Somali'deki askeri üsse yönelik kanlı saldırıyı üstlendi
Somali'nin Mogadişu kentinde, El Kaide bağlantılı eş Şebab grubunun saldırısına sahne olan Ciel Oteli yakınında Somalili güvenlik görevlilerine ait arabalar, 15 Mart 2024 (Reuters)
DEAŞ Somali'deki askeri üsse yönelik kanlı saldırıyı üstlendi
Somali'nin Mogadişu kentinde, El Kaide bağlantılı eş Şebab grubunun saldırısına sahne olan Ciel Oteli yakınında Somalili güvenlik görevlilerine ait arabalar, 15 Mart 2024 (Reuters)
DEAŞ dün yaptığı açıklamada, Somali'nin kuzeydoğusundaki Puntland bölgesinde bulunan askeri üsse salı günü düzenlenen ve en az 20 kişinin hayatını kaybettiği saldırının sorumluluğunu üstlendi.
Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre örgüt açıklamasında, saldırının "12 savaşçı" tarafından iki araca bomba kullanılarak gerçekleştirildiğini ve yaklaşık 22 Puntland kuvvetinin öldürüldüğünü, onlarca kişinin de yaralandığını belirtti.
Yerel bir televizyon kanalı ve bir askeri yetkilinin dün yaptığı açıklamaya göre Somali güvenlik güçleri DEAŞ intihar bombacılarının Puntland'daki askeri üsse düzenlediği saldırıyı püskürttü.
Puntland terörle mücadele güçlerinden Yüzbaşı Yusuf Muhammed Reuters'e yaptığı açıklamada, Bari bölgesindeki Dargali kasabası yakınlarında meydana gelen saldırı sırasında, eyalet parlamentosu başkan yardımcısının üssü ziyaret etmekte olduğunu söyledi. Olayda 9 intihar bombacısının öldürüldüğünü ve çok sayıda askerin yaralandığını belirtti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan bugün yaptığı açıklamada, Suriye'deki terör örgütü YPG'nin varlığının ortadan kaldırılmasının an meselesi olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Fidan, Ankara'nın YPG'nin Suriye'deki varlığını sürdürmesine izin verecek herhangi bir politikayı kabul etmeyeceğini belirtti.
Ürdünlü mevkidaşı Eymen es-Safadi ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen Fidan, “Bölgedeki her türlü oyunu görecek durumdayız. Sadece görecek durumda değil, aynı zamanda bozacak durumdayız.” dedi.
Suriye'nin kuzeyinde Türkiye destekli gruplar ile Ankara'nın terör örgütü PKK’nın uzantısı olarak gördüğü YPG'nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında çatışmalar yaşanıyor.
Ancak Washington, 2019'da Suriye'de DEAŞ'la savaşan bu güçleri, DEAŞ’ın bölgede yeniden ortaya çıkmasını önlemek için ‘elzem’ olarak görüyor. Batı'nın Suriye'deki SDG savaşçılarına vereceği desteğe karşı uyarıda bulunan Fidan, “Bölgede emelleriniz farklıysa, DEAŞ'ı bahane ederek, PKK'yı güçlendirerek başka bir politikaya hizmet edilmek isteniyorsa, ona da geçit yok” ifadelerini kullandı.
Fidan sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriye'de ve bölgede DEAŞ tehdidine karşı birlikte neler yapabileceğimizi görüştük. DEAŞ, Müslüman toplumlar için bir zehirdir. Dinimizi kullanarak sınırsız şiddet uygulayarak, vahşice insanların öldürülmesi, terör yoluna gidilmesi, toplumların ve devletlerin bu yolla ifsat edilmesi, istikrarsızlığın ve kaosun oluşturulması bizim sessiz kalacağımız bir durum değildir.”
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) bugün Halep'in doğusundaki Münbiç kırsalında yer alan Tişrin Barajı ve Karakozak Köprüsü ekseninde Türkiye yanlısı Suriye Milli Ordusu (SMO) birlikleri ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında, Türk insansız hava araçları (İHA) tarafından desteklenen yeni çatışmalar ve topçu atışları yaşandığını bildirdi.
SDG'ye ait bir İHA’nın Karakozak Köprüsü yakınlarındaki mevzilerini hedef alması sonucu 4 SMO mensubu hayatını kaybederken, aynı eksende bir SDG üyesi de topçu ateşi sonucu öldü.
Öte yandan, bir Türk İHA’sının SDG'ye ait bir askeri aracı hedef alması sonucu araç sürücüsü ağır yaralanarak tedavi için hastaneye kaldırıldı.
Bombardımanın Münbiç kırsalındaki cephelerde temkinli bir sükunetin hâkim olmasından saatler sonra yeniden başlaması dikkat çekti.
SOHR, çatışmaların başlamasından bu yana her iki taraftan 285 kişinin öldürüldüğünü belgeledi.
SDG'nin daha önce ABD arabuluculuğunda bir ateşkes ilan ettiğini, ancak karşılıklı ihlallerin ve yoğun bombardımanın devam etmesi nedeniyle anlaşmanın başarısız olduğunu, bunun da ölü ve yaralı sayısının artmasına ve her iki tarafın ateşi arasında kalan sivillerin trajedisinin derinleşmesine yol açtığını belirtmek gerekiyor.