Münbiç'te şiddetli çatışmalar… Humus'ta ve sahilde gerginlik

Şarku'l Avsat, Tartus vilayeti temsilcileri ile Askeri Operasyonlar Dairesi arasındaki toplantının ayrıntılarını yayınlıyor

Humus'ta dün eski rejime bağlı hücrelere yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınanlar (AP)
Humus'ta dün eski rejime bağlı hücrelere yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınanlar (AP)
TT

Münbiç'te şiddetli çatışmalar… Humus'ta ve sahilde gerginlik

Humus'ta dün eski rejime bağlı hücrelere yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınanlar (AP)
Humus'ta dün eski rejime bağlı hücrelere yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınanlar (AP)

Suriye'nin yeni yetkilileri Humus şehri ve Suriye sahilindeki Alevi mahallelerinde eski rejim hücrelerine yönelik operasyonlarını sürdürürken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) dün Suriye'nin kuzeyindeki Münbiç bölgesinde Türkiye destekli gruplarla Kürtlerin öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında şiddetli çatışmaların yaşandığını bildirdi.

İngiltere merkezli SOHR, Münbiç çevresindeki çatışmalarda Türkiye yanlısı grupların en az 28 üyesinin öldürüldüğünü açıkladı. SOHR ayrıca, Türk ordusunun SDG tarafından kontrol edilen bölgeleri şiddetli bir şekilde bombaladığını da belirtti.

Türkiye yanlısı güçlerin Münbiç'in güney ve doğusundaki birkaç köye geniş çaplı saldırı başlattığını belirten SDG, günlerdir Fırat Nehri üzerinde bulunan Tişrin Barajı çevresindeki bölgeyi kontrol etmeye çalışan saldırganları püskürtmeyi başardığını vurguladı.

Münbiç’teki çatışmalarda öldürülen ve Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da perşembe günü defnedilen iki Kürt milisin cenaze töreninden (AFP)Münbiç’teki çatışmalarda öldürülen ve Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kamışlı'da perşembe günü defnedilen iki Kürt milisin cenaze töreninden (AFP)

Türkiye, SDG'nin belkemiğini oluşturan YPG’nin, terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olduğunu iddia ederek bölgeden çıkarılmasını istiyor.

Bu arada, Humus'ta Alevilerin çoğunlukta olduğu mahallelerde eski rejim unsurlarının aranmasına yönelik operasyonlar sırasında tansiyon yükselip Suriye kıyılarında yankı bulurken, Tartus vilayetinde dini mezhepleri ve sosyal grupları temsil eden yaklaşık elli sivil toplum temsilcisi, eski Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin ardından ülkede iktidarı ele geçiren Askeri Operasyonlar Dairesi'nden siyasi temsilcilerle bir araya geldi. Dört saat süren toplantı boyunca katılımcılar, eski rejime sadık olanların çoğunlukta olduğu kıyı bölgelerinin endişelerini açık bir şekilde dile getirdiler. Toplantıda, Suriye'deki durum, uluslararası durum, güncel gelişmeler ve bunların Suriye gerçekliği üzerindeki etkilerine ilişkin siyasi bir brifingin ardından, genel olarak Suriye'de ve özel olarak Suriye kıyılarında iç barış ve toplumsal uyum konularına odaklanıldı.

Humus'ta  tarama operasyonları yapan güvenlik güçleri (AP)Humus'ta  tarama operasyonları yapan güvenlik güçleri (AP)

Basın oturumunun moderatörü Lara Ayzuki Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, İstikrar Destek Birimi (s.s.u) tarafından düzenlenen oturuma katılanların, Askeri Operasyonlar Dairesi’nden siyasi temsilcilerin yanı sıra, farklı dini mezhepler ve sosyal tabakalardan oluşan yerel toplumun geniş bir yelpazesini temsil ettiğini söyledi. Ayzuki, sivil heyetin en önemli talebinin güvenliğin tesis edilmesi olduğunu belirtti. Mevcut aşamada kaosun önlenmesi için her bölgenin kendini koruyabilmesi amacıyla yerel koruma komitelerinin etkinleştirilmesi önerisinde bulunulduğunu kaydeden Ayzuki, misillemelerin önlenmesi için gerçek garantiler verilmesi koşuluyla, aranan kişilerin teslim edilmesi konusunda istekli olduklarını ifade etti.

Humus'ta dün gerçekleşen tarama operasyonlarıda yakalanan eski rejim mensupları (AP)Humus'ta dün gerçekleşen tarama operasyonlarıda yakalanan eski rejim mensupları (AP)

Ayzuki, güvenlik eksikliği ve yollardaki kanunsuzluk durumunun birçok ebeveynin çocuklarını okullara ve üniversitelere göndermekten kaçınmasına neden olduğunu ve onları eğitimden mahrum bıraktığını söyledi. Diyalog oturumunda, eski rejimin ordusunda kendi istekleri dışında bulunan ve Askeri Operasyonlar Dairesi tarafından gözaltına alınan askerlerin serbest bırakılması çağrısında bulunuldu.

Ayzuki, sivil heyetin de her türlü suiistimale son verilmesi gerektiğini vurguladığını söyledi. Hirbet Maaze köyünde yaşananların uzun uzun müzakere edildiğini ifade eden Ayzuki, köy sakinlerinin aranan kişileri korumanın hata olduğunu kabul ettiklerini, ancak bunun operasyonlar sırasında yaşanan ihlalleri haklı çıkarmayacağını belirtti.

Tartus'ta 25 Aralık'ta güvenlik güçlerinin ‘Sednaya Hapishanesi kasabı’ olarak bilinen ve binlerce tutuklunun ölümünden sorumlu olmakla suçlanan eski rejim subayı Muhammed Kanjo Hasan'ın peşine düşmesi üzerine çatışmalar patlak verdi.

Oturumda Tartus sakinleri, yüzlerce eğitimli gencin yoksulluk nedeniyle rejimin güvenlik ve askeri aygıtlarında çalışmak zorunda kalmasından ötürü genel af talebini gündeme getirdi. Temsilciler, işsiz kalmanın olumsuz yansımalarından kaçınmak için Savunma Bakanlığı'na yeniden katılma olasılığını araştırmak istiyor. Ayzuki'ye göre yeni yönetimden bir temsilci, Askeri Operasyonlar Dairesi'nin eski rejimin suçlarına doğrudan karışanları kapsam dışında bırakacak bir genel af çıkarma niyetinde olduğunu açıkladı.

Humus'ta yeni rejimin güvenlik güçleri dün eski rejim üyelerini aramak için operasyonlar düzenlerken vatandaşlar (AP)Humus'ta yeni rejimin güvenlik güçleri dün eski rejim üyelerini aramak için operasyonlar düzenlerken vatandaşlar (AP)

Ayzuki, 20-30 yaş arası gençlerin, kendilerini belli bir mezhebe değil, Suriye'ye ait gördüklerini, göç etmek istemediklerini ve Suriye'nin geleceğinde bir rol oynamayı arzuladıklarını söyleyerek, mezhepsel bir çerçeveye oturtulmaları halinde bunun nasıl gerçekleşebileceğini sordu.

İşten çıkarmalarla ilgili olarak katılımcılar, özellikle aileleri rejim tarafından öldürülenlerin yakınları olan ve Tartus vilayetinin son yıllarda tarımı kötüleşen bir tarım vilayeti olarak sistematik bir şekilde yoksullaştığını beyan eden kadınlar olmak üzere, binlerce çalışanın işten çıkarılacağına dair korkularını dile getirdiler.

Humus kentinde bir kamyonetin kasasındaki çocuklar, 3 Ocak 2025. (AP)Humus kentinde bir kamyonetin kasasındaki çocuklar, 3 Ocak 2025. (AP)

Perşembe akşamı ile Cuma sabahı arasında Tartus şehri, Askeri Operasyonlar Dairesi’nden grupların bulunduğu Şalihatu’l Ahlam yakınlarında işlenen bir cinayet haberiyle gerildi. Kimliği belirsiz saldırganların iki kişiyi vurduğu, birinin öldüğü ve diğerinin de yaralandığı bildirildi. SOHR, bölge sakinlerinin askeri operasyon yönetimini yürüten Heyetu Tahriru’ş-Şam'a (HTŞ) ‘istikrarsızlığa katkıda bulunan ve bölgedeki iç barışa zarar veren saldırı ve ihlallere son vermesi’ çağrısında bulunduğunu belirtti.

SOHR, maskeli silahlı kişilerin Tartus kentindeki el-Gammaka eş-Şarkiyye mahallesi sakinlerinden, ceza davalarından aranan bir kişinin kardeşini infaz ettiğini kaydetti. Olay, kurbanın Şalihatu’l Ahlam bölgesinde sahibi olduğu dağ evini ziyaret ettiği sırada meydana geldi.

Humus, Tartus ve Lazkiye vilayetlerinde Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgeler, silahların yayılması ve aranan eski rejim unsurlarının mahalle ve köylere yerleşmesi nedeniyle güvensizliğe sahne oluyor ve bölgesel bir çatışmayı körükleme korkusunu arttırıyor.

Askeri Operasyonlar Dairesi, eski rejim milislerinin kalıntılarını aramak üzere perşembe günü Humus'ta başlattığı ve el-Abbasiye, es-Sebil, ez-Zehra ve el-Muhacirin mahallelerini kapsayan tarama operasyonunu dün tamamladı. Onlarca kişinin gözaltına alındığı, ancak bazılarının birkaç saat sonra serbest bırakıldığı bildirildi.



DEAŞ’ın yönetimi Abdulkadir Mumin ile Afrika'ya mı geçiyor?

DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)
DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)
TT

DEAŞ’ın yönetimi Abdulkadir Mumin ile Afrika'ya mı geçiyor?

DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)
DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin, kınayla boyanmış turuncu sakalıyla dikkati çekiyor (Getty)

Analistler, terör örgütü DEAŞ'ın Somali’deki lideri Abdulkadir Mumin’in kınayla boyanmış turuncu sakalıyla, resmi olarak bu unvana sahip olmasa da muhtemelen örgütün en güçlü adamı haline geldiğini düşünüyorlar.

DEAŞ, örgütün liderinin Ebu Hafs el-Haşimi el-Kureyşi olduğunu iddia etse de gözlemciler bu takma ismi taşıyan gerçek biri olup olmadığını sorgularken muhtemelen örgütü Somali'den yönetmekle sorumlu olan Abdulkadir Mumin dikkati çekiyor.

Uluslararası Radikalleşme ve Siyasi Şiddet Araştırmaları Merkezi’nden (International Centre for the Study of Radicalisation and Political Violence/ICSR) Tore Hamming, Mumin’in DEAŞ’ın küresel ağındaki en önemli, en güçlü ve en fazla kontrole sahip ismi olduğunu söyledi.

Hamming, liderlerin teker teker öldürüldüğü bu karanlık örgütte Mumin’in şimdiye kadar hayatta kalmayı başaran birkaç üst düzey isimden biri olduğunu ve bunun da ona örgüt içinde bir tür statü kazandırdığını belirtti.

Somali'nin örgüt için önemi

Mumin’in ABD tarafından birkaç ay önce düzenlenen saldırıda öldürüldüğü sanılıyordu, ancak öldüğüne dair herhangi bir kanıt elde edilemediği için hayatta olduğu ve faaliyetlerine devam ettiği düşünülüyor. Somali'nin mali nedenlerden ötürü örgüt için önemli olduğunu belirten Hamming, buradan Kongo, Mozambik, Güney Afrika, Yemen ve Afganistan'a para gönderdiklerini, dolayısıyla iyi bir mali modele sahip olduklarını vurguladı.

h67u8ı
DEAŞ liderlerinin her zaman Arap kökenli oldukları biliniyor (Reuters)

Bu mali faaliyetlere ilişkin hiçbir bilgi yok, çünkü bu miktarları tahmin etmek bile imkansız. Paranın bir yerden başka bir yere giderken izlediği güzergahları tam olarak belirlemek de öyle.

Mumin’in DEAŞ liderliğine uzanan yolculuğu

Yarı özerk Puntland bölgesinde doğan Mumin, bir süre İsveç'te yaşadıktan sonra İngiltere'ye yerleşti. 2000'li yılların başında Londra ve Leicester'da camilerde ve internette dolaşan videolarda radikal bir vaiz olarak tanınan Mumin, Somali'ye döndüğünde İngiliz pasaportunu yaktı ve El Kaide ile bağlantılı eş-Şebab örgütü lehine propaganda yapmaya başladı. Ardından 2015 yılında DEAŞ saflarına geçti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre kimliğinin gizli tutulması şartıyla konuşan Avrupalı bir istihbarat yetkilisi, DEAŞ'ın küçük bir bölgeyi kontrol etmesine karşın geniş bir kitleye hitap ettiğini ve para dağıttığını söyledi. Aynı yetkili, geçtiğimiz mayıs ayında Mozambik'te DEAŞ’ın Faslı ve Afrikalı üyelerinin bir terör saldırısı gerçekleştirdiğini aktardı.

Yetkiliye göre Mumin ayrıca Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde (KDC) faaliyet gösteren DEAŞ bağlantılı Ugandalı örgüt Müttefik Demokratik Güçler’i (ADF) finanse etti. Şu an ADF’nin bin ile bin 500 arasında üyesi olduğunun tahmin edildiğini belirten yetkili, ADF üyelerinin Mumin'in yardımıyla radikalleşme, silah ve finansman arayışını sonlandırıp silahlı saldırılara başladıklarını kaydetti.

İdeolojide değişim

Bazı gözlemcilere göre Mumin, DEAŞ’ın lider kadrosunda halife olarak görülüyor, ancak resmi olarak biat etmesi, kökleri Ortadoğu'ya dayanan, Suriye ve Irak'ta 2014 yılından 2019 yılına kadar süren bir halifelik kuran DEAŞ içinde ideolojik bir değişim anlamına gelecek.

Aşırıcılıkla Mücadele Projesi (The Counter Extremism Project/CEP) adlı düşünce kuruluşunun direktörü Hans-Jakob Schindler, Mumin’in DEAŞ’ın başına geçmesinin DEAŞ destekçileri ve sempatizanları arasında bir kargaşaya neden olacağını değerlendirdi.

Fakat Horasan Vilayeti ve Batı Afrika Vilayeti gibi DEAŞ'a bağlı grupların liderlerinin operasyonel faaliyetleri örgütün liderliğini istemelerine neden olabilir. Somalili olan Mumin, DEAŞ’ın geleneksel liderlik kriterlerini karşılamasa da coğrafi konumu ona bazı avantajlar sağlıyor.

Afrika Boynuzu

ABD’nin West Point Askeri Akademisi’ne bağlı CTC Sentinel - Combating Terrorism Center’a göre Afrika Boynuzu örgüte Arap Maşrık (Levant) bölgesindeki istikrarsızlıktan koruma ve daha fazla hareket özgürlüğü sağlamış olabilir. Merkez, bu liderlik özelliklerinin, mali kaynakları savaşı kazanmanın anahtarı olarak gören terör örgütü El Kaide’nin eski lideri Usame bin Ladin'inkilerle örtüştüğünü vurguladı.

Mumin'in emrindeki militan sayısı az olmasına rağmen liderlik piramidinin tepesine yükselmesi, DEAŞ içindeki değişimleri de yansıtıyor. Hamming’e göre bu değişimlerden ilki halifenin artık DEAŞ'deki en önemli figür olmaması, ikincisinin ise örgütün aslında Afrika'ya doğru kademeli bir stratejik kayma arayışında olması. Kimliğinin gizli tutulmasını isteyen Avrupalı istihbarat kaynağı ise Avrupa'ya ulaşan şiddet görüntülerinin yüzde 90'ının Afrika'dan geldiğini söyledi. Ancak CTC Sentinel'e göre örgütün liderliği Ortadoğu'da kalmaya devam ettiğinden ‘her şey aynı kalıyor’.