İran, hava ve füze tehditlerine karşı tatbikat başlattı

İran Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı yeraltı füze üssünü açıkladı

İran'ın batısındaki tatbikat için düzenlenen koordinasyon toplantısında ordu ve DMO komutanları (Tesnim)
İran'ın batısındaki tatbikat için düzenlenen koordinasyon toplantısında ordu ve DMO komutanları (Tesnim)
TT

İran, hava ve füze tehditlerine karşı tatbikat başlattı

İran'ın batısındaki tatbikat için düzenlenen koordinasyon toplantısında ordu ve DMO komutanları (Tesnim)
İran'ın batısındaki tatbikat için düzenlenen koordinasyon toplantısında ordu ve DMO komutanları (Tesnim)

İran ordusunun hava savunma güçleri tarafından yürütülen ve hava kuvvetlerinin de katıldığı İktidar 1403 tatbikatı dün ülkenin batı ve kuzey bölgelerinde başladı. Şarku’l Avsat’ın Mehr haber ajansından aktardığına göre tatbikat, ‘ülkenin kapsamlı hava savunma ağının komutası altında İran ordusunun hava savunma güçleri tarafından yürütülüyor’. Gerçek savaş alanını simüle edecek tatbikat sırasında birçok yerli hava savunma sistemi kullanılacak ve hava ve füze tehditleri ile elektronik savaşa karşı koyma tatbikatları gerçekleştirilecek.

İran geçtiğimiz salı günü, Natanz Nükleer Tesisi çevresinde İktidar ortak hava savunma tatbikatının ilk aşamasını başlattı. İran'ın Tesnim haber ajansının bildirdiğine göre, bu aşamada İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Hava-Uzay Kuvvetleri'ne bağlı hava savunma birimleri, herhangi bir saldırıya karşılık verme kabiliyetini arttırmak amacıyla, karmaşık hava tehditleri ve zorlu elektronik harp koşullarıyla dolu bir ortamda Şehid Ahmedi Ruşen nükleer sahasının kapsamlı bir savunmasını yürütüyor.

Füze üssü

İran devlet televizyonu, DMO Komutanı Hüseyin Selami'nin ekim ayında İsrail'e saldırmak için kullanılan bir yeraltı füze üssünü ziyaret ettiğini gösteren nadir görüntüler yayınladı. Üssün tam yerini belirtmeyen televizyon, ‘dağlarda bulunan’ üssün onlarca füzeye ev sahipliği yaptığını ve kısa süre önce Sadık Vaat 2 Operasyonu kapsamında İsrail'e saldırı düzenlemek için kullanıldığını kaydetti.

7u8ı
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Hüseyin Selami (sosyal medya)

Devlet televizyonu, İsrail'e 1 Ekim'de ilk kez hipersonik füzeler de dahil olmak üzere 200 kadar füze atılmasına atıfta bulundu. Tahran, saldırıların Hamas'ın eski Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin temmuz ayında Tahran'da öldürülmesine ve İsrail'in 27 Eylül'de Beyrut'un güney banliyösüne düzenlediği ve Hizbullah'ın eski genel sekreteri Hasan Nasrallah'ın da öldüğü saldırıda İranlı bir generalin öldürülmesine yanıt olduğunu belirtti.

İsrail ise ekim ayı sonunda Tahran'ın saldırısına karşılık olarak İran'daki askeri noktalara saldırılar düzenlediğini duyurdu. İran televizyonu, Tahran'da binlerce DMO mensubunun askeri araçlar ve ağır silahlarla katıldığı bir askerî geçit töreninden birkaç saat sonra askeri üssün görüntülerini yayınladı.

Saatler süren bir operasyonda onlarca İsrail uçağı İran'daki stratejik askeri alanları, özellikle de insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzelerin üretim ve fırlatma alanlarını ve hava savunma sistemlerini hedef aldı; Tahran, Kerec, İsfahan ve Şiraz civarında patlamalar meydana geldi.

Güç gösterisi

İran medyasının geçit törenine ve askeri üs ziyaretine odaklanması, ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın bu ayın 20'sinde göreve başlayacağı bir döneme denk geliyor. Geçit töreni sırasında bir konuşma yapan DMO yetkilisi General Muhammed Rıza Nakdi, ABD'nin ‘Müslüman dünyasının tüm talihsizliklerinden sorumlu olduğunu’ söyledi. Nakdi, Tahran'ın baş düşmanı İsrail'i kastederek, “Siyonist rejimi yok edebilir ve ABD üslerini bölgeden çekebilirsek en önemli sorunlarımızdan biri çözülmüş olacak” dedi.

xcdvfgth
Besic güçlerinin Tahran'da düzenlediği askeri geçit töreni sırasında bir İran İHA’sı, 10 Ocak 2024. (EPA)

Tahran'da Cuma günü binlerce DMO mensubu, İran'a yönelik tehditlere karşı koymaya hazır olduklarını göstermek için askeri araçlar ve ağır silahlarla Kudüs'e Yürüyüş organizasyonuna katıldı. Başkent sokaklarında yapılan organizasyona DMO'nun Besic güçlerinden gruplar da katıldı.

Askeri üniformalı erkekler yürürken, diğerleri de İran, Filistin ve Tahran destekli Hizbullah bayraklarını sallayan kalabalığın önünde, bazıları roketatar taşıyan motosiklet ve araçlara bindi. Katılımcılar ayrıca İran Dini Lideri Ali Hamaney'in ve İran tarafından desteklenen çeşitli ülkelerdeki silahlı gruplardan oluşan ‘direniş ekseni’ figürlerinin portrelerini taşıdı.

Tahran sokaklarında İran yapımı füzelerin, araçların ve diğer askeri teçhizatın maketleri sergilendi. DMO'nun başkentteki komutanı General Hasan Zadeh televizyonda yaptığı açıklamada, “Yürüyüşün amaçlarından biri Gazze Şeridi ve Filistin halkını desteklemektir. Besic güçlerinin İslam Devrimi düşmanlarından gelecek her türlü tehdide karşı koymaya hazır olduğunu göstermeyi de amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. İsrail devletini tanımayan İran, 1979 İran Devrimi’nden bu yana Filistin davasına verdiği desteği dış politikasının temel direklerinden biri haline getirmiştir.

Trump'ın özel temsilcisi

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre, Halkın Mücahitleri Örgütü'nün siyasi kolu olan Paris merkezli İran Ulusal Direniş Konseyi (NCRI) tarafından yayınlanan video görüntülerinde, ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg'un dün Fransa'nın başkentinde NCRI tarafından düzenlenen bir etkinliğe katıldığı görüldü. Kellogg bu ayın başlarında Avrupa başkentlerine yapacağı ziyareti Trump'ın 20 Ocak'taki yemin töreninden sonraya ertelemişti.

xcdfergt
Halkın Mücahitleri Örgütü destekçileri Şubat 2023'te Paris'te DMO'nun terör örgütü olarak tanımlanmasını talep eden bir gösteri düzenledi. (EPA)

Kellogg, Trump'ın Ukrayna ve Rusya Özel Temsilcisi olarak görev yapacak. Kellogg daha önce de NCRI etkinliklerinde konuşmuştu. Kellogg’un kişisel bir sıfatla da olsa Paris'te bulunması grubun yeni ABD yönetiminin ilgisini çektiğini gösteriyor. Trump yönetiminin yeni Dışişleri Bakanı Marco Rubio da NCRI'nin önceki etkinliklerine katılmıştı. Konsey defalarca İran'daki mevcut rejimin devrilmesi çağrısında bulundu ancak İran içinde ne kadar destek bulduğu belirsiz. Etkinliğin başında bir konuşma yapan NCRI Başkanı Meryem Recavi, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesi ve İsrail ile savaşta Hizbullah'a vurulan ‘yıkıcı darbe’ sonrasında bölgedeki güç dengesinin İranlı liderlerin aleyhine değiştiğini söyledi. Recavi, “Batılı hükümetlerin geçmiş politikalarını terk ederek bu kez İran halkının yanında yer almalarının zamanı gelmiştir” dedi. Diğer yandan Trump, İran'ı nükleer programı, bir diğer balistik füze programı ve bölgedeki faaliyetleri konusunda bir anlaşmayı müzakere etmeye zorlamak amacıyla Tahran'a baskı yapma sözü verdi. NCRI Fransa'da, çoğu zaman ABD ve Avrupa'dan eski üst düzey yetkililerin de katıldığı pek çok gösteri düzenledi.

Enerji krizi

İranlı yetkililer, soğuk hava dalgasının şiddetlendirdiği enerji sıkıntısı nedeniyle enerji tasarrufu sağlamak amacıyla dün Tahran'daki ve bazı eyaletlerdeki okulları ve devlet dairelerini kapatma kararı aldı. İran dünyanın en büyük doğal gaz ve petrol rezervlerine sahip enerji zengini bir ülke olmasına rağmen son haftalarda enerji santrallerini çalıştıracak gaz ve yakıt sıkıntısı nedeniyle elektriği karneye bağlamak zorunda kaldı. Hükümet, Tahran ve başkentin batısındaki Elburz vilayetlerinde okulların ve idarelerin kapatıldığını duyurdu. ‘Enerji tüketimini yönetmek amacıyla’ batıda Kürdistan, kuzeyde Mazenderan ve Erdebil, orta kesimde Kum ve güneydoğuda Kirman da dahil olmak üzere 31 eyaletin en az 10'unda benzer bir karar alındı.

zxcdvfgtrhy
İran'ın başkenti Tahran'ın merkezindeki bir cadde (AFP)

Tahran'daki devlet daireleri, Batı'nın İran'a uyguladığı yaptırımlar nedeniyle İran'ın elektrik şebekesi altyapı yatırımlarının yetersizliğinden mustarip olduğu için, enerji tasarrufu amacıyla eyaletlerin yarısından fazlasını da kapsayan bir kararla geçtiğimiz Aralık ayında dört gün üst üste kapatılmıştı.



ABD, Türkiye’nin ve Şera’nın çıkarına olacak şekilde SDG'yi terk eder mi?

ABD'nin SDG güçleriyle kurduğu ittifaklar Suriye'deki değişimin gerçekleriyle tezat oluşturuyor (Sosyal medya)
ABD'nin SDG güçleriyle kurduğu ittifaklar Suriye'deki değişimin gerçekleriyle tezat oluşturuyor (Sosyal medya)
TT

ABD, Türkiye’nin ve Şera’nın çıkarına olacak şekilde SDG'yi terk eder mi?

ABD'nin SDG güçleriyle kurduğu ittifaklar Suriye'deki değişimin gerçekleriyle tezat oluşturuyor (Sosyal medya)
ABD'nin SDG güçleriyle kurduğu ittifaklar Suriye'deki değişimin gerçekleriyle tezat oluşturuyor (Sosyal medya)

Independent Arabia

ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Müsteşar Vekili John Bass, on yılı aşkın bir süredir devam eden Suriye krizinin çözümüne yönelik uluslararası çabalar çerçevesinde, Suriye'nin geleceği ve siyasi geçiş sürecine ilişkin yoğun görüşmelerde bulunmak üzere Ankara'yı ziyaret etti. Görüşmelerde bölgenin istikrarının sağlanması ve DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasının engellenmesi de dâhil olmak üzere güvenlik ve stratejik bazı konular ele alındı.

Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre ABD'nin Suriye'deki askeri varlığının amacının DEAŞ'ın geri dönüşünü engellemek ve bölgedeki güvenliğin istikrarını sağlamak olduğunu belirten Bass, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve çeşitli bağlantılara sahip Kürt gruplara atıfta bulunarak ABD askerlerinin Suriye’deki varlığının silahlı gruplar tarafından komşu ülkelerin güvenliğine zarar verecek şekilde istismar edilmemesini sağlamak için müttefikleriyle koordinasyon içinde çalıştığını söyledi.

Bass, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bölgedeki ortaklarımıza güven vermek ile varlığımızın herhangi bir düşmanca ya da tırmandırıcı faaliyet için bahane olmamasını sağlamak arasında hassas bir denge kurmanın öneminin farkındayız.”

ABD’li yetkili ayrıca, Washington’ın ABD askerlerinin Suriye'deki varlığının bölgesel gerilimleri arttırmadan siyasi geçişi destekleyici nitelikte kalmasını sağlamak için stratejilerini sürekli olarak değerlendirdiğini de sözlerine ekledi.

cdfvgthy
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Bass arasında daha önce yapılan bir görüşmeden (ABD Dışişleri Bakanlığı)

Basına sızan bilgilere göre Ankara, ABD'den Suriyeli Kürt grupları desteklemekten vazgeçmesini ve onlara özyönetim gibi istisnai ayrıcalıklar tanımadan Suriye’de kapsamlı bir çözüme dahil olmalarının sağlamasını isterken Washington, Ahmed eş-Şera liderliğindeki Şam'daki geçici yönetim ile Mazlum Abdi liderliğindeki SDG arasında bir diyaloğun başlatılmasını destekliyor.

Ülkesinin SDG'ye PKK üyeleri gibi yabancı terör örgütü üyeleri konusunda yaptığı baskıyla ilgili bir soruya Bass, “Suriye'nin ne bugün ne de gelecekte yabancı terör örgütleri ya da yabancı teröristler için güvenli bir sığınak olmaması gerektiği konusunda Türk hükümetiyle hemfikiriz” dedi.

Yaptırımlar hafifletiliyor

Körfez ülkelerinin Suriye'deki geçici hükümete yönelik desteğiyle ilgili olarak Bass, “Körfez'deki ortaklarımızla Şam'daki geçici hükümete, halka temel hizmetleri sunabilmesini sağlamak üzere nasıl yardım sağlayabileceğimiz konusunda yapıcı görüşmelerde bulunduk” ifadelerini kullandı.

Söz konusu yardımın memur maaşlarının ödenmesi ile elektrik ve enerji sağlanmasına yönelik desteği de içerdiğini belirten Bass, bu desteğin sadece Suriye halkının acılarını hafifletmeyi değil, aynı zamanda siyasi geçiş süreci çerçevesinde geçici hükümeti istikrara kavuşturmayı da amaçladığını vurguladı.

ABD’nin yaptırım rejimlerini siyasi sürece zarar vermeden insani çabaları destekleyecek şekilde uyarlamaya çalıştığını vurguladı.

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump’ın yeni yönetimi Beyaz Saray'a girmek üzereyken, Suriye dosyasına yönelik politikalarına ilişkin bir beklenti hakim. Bass, yeni yönetimin ABD'nin Suriye'deki varlığının geleceği ve Washington'ın bölgesel istikrarı desteklemedeki rolüne ilişkin kritik kararlarla karşı karşıya kalacağını belirtti.

ABD’li yetkili, sözlerine şöyle devam etti:

“Her ABD yönetimi bölgedeki stratejik çıkarları ile insani yardım çabalarına verilen destek arasında denge kurmakta zorlanır. Suriye, içinden çıkılmaz çatışmaların çözümüne yönelik uluslararası kararlılık açısından bir turnusol kâğıdı niteliğindedir.”

Bass, Trump’ın ekibinin yaptırım politikalarını yeniden değerlendirmesi ve uluslararası ve bölgesel çabaların uyumlu olmasını sağlamak için komşu ülkelerle temasları artırması gerekeceğini açıkladı.

Suriye'nin bölgeyle yeniden bütünleşmesi

Bass, bazı bölge ülkelerinin Şam'daki mevcut hükümete verdiği destekle ilgili olarak “Bölgedeki ortaklarımıza her türlü desteğin istikrarı sağlamaya yönelik olmasının ve bölünmeleri güçlendirmemesinin önemini açıkça ifade ettik” dedi.

Washington'ın siyasi bir geçişe katkıda bulunacak ve Suriye halkının acılarını hafifletecek adımlar atılmasını teşvik ettiğini söyleyen Bass, “Mevcut hükümete verilecek her türlü desteğin, Suriye'deki durumu dengelemeye yardımcı olacak pratik tedbirlere yönelik bir taahhütle birlikte yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. ABD’li yetkili, Washington’daki yeni yönetimin, çabaların sürdürülebilir bir siyasi çözüme ulaşılmasını sağlamaya yönelik olması için baskı yapmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.

Suriye'nin bölgesel ve uluslararası sistemlerle yeniden bütünleşmesinin, uzun vadeli istikrarın sağlanması için geniş bir iş birliği gerektirdiğini söyleyen Bass, “Washington, güvenliği arttırmak ve siyasi geçiş sürecini desteklemek arasında bir denge kuran çözümler sunmak için komşu ülkelerle birlikte çalışıyor” şeklinde konuştu.

Suriye'deki zorlukların bölgesel ve uluslararası iş birliği olmadan çözülemeyeceğini söyleyen Bass, “Bir sonraki aşamanın başarılı olması için ortaklarımızla birlikte çalışmaya kararlıyız” ifadelerini kullandı.

El-Hol Kampı, DEAŞ’lı mahkumlar ve İsrail

Suriye'nin ve bölgenin karşı karşıya olduğu önemli güvenlik sorunlarından biri de el-Hol Kampı ve DEAŞ’lı mahkûmlar. el-Hol Kampı’nın on binlerce kadının ve çocuğun feci koşullarda yaşadığı bir yer olması nedeniyle bu konunun en önemli önceliklerden biri olduğunu belirten Bass, bu kampın aynı zamanda terör örgütlerine üye kazandırma kaynağı olarak istismar edilme riski taşıdığını söyledi. ABD’li yetkili, uluslararası toplumun, buradaki mahkumların topluma kazandırılması ve ailelerin toplumlarıyla yeniden bütünleşmeleri de dahil olmak üzere uzun vadeli çözümler sağlamak için birlikte çalışması ve gelecekteki tehditleri önlemek için sıkı güvenlik adımları atması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Suriye'de bulunan tüm yabancı teröristlerin ülkeyi terk etmesi gerektiğini vurgulayan Bass, “Bu insanların büyük bir kısmı geldikleri ya da vatandaşı oldukları ülkelere geri dönmeli. Bu geri dönüş ise söz konusu hükümetlerin, bu kişilerin eylemlerinden dolayı kanun önüne çıkarılmalarını sağlayacak süreçleri başlatmalarıyla gerçekleşmeli” diye konuştu. Bass, sadece DEAŞ’lı mahkûmları değil, SDG saflarındaki yabancı unsurları da bu kapsamda görüyor.

Ancak SDG ile ilgili sorun, yabancı unsurların ötesinde, siyasi kolunun ABD’nin arkasına saklandığı ve Şam’daki yeni yönetimin bu karmaşık dosyayı yönetemeyeceği ya da güvenliğini sağlayamayacağı varsayımıyla DEAŞ’lı mahkumları koz olarak kullandığı ayrıcalık taleplerine kadar uzanıyor.

Öte yandan Suriye ile İsrail arasındaki ilişkilere değinen Bass, “İki taraf arasında süregelen gerilimin ele alınmasının öneminin farkındayız. Gerginliğin azaltılmasının bölgede kapsamlı bir istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir adım olduğuna inanıyoruz” dedi.

Washington'ın Suriye'nin vekâlet savaşları için bir arena haline gelmesini önleme çabalarını desteklediğini açıklayan Bass, “Bölgeyi daha fazla tehlikeye maruz bırakmadan güvenliğini sağlayacak bir denge için bölgedeki ortaklarımızla birlikte çalışmaya kararlıyız” şeklinde konuştu.

Suriye'nin istikrara kavuşturulmasının uluslararası iradeyle birlikte çaba da gerektirdiğini ifade eden Bass, Kaosun yeniden başlamaması ve aşırılık yanlısı grupların hedeflerine ulaşmak için bu durumdan faydalanmaması için hep birlikte çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.