DEHB'li kişilerin, beklenen yaşam süresinin kısaldığı tespit edildi

DEHB'in dünya genelindeki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 5'ini etkilediği tahmin ediliyor (Pexels)
DEHB'in dünya genelindeki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 5'ini etkilediği tahmin ediliyor (Pexels)
TT

DEHB'li kişilerin, beklenen yaşam süresinin kısaldığı tespit edildi

DEHB'in dünya genelindeki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 5'ini etkilediği tahmin ediliyor (Pexels)
DEHB'in dünya genelindeki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 5'ini etkilediği tahmin ediliyor (Pexels)

Bilim insanları, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuyla (DEHB), beklenen yaşam süresinin kısalması arasında güçlü bir bağlantı buldu. 

Beyin büyümesi, gelişimi ve işlevinde değişimlere yol açan nörogelişimsel bir bozukluk olan DEHB, genellikle çocukluk döneminde fark ediliyor ancak çoğunlukla yetişkinlikte de devam ediyor.

Odaklanma, zaman yönetimi ve dürtüleri kontrol etmede sorun yaşamak gibi belirtilerle kendini gösteriyor.

Daha önce yapılan bazı araştırmalarda DEHB'in, beklenen yaşam süresini kısaltabileceği öne sürülmüştü. Ancak hakemli dergi British Journal of Psychiatry'de bugün (23 Ocak) yayımlanan çalışmada ilk kez ölüm verileri kullanılarak böyle bir çalışma yürütüldü.

University College London'dan bilim insanları, Birleşik Krallık'taki (BK) 9 milyondan fazla yetişkinin 2000-2019 dönemindeki birinci basamak sağlık hizmeti verilerine başvurdu. 

DEHB tanısı almış 30 bin yetişkinin verilerini, DEHB olmayan 300 bin kişininkiyle karşılaştırdılar. Araştırmacılar yaş, cinsiyet ve aldıkları sağlık hizmeti seviyesini göz önünde bulundurarak katılımcıları eşleştirdi. 

Bulgular, DEHB tanısı alan erkeklerin beklenen yaşam süresinin 4,5 ila 9 yıl; kadınlarınsa 6,5 ila 11 yıl kısaldığını gösteriyor. 

Makalenin başyazarı Dr. Liz O'Nions "DEHB'li birçok kişi uzun ve sağlıklı bir hayat sürse de ortalamada, beklenenden daha kısa bir yaşam sürdüklerine dair bulgumuz, destek ihtiyaçlarının karşılanmadığına işaret ediyor" diyor: 

Erken ölümlerin arkasındaki nedenleri bulmamız çok önemli. Böylece gelecekte bunları önleyecek stratejiler geliştirebiliriz.

Bilim insanları yeni çalışmanın neden-sonuç ilişkisi kurmadığını vurguluyor. Makalenin bir diğer yazarı Prof. Joshua Stott, DEHB'li kişilerin ruh sağlığı sorunları yaşama ihtimalinin daha yüksek olduğuna ve sağlık hizmetlerine erişimde daha fazla zorluk yaşayabildiğine dikkat çekiyor.

Bu nedenle düşük yaşam beklentisinin DEHB'in doğrudan bir sonucu olmadığını düşünüyor. Prof. Stott "Ne yazık ki DEHB'li kişilerin daha yüksek intihar oranlarına sahip olduğunu biliyoruz" diyerek ekliyor: 

Ayrıca sigara, içki ve muhtemelen aşırı yeme gibi riskli davranışlarda bulunma olasılıkları da daha yüksek.

BK'deki açık öğretim kurumu Açık Üniversite'den (Open University) Dr. Kevin McConway, yeni çalışmanın etnik köken ve sosyoekonomik durum gibi etkenleri hesaba katmadığına ve yaşam süresinin kısalmasında bunların rol oynayabileceğine dikkat çekiyor.

Araştırmada yer almayan Dr. McConway bazı genetik veya çevresel faktörlerin, DEHB teşhisi ve normalden daha erken ölme ihtimalini ayrı ayrı etkileyebileceğini belirtiyor.

King's College London'dan Dr. Oliver Howes da yer almadığı çalışmanın, DEHB'in diğer tıbbi sorunlarla beraber tespit edilip edilmediğini ve tedavinin etkisini incelemediğini söylüyor.

Yine de araştırmanın, DEHB'in yarattığı etkiye dikkat çektiğini ekleyen Dr. Howes şöyle diyor:

Bulgular, insanların ihtiyaç duyduğu yardımı alabilmesi için ruh sağlığı hizmetlerine çok daha fazla yatırım yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

Independent Türkçe, CNN, Guardian, British Journal of Psychiatry, Medical News Today



Güneş Sistemi'ne uğrayan ziyaretçi, 4 gezegenin yörüngesini mi bozdu?

Bilim insanları Güneş Sistemi'ndeki dev gezegenlerin yörüngesindeki sapmanın nedenini anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Güneş Sistemi'ndeki dev gezegenlerin yörüngesindeki sapmanın nedenini anlamaya çalışıyor (NASA)
TT

Güneş Sistemi'ne uğrayan ziyaretçi, 4 gezegenin yörüngesini mi bozdu?

Bilim insanları Güneş Sistemi'ndeki dev gezegenlerin yörüngesindeki sapmanın nedenini anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Güneş Sistemi'ndeki dev gezegenlerin yörüngesindeki sapmanın nedenini anlamaya çalışıyor (NASA)

Bilim insanları milyarlarca yıl önce Güneş Sistemi'nin yakınından geçen bir gökcisminin, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ün yörüngesini değiştirmiş olabileceğini öne sürdü.

Yaklaşık 4,6 milyar yıl önce oluşan Güneş Sistemi'ne dair modellere göre, 4 dev gezegenin yörüngelerinin başlangıçta daireye daha yakın olması bekleniyordu. 

Ancak sistemdeki diğer gezegenler gibi bunların yörüngelerinde de sapma gözlemleniyor. Arizona Üniversitesi Tucson kampüsünden Renu Malhotra, "Teorik astrofizikteki bilmece, yörüngelerin nasıl daha sonra daire biçimini kaybettiğini ve ortalama düzlemlerinden, ne çok fazla ne de çok az eğildiğini anlamaktı" diyor.

Malhotra ve ekip arkadaşları bu gizemi çözmek adına yeni bir çalışma yürüttü.

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmeyen ve ön baskı sunucusu arXiv'de yayımlanan çalışmada, 4 milyar yıl önce devasa bir gökcisminin Güneş Sistemi'nin yanından geçmesi ihtimali değerlendirildi.

Araştırmacılar, ziyaretçi cismin kütlesi, hızı ve ne kadar yakından geçtiği gibi etkenleri hesaba katarak 50 binden fazla bilgisayar simülasyonu yürüttü. Bu simülasyonların her biri 20 milyon yıllık bir zamanı kapsıyordu.

Simülasyonların çoğu mevcut Güneş Sistemi'nden çok farklı koşullar yaratırken, yaklaşık yüzde 1'inde dev gezegenlerin yörüngesi bugünkü haline yaklaştı.

Bu senaryolardaki cisimlerin kütlesi, Jüpiter'in iki ila 50 katı civarındaydı ve bazılarının Merkür'e kadar yaklaştığı bir geçiş yapması gerekiyordu.

Bilim insanları, muhtemel senaryolardaki cisimlerin gezegenlere benzemesinden dolayı 10 bin simülasyon daha yürüttü. Çalışmanın ilk aşamasında yıldızlara odaklanan ekip bu sefer karasal gezegenleri de dahil etti.

Simülasyonlara göre Jüpiter'in 8 katı kütleye sahip bir cismin, Mars'ın bugünkü yörüngesinin yakınından geçmesi sonucu Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ün yörüngesini şimdiki haline getirmiş olabilir. 

Bilim insanları en muhtemel senaryonun bu olduğunu ve yıldızdan küçük tek bir cismin yörüngelerdeki bozulmayı açıklayabileceğini düşünüyor.

Yıldızdan daha az kütleye sahip gökcisimlerinin sayısı daha fazla olduğundan, yıldız yerine bu türden bir cismin geçmesi daha yüksek bir ihtimal. 

Yeni çalışma yörüngelere dair soruya kesin bir cevap sunmasa da bu ihtimalin sapmayı açıklayabileceğini göstermesinden dolayı önem arz ediyor.

Independent Türkçe, Live Science, Daily Mail, arXiv