Netanyahu'nun Gazze'deki çatışmaları yeniden başlatma tehdidinin ardından İsrail ordusu Gazze'nin güneyine takviye güç gönderiyor

Filistinliler Gazze Şehri'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampında yıkılan binaların önünde yürüyor (EPA)
Filistinliler Gazze Şehri'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampında yıkılan binaların önünde yürüyor (EPA)
TT

Netanyahu'nun Gazze'deki çatışmaları yeniden başlatma tehdidinin ardından İsrail ordusu Gazze'nin güneyine takviye güç gönderiyor

Filistinliler Gazze Şehri'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampında yıkılan binaların önünde yürüyor (EPA)
Filistinliler Gazze Şehri'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampında yıkılan binaların önünde yürüyor (EPA)

İsrail ordusu dün yaptığı açıklamada, yedek askerlerin seferber edilmesi de dâhil olmak üzere güneyde ilave güç konuşlandıracağını duyurdu.

Açıklama, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Gazze'deki ateşkesin sona ereceği ve rehinelerin cumartesi günü serbest bırakılmaması halinde, ordunun Hamas'a karşı savaşmaya devam edeceği uyarısında bulunmasının ardından geldi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığı habere göre Hamas pazartesi günü, İsrail'in Gazze'deki ateşkesi ihlal ettiğini söyleyerek, kalan rehinelerin serbest bırakılmasını bir sonraki duyuruya kadar erteledi.

Hamas, pazartesi günü yaptığı ve dün de tekrarladığı açıklamada, İsrail'i Gazze'ye yeterli çadır ve diğer yardımların girmesine izin vermemek de dâhil olmak üzere ateşkes şartlarını uygulamamakla suçladıktan sonra, üç rehinenin daha serbest bırakılmasını geciktirmeyi planladığını duyurdu.

ABD Başkanı Donald Trump İsrail'i cumartesi günü kalan tüm rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunmaya teşvik etti, ancak Netanyahu'nun tehdidinin Gazze Şeridi'nde kalan tüm rehinelerin serbest bırakılmasıyla mı yoksa sadece cumartesi günü yapılacak takasta serbest bırakılması planlanan üç rehineyle mi ilgili olduğu belirsizliğini koruyor.

İsrailli bir yetkili dün, Netanyahu'nun Hamas'ın tehdidinin ardından Gazze ve çevresindeki askeri varlığın arttırılması emrini verdiğini söyleyerek, ateşkesle ilgili soru işaretlerini arttırdı.

Yetkili ayrıca Netanyahu'nun yetkililere “(Hamas) önümüzdeki cumartesi rehinelerimizi serbest bırakmazsa, tüm senaryolara hazırlıklı olun” talimatı verdiğini söyledi.



Selam: Amacımız art arda yaşanan krizlerin ardından Lübnanlıların güvenini yeniden tesis etmek

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)
TT

Selam: Amacımız art arda yaşanan krizlerin ardından Lübnanlıların güvenini yeniden tesis etmek

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)
Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam (AFP)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Lübnan televizyonuna verdiği röportajda, hükümetinin hedefinin birçok krizden geçen Lübnan halkının güvenini yeniden kazanmak olduğunu açıkladı.

Selam, “Mesaj çok açık... Art arda gelen krizlerden çok acı çeken vatandaşların güvenini yeniden kazanmak istiyoruz... Lübnan'dan ve siyasi hayatından hiçbir zaman kopmadım. Bugün beni geri dönmeye iten şey ülke için yeni bir fırsatın doğmuş olmasıdır. Yeni bir fırsatla karşı karşıyayız ve geçmiş yıllarda olduğu gibi bu fırsatı kaçırmamalıyız” ifadelerini kullandı. Selam, siyasi bloklara danıştığını ve onlara ‘güven kazanmak istediğimiz için’ bloklar tarafından kabul görecek partizan olmayan bakanlar istediğini söyledi.

Selam, “Özgür Yurtsever Hareket'in temsil kriteri parlamentodaki blokunun büyüklüğüydü ve biz bu kriteri benimsemedik. Maliye Bakanlığı'nın Şii mezhebine ait olduğunu söyleyen bir gelenek yok ve egemen bakanlıklar hakkında konuşmak yanlış... Benim için tüm bakanlıklar egemendir” şeklinde konuştu.

Lübnan Başbakanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Şii toplumundan kendilerini yaralı olarak gören çok sayıda insan var. Dolayısıyla bunu dikkate almak zorundayız. Maliye Bakanlığı’ndaki değişiklik siyasi bir darbeydi, ancak bu bir gelenek değil ve Taif Anlaşması’nın maddelerinden biri değil. Hükümet, vatandaşların güvenine dayanarak kendisini güçlendirecektir. Bu, devleti ve kurumları inşa edecek bir geçiş hükümetidir.”

‘Bakanlar bildirisinin 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararının uygulanmasını, ateşkesi ve yeniden inşayı öngöreceğini’ vurgulayan Selam, ‘İsrail'in geri çekilmesini tarihinde veya öncesinde tamamlamak için çalışmaların sürdüğünü ve diplomatik çerçeveler yoluyla İsrail'e baskı uygulanacağını, Lübnan'ın 1701 sayılı kararın ve izleme mekanizmasının uygulanmasında üzerine düşeni yaptığını ve taahhütlerinde ihmalkâr olmadığını’ kaydetti.

Yerlerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü konusunda ise Selam şunları söyledi: “Lübnan ve Suriye arasında bir dizi mesele var; bunlardan ilki iki ülke arasındaki sınırların istikrara kavuşturulması, ikincisi ise Lübnan'da yerlerinden edilmiş Suriyeliler meselesi. Suriye'deki rejim değişikliğinin ardından bu kişilerin ülkelerine dönmeleri için bir ufuk var. Suriye'deki yeni koşullar ışığında uluslararası toplumla iş birliği içinde bu dönüş için bir plan geliştirmeliyiz. Bunun için Lübnan ve Suriye hükümetleri arasında bir çalışma yapılması gerekiyor. Tüm bu konuları ele almak üzere yakında Suriye'yi ziyaret edeceğiz ve yeni Suriye makamları da bu konuda istekli.”

Suriye'de yaklaşık 14 yıl önce patlak veren savaştan bu yana Lübnan'ın bir milyondan fazla Suriyeli mülteciye kucak açması, Lübnan'ın vahim ekonomik durumu üzerindeki baskıyı arttırdı ve devlet kurumlarının mülteci kriziyle başa çıkma kabiliyetini zayıflatarak sivil toplum kuruluşlarına daha fazla bel bağlamasına neden oldu.