Avrupa, Trump'la sözlü çatışmasının ardından Zelenskiy'ye desteğini gösteriyor

Rusya: "Zelenskiy'nin saldırıya uğramaması bir mucize."

Macron, Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, 7 Aralık 2024'te Elysee Sarayı'nda yaptıkları görüşmede (Reuters)
Macron, Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, 7 Aralık 2024'te Elysee Sarayı'nda yaptıkları görüşmede (Reuters)
TT

Avrupa, Trump'la sözlü çatışmasının ardından Zelenskiy'ye desteğini gösteriyor

Macron, Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, 7 Aralık 2024'te Elysee Sarayı'nda yaptıkları görüşmede (Reuters)
Macron, Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, 7 Aralık 2024'te Elysee Sarayı'nda yaptıkları görüşmede (Reuters)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün yaptığı açıklamada, Rusya'nın saldırgan, Ukrayna'nın ise saldırılan taraf olduğunu söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump ile Ukraynalı mevkidaşı Volodimir Zelenskiy arasında Beyaz Saray'da gerçekleşen söz düellosunu yorumlayan Macron “Üç yıl önce Ukrayna'ya yardım etmekte ve Rusya'yı cezalandırmakta haklıydık ve bunu yapmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Fransa

Fransa Cumhurbaşkanı şunu vurguladı: Ukraynalıları kastederek “Başından beri savaşanlara saygı göstermeliyiz.”

Elysee'ye göre Macron, Beyaz Saray'da Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance arasında gerçekleşen görüşmenin ardından Zelenskiy ile telefonda görüştü.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barro, Beyaz Saray'daki görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Avrupalılar için artık harekete geçme zamanının geldiğini söyledi. “Ortada bir saldırgan var. Bu (Rusya Devlet Başkanı) Putin... Ukrayna halkı saldırı altında. Bu durum karşısında, ortak güvenliğimiz için tek bir gereklilik var. O da artık Avrupa'dır. Laf zamanı bitmiştir ve şimdi eylem zamanıdır.”

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Zelenskiy ve Ukraynalılara şunları söyledi: “Yalnız değilsiniz.”

Resim Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Reuters)

İspanya

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Ukrayna'ya desteğini vurgulayarak şunları söyledi: “Ukraynalılar, İspanya sizin yanınızda.”

Rusya

Rusya'nın egemen varlık fonunun başkanı ve ABD ile Suudi Arabistan arasındaki görüşmelerde müzakere ekibinde olan Kirill Dmitriev, dün ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasındaki görüşmeyi “tarihi” olarak nitelendirdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü şunları söyledi: “Zelenskiy'nin büyük yalanı, Ukrayna'nın destek olmadan tek başına durmasıdır.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Beyaz Saray'daki Zelenskiy hakkında konuşmaya şöyle devam etti: “Trump ve De Vance'in itidallerini koruyarak Zelenskiy'ye vurmamaları bir mucize”.

Ukrayna

Ukrayna Parlamentosu Başkanı Ruslan Stefançuk ise Zelenskiy'ye tam destek verdi: “Hiç kimsenin Rusya'nın saldırgan, Ukrayna'nın ise mağdur olduğunu unutmaya hakkı yoktur.”

Volodimir Zelenskiy'nin özel kalem müdürü Andrey Yermak şunları söyledi: “Başkan ülkemiz için adil ve kalıcı bir barışı savunan herkes için mücadele ediyor. Güvenlik sadece bir kelime değildir ve gerçek garantiler olmadan savaş tekrar geri dönecektir.”

Almanya

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz Ukrayna'nın Almanya ve Avrupa'ya güvenebileceğini vurgularken, Almanya Şansölye vekili ve muhafazakâr CDU partisinin lideri Friedrich Merz de Ukrayna ve Zelenskiy'ye desteğini ifade ederek, Almanya'nın “iyi günde de zor günde de” yanlarında olduğunu söyledi.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, "İster Almanya'da, ister Avrupa'da, ister yurt dışında olsun, Ukrayna'ya desteğimiz sarsılmaz" dedi.

Resim  Olaf Scholz (AP)Olaf Scholz (AP)

Avrupa Birliği: “Özgür dünyanın yeni bir lidere ihtiyacı var”

AB Dış Politika Şefi Kaja Kallas  Zelenskiy'ye “Cesur ve güçlü olun, korkmayın ve asla yalnız kalmayacaksınız” dedi.

Kallas şunları ekledi: “Bugün özgür dünyanın yeni bir lidere ihtiyacı olduğu açıktır ve biz Avrupalılar bu meydan okumayı kabul etmeliyiz. Saldırganla savaşmaya devam etmesi için Ukrayna'ya desteğimizi arttıracağız.”

Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa, Zelenskiy'ye adil ve kalıcı bir barışın sağlanması için Birlik olarak kendisiyle birlikte çalışmaya devam edecekleri güvencesini verdi ve ekledi: “Güçlü ve cesur olun, yalnız değilsiniz.”

İsveç

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin Ukrayna'nın yanında olduğunu söyledi: “Onlar sadece kendi özgürlükleri için değil, tüm Avrupa'nın özgürlüğü için savaşıyorlar.”

Britanya

İngiltere Başbakanı'nın Ukrayna'ya “sarsılmaz destek” sözü verdiğini belirten ofisi, Keir Starmer'ın Beyaz Saray'daki öfkeli toplantının ardından hem ABD Başkanı Donald Trump hem de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüştüğünü açıkladı.

Starmer'ın sözcüsü şunları söyledi: “Başbakan bu akşam Başkan Trump ve Zelenskiy ile görüştü. “Ukrayna'ya olan sarsılmaz desteğini sürdürüyor ve Ukrayna için egemenlik ve güvenliğe dayalı kalıcı bir barışa giden yolu bulmak için elinden geleni yapıyor.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer (AP)İngiltere Başbakanı Keir Starmer (AP)

Kanada

Kanada Başbakanı Justin Trudeau “Ukraynalıların demokrasi, özgürlük ve egemenlik mücadelesi hepimiz için önemlidir. Adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak için Ukrayna'nın yanında durmaya devam edeceğiz” dedi.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni (AP)İtalya Başbakanı Giorgia Meloni (AP)

İtalya: Acil zirve

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni “Washington, Avrupa ve müttefikler arasında Ukrayna'dan başlayarak mevcut sorunları görüşmek üzere acil bir zirve yapılması” gerektiğine işaret etti.

Meloni, “Batı'daki her bölünme hepimizi zayıflatıyor ve medeniyetimizin çöküşünü görmek isteyenlerin işine yarıyor” ifadelerini kullandı.



Öcalan'ın mesajı Türk tarafında ihtiyat, Kürt tarafında beklenti ile karşılandı…Anlaşma henüz bitmedi

Bir protestocu, 27 Şubat 2025'te Türkiye'nin Diyarbakır’da düzenlenen bir mitingde Abdullah Öcalan’ın fotoğrafını taşıyor
Bir protestocu, 27 Şubat 2025'te Türkiye'nin Diyarbakır’da düzenlenen bir mitingde Abdullah Öcalan’ın fotoğrafını taşıyor
TT

Öcalan'ın mesajı Türk tarafında ihtiyat, Kürt tarafında beklenti ile karşılandı…Anlaşma henüz bitmedi

Bir protestocu, 27 Şubat 2025'te Türkiye'nin Diyarbakır’da düzenlenen bir mitingde Abdullah Öcalan’ın fotoğrafını taşıyor
Bir protestocu, 27 Şubat 2025'te Türkiye'nin Diyarbakır’da düzenlenen bir mitingde Abdullah Öcalan’ın fotoğrafını taşıyor

Ömer Önhon- Eski Suriye Büyükelçisi

Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi’nden (DEM) bir heyet 27 Şubat'ta İmralı Adası'nda tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'ı ziyaret etti. Öcalan, Türk güvenlik güçleri tarafından Kenya'da yakalanıp Türkiye'ye iade edildiği Şubat 1999'dan bu yana hakkında verilen ömür boyu hapis cezasını bu adada çekiyor. Ziyaret, PKK'yı silah bırakmaya ve terörü bitirmeye ikna etmeyi amaçlayan ve haftalardır devam eden bir sürecin parçası olarak üst üste dördüncü kez gerçekleştirildi.

DEM heyeti Öcalan ile görüşmesinin ardından hemen İstanbul'a hareket etti. Orada Taksim Meydanı'ndaki bir otelde, çok sayıda medya kuruluşunun katılımıyla, Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” başlıklı 3 sayfalık mektubu Türkçe ve Kürtçe olarak okundu.

Öcalan mektubunda, PKK'nin Türkiye'de Kürtlere yapılan muamele nedeniyle ortaya çıktığını söyledi. Ancak şunu da ekledi: “PKK artık amacını aşmış durumda.” Öcalan tüm örgütleri silah bırakmaya çağırdı ve PKK’dan kendisini feshetmesini istedi.

Öcalan'ın mesajında ​​dikkat çeken husus, Türkiye'nin artık Kürt kimliğini inkâr etmemesi ve ifade özgürlüğünün elle tutulur bir iyileşme kaydetmesi nedeniyle, PKK’nın varlık nedenini yitirdiğine inanmasıydı. Öcalan bu sözleri ile hükümetin bu alanda kaydettiği başarıları takdir etmiş ve övmüş oldu.

Öcalan, PKK'dan kongre düzenleyip, kendi direktifleri doğrultusunda resmi kararlar almasını istedi. Abdullah Öcalan'ın çağrısı Türkiye'de ve dünyada geniş yankı buldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ise Öcalan'ın çağrısını olumlu diye değerlendirdi ama biz sonuca bakarız dedi.

Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise daha tedbirli bir tutum benimsedi. Gelişmeler ile arasına tamamen mesafe koysa da onları tümüyle reddetmedi.

Buna karşılık hem milliyetçi İyi Parti hem de Zafer Partisi, Öcalan'ın çağrısını kesin bir dille reddettiler. Kendisinden ve PKK’dan olumlu hiçbir şey çıkmayacağını vurguladılar.

Süreci başlatan Milliyetçi Hareket Partisi'nden (MHP) ise henüz bir açıklama gelmedi. MHP'nin 77 yaşındaki Genel Başkanı Devlet Bahçeli, üç hafta önce ameliyat oldu. O zamandan beri kendisinden haber alınamazken, partisinin iyi olduğu ve iyileşmekte olduğu yönündeki açıklamalarına rağmen, yoğun bakımda olduğu yönünde yaygın spekülasyonlar yapılıyor.

Bu süreç, Türkiye'yi 40 yıldan fazla süredir tehdit eden PKK terörünün son bulması için gerçek bir fırsat. Ancak sürecin şeffaf olmayışı, kamuoyunda gerçekte ne olup bittiği ve sürece iyimserlikle mi yoksa ihtiyatla mı yaklaşılması gerektiği konusunda belirsizlik yaratıyor.

Aslında söz konusu müzakereler geçen ekim ayından bu yana sürüyor, ancak detayları henüz netlik kazanmadı. Her müzakerede olduğu gibi burada da temel prensip karşılıklı olarak bir şeyler alıp vermektir. Bu da şu soruyu gündeme getiriyor: Öcalan karşılık olarak ne bekliyor? Bu açıklama onun serbest kalmasının ya da tutukluluk süresinin azaltılmasının önünü açabilir mi?

Öcalan hakkında aslında idam cezası verilmişti ama ülkede idam cezasının kaldırılmasının ardından müebbet hapse çevrildi.

Öcalan'ın açıklamasının siyasi ve toplumsal yankılar yaratması bekleniyor, ancak etkisinin boyutu henüz bilinmiyor.

Hâlâ pek çok şey belirsiz. Silah bırakması beklenen PKK'lıların akıbeti ise halen meçhul. Mücadeleden vazgeçenler tutuklanma korkusu olmadan evlerine dönebilecek mi? Haklarında çıkarılan yakalama kararları kaldırılacak mı?

Öcalan'ın açıklamasının siyasi ve toplumsal sonuçları olması bekleniyor, ancak etkisinin boyutu henüz bilinmiyor. Örneğin, AK Parti'nin hazırladığı söylenen yeni anayasanın Kürtlere özel haklar tanıyıp tanımayacağı ya da Kürtçeyi resmi dil olarak tanıyıp tanımayacağı henüz bilinmiyor. Anadilde eğitim hakkının tanınıp tanınmayacağının yanı sıra, Türkiye'de bir tür yerel yönetim anlayışına dayalı bir yönetim şekline mi geçileceği soruları da gündemde.

 DEM Partisi’nden bir heyet, tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın açıklamasını okuyor, İstanbul, 27 Şubat 2025 (AP)DEM Partisi’nden bir heyet, tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın açıklamasını okuyor, İstanbul, 27 Şubat 2025 (AP)

Öte yandan, şu anda Irak'ta konuşlu olan ve Kandil yöneticileri olarak bilinen PKK liderleri, Öcalan'ın çağrısı konusunda sessizliklerini korudular ve şu ana kadar onlardan herhangi bir yanıt gelmedi.

Öcalan'ın destekçileri, Öcalan'ın tüm örgüt adına konuştuğuna ve hiç kimsenin onun söylediklerine karşı çıkamayacağına, PKK’nın Öcalan’ın talimatlarına uyacağına inanıyorlar. Ancak bazı PKK gözlemcileri, Kandil'deki kadroların Öcalan'ı liderleri olarak tanımalarına rağmen, tutukluluğu nedeniyle özgür iradesini kullanamayacak durumda olduğuna, sahadaki gerçeklikten uzak olduğuna, dolayısıyla sağlıklı bir görüş bildiremeyeceğine inandıklarını ileri sürüyor. Bu durumda PKK liderlerinin Öcalan'ın çağrısına karşılık vermemesi muhtemel ki, bu da PKK içinde bölünmelere yol açabilir.

Bir başka açıdan bu açıklamanın Suriye'de de yankıları olacak, zira Türkiye, Suriye Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) PKK’nın uzantısı olduğuna inanıyor ve yıllardır ona karşı mücadele ediyor. Bazıları PKK'nın silah bırakması halinde YPG'nin de aynısını yapacağını düşünürken, YPG’nin silah bırakmayacağını, Suriye dinamikleri içerisinde varlığını sürdüreceğini düşünenler de var. Nitekim YPG lideri Mazlum Abdi, “Öcalan'ın açıklamasında YPG yer almıyor” dedi.

Bununla birlikte Öcalan'ın çağrısının, Cumhurbaşkanı Ahmed Şara liderliğindeki Şam hükümeti ile Mazlum Abdi liderliğindeki YPG arasında yeni Suriye'de Kürtlerin statüsü konusunda sürdürülen müzakereleri etkilemesi bekleniyor.

Meselenin sınırları aşan başka boyutları da var. YPG ve PKK'yı Türkiye üzerinde baskı aracı olarak kullanmak isteyen bir İsrail var. Dolayısıyla Öcalan'ın açıklaması girişimi, Türkiye'nin, İsrail'in Kürtleri Türklere karşı kışkırtma emellerine karşı attığı bir adım olarak değerlendirilebilir.

Bahçeli'nin yaptığı çağrı sürecin ilk adımıydı, Öcalan'ın açıklaması ise ikinci adımdı. Üçüncü adım, PKK kongresinin toplanıp Öcalan'ın çağrısı doğrultusunda kendini feshetme kararı almasıdır.

Türkiye'de cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine 3 yıl kaldı ve anayasaya göre Erdoğan, anayasa değişmediği sürece yeniden aday olamayacak. Bunu başarabilmesi için de DEM'in ve Kürtlerin desteğine ihtiyacı olacak

İsimlerinin açıklanmasını istemeyen hükümete yakın yetkililer ve analistler, bu adımların tatmin edici bir şekilde tamamlanmasının ardından diğer tüm konuların ele alınacağını söylediler. Şarku’l Avsat’ın Majalla dergisinden aktardığı analize göre sürecin başarılı olması, ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya olan ve birçok kişi tarafından otoriter bir lider olarak görülen Cumhurbaşkanı Erdoğan için büyük bir zafer olacak.

Türkiye'de cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine 3 yıl kaldı ve anayasaya göre Erdoğan, anayasa değişmediği sürece yeniden aday olamayacak. Bunu başarabilmesi için de DEM ve Kürtlerin desteğine ihtiyacı olacak ve birçok kişi bunun Erdoğan'ın Öcalan’ı sürece katmasının arkasındaki en büyük motivasyon olduğunu düşünüyor. Ama hemen acele etmeyelim, çünkü henüz elimizde nihai bir anlaşma yok ve böyle bir süreç ilk kez yaşanmıyor. PKK, Eylül 1999'da da ateşkes deklare etmişti, ancak 2004'te geri adım atmış ve çatışmalar yeniden başlamıştı.

 27 Şubat 2025'te Türkiye'nin Diyarbakır şehrinde DEM Partisi’nin televizyonda yayınlanan basın toplantısını izlemek için toplanan insanlar zafer işareti yapıyor (Reuters)27 Şubat 2025'te Türkiye'nin Diyarbakır şehrinde DEM Partisi’nin televizyonda yayınlanan basın toplantısını izlemek için toplanan insanlar zafer işareti yapıyor (Reuters)

Yine Mart 2013'te, hükümetle aylarca süren görüşmelerin ardından Abdullah Öcalan'ın mesajı, Diyarbakır'daki Nevruz bayramında Türkçe ve Kürtçe okunmuştu. O zaman Öcalan, PKK’nın silahlı unsurlarının Türkiye topraklarından çekileceğini ve silahlı mücadelenin sona erdiğini açıklamıştı. PKK o dönemde Öcalan'ın direktiflerine uyacağını ve Türkiye'den çekileceğini açıklamıştı.

Daha sonra hükümet, siyasi, hukuki, sosyal, ekonomik, psikolojik, kültürel, insan hakları, güvenlik ve silahsızlanma konularını ele alan tedbirleri belirleyen “Terörizmin Sonlandırılması ve Toplumsal Entegrasyonun Geliştirilmesine Dair Kanun”u çıkarmıştı. Ancak bu süreç de DEAŞ’ın Ekim 2014'te Suriye'deki Kobani bölgesine saldırması ve bunun akabinde Türkiye'deki Kürtler arasında görülen şiddetli tepkilerin ardından hızla çöktü. Bunun üzerine Türk güvenlik güçleri ile PKK arasında çatışmalar yeniden başladı. Ancak bugün Türk liderler son derece dikkatli davranıyorlar; bir daha siyasi aldatmacalara veya açmazlara kurban gitmemeye kararlılar.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.