İsrail, Suriye’deki yeni yönetimin ‘Dürzilere saldırması halinde’ askeri müdahalede bulunmakla tehdit etti

Suriye topraklarında konuşlanan İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Suriye topraklarında konuşlanan İsrail askerleri (İsrail ordusu)
TT

İsrail, Suriye’deki yeni yönetimin ‘Dürzilere saldırması halinde’ askeri müdahalede bulunmakla tehdit etti

Suriye topraklarında konuşlanan İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Suriye topraklarında konuşlanan İsrail askerleri (İsrail ordusu)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün akşam yaptığı açıklamada, Suriye’deki yeni yönetimin ‘Dürzilere saldırması halinde’ Şam güçlerine karşı Suriye'ye askeri müdahalede bulunma tehdidinde bulundu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre İsrail Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada Katz’ın “Suriye'deki aşırıcı terörist rejimin Dürzilere zarar vermesine izin vermeyeceğiz. Suriye’deki yeni yönetim Dürzilere saldırırsa, bizim tarafımızdan sonuçlarıyla yüzleşecektir. Orduya hazırlık yapmasını ve kesin ve net bir uyarı göndermesini emrettik; Yeni yönetim Dürzilere zarar verirse, biz de onlara zarar veririz” ifadeleri yer aldı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre cuma günü başlayan gerginliğin ardından dün Şam yakınlarındaki Ceramana banliyösünde yeni Suriye yönetimine bağlı güvenlik personeli ile yerel Dürzi militanlar arasında çıkan çatışmalarda bir kişi öldü, dokuz kişi de yaralandı.

Şam'ın güneydoğusundaki Ceramana banliyösü, çoğunluğu Dürzi, Hıristiyan ve 2011'den bu yana Suriye'de devam eden savaş sırasında yerlerinden edilmiş ailelere ev sahipliği yapıyor.

Burası, 7 Aralık'ta Beşşar Esed'in devrilmesinin arifesinde, bölge sakinlerinin Esed'in adını taşıyan ana meydanda babası Hafız Esed'in büstünü devirdiği ilk yerlerden biriydi.

SOHR, “Ceramana bölgesinde yeni yönetime bağlı güvenlik unsurları ile bölgeyi korumakla görevli yerel silahlı kişiler arasında çıkan çatışmalarda bir kişi öldü, dokuz kişi de yaralandı” dedi. SOHR, ölen kişinin sivil mi yoksa yerel silahlı bir kişi mi olduğunu belirleyemedi.

dcfvgthy
Suriye'deki yeni yönetime bağlı güvenlik güçleri mensupları (SANA)

SOHR'a göre bölgedeki gerginlik cuma günü Ceramana'daki bir kontrol noktasında iki taraf arasında çıkan tartışmanın ardından silahlı kişilerin ateş açması sonucu bir güvenlik gücü mensubunun ölmesi ve bir diğerinin de yaralanmasıyla başladı.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın Şam Kırsalı Emniyet Müdürü Yarbay Hüsam et-Tahan'dan aktardığına göre, Suriye Savunma Bakanlığı mensuplarının yakınlarını ziyaret etmek için şehre girerken kontrol noktasında durdurulduklarını ve silahlarıyla şehre girmelerinin engellendiğini belirtti. Et-Tahan'ın aktardığına göre, Suriye ordusu personeli, silahları kontrol noktası personeline teslim ettikten sonra araçlarına doğrudan ateş açıldığını ve bir personelin açılan ateş sonrası yaşamını yitirdiğini, bir personelin ise yaralandığını ileri sürdü.

Yerel silahlı kişilerin daha sonra Ceramana'daki bir polis karakoluna saldırdığını ve polis memurlarının buradan çıkarıldığını belirten et-Tahan, “Ceramana kentinin ileri gelenleriyle iş birliği içinde ateş açma olayına karışan herkesi takip etmek için çabalarımızı sürdüreceğiz” dedi. Et-Tahan, benzer olayların ‘Suriye'nin güvenliği, istikrarı ve birliği’ üzerindeki yansımaları konusunda uyarıda bulundu.

Daha sonra Ceramana'nın ileri gelenleri bir bildiri yayınlayarak, ‘tüm istismarcıların ve kanun kaçaklarının üzerindeki örtünün kaldırıldığını’ ifade ettiler ve ‘sorumlu olduğu kanıtlanan’ herkesi ‘adil cezalarını almaları için yetkili makamlara’ teslim etme sözü verdiler.

Yeni yönetimin 8 Aralık'ta Şam'a gelmesinden bu yana birçok bölgede çatışmalar ve silahlı saldırı olayları yaşandı. Güvenlik yetkilileri bu olayların arkasında eski rejime bağlı militanların olduğunu iddia etti. Yetkililer, ‘eski rejimin kalıntılarını’ hedef aldığını söyledikleri güvenlik operasyonları yürütüyor.

Bölge sakinleri zaman zaman, yetkililerin ‘münferit olaylar’ olarak tanımladıkları ve sorumluları kovuşturma sözü verdikleri evlere el koyma, saha infazları ve adam kaçırma gibi ihlalleri bildiriyor.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın 13 yıl önce başlayan yıkıcı çatışmaların ardından karşılaştığı en büyük zorluklardan biri Suriye genelinde güvenliği sağlamak ve kontrol etmek.



Kuşatma ve yıkıma rağmen Gazze büyük iftar sofralarına tanıklık ediyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta kurulan iftar sofrası (Şarku’l Avsat)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta kurulan iftar sofrası (Şarku’l Avsat)
TT

Kuşatma ve yıkıma rağmen Gazze büyük iftar sofralarına tanıklık ediyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta kurulan iftar sofrası (Şarku’l Avsat)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta kurulan iftar sofrası (Şarku’l Avsat)

Ramazan ayının ilk iki gününde Gazze Şeridi, ağırlıklı olarak evlerine yakın barınak veya çadırlarda yaşayan bölge sakinleri için kurulan büyük toplu iftar sofralarına tanık oldu.

Savaş ve yıkımın ağırlığı altında üst üste ikinci kez Ramazan Ayı’nda son derece zor koşullarla karşı karşıya kalan bölge sakinleri, iftar sofralarına yoğun katılım gösterdi.

Şarku’l Avsat muhabiri ilk gün, biri Refah'ın doğusundaki el-Cuneyne mahallesinde düzenlenen ve Türk hayır kurumlarının sponsor olduğu dört geniş kapsamlı iftar sofrasını gözlemledi. Kuveyt'ten kurumlar şehrin batısındaki Tel es-Sultan mahallesinde büyük bir sofraya sponsor olurken, Katar da Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye mahallesinde benzer bir iftar düzenledi. Ürdün ise Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi'nin yanında büyük bir iftar sofrası kurdu.

Tüm bu bölgeler, İsrail güçlerinin saldırıları sonucu mahallelerin neredeyse tamamının yok edilmesinin ardından harap vaziyetteydi.

Her yaştan bireyin katıldığı sofralarda tabaklar çorba, pilav ve et ya da tavuklarla doluydu; bu manzara, savaşın ortasında gerçekleşen bir önceki yılın Ramazan'ında büyük ölçüde yoktu. Öyle ki bölge sakinleri uzun kuyruklarda beklemek ve sadece pirinç pilavı alabilmek için mücadele etmek zorundaydı.

fbgthnyju
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta kurulan iftar sofrasının etrafında enkaz yığınlarının üzerine yazılmış sloganlar gözüküyor. (Şarku’l Avsat)

Bu yılki Ramazan sofraları, yıkılan evlerin enkazı üzerine yazılmış Arapça ve İngilizce sloganlarla doluydu: ‘Gazze umuda oruç tutuyor’, ‘Ramazan bizi birleştiriyor’ ve oruç ayı boyunca Gazze'nin acı gerçekliğine atıfta bulunan diğer sloganlar…

Sloganlar işgale meydan okuma, toprağa tutunma, dini ritüellere sığınma ve yıkımın karanlığında bir ışık huzmesine tutunma mesajları taşıyordu.

Kayıp anılar

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'tan gelen ve Tel es-Sultan mahallesindeki sofrada orucunu açanlardan biri olan genç Naci Eslim, İsrail güçleri tarafından yıkılan evlerindeki aile yemeklerinin neşesinden iki yıldır mahrum kaldıklarını söyledi. Naci’ye iftar sofrasında annesi ve üç kız kardeşi de eşlik ediyordu.

Naci Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Bu tür sofralar kaybettiğimiz güzel anıları geri getiriyor ve umarız zorlu yaşam koşullarında bize yardımcı olmak için çoğalarak devam ederler.”

Gençlik inisiyatifleri ve yerel hayır kurumları başka iftar sofraları da düzenlediler. Ancak ülkelere değil, iş adamları ve varlıklı bireylerin yardımlarına dayandıkları için bunlar sınırlı kaldı.

dvfgthy
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde düzenlenen toplu iftardan (Şarku’l Avsat)

Organizatörlerden Basim et-Tibi’nin söylediğine göre büyük sofralar, çeşitli ülkeler veya bu ülkelerdeki kuruluşlar tarafından desteklenen kurumların gözetiminde, her iftar veya benzeri hayır projesi için gereken para miktarını tahmin ederek ve ardından toptan fiyatlarla marketlerden mal satın alarak düzenleniyor.

Et-Tibi, bu sofraların önümüzdeki günlerde de vatandaşların iyi iftar yemekleri yemelerine yardımcı olmak için düzenleneceğini, özellikle de herkesin karşılayamayacağı pirinç, tavuk ve et içereceğini söyledi. Et-Tibi, bu sofraların savaştan büyük ölçüde etkilenen ve evleri yıkılan bölge sakinlerine yönelik olduğunu ifade etti.

Ortak sofraların aynı zamanda dini, milli ve sosyal mesajlar da taşıdığını ifade ederek, Filistinlilerin topraklarına bağlılıklarını ve onları yerlerinden etme girişimlerini reddettiklerini, ayrıca parçalama girişimlerine rağmen milli kimliklerine, merhametlerine ve sosyal uyumlarına bağlılıklarını vurguladığını söyledi.

Et-Tibi, Ramazan sofralarının iftarla sınırlı kalmayıp sahura da uzandığına, ayrıca güneş enerjisiyle çalışan tuzdan arındırma tesisleri ve Gazze'deki yaşamı iyileştirmeyi amaçlayan diğer projelere de dikkat çekti. Ancak bu umuda rağmen et-Tibi, savaşın yeniden başlaması halinde planlanan projelerin çoğunun durdurulabileceği endişesini de gizlemedi.