İsrail'den Suriye'deki Dürzileri Şam'a karşı kışkırtmak için bir milyar dolar

Cumhurbaşkanı Şara'nın Kahire’deki Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi'nde İsrail'in Suriye içindeki saldırılarını kınadığı konuşması öncesinde, İsrail, Suriye'deki Dürzileri Şam'a karşı kışkırtmak için kesenin ağzını açtı

İsrail'den Suriye'deki Dürzileri Şam'a karşı kışkırtmak için bir milyar dolar
TT

İsrail'den Suriye'deki Dürzileri Şam'a karşı kışkırtmak için bir milyar dolar

İsrail'den Suriye'deki Dürzileri Şam'a karşı kışkırtmak için bir milyar dolar

ABD'nin önde gelen yayın kuruluşlarından Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, İsrail’in Suriye'deki Dürzileri Şam’daki yeni yönetimi reddetmeye ve federal bir sistem içinde özerklik talep etmeye ikna etmeye çalıştığını bildirdi. Gazetenin haberine göre İsrail, bu amaca ulaşmak için 1 milyar dolardan fazla harcama yapmayı planlıyor.

Öte yandan gazetenin haberinden hemen önce Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara dün Mısır’ın başkenti Kahire'de düzenlenen ‘Filistin’ konulu Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, İsrail'in Suriye içindeki saldırılarını kınadı. Şara, Tel Aviv'i 1967 yılında Golan Tepeleri'ni işgal etmesinden beri Suriyelilerin haklarını ihlal etmekle suçladı.

WSJ, İsrail'in bu fonu (1 milyar dolar) Suriye'nin güneyindeki Dürzileri desteklemek için tahsis ettiğini ve analistlere göre İsrail'in Suriye'deki siyasi gelişmelerle ilgili kaygıları nedeniyle Dürzilerin desteğini kazanmayı amaçladığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın WSJ’den aktardığına göre güvenlik yetkilileri, İsrail'in Suriye'de federal bir sistemi desteklemek için uluslararası lobi faaliyetleri yürüttüğünü belirtti. Gazetenin haberine göre söz konusu federal sistem bağımsız etnik ve mezhepsel bölgeleri içerecek ve Suriye’nin İsrail sınırlarına yakın güney bölgeleri ‘silahsızlandırılmış’ olacak.

Suriyeli Dürziler tarafından 25 Şubat'taki bir protesto gösterisinde İsrail'in Suriye topraklarına girmesine tepki olarak açılan ‘Suveyda Suriye'nin sırtındaki zehirli hançeriniz olmayacak’ yazan pankart (AP)Suriyeli Dürziler tarafından 25 Şubat'taki bir protesto gösterisinde İsrail'in Suriye topraklarına girmesine tepki olarak açılan ‘Suveyda Suriye'nin sırtındaki zehirli hançeriniz olmayacak’ yazan pankart (AP)

Suriye'deki Dürzi azınlığı korumak için askeri müdahale tehdidinde bulunan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Suriye'deki yeni radikal İslamcı rejimin, Dürzilere zarar vermesine izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

İsrailli kaynaklar, Suriye Dürzilerinden bazılarının yeni hükümetle ilgili endişelerini dile getirdiklerini söylerken, bazıları da İsrail'in teklifini kınayan gösteriler düzenleyerek Suriye’deki Dürzilerin birleşik bir Suriye'ye bağlı olduklarını vurguladı. Gazete, Suveyda’daki Dürzi lider Leys el-Balus'un İsrail'in Suriye’ye herhangi bir müdahalesini reddettiği ve Dürzilerin ‘savaş ve Suriye'yi mezhepçi bir devlete dönüştürmek istemediklerini’ vurguladığı açıklamalarını aktardı.

Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri 20 Şubat'ta Suveyda'da cemaatinin üyeleriyle bir araya geldi (Reuters)
Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri 20 Şubat'ta Suveyda'da cemaatinin üyeleriyle bir araya geldi (Reuters)

İsrail, Dürzi nüfusun yoğun olduğu Şam'ın güneyindeki Ceramana ilçesinde bir güvenlik görevlisinin ‘Ceramana Kalkanı’ adlı silahlı grup tarafından öldürülmesinin ardından gerginliğe müdahil oldu. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN cumartesi günü, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın ‘İsrail ordusuna Ceramana'daki Dürzi bölgesini korumak için hazırlık yapma talimatı verdiğini’ bildirmesiyle mesele daha da karmaşık hale geldi.

Ceramana sakinlerinden oluşan bir heyet salı günü sabah saatlerinde gerginliği kontrol altına alma çabaları çerçevesinde Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri ile görüşmek üzere Suveyda'yı ziyaret etti. Heyet kabul eden Şeyh Hicri, Suriye'den ayrılma ya da bölünme çağrısında bulunmadığını, taleplerinin ‘Suriye topraklarının ve halkının birliği ve onurlu bir yaşam’ olduğunu vurguladı. Dürzilerin ruhani lideri, “Bir aşamadaydık ve şimdi bir boşluktayız. Konu çok hassas. Birleşmeliyiz” şeklinde konuştu.

Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat’ın geçtiğimiz aralık ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile görüşmesinden (SANA)Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat’ın geçtiğimiz aralık ayında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile görüşmesinden (SANA)

Öte yandan Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat daha önce Suriye'deki Dürzi liderlerle temaslarda bulunduğunu, bu temasları takip edeceğini ve Şam'ın otoritesini vurgulamak amacıyla yakında Suriye'yi ziyaret edeceğini açıklamıştı. ‘Mevcut aşamanın ciddiyeti’ konusunda uyaran Canbolat, “Siyonist proje, zayıf zihinleri bir iç savaşa sürüklemek istiyor” dedi. Lübnanlı Dürzi lider, ‘Dürzilerin ya güçlerini aldıkları Arap kimliğini korumak ya da Siyonist plana uymak gibi büyük bir meydan okumayla karşı karşıya olduklarını’ söyledi.

İsrail'in bölgedeki Dürzilerin temsilcisi olarak gösterdiği (İsrailli Dürzi lider) Şeyh Muvaffak Tarif'i uyardığını da belirten Canbolat, “Tarif, Dürzileri temsil etmiyor. Dürzilerin bulunduğu her bölgede onları temsil eden birileri vardır” ifadelerini kullandı.



Birleşmiş Milletler'den Şarku'l Avsat'a: Grundberg, Yemen'deki çatışmanın çözüme kavuşturulmasına yönelik arabuluculuk çabalarını sürdürmeye kararlı

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği son brifing sırasında (AFP)
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği son brifing sırasında (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler'den Şarku'l Avsat'a: Grundberg, Yemen'deki çatışmanın çözüme kavuşturulmasına yönelik arabuluculuk çabalarını sürdürmeye kararlı

Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği son brifing sırasında (AFP)
Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg, BM Güvenlik Konseyi'ne verdiği son brifing sırasında (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM), Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg'in BM Güvenlik Konseyi'nin yetkisi doğrultusunda arabuluculuk çabalarını sürdürme ve ülkedeki 10 yıllık çatışmaya barışçıl ve kapsamlı bir çözüm bulma taahhüdünü yineledi.

BM Yemen Özel Temsilcisi Sözcüsü Ezmini Bala Şarku'l Avsat'a yaptığı özel açıklamada, “ABD'nin Husi liderlerine yaptırım uygulama kararının etkisini görmek için henüz çok erken. Grundberg, BM Güvenlik Konseyi'nin Yemen'deki çatışmanın barışçıl ve kapsamlı bir çözüme kavuşturulmasına yönelik diyaloğu ilerletme yetkisine uygun olarak arabuluculuk çabalarını sürdürmeye kararlı” dedi.

Açıklama, ABD'nin aralarında Husilerin Müzakere Heyeti Başkanı Muhammed Abdusselam'ın da bulunduğu yedi üst düzey Husi liderine yaptırım uygulayacağını duyurmasına yanıt olarak geldi.

sdfrgt
Husilere gönderilen havan topları ve diğer mühimmat (hükümet medyası)

ABD Hazine Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, yaptırım uygulanan kişilerin Yemen'de Husilerin kontrolündeki bölgelere askeri teçhizat kaçırdıkları ve Rusya'dan silah alımı için pazarlık yaptıkları belirtildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, Husiler’in yedi üst düzey üyesine, Yemen'de Husilerin kontrolündeki bölgelere silah kaçakçılığı ve silah anlaşmaları müzakerelerindeki rolleri nedeniyle yaptırım uygulandığını doğruladı. ABD ayrıca, Yemenli sivilleri Ukrayna'da Rusya için savaştıran ve Husilerin silahlı operasyonlarını desteklemek için kaynak yaratan bir Husi ajanına ve şirketine de yaptırım uyguladı.

Yaklaşık iki hafta önce BM Özel Temsilcisi Yemen'deki tüm tarafları daha fazla gerginliğe yol açacak ve ülkeyi yeniden çatışma ortamına sürükleyecek gerilimi artırıcı adımlardan kaçınmaya çağırdı. BM Yemen Özel Temsilcisi, ofisinin taraflarla düzenli temaslarını sürdürdüğünü ve onları Askeri Koordinasyon Komitesi aracılığıyla gerilimi azaltmaya ve güven arttırıcı önlemler almaya teşvik ettiğini kaydetti.

fdrgt
Husiler harekete geçmeye ve özellikle Marib cephesinde ateşkes ihlallerini yoğunlaştırmaya devam ediyor (EPA)

ABD'nin bu adımı, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Husileri ‘yabancı terör örgütü’ olarak tanımladığını açıklamasından bir gün sonra geldi. Rubio yaptığı açıklamada bu tanımlamaya ek olarak, Dışişleri Bakanlığı'nın Adalet için Ödül (Rewards For Justice) programının Husilerin mali kaynaklarının kesilmesine yol açacak bilgiler için 15 milyon dolara kadar ödül açıkladığını söyledi.

Meşru hükümetin Dışişleri Bakanlığı ise ABD'nin kararını memnuniyetle karşılayarak bunun Husilerin yarattığı tehditlere karşı koymak için önemli bir adım olduğunu ifade etti.

Yemenli gözlemciler bu adımın İran destekli örgütü ekonomik olarak boğmasını beklerken, kararın Husilerin ateşkesi bozmasına, Yemen hükümetine karşı savaşa geri dönmesine ve Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nde seyrüsefere karşı eylemlere yeniden başlamasına neden olacağına dair korkular artıyor.

sdfrgt
BM Yemen Özel Temsilcisi Hans Grundberg'in Sana'ya ziyareti sırasında konvoyunda bulunan bir BM aracı (EPA)

Yemenli ekonomist Reşid el-Ansi, Husilerin ekonomik faaliyetlerini ve uluslararası ülkeler ve şirketlerle ilişkilerini içeren geniş finansal ağını gizlemediğini doğrulayarak, örgütün petrol türevleri ve bazı enerji sistemlerinin ithalatını tekelinde tuttuğunu ve liderleri adına kayıtlı yabancı yatırımlara sahip olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat'a konuşan el-Ansi, “Hiçbir ülke ya da şirket, ABD yaptırımlarına maruz kalma korkusuyla petrol türevlerini, enerji sistemlerini ve hatta gıda maddelerini ihraç etmek için doğrudan Husilerle anlaşma yapmaya cesaret edemez” dedi.

El-Ansi'ye göre Yemen'deki bankacılık ve finans sektörünün yüzde 70 ila 80'i Husilerin kontrolündeki bölgelerde yoğunlaşıyor. Zira bu bölgelerde yoğun bir nüfus ve büyük bir ticari faaliyet söz konusu. El-Ansi, ABD'nin Husileri ‘terör örgütü’ olarak tanımlama kararının bankaların yaptırımlara maruz kalma korkusuyla Husilerle iş yapmaktan kaçınmasına yol açacağını ifade etti.

El-Ansi, bu durumun meşru hükümetin ABD'nin kararının Yemen halkı üzerindeki etkilerini hafifletmek için bir dizi önlem almasını gerektirdiğine inanıyor. Bu önlemler arasında bankaların ve finans kuruluşlarının Husilerin kontrolündeki bölgelerden meşru hükümetin bölgelerine geçişini kolaylaştırmanın yanı sıra meşru hükümetin bölgelerindeki bankaların bölgesel ve uluslararası finans kuruluşlarıyla ilişkilerini güçlendirmek de yer alıyor.