Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
TT

Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Florida’dan Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti’nin faaliyetlerine son verdi.  

New York Times (NYT), Trump yönetiminin cumartesi günü gönderdiği bir e-postayla 40 yıllık Radyo Marti’nin faaliyetlerinin sonlandırılacağını duyurduğunu aktarıyor.

ABD’de yaşayan ve 2021’de Küba’da patlak veren protestoları destekleyen Ramon Saul Sanchez, bu haberin radyo çalışanlarının kendisiyle söyleşi yapmayı planladığı sırada geldiğini belirtiyor:

Kafaları çok karışmıştı. Bana ‘İşimize son verildiğini öğrendik. Gitmemiz gerekiyor’ dediler.

Trump, başta Amerika’nın Sesi (VOA) olmak üzere federal hükümet tarafından finanse edilen bazı medya kuruluşlarında bütçe ve personel sayısının azaltılması kararını vermişti.

Kararda, VOA, Özgür Avrupa ve Asya Radyosu’yla Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti'ye ev sahipliği yapan ABD Küresel Medya Ajansı'nın fonksiyonlarının minimum seviyeye çekilmesi yönünde talimatlar yer almıştı.

VOA çalışanları ve bazı medya örgütleri, “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle kararı mahkemeye taşımıştı.

ABD Kongresi’ndeki Küba kökenli üç siyasetçiden biri olan Mario Diaz-Balart, Trump’la görüşerek radyonun faaliyetlerinin yeniden başlamasını talep edeceğini belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise “durumun karmaşık ve değişken olduğunu” bildiriyor. Trump’ın atadığı Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Küba kökenli. Cumhuriyetçi liderin Latin Amerika Özel Temsilcisi Mauricio Claver-Carone sınırlı da olsa radyonun faaliyetlerini sürdüreceğini düşündüğünü ifade ediyor.

Radyo, 1983’te dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından kurulmuştu. Fidel Castro ve Küba Komünist Partisi karşıtı lobicilik faaliyetleriyle tanınan Küba kökenli iş insanı Jorge Mas Canosa’nın talebiyle hayata geçirilen radyo, Soğuk Savaş’ta adaya sansürsüz yayın yapmayı hedefliyordu.

NYT, Trump’ın bu kararla “Castro kardeşlerin 40 yıldır yapamadığını tek hamlede gerçekleştirdiğini” yazıyor.

Diğer yandan Radyo Marti, Soğuk Savaş'tan kalma modası geçmiş bir yayın kuruluşu olarak da görülüyordu. Radyoyu eleştirenler, Küba’daki komünist yönetim hakkında tek taraflı yayınlar yapıldığına dikkat çekiyor. Radyo, defalarca Kongre raporlarına konu olan yolsuzluk skandallarına da karışmıştı. Kuruluşa bağlı televizyon kanalı TV Marti ise Küba’da o kadar sık engellendi ki adada “Görünmeyen TV” diye adlandırılıyor.

ABD'nin Küba'ya yönelik ambargoları ilk kez 1960'da başlatıldı ve ilerleyen yıllarda kapsamı daha da genişletildi. Öte yandan ABD'nin Küba'ya yönelik ambargosunu kaldırmasına dair karar tasarısı 2012'den bu yana her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) kabul ediliyor. Fakat bağlayıcılığı bulunmayan BMGK kararı sadece tavsiye niteliği taşıyor ve uluslararası toplumun tutumunu gösteriyor.

Independent Türkçe, New York Times, El Pais



Trump, Alaska'nın ABD'nin parçası olduğunu unuttu mu?

Trump, Putin'le görüşmenin "epey karmaşık geçebileceğini" söylemişti (Reuters)
Trump, Putin'le görüşmenin "epey karmaşık geçebileceğini" söylemişti (Reuters)
TT

Trump, Alaska'nın ABD'nin parçası olduğunu unuttu mu?

Trump, Putin'le görüşmenin "epey karmaşık geçebileceğini" söylemişti (Reuters)
Trump, Putin'le görüşmenin "epey karmaşık geçebileceğini" söylemişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Alaska'da yapacağı görüşme için "Rusya'ya gideceğim" demesi gündem oldu. 

Trump, dünkü basın toplantısında Alaska'daki görüşme için iki kez "Rusya'ya gideceğim" ifadesini kullandı. Oysa ABD, Alaska topraklarını Rus İmparatorluğu'ndan 30 Mart 1867'de 7,2 milyon dolara satın almıştı. 

79 yaşındaki liderin gafı, "Trump, Alaska'nın ABD toprağı olduğunu unutmuşa benziyor" yorumlarını getirdi. 

Alaska'da cuma günü düzenlenecek zirve, Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşında önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Putin, eski ABD Başkanı Joe Biden'la en son 2021'de İsviçre'de görüşmüştü. 

Ayrıca Rus lider, Alaska'daki zirveye katılarak 10 yılın ardından tekrar ABD toprağına adım atmış olacak. Putin en son 2015'te New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısına katılmıştı. 

Zirve öncesinde Avrupa Birliği'nden (AB) 26 lider, ortak açıklama yayımlayarak diplomatik çözümün Ukrayna'nın ve Avrupa'nın hayati güvenlik çıkarlarını koruması gerektiğini bildirdi.

Macaristan lideri Viktor Orban dışındaki AB liderlerinin imzasını taşıyan açıklamada, "Ukrayna halkı geleceğine karar verme özgürlüğüne sahip olmalıdır. Ukrayna'da barışa giden yol Ukrayna olmadan belirlenemez" ifadelerine yer verildi. 

Öte yandan yaklaşık 3,5 yıldır süren savaşı varoluşsal tehdit olarak gören ve şimdiye kadar Kiev'e destek için 160 milyar doların üzerinde kaynak ayıran AB, Alaska zirvesinde masa dışı bırakılmaktan rahatsızlık duyuyor. 

AB, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin de zirveye katılmasını istiyor. Trump, açıklamasında Putin'in ardından Zelenski'yi arayacağını, bir sonraki görüşmede iki lideri bir arada görmek istediğini söylemişti. New York Times'ın aktardığına göre Ukrayna lideri, Alaska'daki zirveye henüz davet edilmedi. 

Cumhuriyetçi liderin "toprak değişimi" meselesini gündeme getirmesi de AB ve Ukrayna'da endişeleri artırıyor. ABD Başkanı, "Bazı bölgelerin Ukrayna'ya geri verilmesini sağlamaya çalışacağız. İki ülke arasında anlaşma sağlanırsa toprak değişimi de olacak" demişti. 

CNN'in analizinde, bunun özellikle Ukrayna'nın doğu kesimindeki kentlerde "paniğe yol açtığı" yazılıyor. Moskova yönetimi Donetsk, Herson, Luhansk ve Zaporijya'da düzenlediği tartışmalı referandumların ardından bu bölgelerin Rus toprağına katıldığını Eylül 2022'de duyurmuştu. Analizde, Putin'in bu topraklar üzerindeki hak iddiasından vazgeçmeyebileceğine dikkat çekiliyor. 

Zelenski ise dünkü açıklamasında "Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini" vurgulamıştı. Ukrayna lideri, Putin'in barış değil yeni saldırı hazırlığı yaptığını savunarak, "Kesinlikle ateşkese ve savaşı durdurmaya hazırlanmıyor. Putin, Amerika'yla görüşmeyi kişisel zaferi olarak ilan etmeye ve eskisi gibi davranmaya, Ukrayna'ya baskıyı sürdürmeye kararlı" demişti. 

Independent Türkçe, New York Times, CNN, Reuters, The New Republic