Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

Mike Waltz: BM'yi yeniden büyük yapacağız

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”



Papa'dan LGBT topluluğunu kucaklama iması

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Papa'dan LGBT topluluğunu kucaklama iması

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Vatikan'da önde gelen bir savunucuyla görüşen Papa XIV. Leo, Katolik Kilisesi'nin LGBTQ+ bireyleri kapsayıcılığı konusunda selefinin mirasını benimsemiş gibi görünüyor.

Leo, pazartesi günü Cizvit rahibi ve America Magazine editörü Rahip James Martin'le bir araya geldi. Bu görüşme, ABD'li Papa'nın nisanda ölen Papa Francis'in Kilise'yi LGBTQ+ toplumuna açma çalışmalarını sürdüreceğinin işareti olabilir.

Katolik Kilisesi'nin LGBTQ+ bireyleri daha fazla kapsamasının önde gelen savunucularından Martin, görevi nedeniyle muhafazakar Hristiyanlar tarafından defalarca eleştirilse de Francis tarafından desteklendi. Rahip, Leo'nun Francis'in politikasını desteklemeyi planladığını ve onu savunuculuğunu sürdürmeye teşvik ettiğini söyledi.

Martin, görüşme sonrası Associated Press'e, "Papa Leo'dan da Papa Francis'ten duyduğum mesajın aynısını duydum: LGBTQ bireyler de dahil tüm insanları kucaklama arzusu" diye konuştu.

Harikaydı. Çok teselli edici, cesaretlendirici ve açıkçası çok eğlenceliydi.

sdfrgt
Papa Leo, Katolik Kilisesi'nde LGBT'lerin dahil edilmesini savunan Cizvit Rahip James Martin'le yakın zamanda bir araya geldi (Vatican News)

Pazartesi günü X'te yaptığı başka bir paylaşımda Martin, "Leo'yu neşeli, rahat ve dingin bulduğunu" söyledi ve ikilinin iki fotoğrafını paylaştı.

"Onunla birlikte olmak çok keyifli!" diye ekledi.

Papalık sarayında yaklaşık yarım saat süren görüşme, Vatikan tarafından resmen duyuruldu ve Leo'nun görüşmenin kamuoyuna açıklanmasını istediğini gösteriyordu. Bu, LGBTQ+ Katoliklerin bir başka kucaklama işareti olarak Vatikan'da Kutsal Yıl hac ziyaretine katılmalarından sadece birkaç gün önce gerçekleşti.

Katolik Kilisesi, LGBTQ+ bireylerin saygı ve onuru hak ettiğini söylüyor. Eşcinsel çekimin kendi başına günah olmadığını söylerken, heteroseksüel evlilik dışındaki cinsel ilişkilerin günah olduğunu belirtiyor.

Francis, Katolik Kilisesi'ni LGBTQ+ Katolikler için daha misafirperver bir yer haline getirmek adına çalışarak ve rahiplerin eşcinsel çiftleri kutsamasına izin vererek seleflerinden farklılaşmıştı.

Francis ve Martin, 2013'ten 2025'e kadar süren 12 yıllık papalık dönemi boyunca birkaç kez bir araya geldi. Papa, Martin'i Vatikan'ın iletişim departmanına danışman olarak belirlemiş ve kilisenin geleceği üzerine düzenlenen büyük, çok yıllık toplantıya üye olarak atamıştı.

Francis gibi bir Cizvit olan Martin, 2017'de Katolik liderlerin eşcinsel topluluğuyla nasıl etkileşim kurması gerektiği üzerine bir kitap yazdı ve LGBTQ+ Katoliklere yönelik bir çevrimiçi haber sitesini yönetiyor.

Associated Press'ten de yararlanılmıştır.

Independent Türkçe


ICE ve İsrailli casus yazılım firması arasında 2 milyon dolarlık anlaşma

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

ICE ve İsrailli casus yazılım firması arasında 2 milyon dolarlık anlaşma

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Trump yönetimi, ürünleri gazeteci ve aktivistlerin gözetlenmesini kolaylaştırmakla suçlanan, İsrail merkezli casus yazılım şirketi Paragon Solutions (US) Inc.'le Biden döneminde askıya alınan 2 milyon dolarlık sözleşmeyi yeniden yürürlüğe koymuş gibi görünüyor.

Cumartesi günü yayımlanan kamu alımları veritabanında, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza'yla (ICE) Eylül 2024'te yapılan anlaşmaya konan iş durdurma emrinin kaldırıldığı görüldü. Teknoloji gazetecisi Jack Poulson bu bilgiyi All-Source Intelligence adlı Substack sayfasında paylaştı.

Anlaşma, ICE'ın sözleşme kapsamında ne elde edeceğini belirtmiyor. Bunun dışında, "lisans, donanım, garanti, bakım ve eğitim dahil tamamen yapılandırılmış özel bir çözüm" mutabakatı tanımlanıyor.

Sözleşmede Paragon adına verilen telefon arandığında açan kişi yorum yapmayı reddetti.

The Independent, cevap hakkı için ICE'la iletişime geçti.

WIRED'ın haberine göre ilk anlaşma, ABD için karşı istihbarat riskleri oluşturabilecek veya yabancı bir hükümet tarafından usulsüzce kullanılabilecek ticari casus yazılımların kullanımını sınırlayan Mart 2023 tarihli Biden yönetimi kararnamesine uyup uymadığının incelenmesi için ekimde askıya alınmıştı.

Eleştirmenler, Paragon'la çalışmanın potansiyel riskleri konusunda uyardı. Şirketin Graphite programı, hedefin cep telefonuna sessizce sızarak özellikle bulut yedekleme verilerine erişip içeriğini çıkarabiliyor.

Paragon ürünlerinin yabancı ülkelerde kullanımını araştıran Toronto Üniversitesi Citizen Lab'den kıdemli araştırmacı John Scott-Railton, The Guardian'a "İstilacı ve gizli bilgisayar korsanlığı gücü yozlaştırıcıdır" diye konuştu.

Bu yüzden demokrasilerde, Paragon'un Graphite'ı da dahil giderek artan sayıda casus yazılım skandalı yaşanıyor.

New York Times'ın 2022 tarihli haberine göre, ABD Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi daha önce ABD dışındaki uyuşturucu kaçakçılarına karşı Graphite kullanmıştı.

fvgthy
Biden yönetimi, ABD'ye yönelik karşı istihbarat veya yabancı kuruluşlar tarafından kötüye kullanım riski taşıması durumunda ABD'nin ticari casus yazılım kullanımını sınırlamaya çalışmıştı (AP)

Paragon, İsrail'in siber casusluk birimi 8200'ün eski komutanı Ehud Schneorson tarafından kuruldu. İsrail gazetesi Haaretz'in haberine göre, Florida merkezli yatırım grubu AE Industrial Partners, 2024'ün sonlarında şirketi 500 milyon dolara satın aldı.

Paragon, kendisini yalnızca ABD ve diğer müttefik ülkelere satış yapan etik bir siber firma diye tanımlıyor.

WhatsApp, 2025 başlarında Paragon'la bağlantılı yaklaşık 90 kişiyi hedef alan bir bilgisayar korsanlığı kampanyasını engellediğini açıklamış, bir İtalyan gazeteciyle birkaç göçmen yanlısı aktivist, kurbanlar arasında kendilerinin de olduğunu söylemişti. Citizen Lab adlı düşünce kuruluşunun analizi, iki gazetecinin daha hedef alındığını gösteriyor.

Paragon, haziranda, İtalyan hükümetinin saldırıda ürünlerinin usulsüz kullanılıp kullanılmadığını araştırmada kendisine yardım etmeyi reddettiğini öne sürerek İtalya'daki sözleşmelerini feshettiğini açıklamıştı.

Paragon o dönemde yaptığı açıklamada, "Şirket, hem İtalyan hükümetine hem de parlamentoya, sisteminin gazeteciye karşı İtalyan yasaları ve sözleşme hükümlerini ihlal ederek kullanılıp kullanılmadığını belirleme olanağı sundu" demişti.

İtalyan yetkililer bu çözümü uygulamamayı tercih edince, Paragon İtalya'daki sözleşmelerini feshetti.

Trump yönetimi, göçmenlik operasyonlarında başka agresif istihbarat yöntemlerine de başvuruyor. Bunlar arasında sosyal medyada "Amerikan karşıtı" faaliyetlerin izlenmesi ve normalde erişime kapalı devlet konut verilerinin göçmenleri bulmak için taranması yer alıyor.

Independent Türkçe


Trump'ın sağlığı tartışma konusu: Amerikalılar ikiye bölündü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump'ın sağlığı tartışma konusu: Amerikalılar ikiye bölündü

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Amerika, Donald Trump'ın sağlığı ve yaşının başkanlık görevini yerine getirme kabiliyetini etkileyip etkilemediği konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Trump'ın ikinci dönemindeki fiziksel sağlığı hakkındaki spekülasyonlar, şişmiş ayak bilekleri ve bazen makyajla kapatılan morarmış ellerinin fotoğrafları internette dolaşmaya başladığından beri arttı.

79 yaşındaki Trump'ın cumartesi günü Virginia'daki golf sahasında kısa süre görülmesi dışında İşçi Bayramı hafta sonunda kamuoyu karşısına çıkmamasıyla internetteki söylentiler doruğa ulaştı.

Salı günü yapılan YouGov anketinde Amerikalıların yüzde 38'i Trump'ın sağlığı ve yaşının başkanlık görevini yerine getirme kabiliyetini "ciddi şekilde kısıtladığını", yüzde 21'i ise "çok az etkisi" olduğunu söyledi.

Ayrıca Amerikalıların önemli kısmı, Trump'ın sağlığı ve yaşının başkanlık görevine uygunluğu üzerinde hiçbir etkisi bulunmadığını (yüzde 26) veya emin olmadığını (yüzde 15) belirtti.

Bir hafta aradan sonra ilk kez kamuoyu önüne çıkan Trump'a, öldüğü veya ciddi bir sağlık sorunu yaşadığı yönündeki söylentileri duyup duymadığı soruldu. Duymadığını söyleyen Başkan, söylentileri "yalan haber" diye niteledi ve "Bu İşçi Bayramı hafta sonu çok faaldim" dedi.

Trump ayrıca pazar akşama doğru Truth Social'a "HAYATIMDA HİÇ BU KADAR İYİ HİSSETMEMİŞTİM" diye yazdı.

The Independent, yorum için Beyaz Saray'la iletişime geçti.

Fiziksel sağlık ve zihinsel keskinlikle ilgili sorular, 2024 başkanlık kampanyası ve seçiminde önemli bir tartışma konusuydu.

En çok eleştirilen, şu anda 82 yaşında olan eski Başkan Joe Biden'dı. Biden, seçimden aylar önce tutarsız yanıtlar verdiği kötü bir tartışma performansının ardından yarıştan çekilmişti.

Mayısta Biden'a agresif türden prostat kanseri teşhisi kondu. Bu teşhis, Biden yönetiminin eski başkanın sağlığı konusunda her zaman şeffaf olup olmadığı sorularını gündeme getirdi.

Pazartesi günü Biden yönetiminin eski çalışanlarından Meghan Hays, Trump yönetimini başkanın boş İşçi Bayramı hafta sonu programı konusunda şeffaf olmamakla suçladı.

Hays, pazartesi günü The Hill'e, "Sanırım ağustosta 26 gün boyunca halka açık etkinliklere katıldı veya basına konuştu. Dolayısıyla 6 gün boyunca ortadan kaybolup Truth Social'da bir sürü kaotik paylaşım yapması ve insanların bunu takip edememesi çok endişe verici" diye konuştu.

Hays şöyle devam etti:

Ve bence insanların aklına şu soru geldi. Başkan, ağustosta sadece birkaç gün izin alabilir ki bu, başkanların yapması gereken normal bir şey. Ya da gerçekten bir sorun olabilir. Sorun şu ki bilmiyoruz ve onlar da bu konuda şeffaf davranmıyor.

Independent Türkçe