İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları yoğunlaşırken, son bombardımanda 20 kişi hayatını kaybettihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5181856-i%CC%87srailin-gazzeye-y%C3%B6nelik-sald%C4%B1r%C4%B1lar%C4%B1-yo%C4%9Funla%C5%9F%C4%B1rken-son-bombard%C4%B1manda-20-ki%C5%9Fi
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları yoğunlaşırken, son bombardımanda 20 kişi hayatını kaybetti
Han Yunus'ta düzenlenen cenaze töreninde, hayatını kaybeden sevdiklerinin yasını tutan yakınları (Reuters)
Bugün şafak vakti İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 20 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.
Filistin Enformasyon Merkezi, sağlık kaynaklarına dayanarak hayatını kaybedenler arasında beş çocuk olduğunu bildirdi.
Şifa Tıp Kompleksi’nden yapılan açıklamada, “Gazze şehrinin güneybatısındaki Tel el-Heva mahallesindeki bir eve düzenlenen İsrail saldırısında, aralarında çocukların da bulunduğu dokuz Filistinli öldürüldü” denildi.
Gazze Ambulans ve Acil Durum Müdürlüğü, şehrin kuzeyinde bulunan Şeyh Rıdvan mahallesindeki iki eve düzenlenen saldırılarda ‘dört Filistinlinin öldürüldüğünü, çok sayıda kişinin de yaralandığını’ açıkladı.
Şarku’l Avsat’ın Filistin Enformasyon Merkezi’nden aktardığına göre, İsrail savaş gemileri bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah sahiline ateş açtı.
Han Yunus'taki Nasır Hastanesi’nde tedavi görürken açılan İsrail ateşiyle öldürülen Filistinlilerin cenaze namazından (Reuters)
Gazze şehrini kontrol altına almak için saldırı hazırlıkları yapan İsrail güçleri, son günlerde Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanlarını yoğunlaştırdı.
Birleşmiş Milletler'in (BM) tahminlerine göre, Gazze şehri ve çevresinde yaklaşık bir milyon kişi yaşıyor. Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC), ağustos ayı sonunda bu bölgenin kıtlıkla karşı karşıya olduğunu açıklamıştı.
Gazze Şeridi'ndeki savaş, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney yerleşimlerine düzenlediği saldırının ardından patlak verdi. İsrail'in resmi verilerine göre, saldırıda çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü.
İsrail ordusunun saldırısı sonucu yaralanan Filistinli bir kadın, tedavi için Deyr el-Balah'taki el-Aksa Hastanesi’ne naklediliyor. (AP)
BM'nin güvenilir bulduğu Hamas yönetimindeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre, Gazze Şeridi'ndeki İsrail saldırıları ve askeri operasyonlarda çoğu sivil olmak üzere en az 63 bin 557 kişi hayatını kaybetti.
Filistin Dışişleri Bakanlığı: Filistin Devleti'nin tanınması sembolik değil
Arka planda Filistin bayrağı, işgal altındaki Batı Şeria'daki El Halil kentindeki boş sokaklarla birlikte görülüyor, Nisan 2024 (AFP)
Filistin Yönetimi Dışişleri Bakanı Varsen Aghabekian Shahin, Roma'dan dün yaptığı açıklamada, Filistin devletinin tanınmasının “sembolik” olmadığını, çünkü “gelecek için umut” verdiğini belirtti.
İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ile görüşmesinin ardından gazetecilere konuşan Shahin, "Filistin devletinin tanınmasını görüştük ve bu tanınmanın sembolik olmadığını açıkça belirttim. Filistin devletinin tanınması bize gelecek için umut veriyor" ifadelerini kullandı.
Bakan,"Bu, bir süredir aşınmış olan iki devletli çözüme olan bağlılığımızı gösteriyor. Aynı zamanda, tek çözümün İsrail Devleti ile birlikte barış ve güvenlik içinde yaşayan bir Filistin devletinin tanınması olduğuna dair açık bir mesaj veriyor" dedi.
Filistin Dışişleri Bakanı Varsen Aghabekian Shahin (Filistin Dışişleri Bakanlığı)
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İtalyan hükümeti, Filistin devletinin kurulmadan önce tanınmasının mümkün olmadığı görüşünde.
Tajani, “Devlet kurulmadıkça, onu resmi olarak tanımak zor. Biz Filistin Ulusal Yönetimi'ni tanıyoruz ve onu gerçek dostluk ruhuyla karşıladık” dedi.
Tajani, “Resmi olarak tanınmadan önce Filistin devleti kurulmalıdır, aksi takdirde bu tanıma geçici olacak ve hiçbir etkisi olmayacaktır. Somut sonuçlar istiyoruz” ifadesini kullandı
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron temmuz sonunda, ülkesinin 9-23 Eylül tarihlerinde New York'ta yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında Filistin Devleti'ni resmen tanıyacağını açıkladı.
Bu açıklama sonrasında 10'dan fazla Batı ülkesi, dünyadaki diğer ülkeleri de aynı yolu izlemeye çağırdı.
Sudanlılar savaşı sona erdirmek ve barışı tesis etmek için girişim başlattıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5182085-sudanl%C4%B1lar-sava%C5%9F%C4%B1-sona-erdirmek-ve-bar%C4%B1%C5%9F%C4%B1-tesis-etmek-i%C3%A7in-giri%C5%9Fim-ba%C5%9Flatt%C4%B1
Sudanlılar savaşı sona erdirmek ve barışı tesis etmek için girişim başlattı
Hartum Havalimanı'ndaki enkazın arasında yanmış bir bina (Arşiv – Reuters)
Sudan Barış Savunuculuk Grubu (AGPS), savaşı sona erdirmek ve Sudan halkının önderliğinde adil ve sürdürülebilir bir barış tesis etmek amacıyla ‘Sudan Barış Çağrısı’ adlı kapsamlı bir ulusal girişim başlattı. Bu girişim, Güney Sudanlı diplomat ve Sudan’ın bölünmesinden önce bakan olan Francis Deng'in girişimine yanıt olarak geldi.
Girişim, savaşın olağan yıkımın ötesine geçerek toplumun ve devlet kurumlarının temellerini sarsmasının ardından, AGPS’nin ‘Sudan'ın modern tarihindeki en tehlikeli dönüm noktası’ olarak nitelendirdiği duruma yanıt olarak ortaya çıktı. Çevrimiçi bir basın toplantısında Deng, Sudanlıları ‘ülkeleri için sorumluluk almaya’ çağırarak, ‘barışın, kuzey ve güney arasındaki birliği yeniden sağlayabilecek ortak bir gelecek inşa etmek için varoluşsal bir koşul’ olduğunu söyledi. Deng ayrıca, bölge ve uluslararası toplumla diyaloga girmeden önce ‘evi düzene sokmak’ gerektiğini vurguladı.
AGPS üyesi İsamuddin Abbas, stratejik girişimin vizyonunun, mevcut tarihsel koşullar karşısında Sudan halkının çabalarını birleştirmek olduğunu söyledi. Girişimin ‘sürdürülebilir barış için yerel topluluklar ve siyasi elitler arasında uzlaşma sağlamak amacıyla, istisnasız tüm Sudan halkına açık’ olduğunu belirtti.
Bir diğer AGPS üyesi Esma en-Naim, girişimin tüm Sudan halkı için din, inanç, cinsiyet, etnik köken veya bölgesel aidiyet temelinde ayrımcılık yapılmaksızın kapsayıcı vatandaşlık ilkesine dayandığını vurguladı. Girişimin siyasi partilerden bağımsız olduğunu ve mümkün olan en geniş kitleye ulaşmasını sağlayacak mekanizmalar geliştirmek için çalıştığını ifade etti.
Girişimin üyesi Dr. Abdullah en-Naim ise barışın ‘hem bir amaç hem de bir araç’ olduğunu vurgulayarak, “Girişim, savaşı sona erdirmek bir öncelik ve bir amaçtır. Aynı zamanda tam kapsayıcı vatandaşlığı tesis etmek için bir araçtır” dedi.
Girişim, geçtiğimiz temmuz ayında sivil liderlerin ve aktivistlerin katılımıyla, halkın iradesi ve sivil meşruiyete dayalı bir alternatif geliştirmek amacıyla düzenlenen bir dizi danışma toplantısının ardından ortaya çıktı.
Husi liderleri, İsrail saldırısı beklentisiyle toplu halde Sana'dan kaçtıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5182081-husi-liderleri-i%CC%87srail-sald%C4%B1r%C4%B1s%C4%B1-beklentisiyle-toplu-halde-sanadan-ka%C3%A7t%C4%B1
Husi liderleri, İsrail saldırısı beklentisiyle toplu halde Sana'dan kaçtı
Husiler, İsrail saldırılarında öldürülen hükümet mensuplarını defnettiler. (X)
Husiler, Başbakan Ahmed Galib er-Rehavi ve dokuz bakanın ölümüne neden olan İsrail saldırısının ardından, üst düzey siyasi ve askeri liderlerinin başkent Sana'dan Saada, Amran ve kontrolü altındaki diğer bölgelerde bulunan güçlendirilmiş sığınaklara toplu olarak kaçtığı haberleri arasında, benzeri görülmemiş bir kargaşa ve panik yaşıyor.
Sana'daki bilgi sahibi kaynaklar Şarku’l Avsat'a, Husilerin Yüksek Siyasi Konsey Üyesi Muhammed Ali el-Husi, İçişleri Bakanı Abdulkerim el-Husi ve istihbarat servisinin başına atanan Ebu Ali el-Hakim'in günlerdir ortalarda görünmediğini doğruladı.
Bu arada, grubun liderlerinin ailelerini taşıyan karartılmış otobüslerin Amran ve Saada vilayetlerine doğru gittiği görüldü. Bu adımlar, Tel Aviv'in, İsrail topraklarına ve Kızıldeniz'deki gemilere yönelik füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına yanıt olarak Husileri hedef almaya devam edeceğini taahhüt etmesinden sonra atıldı.
İsrail'in Sana'daki saldırısında Husi hükümetinin birçok mensubu öldü. (Yerel medya)
Sana'daki Husi karar alma çevrelerine yakın bir kaynağa göre, örgütün liderliği, siyasi, askeri ve saha komutanlarına Sana ve banliyölerindeki işyerlerini ve evlerini terk edip kuzeydeki alternatif yerlere gitmeleri için acil emir verdi ve hükümet merkezlerini kullanmamaları veya İsrail uçakları için kolay hedef haline gelebilecek kamuya açık yerlerde toplanmamaları gerektiğini vurguladı.
Görgü tanıkları Şarku’l Avsat'a, son üç gün içinde Husi ailelerini ve amirlerini taşıyan küçük araba ve otobüs konvoylarının Sana'nın kuzey ve merkezindeki birkaç mahalleden ayrıldığını gözlemlediklerini söyledi. Kaçanların çoğunun mahalleleri ve bölgeleri yönetmekten sorumlu güvenlik amirleri olduğunu doğruladılar, bu da olağandışı bir iç korku durumunu yansıtıyor.
Cenaze törenine katılmadılar
Husi örgütü içindeki kargaşanın boyutunu gösteren bir başka olayda, üst düzey liderlerin çoğunun, geçtiğimiz perşembe günü İsrail'in düzenlediği saldırıda öldürülen Başbakan Ahmed Galib er-Rehavi ve dokuz bakanın cenaze törenine katılmamalarıydı.
Dün Sana'da düzenlenen cenaze törenine sadece ikinci kademe liderler katıldı. Husi hükümetinin geçici başbakanı Muhammed Miftah töreni yönetti ve ‘devletin bütünlüğü’ ve kurumların sürekliliğini vurgulayan bir konuşma yaptı.
Husi liderinin kuzeni, Sana'da düzenlenen bir mitingde (EPA)
Bu yokluk, kurbanların aileleri ve destekçileri arasında yaygın bir hoşnutsuzluğa neden oldu. Onlar, üst düzey liderlerin katılmamasını, iç panik ve etkinliği güvenli hale getirme konusunda güven eksikliğini yansıttığı gerekçesiyle üzüntüyle karşıladılar.
Cenaze töreninden önce Husi lideri Abdulmelik el-Husi televizyonda bir konuşma yaptı ve İsrail'e yönelik tehditlerini yineleyerek, bu süreçte daha fazla füze ve deniz saldırısı yapma sözü verdi. Ayrıca, grubunun kontrolündeki bölgelerdeki Yemenlilere sert uyarılar yayınlayarak, ‘hainler ve ajanlar’ olarak nitelendirdiği kişilere yönelik tutuklamaları ve iç baskıyı artıracağı tehdidinde bulundu.
El-Husi, güvenlik güçlerinin iç cepheyi güçlendirmek için faaliyetlerine devam edeceğini doğruladı ve son dönemde hükümet ve Birleşmiş Milletler (BM) çalışanlarını ‘casusluk’ suçlamasıyla hedef alan tutuklama kampanyalarına atıfta bulundu.
Yemenli gözlemciler, İsrail'in Husi Başbakanı’nı ve bir dizi bakanı hedef almasının, sadece insan kayıpları açısından değil, aynı zamanda üst kademelerine derinlemesine sızan istihbaratın ortaya çıkması açısından da gruba ‘benzeri görülmemiş acı bir darbe’ vurduğuna inanıyor.
Gözlemciler Husi liderlerinin Sana'dan toplu olarak kaçışının, örgütün Sana'daki siyasi ve askeri yapılarının varlığını tehdit edebilecek yeni bir çatışma aşamasına girdiğinin farkına varmasını yansıttığına inanıyorlar.
Gözlemciler, Tel Aviv'in Husilerle yaklaşık bir yıllık doğrudan çatışmanın ardından, oyunun kurallarını değiştiren yoğun bir darbe indirmeyi başardığını belirtti. İsrail saldırıları, hayati öneme sahip tesisleri bombalamaktan, üst düzey liderleri hedef almaya geçerek, geri kalan liderleri sürekli tetikte tutmaya başladı.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة