Şam'da Şalom sesleri: Suriyeli Yahudiler ve tersine göç

Bundan sekiz ay önce, çeşitli akımların liderinin göçmenleri ‘artık durum güvenli’ diyerek geri dönmeye teşvik ettiği bu manzara hayal bile edilemezdi

Başkent Şam'da Yahudi mahallesine giden sokaklardan bir kare (Independent Arabia)
Başkent Şam'da Yahudi mahallesine giden sokaklardan bir kare (Independent Arabia)
TT

Şam'da Şalom sesleri: Suriyeli Yahudiler ve tersine göç

Başkent Şam'da Yahudi mahallesine giden sokaklardan bir kare (Independent Arabia)
Başkent Şam'da Yahudi mahallesine giden sokaklardan bir kare (Independent Arabia)

Mustafa Rustem

Eski Şam'ın kapılarından biri olan Bab-ı Şarki çevresi sakinleri ve esnafı, Yahudi mahallesine giden dar sokaklardan geçerek miras aldıkları evlerine ve saraylarına varan Yahudi cemaatini, İbranice'de ‘barış’ anlamına gelen ‘Şalom’ kelimesiyle selamlıyor. Son yüzyılın sonlarındaki son göçleri sırasında sahipleri tarafından terk edilen evlere ve saraylara ulaşan Yahudi cemaati ardından, onlarca yıl kapalı kaldıktan sonra yeniden açılan sinagogda dua etmeye gittiler.

Sekiz ay önce, bu manzara hayal bile edilemezdi, çünkü genç nesiller, geleneksel kıyafetler giymiş bir Yahudi din adamının şehrin sokaklarında yürürken mahalle sakinlerinin onunla selamlaştığını hiç görmemişlerdi. Kısacası, Şamlıların dediği gibi, bu ‘yeni Suriye’ydi.

Sinagogda dua

Yabancı ülkelerden zaman zaman Yahudilerin gelmesiyle, durum şaşkınlık ve şokun ötesine geçerek, Şam'daki Yahudiler ve onların sadece turist olarak da olsa geri dönüşü konusunda niteliksel bir gelişme gösterdi. Bu heyetlerin sonuncusunda, iş adamı Dov Bleich'in eşlik ettiği Haham Moşe Klein de yer aldı. İkisi Şam'daki merkez sinagogda dua ettikten sonra, 16. yüzyılın en önde gelen hahamlarından Hayyim ben Joseph Vital’in mezarını ziyaret etmek için Yahudi mezarlığına gittiler.

y6yju
Yahudi cemaatine bağlı İbn Me'mun Okulu (Independent Arabia)

Suriye'deki Yahudi cemaatinin lideri Bakhour Chamntoub, Independent Arabia’ya bu arka arkaya yapılan ziyaretler yaptığı yorumladı.

Chamntoub, şunları söyledi:

“Bunlar, Şam'ın eski mahallelerinde yaşayan ve 1980'lerde Hafız Esed'in uyguladığı kısıtlamalar nedeniyle göç etmek zorunda kalan Şamlı Yahudilerin kalplerinde iyi bir izlenim bıraktı. Şimdi, cemaat üyelerinin arka arkaya yaptığı ziyaretlerle, işlerin normale döndüğü ve durumun iyileştiği söylenebilir.”

Göç eden topluluk üyelerine eve dönmeleri için teşvik edip etmediğine ilişkin bir soruya verdiği yanıtta Chamntoub, “Evet, azınlıklar hakkında söylenenlere bakılmaksızın Suriyeli ve Suriyeli olmayan Yahudileri Şam'a gelmeye teşvik ediyorum, çünkü şu anda durum güvenli” dedi.

Chamntoub’a göre Yahudi turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler sinagog, mezarlık, Yahudi mahallesi ve Gopler Sinagogu olurken tüm turistik noktalar ise istisnasız olarak herkesin ziyaretine açık.

Geri dönüş haritası üzerine

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Şam'dan birçok Yahudi, evlerini ziyaret etmek veya ibadet yerlerini görmek için geri dönmeye çalışıyor ve atalarının yaşadığı ülkeyi tanımak için çocukları ve torunlarıyla birlikte Şam ve çevresini ziyaret ediyor. İstikrarın sağlanmasının ardından turizmin yeniden canlanması konusunda iyimserliğini gizlemeyen Tur rehberi George Marjana, “Suriye kapılarını herkese yeniden açtı. Şimdi Yahudilerin topluca ziyaretlerine tanık oluyoruz. Bu geçmişte düşünülemezdi. Turizm şirketlerinin, dünyanın dört bir yanındaki Yahudilerin Suriye'yi ziyaret etmeleri için programlar hazırlaması bekleniyor” ifadelerini kullandı.

frtgyu7
Başkentteki bir restoranda öğle yemeği ziyafetine katılan Yahudi ziyaretçiler (Independent Arabia)

Şam’da, savaş sırasında yıkılan Cobar mahallesindeki bir sinagog da dahil olmak üzere sekizden fazla sinagog bulunuyor. En önemli sinagoglardan biri, Franks Sinagogu olarak bilinen Farhi Sinagogu.  Bu sinagog, 16. yüzyılda, Endülüs'ün düşüşünden sonra kaçan ve Şam'a ulaşana kadar zulüm gören Yahudiler tarafından inşa edildi. Aynı Yahudiler Şam'da, şehrin diğer topluluklarıyla barış içinde yaşamışlar. Bu sinagog, Yahudi inancının hayatta kalmasının bir kanıtı ve kalan Yahudilerin ibadet edebilmeleri için açık kaldı.

Eski Şam surlarının dışında bir Yahudi sinagogu ve Marimya Kilisesi'nin karşısında bir başka sinagog daha bulunuyor. Yahudi mahallesinde, şu anda kapalı olan, ancak cephesinde halen tabelası bulunan İbn Me’mun Okulu'nun içinde de bir sinagog yer alıyor. 1944 yılında kurulan bu okulda eskiden Yahudi cemaatinin oğullarına ve kızlarına eğitim veriliyordu.

En önemli Yahudi mekanlarından biri, dinin öğretilerini kodlamak ve aktarmak konusunda temel bir rol oynayan Haham Hayyim ben Joseph Vital (1542–1630) mezarıdır. Pri Etz Chaim (Hayat Ağacı) adlı kitabı, Yahudi mistisizminin en önemli referanslarından biri olarak kabul edilir ve mezarı Yahudi mirasının bir parçası haline gelmiştir.

Buna karşılık, sürgündeki Yahudilerin Cobar mahallesindeki sinagogu yeniden inşa etme niyetinde oldukları belirtiliyor. İki bin yılı aşkın bir geçmişe sahip olan bu sinagog, Ortadoğu'nun en önemli ve en eski Yahudi tapınaklarından biri. Bombardıman ve çatışmalar sonucunda ciddi hasar gören Sinagog’tan eski el yazması Tevratlar da dahil olmak üzere bazı eşyalar çalındı.

Şam dünyayı ağırlıyor

Öte yandan Esed'in düşüşünün ardından iktidara gelen yeni Suriye yönetimi, Şam'da kalan Yahudi cemaatine karşı açık tutumunu gizlemedi. Bu cemaat, Eski Şehir'de, özellikle de Yahudi mahallesinde yaşayan yedi kişiden ibaretti. Cemaatin lideri Bakhour Chamntoub, Suriye'nin özgürleştirilmesinden sonra yetkililerden oluşan bir heyetin kendisini ziyaret ettiğini ve Yahudi cemaatine güven verici mesajlar ilettiğini söyledi.

tyuı8
Şam’da kalan Yahudi cemaatinin lideri Bakhour Chamntoub, Şam Sinagogu'nda Haham Hamra ile tokalaşırken Independent Arabia)

Gözlemciler bu açılımı, Suriye'de katı çizgideki İslamcıların iktidara gelmesinden korkan İsrail'i yatıştırmak ve uluslararası destek kazanmak için yapılan bir girişim olarak değerlendirdi. Tel Aviv bu yüzden hava saldırılarını yoğunlaştırarak askeri ve stratejik hedefleri bombaladı ve eski düzenli ordunun kapasitesinin yüzde 80'ini, özellikle hava savunma tesislerini ve füze sistemlerini imha ederken, Suriye'nin güneyindeki Kuneytra ve Dera'ya doğru ilerleyerek başkent Şam'ın çevresindeki kırsal bölgelere ulaştı.

Suriye'deki Yahudilerin geçmişi Antik çağlardan, özellikle de Hz. Davud'un zamanından beri burada yaşayan Mizrahim ve 16. yüzyılda İspanya'dan Yahudilerin sürülmesi ve Endülüs'ün düşüşünün ardından buraya gelen Sefaradlar olmak üzere iki gruba dayanıyor. Suriye’deki Yahudiler, 20. yüzyılda göç etmeden önce bile çeşitli zanaatlarda, özellikle altın işçiliğinde ustalıklarıyla tanınıyorlardı.

Geçtiğimiz şubat ayında, Rabbi Yosef Hamra, olağanüstü ve zorlu siyasi koşullar nedeniyle otuz yıl önce terk ettiği Şam'a geri döndü. Ziyareti buzları eritti ve Suriye’nin yeni yetkililerinin nabzını ölçmek için bir test görevi gördü. Arap Ülkelerinde Yahudiler için Adalet Örgütü'nün eşbaşkanı Haham Eli Abadi ise basına yaptığı açıklamalarda, Suriye’de kalan Yahudilerin ayrılmak istemediğini ve Suriye dışında, İsrail ve ABD’de, özellikle New York'ta akrabaları olduğunu söyledi.



Ortagus Hizbullah'ın faaliyetleri hakkında bilgi aldı

Kuzey Komutanlığı Komutanı Rafi Milo, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve ABD elçisi Morgan Ortagus'a Lübnan sınırındaki durum hakkında bilgi verdi (İsrail medyası)
Kuzey Komutanlığı Komutanı Rafi Milo, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve ABD elçisi Morgan Ortagus'a Lübnan sınırındaki durum hakkında bilgi verdi (İsrail medyası)
TT

Ortagus Hizbullah'ın faaliyetleri hakkında bilgi aldı

Kuzey Komutanlığı Komutanı Rafi Milo, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve ABD elçisi Morgan Ortagus'a Lübnan sınırındaki durum hakkında bilgi verdi (İsrail medyası)
Kuzey Komutanlığı Komutanı Rafi Milo, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz ve ABD elçisi Morgan Ortagus'a Lübnan sınırındaki durum hakkında bilgi verdi (İsrail medyası)

ABD'nin Lübnan ve İsrail Özel Temsilcisi Morgan Ortagus, dün İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz eşliğinde Lübnan sınırında yaptığı turda, "Hizbullah'ın faaliyetlerini ve Lübnan'daki askeri altyapısını yeniden inşa etme girişimlerini" gözlemledi ve "İsrail ordusunun sınır bölgesindeki savunma ve saldırı çabaları" hakkında bilgi aldı.

Ortagus'un Tel Aviv ziyareti, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını denetleyecek komitenin gelecek çarşamba günü yapılması planlanan toplantısına katılmak üzere bugün Beyrut'a varışının arifesinde gerçekleşti.

Tel Aviv, bu hafta Beyrut'a gelecek uluslararası elçilerle yapılacak "Mekanizma" komitesi toplantısını ve görüşmeleri, Hizbullah üyelerine yönelik suikast ve saldırıların yoğunluğunu artırarak bekliyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre geçtiğimiz perşembe gününden bu yana, bu suikastlar en az yedi Hizbullah üyesi de dahil olmak üzere 11 kişinin ölümüne yol açtı. İsrail, son 11 ayda 365'ten fazla Hizbullah mensubunun öldürüldüğünü belgeledi.


Mısır, ‘Gazze dosyasında’ arabuluculuğu güçlendirecek ve İsrail ile gerilimi azaltacak

Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
TT

Mısır, ‘Gazze dosyasında’ arabuluculuğu güçlendirecek ve İsrail ile gerilimi azaltacak

Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)
Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Birkaç Mısır kurumu, ilgili arabulucularla iş birliği içinde, Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanması için çeşitli kanallarda çabalarını yoğunlaştırıyor. Bu durum, üst düzey bir Mısırlı yetkilinin İsrail'e yaptığı nadir ziyaret, önümüzdeki ay yapılacak uluslararası yeniden inşa konferansı hazırlıkları ve Mısır'ın yakında Gazze Şeridi'ndeki uluslararası güçlere liderlik etme veya bu güçlere katılma olasılığıyla açıkça ortaya çıktı.

Mısır, Şarm eş-Şeyh'te müzakerelere ev sahipliği yaptı ve bu müzakereler sonucunda 9 Ekim'de ABD Başkanı Donald Trump'ın planı üzerinde bir anlaşma sağlandı; söz konusu anlaşma, Washington ve bölge ülkelerinin onayıyla ertesi gün yürürlüğe girdi. Ardından şehir, dünya liderlerinin katılımıyla imza törenine ev sahipliği yaptı; Mısır, Katar, Türkiye ve ABD anlaşmanın şartlarını imzaladı.

Gazze yeniden inşa konferansı

Anlaşmanın imzalanmasının ardından Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, dünya liderlerini kasım ayında Mısır'ın çeşitli ülkeler ve dünya çapındaki kuruluşlarla birlikte düzenlediği Gazze'nin Yeniden İnşası Uluslararası Konferansı'na davet ettiğini duyurdu. Ardından Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati konferans hazırlıkları için temaslarda bulundu.

Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad'ın yaklaşık bir hafta önce İsrail'e yaptığı ziyaret, arabulucuların Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi istikrara kavuşturma çabalarının bir parçası olarak dikkat çekti. Bu ziyaret, iki yıl önce İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının ardından ilişkilerde gerginliğin artması ve ‘olası bir askeri çatışma’ korkusunun doruğa ulaşmasının ardından üst düzey bir yetkilinin yaptığı ilk ziyaret oldu.

sdf
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde bulunan Nuseyrat Mülteci Kampı’ndaki bir aşevinin önünde yemek almayı bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

Ziyareti sırasında Reşad, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldi. Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamaya göre ikili, ‘Mısır-İsrail ilişkileri, iki ülke arasındaki barışın güçlendirilmesi ve Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının pekiştirilmesi’ konularını görüştü.

Mısırlı askeri uzman Tümgeneral Semir Ferec, Mısır'ın Gazze Şeridi'ndeki arabuluculuk sürecinin başlangıcından bu yana önemli bir rol oynadığını ve oynamaya devam edeceğini düşünüyor. Mısır'ın anlaşmayı benimsemesi ve onu desteklemek için ciddi çabalar göstermesi de bunu kanıtlıyor.

Gazze'deki güvenliğin kontrolü

İngiliz The Guardian gazetesinin birkaç gün önce diplomatik kaynaklara dayandırarak aktardığına göre, şu anda Avrupa ve ABD’nin desteğiyle Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere bir öneri hazırlanıyor. Bu öneri, Gazze’de güvenliği sağlamak üzere planlanan uluslararası bir istikrar gücüne geniş yetkiler verilmesini öngörüyor ve bu güce Mısır’ın liderlik etmesinin güçlü bir ihtimal olduğu belirtiliyor.

Trump’ın 20 maddeden oluşan planı, Gazze’ye derhal konuşlandırılacak ‘geçici bir uluslararası istikrar gücü’ kurulmasını öngörüyor. Bu güç, bölgedeki Filistin polis güçlerine eğitim ve destek sağlamaktan sorumlu olacak. Mısır da bu süreçte aktif bir rol oynamaktan geri kalmadı. Mısır Genel İstihbarat Servisi’nin öncülüğünde yürütülen görüşmelerin ardından Kahire’de toplanan Filistinli grupların toplantısı, ‘ateşkesin izlenmesi amacıyla kurulması planlanan geçici BM güçlerine ilişkin bir BM kararının çıkarılmasının önemine’ ve ‘tüm Filistinli güçler ve fraksiyonların ulusal bir strateji üzerinde uzlaşması için acil bir toplantı düzenlenmesi gerektiğine’ vurgu yaparak sona erdi.

Kahire ya da Filistinli gruplar bu acil toplantının tarihini henüz belirlemezken, İsrailli bir Savunma Bakanlığı yetkilisi, bir Mısır ekibinin birkaç mühendislik aracı eşliğinde Gazze Şeridi’ne girdiğini açıkladı. Bu ekibin, Gazze’de kalan 13 rehinenin naaşlarının yerini tespit etmeye yardımcı olmak amacıyla bölgede bulunduğu belirtildi. Söz konusu girişimin, İsrail’in siyasi liderliğinin onayıyla yürütüldüğü ifade edildi. Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı da bu haberleri doğruladı.

Hamas, ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak şu ana kadar 15 rehinenin cesedini teslim etti, ancak 13 rehinenin naaşının daha iade edilmesi bekleniyor. Cesetlerin yerini tespit etmek için araç talep eden Hamas, ateşkes anlaşmasına ‘tam bağlılık’ gösterdiğini yineledi.

Ferec, Netanyahu'nun İsrail halkının dikkatini iç krizlerden uzaklaştırmak amacıyla Mısır ile gerginlik yaratanın İsrail olduğunu iddia etti ve Mısır'ın uluslararası güçlere katılımının Arap pozisyonu ve BM kararıyla bağlantılı olduğunu belirtti.

fr
Cibaliye'de İsrail hava saldırısı sonucu hasar gören bir binanın enkazı arasında hasarı inceleyen Filistinliler (AFP)

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve İsrail uzmanı Dr. Ahmed Fuad Enver, bu gelişmeleri, Mısır’ın ulusal güvenliğini gözeterek ve Filistin davasına dengeli bir şekilde destek vererek, İsrail’in çıkarabileceği herhangi bir engeli önlemeye yönelik dikkat çekici adımlarının bir parçası olarak değerlendiriyor.

Enver, Mısır’ın son adımının (Amerikan baskısı altında, İsrail’in onayıyla rehine cesetlerinin çıkarılmasına yardımcı olmak için harekete geçmesinin) Kahire’nin arabulucularla birlikte ateşkes anlaşmasının kalıcılığını sağlamaya çalıştığı anlamına geldiğini belirtti. Ayrıca, İsrail’in Kahire ile gerginliği azaltma eğiliminde olduğunu, özellikle Mısır İstihbarat Servisi Başkanı’nın gerçekleştirdiği önemli ziyaretten, Filistinli grupların Kahire’de ağırlanmasından ve yeniden inşa konferansının hazırlıklarından sonra bu yönelimin daha da belirginleştiğini ifade etti.

Mısır Dışişleri Bakanı Badr Abdulati ve Filistin Devlet Başkanı Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh dün bir telefon görüşmesi yaptılar ve bu görüşmede Filistin sahnesindeki son gelişmeleri ve Gazze Şeridi'nde yeniden inşa ve kalkınma konferansı için devam eden hazırlıkları ele aldılar.

Enver, Mısır'ın Kahire görüşmelerinde Filistin uzlaşma sürecini desteklemeye ve yeniden inşa sürecini ilerletmeye büyük önem verdiğini ve İsrail'in kaçamak tavırlarına rağmen Gazze'deki krizi sona erdirmeyi hedeflediğini düşünüyor.


Venezuela, CIA bağlantılı paralı askerlerin yakalandığını duyurdu

ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)
ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)
TT

Venezuela, CIA bağlantılı paralı askerlerin yakalandığını duyurdu

ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)
ABD Donanması destroyeri USS Gravely, Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için bir Deniz Piyadesi birliğiyle birlikte geldi (Reuters)

Venezuela, dün yaptığı açıklamada, ABD savaş gemisi USS Gravely'nin Trinidad ve Tobago'ya varışı ile Karayip takımadalarında planlanan askeri tatbikatı "provokasyon" olarak nitelendirdi ve CIA ile bağlantılı olduğu söylenen paralı askerlerin yakalandığını duyurdu.

Hükümet, "Venezuela, Trinidad ve Tobago'nun CIA ile koordinasyon halinde Karayipler'de savaş çıkarmak amacıyla gerçekleştirdiği askeri provokasyonu kınıyor" ifadesini kullanan bir açıklama yayınlayarak, "CIA için çalışan bir grup paralı askerin yakalandığını" açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuelalı mevkidaşı Nicolas Maduro'ya baskısını artırmasının ardından, perşembe günü USS Gravely savaş gemisinin bir Deniz Piyade birliği ile birlikte Trinidad ve Tobago ordusuyla eğitim için geleceği duyuruldu.