Şarku’l Avsat’a konuşan Caca: Hizbullah devletin ayağa kalkmasını engelliyor

Caca, silahların içeride kullanılan bir araç olduğunu söyledi

Başbakan Selam, Beyrut'taki Hükümet Sarayı'nda Caca'yı karşılarken (NNA)
Başbakan Selam, Beyrut'taki Hükümet Sarayı'nda Caca'yı karşılarken (NNA)
TT

Şarku’l Avsat’a konuşan Caca: Hizbullah devletin ayağa kalkmasını engelliyor

Başbakan Selam, Beyrut'taki Hükümet Sarayı'nda Caca'yı karşılarken (NNA)
Başbakan Selam, Beyrut'taki Hükümet Sarayı'nda Caca'yı karşılarken (NNA)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ı ‘devletin ayağa kalkmasını engellemekle’ suçladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Caca, “İşlerimiz doğru yönde ilerliyor, ancak gerekli hızda değil” ifadelerini kullandı. Hizbullah ve direniş ekseninin geri kalan üyelerini, devletin silahları sınırlandırma planına devam etmesi halinde iç savaş ve şiddet kullanmakla tehdit edecek kadar hükümet kararlarının uygulanmasına karşı çıkması nedeniyle eleştiren Caca, silahları toplama sürecinin geciktirilmesinin, devletin gerçek anlamda ayağa kalkmasını, ekonomik iyileşmeyi ve yeniden yapılanmayı geciktirdiğini söyledi. Caca’ya göre Hizbullah’ın mevcut haliyle varlığını sürdürmesi ne Lübnan'a ne de çevresine faydalı.

Hizbullah’ın silahlarını elinde tutma konusundaki ısrarının ‘iç ve İran denklemine ek bir faktör’ olduğunu ifade eden Caca, İran’ın Lübnan’da halen varlığını sürdürdüğünü ve bunun da bölgedeki en önemli faktör olduğunu belirtti.

Hizbullah’ın silahlarını bırakmasını İsrail'in güneyden çekilmesine bağlamasını değerlendiren Caca, bunun ‘başka bir dikkat dağıtma yöntemi’ olduğunu, çünkü hükümetin planı ve ülkenin yeniden inşasının İsrail'in yaptıklarıyla hiçbir ilgisi olmadığını söyledi. Mevcut durumun İsrail için en uygun durum olduğunu söyleyen Caca, “Çünkü bu durum İsrail’e Lübnan hava sahasında serbestçe hareket etme ve uygun gördüğü her şeyi hedef alma bahanesi veriyor” değerlendirmesinde bulundu.



Hizbullah'ın askeri gücü zayıflıyor... Çevresi bunun bedelini ödüyor

Hizbullah mensuplarının 6 Nisan 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri (AFP)
Hizbullah mensuplarının 6 Nisan 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri (AFP)
TT

Hizbullah'ın askeri gücü zayıflıyor... Çevresi bunun bedelini ödüyor

Hizbullah mensuplarının 6 Nisan 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri (AFP)
Hizbullah mensuplarının 6 Nisan 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki et-Taybe kasabasında düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah destekçileri (AFP)

Hizbullah, İsrail ile savaşın ardından ilk yılına askeri ve toplumsal yaralarla girdi. Uzmanlara göre, kendisini yenilmez bir güç olarak sunan Hizbullah, hâlâ gizli bir kapasiteye sahip, ancak saldırı ivmesinden yoksun. ‘Destekleyici çevrenin’ bedel ödediği, liderliğin darbeler aldığı ve İsrail'in her zaman Hizbullah’ın önünde yer alan istihbarat önlemleriyle ilerlediği bir dönem yaşanıyor.

2006'dan 2025'e

Temmuz 2006 savaşından bu yana Hizbullah, eskiden söylediği gibi, caydırıcılık denklemi dayatmasını sağlayan bir füze cephanesi oluşturmak için çalıştı. Suriye savaşı (2011) ile birlikte, Şam ve ağır füzelerin üretildiği Masyaf fabrikası üzerinden tedarik hatlarından yararlanarak etkisini genişletti. Ancak Suriye rejiminin devrilmesi ve güç dengesindeki değişim bu stratejik derinliği zayıflattı.

Yeni bir hedef bankası

8 Ekim 2023 ile ateşkesin ilan edildiği 27 Kasım 2024 tarihleri arasında süren destek savaşı sırasında İsrail oyunun kurallarını değiştirdi. Depoları ve füze rampalarını hedef aldıktan ve saha komutanlarına suikast düzenledikten sonra, köylerdeki Hizbullah üyelerinin evlerini bombalamaya başladı.

Güvenlik ve savunma uzmanı Riyad Kahveci, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, bu değişimin ‘yıkılan evler ve devam eden yerinden edilme nedeniyle çevrenin yıkım ve acı ile dolu hale gelmesi ve bunun da Hizbullah’ın iç ve askeri durumunu doğrudan etkilemesi sebebiyle sosyal maliyeti önemli ölçüde artırdığını’ söyledi.

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bölgelere düzenlediği hava saldırıları sonrasında dumanlar yükseliyor. Saldırının hedefinin Lübnan'ın güneyindeki Nebatiye kenti yakınlarında bulunan Hizbullah mevzilerinin olduğu iddia ediliyor. (DPA)İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki bölgelere düzenlediği hava saldırıları sonrasında dumanlar yükseliyor. Saldırının hedefinin Lübnan'ın güneyindeki Nebatiye kenti yakınlarında bulunan Hizbullah mevzilerinin olduğu iddia ediliyor. (DPA)

Emekli Tuğgeneral Said Kazh, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte “Hizbullah'ın 1985'ten bu yana oluşturduğu muazzam saldırı ve savunma kapasitesi ile gelişmiş silahlar, mühimmat, mayınlar, bubi tuzakları, füzeler ve insansız hava araçlarını (İHA) içeren askeri cephaneliği, İsrail ile ciddi çatışmaların ilk gününde bir anda yok oldu” dedi. Kazh, ‘İsrail ordusunun Bekaa, Güney Lübnan ve banliyölerdeki yaklaşık bin 800 hedefi vurduğunu, bunların hepsinin silah ve mühimmat depolama merkezleri olduğunu ve tamamen imha edildiğini’ belirtti.

Liderlik felç oldu, lojistik durma noktasına geldi

Hedefli suikastlar dizisi, Rıdvan Gücü'nün kalbine darbe vurdu ve niteliksel operasyonlar planlama kabiliyetini zayıflattı. Kahveci'ye göre, İsrail istihbaratının sızması Hizbullah’ı tamamen felç etti ve niteliksel operasyonlar yürütmesini engelledi. Bu da İsrail'in, Hizbullah’ın hareketlerini ve adımlarını doğru bir şekilde okumasını sağladı ve Hizbullah’ı daha önce hiç görmediği bir stratejik yetersizlik durumuna soktu.

Mayıs 2023'te Lübnan'ın güneyinde gerçekleştirilen askeri tatbikat sırasında Hizbullah savaşçıları (Arşiv – AP)Mayıs 2023'te Lübnan'ın güneyinde gerçekleştirilen askeri tatbikat sırasında Hizbullah savaşçıları (Arşiv – AP)

Kazh, “Çağrı cihazı operasyonu, Celile'ye ilerleyip Şeba Çiftlikleri ve Kfar Şuba'yı işgal etmek için hazırlanan ve eğitilen Rıdvan Gücü'nü tuzağa düşürdü. Söz konusu operasyon çok sayıda ölü, yaralı ve sakatla sonuçlandı. Operasyondan sonra Rıdvan Gücü savaş denkleminden çıkarıldı” ifadelerini kullandı.

Füzeler ve ‘İHA ekonomisi’

Önleyici saldırılarla ağır füze saldırıları düzenleme kabiliyeti azalan Hizbullah, düşük maliyetli saldırı ve keşif İHA’larına başvurdu. Ancak Kahveci, ‘Hizbullah’ın cephaneliğinde kalanların, az sayıda İHA ve doğuda depolanan birkaç uzun menzilli füzeye ilave olarak, yerel olarak üretilen kısa menzilli füzelerin yüzde 30'unu geçmediğini’ tahmin ediyor. Kahveci, bu değişimin ‘sürdürülebilir ateş gücü oluşturmak için gerçek bir alternatif oluşturmadığını, aksine Hizbullah’ın yeteneklerini yerel düzeyde hasarla sınırladığını’ düşünüyor.

Mayıs 2023'te Lübnan'ın güneyinde düzenlenen askeri tatbikat sırasında roketatarların önünde duran Hizbullah mensupları (AP)Mayıs 2023'te Lübnan'ın güneyinde düzenlenen askeri tatbikat sırasında roketatarların önünde duran Hizbullah mensupları (AP)

Kazh, “İsrail, Hizbullah’ın merkezlerini hedef almaya devam etti, sınır köylerine girip yok etti, mağaraları ve tünelleri aradı ve havaya uçurdu, Lübnan'ın çeşitli bölgelerindeki mühimmat depolarını imha etti. Suriye'de bulunan füze ve İHA fabrikaları bile İsrail özel kuvvetlerinin baskınıyla yok edildi” şeklinde konuştu.

Tedarik hatlarının kaybı

Kahveci, “Suriye rejiminin devrilmesi, Hizbullah’ın konumunu geri kazanmasını engelledi. Çünkü Suriye silah üretiminin merkezi ve Lübnan'a geçiş rotasıydı. Masyaf fabrikası tüm ağır roketlerin ana kaynağıydı ve fabrikanın kapanmasıyla Hizbullah, askeri dengesinin temel direğini kaybetti. Hizbullah’ın elinde birkaç tünelin yanı sıra, sınırlı miktarda Katyuşa ve Grad roketi üretim tesisinden başka bir şeyi kalmadı” dedi. Kahveci, ‘gelecekteki herhangi bir savaşın son savaş olabileceğini’ vurguladı.

Kazh, “Hizbullah’a sadık Suriye rejiminin devrilmesi ve ona düşman bir otoritenin yükselişi, İran'ın silah, lojistik ve mali desteğini keserek Hizbullah’ı ana silah kaynağından mahrum bıraktı. Hizbullah özellikle Genel Sekreter Naim Kasım'ın yaklaşık 6 bin kişinin öldüğünü ve 13 bin kişinin yaralandığını ve sakatlandığını, yani yaklaşık 20 bin kişinin askeri çatışmanın dışında kaldığını bizzat kabul etmesinin ardından, İsrail'e karşı mücadele denkleminden çıkarıldı” dedi.

Değişen iç manzara

Kahveci sözlerini şöyle noktaladı: “İsrail istihbaratı derinlemesine nüfuz ettiği sürece, her zaman Hizbullah’tan bir adım önde olacak. Bu durum, başlı başına Hizbullah’ı tüketen ve kırılganlığını doğrulayan bir etken. Halkın durumu çok değişti. Hizbullah’ın destek tabanında sürekli bir acı var. Birçok aile halen şehirlerinin dışında, birçok ev yıkılmış durumda. Hizbullah ile ittifak halinde olan güçler Hizbullah’tan uzaklaştı. Bu değişim, Hizbullah’ın iç ve askeri durumuna doğrudan yansıyor.”

Kahveci’nin ifadeleri, Hizbullah'ın ikmal hattını kaybetmesi, tüm depolarını ve altyapısını etkileyen yıkıcı saldırılara maruz kalması, hatta askeri merkezlerin yıkıldığı Litani Nehri'nin kuzeyinde bile, İsrail ordusuyla çatışacak savaş kabiliyetini kaybettiğini düşünen Kazh'ın söyledikleriyle örtüşüyor.

Kazh, “Siyasi olarak Hizbullah’ın müttefiklerinin çoğu onu terk etti. Şimdi, uluslararası kararların uygulanmasından önce bile, Hizbullah’ın silahlarını devlete teslim etmesini ve anayasayı ve Taif Anlaşması’nı uygulamak için hükümetin planını izlemesini istiyorlar” diyerek sözlerini bitirdi.


Şara, bugün Genel Kurul'a yapacağı konuşma öncesinde yatırımcılar, politikacılar ve Kongre üyeleriyle bir araya geldi

Şara, Amerikan Ticaret Odası tarafından düzenlenen toplantıda bir grup yatırımcı ve büyük uluslararası şirketlerin temsilcileriyle bir araya geldi. (SANA)
Şara, Amerikan Ticaret Odası tarafından düzenlenen toplantıda bir grup yatırımcı ve büyük uluslararası şirketlerin temsilcileriyle bir araya geldi. (SANA)
TT

Şara, bugün Genel Kurul'a yapacağı konuşma öncesinde yatırımcılar, politikacılar ve Kongre üyeleriyle bir araya geldi

Şara, Amerikan Ticaret Odası tarafından düzenlenen toplantıda bir grup yatırımcı ve büyük uluslararası şirketlerin temsilcileriyle bir araya geldi. (SANA)
Şara, Amerikan Ticaret Odası tarafından düzenlenen toplantıda bir grup yatırımcı ve büyük uluslararası şirketlerin temsilcileriyle bir araya geldi. (SANA)

Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara'nın bugün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumunda konuşma yapması beklenirken, son iki gündür New York'taki toplantılar sırasında programı yoğundu.

Ortadoğu Enstitüsü, dün Suriye Devlet Başkanı'nı özel bir konuşma ve yan etkinlik için ağırladı. Enstitüdeki Suriye portföyü direktörü akademik araştırmacı Charles Lister, Twitter hesabından şunları söyledi: "1967'den beri BM Genel Kurulu'na katılan ilk Suriye Devlet Başkanı olarak, bu, geçiş döneminin dokuzuncu ayındaki mevcut durumu görüşmek için tarihi ve değerli bir fırsat."

Eş-Şara ve beraberindeki heyetin programında, siyasetçiler, Kongre üyeleri ve uluslararası kamuoyunun önde gelen isimleriyle görüşmeler yer alıyor. Bu, Suriyeli yetkililerin BM forumuna nadir katılımının bir örneği.

frgt
Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara, New York'ta Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel ile bir araya geldi (SANA)

Cumhurbaşkanlığı'nın resmi hesaplarına göre, eş-Şara dün Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Esad eş-Şeybani'nin de eşliğinde Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ile bir araya geldi. Ayrıca, dün X hesabından yaptığı paylaşımda, "Suriye Devlet Başkanı'na Pakistan'ın Suriye halkıyla dayanışmasını teyit ettiğini ve ticaret, insan sermayesi ve kalkınma da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yoluyla Pakistan ve Suriye arasındaki tarihi dostluğu güçlendirme kararlılığını paylaştığımızı" belirten Pakistan Dışişleri Bakanı Muhammed İshak ile de bir araya geldi.

Eş-Şara pazartesi akşamı, Amerikan Ticaret Odası tarafından düzenlenen bir grup iş adamı, yatırımcı ve büyük Amerikan ve uluslararası şirketlerin temsilcileriyle yuvarlak masa toplantısına katıldı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre toplantıda, Suriye'deki mevcut yatırım fırsatları ve çeşitli sektörlerde sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunan umut verici ekonomik potansiyeli ele alındı.

u
Pazartesi günü New York'taki BM genel merkezindeki BM logosu (AFP)

Suriye Devlet Başkanı eş-Şara, pazartesi günü Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani'nin de katılımıyla ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya geldi ve Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde düzenlenen iki devletli çözüm konferansına katıldı. Suriye Devlet Başkanı pazartesi günü, İsrail ile gerginliği azaltacak bir güvenlik anlaşması umudunu dile getirdi, ancak ülkesinin Yahudi devletiyle İbrahim Anlaşmaları'na yakın zamanda katılmasını reddetti.

Suriyeli yetkililer, Esed'in devrilmesinden bu yana devam eden kaos ortamında Suriye topraklarına defalarca saldırı düzenleyen İsrail ile yıl sonuna kadar askeri ve güvenlik anlaşmaları imzalamayı hedefledi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü yaptığı açıklamada, Rubio'nun eş-Şara ile görüşmesinde Suriye ve İsrail arasındaki durumu ele aldığını ve Suriye'de "istikrarlı ve egemen bir devlet inşa etme" fırsatını değerlendirmenin gerekliliğini vurguladığını belirtti.

yı8o9
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara, ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi üyeleriyle bir araya geldi. (SANA)

Bu bağlamda, Kongre'nin önde gelen iki üyesi Temsilci Gregory Meeks ve Senatör Jeanne Shaheen, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun üst düzey toplantılarının yapıldığı oturum aralarında Suriye Devlet Başkanı ile bir araya geldi. Kıdemli Üye Meeks, eş-Şara'yı New York'ta ağırladı ve Suriye'de barış ve refahı tesis etme çabalarına verdiği desteği dile getirdi.

Ayrıca, yıllarca süren baskı ve iç savaşın ardından Suriye'de yeni bir gelecek arayan Suriye halkına olan umut ve desteğini dile getirdi. Kıdemli üye, yeni Suriye'de dini ve etnik azınlıkların korunmasının ve tam temsilinin sağlanması gerektiğini vurguladı.

Eş-Şara, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 80. oturumuna katılmak üzere 21 Eylül Pazar günü Amerika Birleşik Devletleri'ne geldi.


Trump Gazze’deki İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını isterken Filistin devletini tanıma kararlarını eleştirdi

ABD Başkanı Donald Trump dün BM Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump dün BM Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı (Reuters)
TT

Trump Gazze’deki İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını isterken Filistin devletini tanıma kararlarını eleştirdi

ABD Başkanı Donald Trump dün BM Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump dün BM Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, dün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Hamas Hareketi tarafından Gazze Şeridi’nde alıkonulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını ve Gazze'deki savaşın ‘hemen’ sona erdirilmesini istedi. Filistin devletinin tanınmasına yönelik tarihi kararları ise reddeden Trump, ayrıca İran'ın nükleer silah üretmesine izin vermeyeceklerini bir kez daha yineledi.

Trump, BM’yi ve evrensel değerleri savunmasını sert bir şekilde eleştirdi. Göçün ‘Avrupa'nın ölümüne’ yol açacağı konusunda uyaran ABD Başkanı, iklim değişikliğinin ‘bir aldatmaca’ olduğunu söyledi.

Trump, 80. BM Genel Kurulu toplantılarının ilk gününe katılmak üzere New York'a gelen onlarca devlet ve hükümet başkanı ile yüzlerce üst düzey yetkilinin başında yer aldı.

BM kürsüsüne sırasıyla BM Genel Sekreteri António Guterres, BM Genel Kurulu Başkanı Annalena Baerbock, Brezilya Cumhurbaşkanı Luiz Inácio Lula da Silva, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ürdün Kralı 2. Abdullah, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Jae-myung ve Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa çıktı. Liderler, Gazze'deki savaşın sona ermesi çağrısında bulundu.