Frankenstein'ın yıldızı, Guillermo del Toro'ya övgüler yağdırdı

Dr. Victor Frankenstein rolündeki Amerikalı aktör Oscar Isaac, Bir Evlilikten Manzaralar'da (Scenes from a Marriage) sergilediği çarpıcı performansla Emmy adaylığı elde etmişti (Netflix)
Dr. Victor Frankenstein rolündeki Amerikalı aktör Oscar Isaac, Bir Evlilikten Manzaralar'da (Scenes from a Marriage) sergilediği çarpıcı performansla Emmy adaylığı elde etmişti (Netflix)
TT

Frankenstein'ın yıldızı, Guillermo del Toro'ya övgüler yağdırdı

Dr. Victor Frankenstein rolündeki Amerikalı aktör Oscar Isaac, Bir Evlilikten Manzaralar'da (Scenes from a Marriage) sergilediği çarpıcı performansla Emmy adaylığı elde etmişti (Netflix)
Dr. Victor Frankenstein rolündeki Amerikalı aktör Oscar Isaac, Bir Evlilikten Manzaralar'da (Scenes from a Marriage) sergilediği çarpıcı performansla Emmy adaylığı elde etmişti (Netflix)

Guillermo del Toro'nun Netflix için çektiği yeni Frankenstein uyarlamasında Victor Frankenstein'a hayat veren Oscar Isaac, set deneyimini "hayatımın en eğlenceli zamanı" diye tanımladı.

Meksikalı sinemacının 2022 yapımı Guillermo del Toro sunar: Pinokyo'nun (Guillermo del Toro's Pinocchio) ardından çektiği Frankenstein, Mary Shelley'nin 1818 tarihli klasik romanına sadık kalıyor.  

Isaac'e Jacob Elordi, Christoph Waltz ve Mia Goth eşlik ediyor. Film, prömiyerini ağustosta Venedik Film Festivali'nde yapmış ve eleştirmenlerden olumlu yorumlar almıştı.

Isaac, SFX dergisine verdiği röportajda setteki atmosferin kendisi için neden bu kadar özel olduğunu anlattı. "Hayatımda hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum" diyen oyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yağmur altında koşuşturmak, merdivenlerden inip çıkmak, İsa’yı andıran bir çarmıha gerilme sahnesi... Köşede Guillermo bağırıyor! Bunun gerçekten yaşandığını kavramak zordu. Çok karanlık bir konu üzerinde çalışıyorduk ama inanılmaz bir neşeyle yaklaştık. Sanki 14 yaşındaki çocuklara krallığın anahtarları verilmiş gibiydi, enerjisi tam olarak öyleydi.

Isaac ayrıca, del Toro'nun karaktere yaklaşımının alışılmış "deli bilim insanı" klişesinden çok daha derin olduğunu vurguladı:

Guillermo için mesele daha çok karakterin ona ne ifade ettiğiyle ilgiliydi. Bu açıdan bir sanatçı yaklaşımı vardı. Nesiller boyu aktarılan travma ve istismarı, Frankenstein'ın yaratımına nasıl yansıttığını ve bunun sonunda nasıl bir yüzleşmeye dönüştüğünü araştırdık.

"Kusursuz bir harman"

Frankenstein, 17 Ekim'de sınırlı sayıda salonda vizyona girecek, ardından 7 Kasım'da Netflix'te yayımlanacak. Eleştirmenler özellikle set tasarımını, kaynağa sadık uyarlamayı ve Jacob Elordi'nin canavar rolündeki performansını öne çıkarıyor.

ScreenRant yazarı Jack Walters, filme 10 üzerinden 7 puan vererek görsel sunumu ve senaryoyu övdü:

Prodüksiyon kalitesi ve görsel yaratıcılık olağanüstü. Senaryo ise Viktorya dönemi esinli edebi bir üslupla günümüz izleyicisine hitap eden doğallığı kusursuz biçimde harmanlıyor.

Independent Türkçe, SFX, ScreenRant



Korku ustası Stephen King, bu kez bir western'e hayran kaldı

Avustralyalı aktör Guy Pearce, Brady Corbet'in yönettiği The Brutalist'teki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday göstrilmişti (Shout! Studios)
Avustralyalı aktör Guy Pearce, Brady Corbet'in yönettiği The Brutalist'teki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday göstrilmişti (Shout! Studios)
TT

Korku ustası Stephen King, bu kez bir western'e hayran kaldı

Avustralyalı aktör Guy Pearce, Brady Corbet'in yönettiği The Brutalist'teki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday göstrilmişti (Shout! Studios)
Avustralyalı aktör Guy Pearce, Brady Corbet'in yönettiği The Brutalist'teki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday göstrilmişti (Shout! Studios)

Ünlü yazar Stephen King, sosyal medyada sık sık film, dizi ve kitap önerileri paylaşıyor.

X'te yaklaşık 7 milyon takipçisi olan King, bu kez korku ve western türlerini harmanlayan bir film için övgü dolu sözler sarf etti.

O (It), Göz (Carrie) ve Medyum (The Shining) gibi meşhur romanların 78 yaşındaki yazarı, sosyal medya paylaşımında Killing Faith'in açılış sahnesini öne çıkardı.

Filmde Akıl Defteri (Memento), Los Angeles Sırları (L.A. Confidential) ve Ölümcül Tuzak'tan (The Hurt Locker) tanıdığımız Guy Pearce, Jurassic World: Hakimiyet (Jurassic World Dominion) oyuncusu DeWanda Wise ve Kurtuluş Günü (Independence Day) yıldızı Bill Pullman rol alıyor. 

Son olarak Oscar ödüllü The Brutalist'te izlediğimiz 58 yaşındaki Pearce, inanç, korku ve "lanetli" olduğuna inanılan bir çocuğu korumak için göze alınan fedakarlıkları konu alan bu karanlık hikayede Wise ve Pullman'la bir araya geliyor.

Film, 1849'da salgın hastalıkla harap olmuş Arizona çöllerinde geçiyor. Hastalıkların, şiddetin ve uğursuz söylentilerin sardığı bu topraklarda karakterler, kurtuluşun peşinde tehlikeli bir yolculuğa çıkıyor.

Stephen King, Ned Crowley'nin yazıp yönettiği filmi şu sözlerle övdü:

Killing Faith: Kısmen doğaüstü bir Western; Cormac McCarthy'nin izlerini taşıyor. Bir çocuk ve bir atın yer aldığı açılış sahnesi gerçekten şok edici.

King, yakın zamanda Mike Flanagan'ın Netflix dizisi Usher Evi'nin Çöküşü'nü (The Fall of the House of Usher) de övmüştü:

Kalça ameliyatım nedeniyle yayına girdiğinde izleyememiştim ama bu gecikmiş bir tatmin oldu. Korkutucu, sürükleyici, zekice yazılmış ve olay örgüsünü kusursuz şekilde ilerleten bir yapım. Mike Flanagan için korku sinemasının Quentin Tarantino'su denebilir.

Independent Türkçe, GamesRadar, ScreenRant, Bloody Disgusting


Patron karaoke anısını anlattı: Gerçek bir hayal kırıklığıydı

Bruce Springsteen barda karaoke yaptığında kalabalığın "çıldırmasını" beklediğini söyledi (AP)
Bruce Springsteen barda karaoke yaptığında kalabalığın "çıldırmasını" beklediğini söyledi (AP)
TT

Patron karaoke anısını anlattı: Gerçek bir hayal kırıklığıydı

Bruce Springsteen barda karaoke yaptığında kalabalığın "çıldırmasını" beklediğini söyledi (AP)
Bruce Springsteen barda karaoke yaptığında kalabalığın "çıldırmasını" beklediğini söyledi (AP)

Patron (The Boss) lakaplı müzisyen, karaokeye düşkün değilmiş.

76 yaşındaki şarkıcıya, karaoke yapıp yapmadığı, yani önceden kaydedilmiş enstrümantal müziklerle birlikte şarkı söyleyip söylemediği Jimmy Kimmel Live'ın cuma yayımlanan bölümünde soruldu. Londra'daki bir bardayken hayatının ilk ve tek karaoke deneyimini yaşadığını açıkladı.

Bruce Springsteen, "Karaoke yapıyorlardı ve ben de 'Kalkıp kahrolası bir karaoke yapacağım' dedim, anlarsın ya" dedi:

Ve [The] Temptations'dan Ain't Too Proud To Beg'i söylemeye karar verdim. Yani oraya çıkacağımı ve okuyacağım birkaç notayla birlikte mekanın çıldıracağını varsaydım.

Ancak şarkı söylemek için barın sahnesine çıktığında beklediği tepkiyi alamamış.

Dancing in the Dark'la bilinen şarkıcı, "Şarkı söylemeye başladım ve beni sahneye çıkıp karaoke yapmaya çalışan bir başka dallama gibi gördüler" dedi:

Yani gerçek bir hayal kırıklığıydı. Bir daha hiç yapmadım.

Bruce Springsteen cuma günü gece şovuna çıkarken yanında yeni Springsteen: Hiçlikten Kurtar Beni (Springsteen: Deliver Me From Nowhere) filminde şarkıcıyı canlandıran Jeremy Allen White vardı. Film, Springsteen'in 1982 tarihli Nebraska albümünün yaratım sürecini konu alıyor.

Springsteen filmin olay örgüsünü geçen ay övmüştü zira Hiçlikten Kurtar Beni aslında sıradan bir biyografi filmi değil.

Şarkıcı bir soru-cevap oturumunda, "Sanırım ne yapmaya çalışacağımıza dair çok net bir fikrimiz vardı ve daha iyi bir kelime bulamasak da, bu bir anti-biyografi filmi olacaktı" demişti:

Hayatımın sadece birkaç yılını ele alıyor.

Springsteen, filmin 30'lu yaşlarının başındayken "bazı zor yerlerden" geçtiği bir zamanı işlediğini söylemişti.

Filmin yönetmeni Scott Cooper da Springsteen'in kariyerini bir bütün olarak ele almaktansa albümü etkili kılan belli anları taklit etmeye odaklandığını belirtmişti.

"Çözülmemiş travma ve akıl hastalığına göğüs geren, yatak odasında 4 kanallı bir kayıt cihazıyla tek başına oturan, yolumuzu kaybedip gerçekten kimsenin anlayamayacağı türde sorunlarla karşı karşıya kalınca hepimizin sıkça sorduğu soruları soran bir adamla ilgileniyordum" demişti:

O noktada bunun yapmam gereken bir film olduğunu biliyordum.

Variety'nin haberine göre Springsteen, filmde müzisyeni Stephen Graham'ın oynadığı babasıyla birlikte gösteren sahnelerden dolayı Cooper'ı övdü.

Springsteen: Hiçlikten Kurtar Beni, 24 Ekim'de vizyona girecek.

Independent Türkçe


Netflix'in yeni dizisi izleyicileri sarstı: Tüm gece kabus gördüm

Sons of Anarchy yıldızı Charlie Hunnam'ın seri katil Ed Gein rolündeki performansı, yılın en iyileri arasında gösteriliyor (Netflix)
Sons of Anarchy yıldızı Charlie Hunnam'ın seri katil Ed Gein rolündeki performansı, yılın en iyileri arasında gösteriliyor (Netflix)
TT

Netflix'in yeni dizisi izleyicileri sarstı: Tüm gece kabus gördüm

Sons of Anarchy yıldızı Charlie Hunnam'ın seri katil Ed Gein rolündeki performansı, yılın en iyileri arasında gösteriliyor (Netflix)
Sons of Anarchy yıldızı Charlie Hunnam'ın seri katil Ed Gein rolündeki performansı, yılın en iyileri arasında gösteriliyor (Netflix)

Ryan Murphy'nin Canavar (Monster) serisinin son halkası, izleyicileri mide bulandıracak kadar rahatsız etse de seyirciler, gözlerini ekrandan ayıramadı. Bu etki diziyi hızla izlenme listelerinin zirvesine taşıdı.

Netflix dizisinin yeni bölümleri, ABD'nin en kötü şöhretli katillerinden birinin hayatı ve suçlarını ele alıyor. 

Başrolünde Charlie Hunnam'ın yer aldığı Canavar: Ed Gein'in Hikayesi (Monster: The Ed Gein Story), 3 Ekim'de tüm dünyada izleyiciyle buluştu.

Canavar'ın üçüncü sezonu yayına girer girmez, sosyal medyada izleyiciler hem duydukları dehşeti hem de hayranlıklarını paylaştı. Bazı sahneler "delice" ve "iğrenç" diye nitelendirilirken, 45 yaşındaki Hunnam'ın seri katil rolündeki performansı övgü yağmuruna tutuldu.

Netflix, Murphy ve Ian Brennan imzalı suç antolojisinin konusunu şöyle özetliyor:

Hollywood'un ekrandaki ikonik katillerinin çoğuna esin kaynağı olan meşhur seri katil ve mezar soyguncusu Ed Gein'in şoke edici gerçek hayat hikayesi.

"Plainfield Kasabı" ya da "Plainfield Gulyabanisi" diye bilinen Gein, 1950'lerde iki kadını öldürdüğünü itiraf etmiş, ayrıca mezarlardan çıkardığı cesetlerin parçalarından korkunç "hatıra nesneleri" yaptığı belirlenmişti. Kardeşi Henry'nin ölümü de dahil olmak üzere başka vakalarda da şüpheli görülse de polis bunları kanıtlayamamıştı.

"Kesinlikle Emmy'yi hak ediyor"

Sosyal medya platformu X'te bir kullanıcı şunları yazdı:

Yeni Ed Gein dizisini yatmadan önce izlemek çok kötü bir karardı. Bütün gece kabus gördüm.

Bir diğeri ise Hunnam'ı övdü:

Charlie Hunnam, Ed Gein rolünde usta işi bir performans sergiliyor. Çılgınlığın ardındaki kırılganlığı yansıtıyor. Masumiyetle deliliği rahatsız edici bir zarafetle birleştiriyor. Cesur, dönüştürücü bir iş; kesinlikle Emmy'yi hak ediyor.

Başka bir kullanıcı ise şöyle yazdı:

Canavar: Ed Gein'in Hikayesi'nin ilk iki bölümünü bitirdim. Ne izlediğim hakkında hiçbir fikrim yok. Aşırı rahatsız edici ama Charlie Hunnam harika bir iş çıkarıyor.

Dizi, yayına girer girmez tartışmaları da beraberinde getirdi. Bazı Reddit kullanıcıları, dizinin kurbanlara "saygısızlık ettiğini" savundu.

"Gazetecilik ya da gerçekçilik aramıyordum"

Öte yandan, Murphy'yi savunan izleyiciler de vardı:

Onun dizilerini bu yüzden izliyorum. Gazetecilik ya da gerçekçilik aramıyordum. Seri katillerin ve insan doğasının yorumu çok hoşuma gitti.

Charlie Hunnam, rol için kendi araştırmasını yaptığını söylemişti. Oyuncu, Gein'in yakalandığı gece kaydedilmiş ama yasal olarak delil kabul edilmeyen bir ses kaydına ulaşmış.

Dizinin yönetmeni Max Winkler, Variety'ye şunları söyledi:

En iyi araştırmacılarımız bile o kayda ulaşamadı. Ama Charlie ulaştı çünkü o Charlie; delice şeyler yapıyor.

Independent Türkçe, Metro, Variety