İsrail ordusu: İç savunma politikasında şimdiye kadar herhangi bir değişiklik olmadı

Ordu Sözcüsü Daniel Hagari (AFP)
Ordu Sözcüsü Daniel Hagari (AFP)
TT

İsrail ordusu: İç savunma politikasında şimdiye kadar herhangi bir değişiklik olmadı

Ordu Sözcüsü Daniel Hagari (AFP)
Ordu Sözcüsü Daniel Hagari (AFP)

İsrail ordusu tarafından dün yapılan açıklamada, İran ve müttefiklerinin İsrail'e atfettiği iki suikasta karşı misillemede bulunma sözü vermesi üzerine, iç savunma politikasında ‘şimdiye kadar’ herhangi bir değişiklik olmadığı belirtildi.

AFP'nin haberine göre İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, ülkenin alarm durumunda olduğuna dair basında yer alan çeşitli haber ve söylentilere yanıt olarak gazetecilere şunları söyledi: “An itibariyle İç Cephe Komutanlığı'nın savunma politikasının değişmediğini vurgulamak isterim.”

İsrail ordusunun doğal afetler de dahil olmak üzere acil durumlarda ve savaş zamanlarında sivillerin korunmasıyla ilgilenen kanadı İç Cephe Komutanlığı’dır.

Hagari ve aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu'nun da bulunduğu diğer üst düzey askeri ve hükümet yetkilileri, defalarca kez açıklamalarında ülkenin her türlü saldırıya hazırlıklı olduğunu söylediler.

Ancak ‘tam bir koruma olmadığını’ belirten Hagari, “Bu yüzden her vatandaşın nerede olursa olsun talimatları bilmesi ve uyanık olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Hagari ayrıca İç Cephe Komutanlığı'nın dün acil bir durumda vatandaşları uyarmak için yeni bir sistem başlattığını duyurdu.

Tehdit altındaki bölgede bulunan vatandaşların cep telefonlarına uyarı mesajı gönderileceğini belirten Hagari, bunun bir uygulama kullanmaya gerek kalmadan ve vatandaş tarafından herhangi bir işlem yapılmadan gerçekleştirileceğine dikkat çekti.

İran, Hamas ve Hizbullah'ın Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'ye geçtiğimiz çarşamba günü Tahran'da düzenlenen ve İsrail’e atfedilen suikasta karşı misillemede bulunmakla tehdit etmelerinin ardından Ortadoğu'da tansiyon yükseldi. Bu gelişme öncesinde İsrail, Beyrut'un güney banliyösünde Hizbullah’ın önde gelen komutanlarından Fuad Şükür'ü hedef almıştı.



Lübnan ve İsrail ateşkese çok yakın

 Beyrut'un güney banliyösünde İsrail saldırısının dün yol açtığı yıkımdan (Reuters)
 Beyrut'un güney banliyösünde İsrail saldırısının dün yol açtığı yıkımdan (Reuters)
TT

Lübnan ve İsrail ateşkese çok yakın

 Beyrut'un güney banliyösünde İsrail saldırısının dün yol açtığı yıkımdan (Reuters)
 Beyrut'un güney banliyösünde İsrail saldırısının dün yol açtığı yıkımdan (Reuters)

ABD ve Fransa'nın çabalarıyla Lübnan ve İsrail ateşkese çok yakın. ABD ve Fransa'da dün, müzakerelerin doğru yönde ilerlediği ve iki ülkenin İsrail ve Hizbullah arasında ateşkes ilan eden ortak bir açıklama yayınlamak üzere olduğu duyuruldu.

Açıklamalar ve duyurunun tarihiyle ilgili kaynak bilgileri çelişkili olsa da Şarku’l Avsat’ın Washington'daki iyi bilgilendirilmiş kaynaklardan öğrendiğine göre ABD ve Fransa tarafları Lübnan ve İsrail arasında 60 günlük bir ateşkes ilan etmeye hazırlanıyor. Bu ateşkes, İsrail güçlerinin Lübnan topraklarına yönelik sınırlı kara işgalinin başlamasından sonra işgal ettikleri bölgelerden çekilmesi karşılığında, Hizbullah üyelerinin ve silahlarının Mavi Hat ile Litani Nehri arasındaki bölgeden “doğrulanabilir bir şekilde” derhal tahliye edilmeye başlanmasını içeriyor. Muhtemel deklarasyon 1701 sayılı karara dayanacak ve bir “izleme mekanizması” kurulmasını içerecektir.

Tel Aviv'de İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Bakanlar Kurulu'nu kararı görüşmek üzere bugün toplantıya çağırdığı açıklanırken, aşırı sağın karara karşı çıktığı haberleri geldi.

Beyrut'ta ise Meclis Başkanı Nebih Berri'nin kendisine olumlu bir atmosfer olduğu ve ABD-Fransa açıklamasının 36 saat içinde beklendiği bilgisini verdiği, Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği'nin tüm bakanların katılacağı bir oturum için hazırlıklara başladığı ve ardından Başbakan Necip Mikati'nin kararın oybirliğiyle onaylandığını açıklayacağı aktarıldı.

Washington'dan gelen haberlerle eş zamanlı olarak İsrail saldırıları en üst seviyeye çıktı, Beyrut'un banliyölerinde ve Bekaa Vadisi'nde (doğuda) katliamlar yaşandı, güneyde ise Hizbullah ile çatışmalar devam etti.