Beşiktaş derbisini 1-0 kazanan Galatasaray, yenilmezlik serisini 16 maça çıkardı

Fotoğraf: İsa Terli/AA
Fotoğraf: İsa Terli/AA
TT

Beşiktaş derbisini 1-0 kazanan Galatasaray, yenilmezlik serisini 16 maça çıkardı

Fotoğraf: İsa Terli/AA
Fotoğraf: İsa Terli/AA

Trendyol Süper Lig'in 28. haftasındaki derbide Beşiktaş'ı 1-0 yenen Galatasaray, bu kulvardaki yenilmezlik serisini 16 maça çıkardı.Beşiktaş, Trendyol Süper Lig'in 28. haftasında Galatasaray ile Tüpraş Stadı’nda karşılaştı.

İlk yarı
2. dakikada Galatasaray 1-0 öne geçti. Kerem Demirbay'ın soldan kullandığı korner atışında, ceza sahası içinde oluşan karambolde Al-Musrati ters bir kafa vuruşuyla topu ağlara gönderdi.

19. dakikada Beşiktaş gole yaklaştı. Rashica'nın sol taraftan kullandığı kornerde, doğrudan kaleye yönelen top üst direğe çarparak auta gitti.

25. dakikada Kerem Aktürkoğlu'nun ceza sahası dışında sol çaprazından kullandığı frikikte, top yan ağlarda kaldı.

40. dakikada kendi yarı alanından aldığı topla Beşiktaş ceza sahasına kadar sokulan Kaan Ayhan, pasını Kerem Demirbay'a aktardı. Penaltı noktasına hareketlenen Kerem'in kayarak vuruşunda, zamanında kalesini terk eden Mert Günok'a çarpan meşin yuvarlak kornere gitti.

İkinci yarı
47. dakikada Muçi'nin ceza yayından çektiği şutta top üstten auta gitti.

51. dakikada Barış Alper Yılmaz'ın pasıyla ceza sahasının sağ çaprazında topla buluşan Mertens, bekletmeden vuruşunu yaptı. Kaleci Mert Günok, meşin yuvarlağa sahip oldu.

60. dakikada kullanılan serbest vuruşta topla buluşan Al-Musrati, sağ çaprazından şutunu çekti. Kaleci Muslera'nın çeldiği topu, altıpas çizgisi önünde Colley kafayla tamamlamaya çalıştı. Ancak meşin yuvarlak üstten auta çıktı.

61. dakikada Muçi'nin pasıyla sağ çaprazdan ceza sahasına giren Ghezzal'ın karşı karşıya pozisyonda çektiği şutta, kaleci Muslera topu kornere çelerek gole izin vermedi.

88. dakikada sağ kanatta topla buluşan Barış Alper Yılmaz'a sert müdahalede bulunan Colley, sarı kart gördü. VAR'dan yapılan uyarıyla pozisyonu saha kenarında izleyen hakem Halil Umut Meler, kartın rengini kırmızı olarak değiştirdi ve Colley'i oyundan ihraç etti.

Galatasaray, karşılaşmadan 1-0 galip ayrıldı.

Muslera kalesinde devleşti
Galatasaray'ın Uruguaylı file bekçisi Fernando Muslera, ikinci yarıdaki kurtarışlarıyla galibiyette önemli rol oynadı.

Tecrübeli file bekçisi, 60. dakikada Al-Musrati'nin serbest vuruşunda çok sert gelen topu önlemeyi başardı. Muslera, 62. dakikada ise Rachid Ghezzal'in ceza sahası içi sağ çaprazda uygun durumda çıkardığı şutta iyi bir refleks göstererek topu kornere çeldi.

Uruguaylı file bekçisi, yaptığı kurtarışlarla takımının skor üstünlüğünü korumasını sağladı.

Okan Buruk yönetiminde büyük maçlarda hata yapmıyor
Galatasaray, teknik direktör Okan Buruk yönetiminde büyük maçlardaki başarılı performansıyla dikkati çekiyor.

Sarı-kırmızılı ekip, tecrübeli teknik adam idaresinde Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor'a karşı 11. müsabakaya çıktı. Galatasaray, bu karşılaşmaların 8'ini kazanırken, 2'sinde berabere kaldı, sadece birini kaybetti.

Okan Buruk yönetimindeki "Cimbom" dördüncü Beşiktaş derbisinde 3. kez galibiyetini aldı.

Ligde son 16 maçını kaybetmedi
Galatasaray, Süper Lig'deki son 16 maçında mağlubiyet yaşamadı.

Sarı-kırmızılı ekip, ligin 12. haftasında Atakaş Hatayspor'a yenildikten sonra çıktığı müsabakalarda 14 galibiyet ve 2 beraberlik elde etti.

Galatasaray, ayrıca ligde son 9 maçını kazanarak önemli bir galibiyet serisi yakaladı.

Bu sezon 15 maçta gol yemedi
Sarı-kırmızılılar, Süper Lig'de bu sezon en iyi savunma yapan takım olarak dikkati çekiyor.

Süper Lig'de çıktığı 28 maçta 58 gol atan Galatasaray, kalesinde ise sadece 15 gol gördü.

Ligin en az gol yiyen takımı konumunda bulunan sarı-kırmızılı takım, bu sezon 15 lig maçında kalesini gole kapattı.

Beşiktaş'ın yeni stadında ilk kez kazandı
Galatasaray, Beşiktaş'ın yenilenen stadında ilk kez 3 puan aldı.

Sarı-kırmızılı takım, yenilenerek 2016-2017 sezonunda hizmete giren Tüpraş Stadı'ndaki ilk 7 lig maçında bir beraberlik ve 7 mağlubiyet yaşadı.

Galatasaray, bu stattaki 8. derbisinde ilk galibiyetini elde etti.

Icardi, Beşiktaş'ı bu kez boş geçti
Galatasaray'ın Arjantinli yıldızı Mauro Icardi, ilk kez bir Beşiktaş maçında gol atamadı.

Sarı-kırmızılı takımın geçen sezonki şampiyonluğunda önemli pay sahibi olan Icardi, özellikle şampiyonluk yaşamış takımlarla yapılan maçlardaki golcü kimliğiyle dikkati çekiyor. Arjantinli futbolcu, ligde Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Başakşehir ile oynanan 14 karşılaşmada 13 kez topu filelere gönderdi.

Daha önce forma giydiği 3 Beşiktaş derbisinde 5 kez fileleri havalandıran Icardi, ilk kez siyah-beyazlılara karşı bir maçta gol sevinci yaşayamadı.

Icardi'nin 4 Başakşehir karşılaşmasında 3, 3 Trabzonspor müsabakasında 3, 3 Fenerbahçe derbisinde 2 golü bulunuyor.

Al Musrati kaleleri şaşırdı
Beşiktaş'ın ara transfer döneminde kadrosuna kattığı Al Musrati, ilk golünü kendi kalesine attı.

Derbinin 2. dakikasında Kerem Demirbay'ın soldan kullandığı köşe vuruşunda meşin yuvarlağa kafayla müdahale eden siyah-beyazlı oyuncu, meşin yuvarlağı kendi ağlarına attı ve sarı-kırmızılı ekip 1-0 öne geçti.

Bu sezon derbilerde mağlup
Beşiktaş bu sezon oynadığı 3. derbiden de puansız ayrıldı.

İlk derbisinde Galatasaray'a, RAMS Park'ta 2-1 yenilen siyah-beyazlılar, sezonun ilk yarısında Dolmabahçe'de ağırladığı Fenerbahçe'ye de 3-1 mağlup olmuştu.

Galatasaray'a yenilen Beşiktaş, bu sezon kendi evinde oynadığı ikinci derbide de rakibine mağlup oldu.

Omar Colley VAR'dan kırmızı kart gördü
Beşiktaş'ta Omar Colley, 90. dakikada VAR incelemesi sonrasında kırmızı kartla oyundan ihraç oldu.

88. dakikada Barış Alper Yılmaz'a faul yapan siyah-beyazlı futbolcuya ilk önce sarı kart gösteren hakem Halil Umut Meler, VAR'da yapılan incelemenin ardından Colley'e kırmızı kart verdi.

Cenk Tosun ıslıklarla çıktı
Siyah-beyazlı taraftarlarla Cenk Tosun arasındaki soğuk rüzgarlar derbide de devam etti.

Bu sezon zaman zaman eleştirilen tecrübeli oyuncu 80. dakikada yerini Jackson Muleka'ya bırakırken siyah-beyazlı taraftarlar Cenk Tosun'u ıslıkladı.

Ligde 4 maç sonra gol yedi
Ligde oynadığı son 4 maçta kalesini gole kapatan Beşiktaş, derbide kalesini savunamadı.

Siyah-beyazlı ekip 1-0'lık Sivasspor mağlubiyetinin ardından oynadığı Trabzonspor, Kayserispor, Konyaspor ve İstanbulspor maçlarında gol yemezken 6 gol kaydetti.

Beşiktaş ayrıca ligde 4 maç sonra sahadan yenilgiyle ayrıldı.

Rashica'nın topu direğe takıldı
Karşılaşmanın 19. dakikasında Beşiktaş'ın beraberlik şansı direğe takıldı.

Sağ taraftan kullanılan köşe vuruşunda Milot Rashica meşin yuvarlağı doğrudan kaleye gönderdi ancak top üst direğe çarparak dışarı gitti.

İlk yarı sonunda tribünlere çağrıldılar
Beşiktaşlı taraftarlar, ilk yarının sona ermesinin ardından siyah-beyazlı futbolcuları tribünlere çağırdı.

Soyunma odasına 1-0 geride giden ev sahibi ekipte taraftarlar, tribünlere giden oyunculara tezahüratlarla moral verdi.



Kum fırtınası, dayanıklılık ve zafer: Dakar Rallisi

2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)
2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)
TT

Kum fırtınası, dayanıklılık ve zafer: Dakar Rallisi

2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)
2026 Dakar Rallisi, Dünya Ralli-Raid Şampiyonası'nın (W2RC) ilk ayağı olacak (Reuters)

Adrenalin'den herkese merhaba, bu hafta gündeme ara verip motor sporlarının en zorlu mücadelelerinden biri olan Dakar Rallisi'ni inceliyoruz.

Dakar Rallisi, motor sporlarının en sert sınavlarından biri. Dakar denince akla ilk gelenler kum tepeleri, hiçliğin ortasındaki uzun etaplar, araçların çölün acımasız koşulları karşısındaki sınavı ve sürücülerin kayalarla, fırtınalarla ve navigasyon hatalarıyla boğuşmasıdır. 

Bu yarışın kökeni 1970'lerin sonuna dayanıyor. Fikrin kaynağıysa, Fransız motosikletçi ve organizatör Thierry Sabine'in kaybolması. Sabine, 1977'de Ténéré Çölü'nde geçirdiği zorlu deneyimi yarış fikrine dönüştürdü ve 1978'de Paris'ten Dakar'a uzanan ilk ralli hayata geçirildi.

İlk organizasyon, klasik pist rallilerinden farklı olarak "ralli-raid" türünün miladı sayılacak bir yapıya sahipti: Uzun mesafeli, çoğunlukla arazide, navigasyonun ve dayanıklılığın belirleyici olduğu etaplar. Yarış ilk düzenlendiğinde motosiklet, otomobil ve kamyon kategorileri birlikte sahnedeydi. Bu birliktelik etkinliğe macera odaklı, amaca yönelik bir ruh kazandırdı ve kısa sürede küresel bir ilgi gördü.

1980'ler ve 1990'lar boyunca Dakar, Afrika kıtasının geniş çöllerinde ve zorlu arazilerinde düzenlendi. Prestiji yükseldikçe riskler de arttı. Yarışın artan popülerliği, markalar ve sponsorlar için cazip bir platform oluşturdu. Mitsubishi, Peugeot, Citroën gibi üreticiler büyük yatırımlar yaparak dayanıklı ralli araçları geliştirdi ve Dakar rallisini ileri düzey mühendislik rekabetine dönüştürdü.

Bu yıllarda yarış, sadece bireysel cesaretin değil, ekip mühendisliğinin, lojistiğin ve stratejinin de sınandığı bir platforma dönüştü. Bununla birlikte Dakar'ın Afrika'da geçirdiği uzun dönemde trajediler de var.

Pek çok yıl boyunca navigasyon hatalarından, kötü hava şartlarından ve mekanik arızalardan kaynaklanan ağır kazalar yaşandı. Organizasyon güvenlik önlemlerini artırsa da doğanın sertliği çoğu zaman önlenemez riskler doğurdu. Thierry Sabine'in kendisi de ralli tarihinin trajik sonlarından birini yaşadı. Dakar'ı bir efsaneye dönüştüren isim, 1986'da bir helikopter kazasında yaşamını yitirdi. 

2000'li yılların başlarına gelindiğinde, Afrika'daki siyasi belirsizlikler ve güvenlik kaygıları organizasyonun geleceğini tartışmaya açtı. 2008'deki iptal ve ardından gelen değerlendirmeler, Dakar yönetimini lokasyon konusunda yeniden düşünmeye zorladı.

2009'dan itibaren ralli rotasını Güney Amerika'ya taşıdı; Arjantin ve Şili'nin çölleri, Bolivya'nın yüksek platoları, Peru'nun kum tepeleri ralliye farklı bir karakter kazandırdı. Güney Amerika dönemi, organizasyona hem görsel zenginlik kattı hem de farklı zorluklar sundu: Yüksek irtifa etapları, değişken iklim koşulları ve yeni jeolojik engeller, yarışçıların hazırlığını ve taktiklerini yeniden şekillendirdi.

Aynı zamanda Güney Amerika seyircisinin coşkusu, ralliyi yerel festivallere benzer bir kitle etkinliğine dönüştürdü; sokaklardan izleyicilerle dolan etaplar yeni hikayeler oluşturdu.

2020 bir diğer kırılma noktası oldu: Dakar, Güney Amerika'daki dönemini tamamlayıp Suudi Arabistan'da yeni bir sayfa açtı.

zxcdf
Dakar Rallisi'ne katılanlar çölün ortasında yaşanan mekanik arızalara da hazırlıklı olmalı (Reuters)

Suudi Arabistan'ın geniş çölleri, kum denizleri ve kayalık vadileri, hem Afrika'nın hem Güney Amerika'nın özelliklerini barındıran bir ortam sunuyor. Organizasyon için lojistik avantajlar, sponsorluk ve altyapı yatırımları bu taşınmanın arkasındaki başlıca gerekçeler.

Suudi Arabistan rotaları, teknisyenlik gerektiren bölümler, uzun kum maratonları ve mümkün olan en zorlayıcı navigasyon etablarıyla şekilleniyor; modern Dakar artık daha fazla teknoloji, daha sıkı güvenlik protokolleri ve aynı zamanda daha sofistike bir etap planlaması anlamına geliyor. Ancak yarışın ruhu değişmedi, zorlu doğa koşullarında insanın ve makinenin dayanıklılığı hâlâ belirleyici.

Dakar Rallisi tarihine bakarken öne çıkan isimler ve markalar da bu yarışın hikayesini oluşturuyor. "Mösyö Dakar" diye anılan Stéphane Peterhansel, motosiklet ve otomobil kategorilerinde uzun yıllara yayılan bir başarı grafiği çizdi ve Dakar'ın en çok zafer kazanan ismi.

Nasser Al-Attiyah, Carlos Sainz, Ari Vatanen, Cyril Despres, Marc Coma gibi sürücüler Dakar'ın farklı dönemlerine damga vurup kendi kategorilerinde efsaneleşti.
 

fvgt
Geçen yıl Dakar Rallisi'ne 136 motosiklet kayıt yaptırmış, yarışı ancak 89'u bitirebilmişti (Reuters)

Marka tarafındaysa Mitsubishi, Peugeot, Volkswagen, Mini ve Toyota gibi üreticiler Dakar'ı bir test alanı, bir imaj sahası ve teknoloji laboratuvarı olarak kullandı; dört çeker sistemlerinin, turbo ­motorların, dayanıklı şasi tasarımlarının ve araziye özgü süspansiyonların gelişimi Dakar sahnesinde hızlandı.

Dakar amatör yarışçılara da kucak açıyor. Profesyonel takımların yanı sıra sivil katılımcılar, macera arayan kişiler ve küçük takımlar her sene start çizgisinde yer alıyor; bu yönüyle Dakar hem elit performansı hem de keşif ruhunu barındırıyor.

Dakar'da yarışçılar kilometrelerce süren etaplarda zamanla yarışıyor. Özel etaplardaki zaman performansı sonuçlara doğrudan etki ederken, transfer etapları pilotları bir sonraki start noktasına taşıyor.

Etaplar navigasyon ve hız arasında bir denge kurmayı zorunlu kılıyor. Yanlış rota seçimi, küçük bir navigasyon hatası günlerce süren yarışta dakikaları değil, saatleri kaybettirebiliyor. Bu nedenle başarılı bir Dakar performansı, sadece hızın değil aynı zamanda stratejinin, mükemmel navigasyonun ve ekip desteğinin ürünü.

Güvenlik ve sağlık önlemleriyse Dakar'ın tartışmasız olarak gelişen yanlarından biri. İlk yıllarda sağlık hizmetleri sınırlıydı; günümüzde organizasyonun medikal ekipleri, hızlı müdahale helikopterleri, sahada yer alan tıbbi istasyonlar ve ileri düzey kurtarma protokolleriyle donatıldı.

Yine de riskler tamamen ortadan kalkmadı. Çöl koşullarında araç arızaları, aşırı sıcak, navigasyon hataları veya kazalar hâlâ ciddi tehlikeler oluşturuyor.

Organizasyon, medikal altyapı ve izleme sistemlerine sürekli yatırım yapıyor; özellikle yarış sırasında uydu iletişimi ve pozisyon izleme gibi teknolojiler, olası acil durumlarda müdahalenin hızını artırıyor.

Dakar'ın kültürel etkisi ve eleştirileri de yarışın hikayesinin önemli bölümlerini oluşturuyor. Yarışın Afrika'dan taşınması, hem ekonomik hem de politik tartışmalara neden olmuştu. Bazı eleştirmenler organizasyonun yerel topluluklarla olan ilişkilerini ve çevresel etkilerini sorguladı.

Suudi Arabistan'a taşınmasıysa bir taraftan organizasyonun küresel ölçekte sürdürülebilir kaynaklara erişimini garanti altına alırken, diğer taraftan yarışın "kimlik" meselesini gündeme taşıdı: Dakar tarihsel olarak Afrika'yla anılan bir markayken artık coğrafi olarak yeni kimliklerle eşleşiyor.

Buna rağmen organizasyon, küresel izleyiciye hitap etmeyi sürdürerek, tarihin farklı dönemlerini birleştiren bir yapıyı korumaya çalışıyor.

zsxcdf
Dakar Rallisi'nin 2026 rotası. 3 Ocak'ta başlayacak mücadele 17 Ocak'ta son bulacak (dakar.com)

Teknolojik evrim de Dakar'ın öyküsünde belirleyici oldu. İlk dönemlerde pilotların navigasyonu harita, pusula ve yol kitabındaki işaretlere dayanıyordu. Zamanla GPS destekli izleme ve telemetri gibi araçlar devreye girdi. Artık belirli GPS kısıtlamalarıyla dengelenmiş sistemler kullanılıyor.

Araç teknolojisindeyse dayanıklılık, yakıt yönetimi, süspansiyon tasarımı ve hafif malzeme kullanımı ön plana çıktı. Üreticiler Dakar'da test edilen çözümleri günlük araç teknolojilerine uyguluyor.

Dakar Rallisi'nin yıllara yayılmış istatistikleri ve rakamları da yarışın büyüklüğünü gösteriyor. Toplam mesafeler genellikle binlerce kilometreyi buluyor ve yarış birden fazla ülke sınırını aşabiliyor. Bu açıdan lojistik, ekip yönetimi ve parça ikmali, ralli başarısının ayrılmaz parçaları.

Yararlanılan kaynaklar: Dakar, Red Bull, X-Raid


Islam Makhachev, Jack Della Maddalena'yı ezip geçerek çifte kemer sahibi oldu

Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
TT

Islam Makhachev, Jack Della Maddalena'yı ezip geçerek çifte kemer sahibi oldu

Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)
Khabib Nurmagomedov, iki kemerli Islam Makhachev'i taşıyor (AP)

Islam Makhachev, UFC 322'de Jack Della Maddalena'yı kolayca alt ederek yarı ortasıklet kemerini kaptı ve birden fazla sıklette şampiyon oldu. Bu, efsanevi antrenörü ve çocukluk arkadaşı Khabib Nurmagomedov'un asla başaramadığı bir şeydi.

Makhachev, Avustralyalıyı 5 raunt boyunca neredeyse izlenmesi zor bir mücadelede ezip geçti. 34 yaşındaki Makhachev'in Della Maddalena'nın sağ baldırını sistematik olarak hedef alması, unvanını savunan rakibini şampiyonluk rauntlarında gözle görülür bir acı içinde bıraktı.

Della Maddalena, 5 raunt boyunca yerden kalkamadı ve skor kartlarının toplamı  50-45 Makhachev'in lehineydi.

Makhachev, hafif sıklet kategorisini fethettikten sonra 77 kiloya yükselmişti ve bu yıl Belal Muhammed'i tahtından indirdikten sonra ilk kez unvanını savunan 29 yaşındaki Della Maddalena'nın, bu sıklette ilk kez maça çıkan dişli Dağıstanlıyı zorlaması bekleniyordu.

Elit mücadele yeteneği, nakavt gücü ve siyah kuşak BJJ becerisiyle birleşince, en azından kağıt üzerinde Makhachev'i alt etmek için gereken tüm araçlara sahip olduğu anlamına geliyordu. Ancak pratikte, Makhachev'in adeta yenilmez görünen üstünlüğüne karşı çok az tehdit oluşturduğu görüldü. Makhachev, 25 dakikalık dövüşte 18 dakikalık kontrol süresiyle şampiyonun canını çıkardı.

Makhachev, birden fazla sıklette UFC şampiyonluğu kazanan 11. dövüşçü oldu ve üst üste 16 galibiyetle Anderson Silva'nın rekorunu egale etti.

Madison Square Garden'daki yan ana maçta Zhang Weili, bir sıklet yükselerek Makhachev’in izinden giderek bir sıklet yükseldi ama tam tersine, unvanını koruyan şampiyon tarafından domine edildi. Sineksıklet kraliçesi Valentina Shevchenko, eski saman sıklet şampiyonuna karşı oybirliğiyle kazandı.

Zhang, tüm dövüş boyunca ikinci en iyi performansı gösterdi; ayakta hasar vermek için mesafeyi kapatmakta zorlandı ve Shevcheno'nun gücünün üstesinden gelemeyerek her rauntta dövüşün sonucunu belirleyen yere almalara karşı koyamadı.

Gecenin başka bir dövüşünde Britanyalı eski yarı ortasıklet şampiyonu Leon Edwards, Carlos Prates'e karşı ağır bir nakavt yenilgisi aldı; bu, üst üste üçüncü yenilgisiydi ve UFC'de ilk kez nakavt edildi.

Martta UFC Londra'da Edwards'ı yenen, yarı ortasıkletin kemer peşinde koşan bir diğer ismi Sean Brady için de işler daha iyi değildi. Kariyerinin en büyük galibiyetinin üzerine koyamayan Amerikalı dövüşçü, 25 yaşındaki yenilgisiz Michael Morales tarafından nakavt edildi.

Hem Morales hem de Prates, Ian Garry, Shavkat Rakhmonov ve Belal Muhammad gibi isimlerin de Makhachev'in ilk rakibi olmak için yarıştığı, yarı ortasıkletin kalabalık şampiyonluk mücadelesi tablosuna girdi.

Benoit Saint Denis, deneyimli Beneil Dariush'u 16 saniyede durdurarak UFC tarihindeki en hızlı 6. nakavtı kaydederken, Bo Nickal, Rodolfo Vieira'yı kafasına sert bir tekmeyle nakavt ederek yeniden kazandı.

Independent Türkçe

 


ATP’nin iki devi finalde buluşuyor: Alcaraz -Sinner

Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)
Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)
TT

ATP’nin iki devi finalde buluşuyor: Alcaraz -Sinner

Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)
Alcaraz zaferini kutluyor (EPA)

Dünya 1 numarası Carlos Alcaraz, Kanadalı Felix Auger-Aliassime’i 6-2, 6-4’lük setlerle mağlup ederek ATP Finalleri’nde adını finale yazdırdı. İspanyol raket, finalde ev sahibi İtalya’nın dünya 2 numarası ve son şampiyonu Jannik Sinner ile karşılaşacak. Sinner, yarı finalde Avustralyalı Alex de Minaur’u 7-5, 6-2 ile geçerek finale yükseldi.

Bu sezon rakibine karşı belirgin üstünlük kuran Alcaraz, Sinner’la oynadığı 5 maçın 4’ünü kazandı.

Roland Garros ve Flushing Meadows’ta oynanan Grand Slam finalleri de dahil olmak üzere bu karşılaşmaların tamamı final mücadelesiydi. Sinner’ın bu yıl Alcaraz’a karşı elde ettiği tek galibiyet ise Wimbledon finalinde aldı.

22 yaşındaki İspanyol tenisçi, Torino’da yarı finale ulaşarak yıl sonu dünya 1 numarasını garantilediği için final maçına daha az baskıyla çıkacak. Alcaraz, kariyerinde ilk kez ATP Finalleri şampiyonluğu kazanmayı hedeflerken, bu unvanla birlikte sezonun 9'uncu, kariyerinin ise 25'inci turnuva zaferine ulaşma fırsatına sahip olacak. Alcaraz, geçtiğimiz yıl turnuvaya grup aşamasında veda etmişti.