Suudi astronotları taşıyan Falcon 9 roketinin özellikleri nelerdir?

Falcon 9 roketi (AP)
TT

Suudi astronotları taşıyan Falcon 9 roketinin özellikleri nelerdir?

Falcon 9 roketi (AP)

Uzay görevlerinde karşılaşılan en büyük sorunlar arasında, astronotları göndermek için kullanılan roketlerin kontrol edilmesinin garanti edilememesi yer alıyor.

Bunlar görevin ardından tekrar Dünya’ya dönüyor, ancak bir şekilde insanlar veya çevre için bir tehdit oluşturuyor. Ayrıca roketler, uzay uçuşunun maliyetini artıran tek bir görev için kullanılıyor.

Ancak Suudi astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali el-Karni’yi ‘tarihi yolculukla’ Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) taşıyan Falcon 9 roketi bir dizi avantajıyla diğerlerinden oldukça farklı.

Dünya geçen yıl dünya, Çin uzay istasyonunu inşa etmek için iki birim gönderilen, Çin’in Long March 5 B roketinin kontrolden çıkması küresel endişe yarattı.

Ancak geçtiğimiz günlerde, Suudi astronotların SpaceX’in Falcon 9 roketi ve Dragon uzay aracıyla fırlatılması başarıyla gerçekleşti.

Ürdün merkezli Batı Asya / Birleşmiş Milletler Uzay Bilimi ve Teknolojisi Eğitimi Bölgesel Merkezi Başkan Yardımcısı Alaa en-Nahri’ye göre, Falcon 9 roketi, görevini yerine getirdikten sonra restore etmeye yardımcı olacak şekilde tasarlandı. Bu da onu ilk çevre dostu uzay roketi yapıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Nahri, “Üretici şirket uzay uçuşlarının maliyetlerini düşürmeyi amaçladığından, bu füzeyi üretmenin tek amacı çevresel hedefler değildi” diye ekledi.

SpaceX, Falcon 9’un varlığını ilk kez 2005 yılında duyurdu ve ilk başarılı görevi Aralık 2015’te gerçekleşti.

23 katlı bir bina uzunluğunda olduğu tahmin edilen roket, ilk başarılı testini 8 yıl önce Florida’daki ABD Hava Kuvvetleri’ne bağlı Cape Canaveral Uzay Kuvvetleri Üssü’nde yaptı.

SpaceX bu görevin başarısından bu yana, Uluslararası Uzay İstasyonu’na gerekli olan bazı ekipman ve yiyecekleri taşıyan uçuşlar gerçekleştirdi.

2020 yılında Falcon 9 roketini kullanarak astronotları taşıyan ilk görev ile yeni bir tarih yazdı.

Şarku’l Avsat’a konuşan, Alman Havacılık ve Uzay Merkezi’nden (DLR) Marco Sagliano, “Falcon 9 ile astronot gönderme görevi, yalnızca kullanılan roketin doğası nedeniyle değil, aynı zamanda ABD’yi tekrar Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot gönderme görevlerine döndürdüğü için en öne çıkan görevdi” dedi.

ABD’nin Uluslararası Uzay İstasyonu’na en son astronot gönderdiği tarih, henüz Falcon 9’u kullanmadan önce, uzay mekiği Atlantis’in son uçuşunu yaptığı 2011’deydi.

O tarihten bu yana ABD, uzay görevleri için Rusya’ya güvendi ve Rus ‘Soyuz’ kapsülüyle yapılan yolculuğun maliyeti 85 milyon doları buldu.

Suudi astronotların gönderme görevi, Falcon 9 roketlerin uzay görevlerini gerçekleştirmedeki etkinliğini bir kez daha teyit etti.



James Webb'den şaşırtan keşif: Elmas yağan, limon biçimli gezegen

PSR J2322-2650b (solda), pulsarıyla (sağda) kütleçekim kilidi içinde olduğu için hep aynı tarafı pulsara bakıyor (NASA)
PSR J2322-2650b (solda), pulsarıyla (sağda) kütleçekim kilidi içinde olduğu için hep aynı tarafı pulsara bakıyor (NASA)
TT

James Webb'den şaşırtan keşif: Elmas yağan, limon biçimli gezegen

PSR J2322-2650b (solda), pulsarıyla (sağda) kütleçekim kilidi içinde olduğu için hep aynı tarafı pulsara bakıyor (NASA)
PSR J2322-2650b (solda), pulsarıyla (sağda) kütleçekim kilidi içinde olduğu için hep aynı tarafı pulsara bakıyor (NASA)

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu'nu (JWST) kullanan bilim insanları, bugüne kadar gördüklerine hiç benzemeyen bir atmosfere sahip bir gezegen keşfetti.

Şikago Üniversitesi'nden Michael Zhang ve ekibi, yaklaşık Jüpiter'in kütlesine sahip ancak tipik bir gaz devine pek benzemeyen bir ötegezegen buldu.

Şekli limona benzeyen PSR J2322-2650b adlı gezegen, bir pulsarın yörüngesinde dönüyor. Pulsarlar, tıpkı diğer nötron yıldızları gibi, büyük kütleli bir yıldızın yakıtını tüketip süpernova patlaması yaşamasının ardından meydana geliyor.

Bu patlamanın ardından geriye, Güneş'in 1-2 katı bir kütleye sahip ancak yaklaşık 20 kilometre çapı olan, son derece yoğun çekirdek kalıyor. Pulsarlar, son derece hızlı dönen nötron yıldızlarıdır.

Pulsarla arasında 1,6 milyon kilometre gibi kısa bir mesafe (karşılaştırmak gerekirse Dünya, Güneş'ten yaklaşık 100 kat daha uzakta) olan gezegen, bir turunu 7,8 saatte tamamlıyor. Bu yakınlıktan dolayı pulsarın kütleçekim kuvveti, gezegeni tuhaf bir limon şekline sokuyor.

Ancak yeni keşfedilen gezegenle ilgili ilginç olan şey, bir pulsarın etrafında dönmesi değil, daha önce görülmemiş bir atmosfer bileşimine sahip olması.

Araştırma ekibinden Peter Gao "Sonuçlar tam bir sürpriz oldu" diyor: 

Verileri aldıktan sonra hepimizin ortak tepkisi 'Bu da ne?' olmuştu. Beklediğimizden son derece farklıydı.

Sözkonusu pulsar büyük ölçüde gama ışını yayıyor ve JWST evreni kızılötesi ışıkta görmek üzere tasarlandığı için pulsar teleskobun görüşünü kapatmıyor. Bilim insanları bu sayede PSR J2322-2650b'yi rahatça gözlemleme imkanı buldu.

Bulguları hakemli dergi The Astrophysical Journal Letters'ta dün (16 Aralık) yayımlanan çalışmaya göre gezegenin atmosferi büyük ölçüde helyum ve karbondan meydana geliyor. Araştırmacılar gökcismini kaplayan karbon bulutlarının, yoğunlaşarak elmas oluşturduğunu tahmin ediyor.

Bugüne kadar incelenen yaklaşık 150 ötegezegen atmosferinden hiçbirinde tespit edilebilir seviyede moleküler karbon bulunmamıştı.

Zhang, "Bu, daha önce kimsenin görmediği yeni bir gezegen atmosferi türü" diyerek ekliyor:

Su, metan ve karbondioksit gibi bir ötegezegen üzerinde görmeyi beklediğimiz normal moleküller yerine, moleküler karbon, özellikle de C3 ve C2 gördük.

Karadul sistemi mi?

Araştırmacılar bu kadar yüksek oranda karbon içeren bir bileşimin nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalışıyor. 

Gezegendeki sıcaklıklar 2 bin 40'la 650 derece arasında değişiyor. NASA'ya göre bu sıcaklıklarda moleküler karbon normalde diğer atom türleriyle bağlanır ve ancak gezegenin atmosferinde neredeyse hiç oksijen veya azot yoksa baskın hale gelir.

Pulsar ve ötegezegen ikilisi, bilim insanları tarafından bir tür "karadul sistemi" olarak değerlendiriliyor. Bu nadir sistemler, hızlı dönen bir pulsarın küçük, düşük kütleli bir yıldızla eşleşmesiyle meydana geliyor.

Bu sistemlerde küçük yoldaştan gelen madde, pulsara akarak zamanla onun daha hızlı dönmesine ve güçlü bir rüzgar oluşturmasına yol açıyor. Bu rüzgar ve radyasyon daha sonra daha küçük olan yoldaş yıldızı bombardımana tutarak ondan yavaş yavaş madde koparıyor. 

Karadul sisteminde pulsar, adını aldığı örümcek gibi, talihsiz eşini yavaş yavaş tüketiyor.

Bilim insanları sözkonusu ikilinin tipik bir karadul sistemi olmadığını ancak buna benzediğini düşünüyor. Ayrıca PSR J2322-2650b resmen yıldız değil, ötegezegen sınıfında yer alıyor.

Zhang, "Bu şey normal bir gezegen gibi mi oluştu? Hayır çünkü bileşimi tamamen farklı" diyerek ekliyor:

Acaba 'normal' karadul sistemleri gibi bir yıldızın dış kabuğunun soyulması sonucu mu oluştu? Muhtemelen hayır çünkü nükleer fizik saf karbon üretmiyor.

 Bilim insanları, bu tuhaf gökcisminin nasıl oluştuğunu ve atmosferinin neden bu kadar sıradışı olduğunu anlamak için çalışmalarını sürdürüyor.

Independent Türkçe, Space.com, Interesting Engineering, NASA, The Astrophysical Journal Letters


Google, arama çubuğuna "artı" ekledi

Google'ın son yapay zeka modeli Gemini 3, testlerde diğer araçlardan daha iyi performans sergilemişti (Reuters)
Google'ın son yapay zeka modeli Gemini 3, testlerde diğer araçlardan daha iyi performans sergilemişti (Reuters)
TT

Google, arama çubuğuna "artı" ekledi

Google'ın son yapay zeka modeli Gemini 3, testlerde diğer araçlardan daha iyi performans sergilemişti (Reuters)
Google'ın son yapay zeka modeli Gemini 3, testlerde diğer araçlardan daha iyi performans sergilemişti (Reuters)

Google yapay zekayı arama motoruna entegre etme yolunda bir adım daha attı. Arama çubuğundaki büyüteç simgesi artı işaretiyle değiştirildi. 

Dünyanın en popüler arama motorunun giriş sayfası yıllardır sade bir tasarıma ve bazı temel işlevlere sahip.

Kullanıcılar merak ettikleri şeyleri zorlanmadan yazıp tek bir tuşla sonuçlara ulaşıyor. Zaman içinde buna sesle ve görselle arama özellikleri de eklendi.

Çubuğun başındaki büyüteç simgesi, anahtar sözcüklerle ilgili trend olmuş aramaları göstermeye yarıyordu. Ancak şirket bunun yerine bir artı işareti koyarak yeni işlevler ekledi.

Şimdilik dünyanın çeşitli yerlerinde görülen değişiklik Türkiye'de henüz mevcut değil. Ayrıca özellik mobil cihazlarda değil sadece masaüstünde erişme açık ve oturum açılmamış gizli modda çalışıyor.

Güncellemeyle ilgili Google henüz bir açıklama yapmadı.

Yeni eklenen bu artı işareti kullanıcıların dosya veya görsel yüklemesine olanak tanıyor. Bu sayede Google'ın Google’ın Gemini tabanlı yapay zeka  özellikleri devreye giriyor. Gemini içeriği inceleyerek kullanıcıların sorularına yanıt veriyor. 

Görsel kaldırıldı.
Test aşamasında olduğu belirtilen yeni özellik artı işareti, arama sonuçlarında yapay zekanın daha sık kullanılmasını hedefliyor (9to5Google)

CNET'in aktardığı üzere örneğin kullanıcılar bir maket kitinin talimatlarını yükleyince, parçaları nereden satın alabileceğini sorabiliyor.

Şirket daha önce de arama sonuçlarının yapay zekayla oluşturulan özetlerini sunmak gibi değişikliklerle teknolojiyi arama motoruna entegre etme yönünde adımlar atmıştı.

Bu yeni hamle de sektörün önde gelenleri arasındaki rekabetin kızıştığı bir döneme denk geldi.

Önceki haftalarda Gemini 3'ün bazı testlerde ChatGPT'yi geçmesinin ardından OpenAI'ın "kırmızı alarm" verdiği öne sürülmüştü.

Sektördeki bazı yorumcular, yapay zeka yarışında Google’ın öne geçtiğini savunuyor.

Independent Türkçe, 9to5Google, Android Police, CNET, Tech Times


Eski Twitter çalışanı platformu geri getirmek için kolları sıvadı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Eski Twitter çalışanı platformu geri getirmek için kolları sıvadı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD merkezli bir girişim, Elon Musk devralmadan önceki Twitter'ın orijinal işlevlerini ve markasını hayata döndüren yeni bir sosyal ağ kurmaya çalışıyor.

Operation Bluebird adlı Virginia merkezli girişim, "terk edilmiş" Twitter ticari markalarını geri almasına izin verilmesi için ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi'ne (USPTO) çoktan dilekçe sundu.

Musk'ın platformu 44 milyar dolarlık bir anlaşmayla devralmasından 9 ay sonra, Temmuz 2023'te Twitter'ın adı X olarak değiştirilmişti.

Şirket, X.com'a yönlendiren Twitter.com internet sitesinin hâlâ sahibi ancak eski kuruluşa ait tüm logoları veya referansları çevrimiçi ortamdan kaldırdı.

X ayrıca kuş odaklı terminolojiye gönderme yapan özellikleri de yeniden adlandırdı; örneğin "Birdwatch" (kuş gözlemi) adlı doğrulama programı artık "Topluluk Notları" diye biliniyor.

Operation Bluebird'ün twitter.new alan adına halihazırda sahip olması, ilgili kişilerin platformun muhtemel açılışından önce kullanıcı adı ayırtmasına olanak tanıyor.

İki tescilli marka avukatı Michael Peroff ve Stephen Coates bu girişimi yönetiyor. Coates daha önce 2014-2016'da Twitter'ın ticari marka, alan adı ve pazarlama müdür yardımcısı olarak görev yapmıştı.

Operation Bluebird'ün USPTO'ya yaptığı başvuruda "Twitter ve Tweet markaları, X Corp.'un ürünlerinden, hizmetlerinden ve pazarlamasından tamamen silindi, efsanevi kuş logosu fiilen terk edildi ve markayı kullanmaya devam etme niyeti sözkonusu değil" ifadeleri yer alıyor.

Bluebird işbu dilekçede, X Corp.'un Twitter markasındaki haklarından yasal olarak vazgeçtiği, tartışmalı markaların yeniden kullanılmasına dair hiçbir niyeti olmadığı, USPTO'ya yanlış beyan ve bildirimlerde bulunarak sahtekarlık yapmayı sürdürdüğü gerekçesiyle, tüm tartışmalı markaların iptalini talep etmektedir.

Dilekçede ayrıca şirketin isminin Twitter'dan X'e çevrilmesinden kısa süre önce Musk'ın yaptığı bir paylaşıma da değiniliyor.

Musk, 23 Temmuz 2023'te "Ve yakında Twitter markasına ve yavaş yavaş tüm kuşlara veda edeceğiz" diye yazmıştı.

Musk ve X'in USPTO dilekçesine yanıt vermek için şubata kadar vakti var. The Independent cevap hakkı için X'le temasa geçti.

Independent Türkçe