Yeni batarya atılımı elektrikli araba menzilini iki katına çıkaracak

L600 Astroinno bataryasının 2024'te seri üretime girmesi bekleniyor (Gotion High-Tech)
L600 Astroinno bataryasının 2024'te seri üretime girmesi bekleniyor (Gotion High-Tech)
TT

Yeni batarya atılımı elektrikli araba menzilini iki katına çıkaracak

L600 Astroinno bataryasının 2024'te seri üretime girmesi bekleniyor (Gotion High-Tech)
L600 Astroinno bataryasının 2024'te seri üretime girmesi bekleniyor (Gotion High-Tech)

Bir batarya girişimi, bin kilometrelik menzile sahip elektrikli araç bataryalarının seri üretimini yapan ilk şirket olmayı hedefliyor. Bu rakam, mevcut standardın yaklaşık iki katı.

Volkswagen'in tedarikçilerinden Çin merkezli Gotion High Tech, yıllık teknoloji konferansında yeni L600 LMFP Astroinno bataryasını tanıttı ve seri üretimin 2024'te başlayacağını iddia etti.

Şirket, lityum-manganez-demir-fosfat (LMFP) bataryanın gerekli tüm güvenlik testlerini geçtiğini, 4 bin şarj-deşarj döngüsü kadar ömrü olduğunu ve bu sayede günlük elektrikli otomobillerde kullanılabileceğini açıkladı.

Tek bir şarjla elde edilen bin kilometrelik menzil, bataryaya 4 milyon kilometrelik potansiyel bir kullanım ömrü sağlıyor ve bu da bir otomobilin ortalama ömrünü fazlasıyla aşıyor.

Yeni bataryanın tek şarjla menzili, geçen yıl Almanya'dan Birleşik Krallık'a tek şarjla seyahat ederek menzil rekoru kıran Mercedes-Benz Vision EQXX gibi özelleştirilmiş elektrikli prototipler tarafından kırılan rekorlara da eşdeğer.

Bu teknolojiyi ticari olarak uygulanabilir hale getirmek için 10 yıl süren şirket içi araştırmalar yapıldı ve bu tür bataryalarla ilgili önceki sorunların üstesinden gelmek adına yeni elektrolit katkı maddeleri ve en son teknoloji kullanıldı.

Görsel kaldırıldı.
Mercedes Vision EQXX, 22 Haziran 2022'de Stuttgart'tan (Almanya) Silverstone'a (Birleşik Krallık) tek bir batarya şarjıyla yaptığı yolculukta 1202 kilometreyle kendi verimlilik rekorunu kırdı (Mercedes-Benz)

Şimdiye kadar LMFP malzemeleri düşük iletkenlik, düşük sıkıştırma yoğunluğu ve yüksek sıcaklıklarda manganez çözünmesinden mustaripti, bu da elektrikli araçlarda kullanılamayacak kadar verimsiz ve hantal olmalarına yol açıyordu.

Bu zorluklara rağmen, teknolojinin muazzam potansiyeli araştırmacıların ve sektör gözlemcilerinin dikkatini çekti.

Gotion High-Tech Uluslararası Ticaret Birimi İcra Kurulu Başkanı Dr. Cheng Qian, "Son yıllarda, lityum demir fosfat (LFP) teknolojisi, pazar payının artmaya devam etmesiyle piyasanın takdirini yeniden kazandı" dedi.

Öte yandan, seri üretilen LFP pillerinin enerji yoğunluğundaki artış darboğazlarla karşılaştı ve daha fazla iyileştirme, kimyasal sistemin güncellenmesini gerektiriyor, bu nedenle [sistemimiz] geliştirildi.

Şirket batarya tasarımında başka atılımlar da yaptı. Yapısal parçaların sayısı yüzde 45 oranında azaldı ve ağırlıkları üçte bir oranında düşürüldü.

Batarya paketinin kablo sistemi de yenilikçi tasarım sayesinde 303 metreden sadece 80 metreye düştü.

Bataryanın ilk olarak hangi araçlarda kullanılacağı belli olmasa da Gotion High Tech, ABD'de 2,3 milyar dolarlık bir batarya fabrikası kurmayı planlıyor.



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy