Çin, 2030'a dek Ay'a ayak basmayı hedefliyor

Çin, 2030 yılına dek Ay'a insanlı sefer düzenleyerek ayak basmayı hedeflediğini bildirdi.

AA
AA
TT

Çin, 2030'a dek Ay'a ayak basmayı hedefliyor

AA
AA

Çin İnsanlı Uzay Programı Ajansı (CMSA) Direktör Yardımcısı Lin Şiçiang, düzenlediği basın toplantısında, insanlı uzay programının Ay safhası için çalışmalara başladıklarını belirtti.

Lin, programın ana hedefinin 2030'a dek Ay'a ayak basarak burada bilimsel araştırma ve teknoloji deneyleri yürütmek olduğunu ifade etti.

Bu amaç doğrultusunda anahtar teknolojilerin geliştirilmesi gerektiğine dikkati çeken Lin, bu sürede gidiş-geliş, iniş, kısa süreli kalış, keşif, numune toplama, araştırma ve dönüş gibi görevleri icra ederek Ay keşif programı için bağımsız kapasite oluşturmayı amaçladıklarını kaydetti.

Lin, Çin'in Ay'a inişinin insanlı uzay teknolojisinde yakın Dünya'dan derin uzaya sıçramayı teşvik ederek, insanlığın Ay'ın ve Güneş Sistemi'nin kökenleri ve evrimine ilişkin anlayışını derinleştireceği, "Ay biliminin gelişimine Çin bilgeliğinin katkısını sunacağı" değerlendirmesinde bulundu.

CMSA'nın bu süreçte aralarında yeni nesil taşıyıcı roket Long March-10, yeni nesil uzay mekiği, iniş aracı, uzay tulumları, yeni bir fırlatma merkezi ile tesis ve donanımların olduğu temel teknolojilerin geliştirilmesi ve demonstrasyonu için araştırma-geliştirme faaliyeti yürütüleceği, teklifler alınacağı bilgisini paylaştı.

Çin, daha önce nisanda Ay'da 2050'ye kadar tümüyle işlevsel bir araştırma üssü kurmaya yönelik planını açıklamıştı.

Uluslararası Ay Araştırma Üssü ILRS

"Uluslararası Ay Araştırma Üssü" (ILRS) adı verilen proje kapsamında istasyonun temel halinin oluşturulması için ilk aşamada, 2028'e kadar 3 keşif görevi kapsamında 7 fırlatış yapılacak.

İkinci aşamada, Ay'da araştırma üssünün inşası için 2030-2040 döneminde 5 sefer yapılacak.

2040-2050 dönemini kapsayan 3. aşamada ise ILRS'yi uygulama odaklı bir üsse dönüştürmek üzere daha ileri altyapı çalışmaları yürütülecek.

İstasyonun, 2050'de Mars, Venüs ve ötesindeki uzay görevlerini destekleyecek çok işlevli bir araştırma üssü haline gelmesi hedefleniyor.



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy