Dünya'nın 4 katı büyüklüğündeki Güneş lekesi, teleskopsuz görülecek hale geldi

2025'te Güneş'teki lekelerin sayısı 115'le zirveye çıkabilir

AR3310 Güneş lekesi, görüntüde sol alt taraftaki büyük karanlık nokta olarak görülüyor (NASA)
AR3310 Güneş lekesi, görüntüde sol alt taraftaki büyük karanlık nokta olarak görülüyor (NASA)
TT

Dünya'nın 4 katı büyüklüğündeki Güneş lekesi, teleskopsuz görülecek hale geldi

AR3310 Güneş lekesi, görüntüde sol alt taraftaki büyük karanlık nokta olarak görülüyor (NASA)
AR3310 Güneş lekesi, görüntüde sol alt taraftaki büyük karanlık nokta olarak görülüyor (NASA)

Dünya'nın 4 katı büyüklüğünde bir Güneş lekesi, telekoba ihtiyaç olmadan gözlemlenebilecek durumda.

AR3310 adlı lekenin sadece koruyucu ekipman kullanılarak rahatça görülebileceği ifade ediliyor.

Uzmanlar doğrudan Güneş'e bakmak için yalnızca sertifikalı güneş gözlüğü mercekleri veya güneş tutulmalarını izlemede kullanılan camların satın alınmasını öneriyor.

Leke her ne kadar büyük olsa da uygun koruma donanımı olmadan onu görmeye çalışmak ciddi göz hasarlarına yol açabilir.

Güneş yüzeyindeki sıcaklığın yaklaşık 5 bin 500 derece olduğu tahmin ediliyor. Bunun gibi Güneş lekelerinin sıcaklığıysa 3 bin 400 derece civarında olabilir.

Güneş lekesi nedir?

Güneş'te manyetik kuvvetin çok yoğun olduğu ve bir miktar ısının yıldızın yüzeyine ulaşmasının engellendiği bölgelere Güneş lekesi adı veriliyor. Bu lekeler, çevresine kıyasla daha soğuk olduğu için teleskoplarda daha koyu renkte görülüyor.

Ancak yoğun manyetik alanları nedeniyle Güneş lekeleri çok aktif bölgeler. Yani buralarda sıklıkla patlamalar meydana gelebiliyor. Bu patlamalar sonucunda koronal kütle atımı (CME) adı verilen plazma fışkırması ortaya çıkıyor.

Güneş lekelerini tam olarak neyin meydana getirdiği bilinmiyor. Ancak bu lekelerin yakından gözlemlenmesi çok önemli. Zira bahsi geçen koronal kütle atımı, radyoaktif plazma parçacıklarının uzayda yol alarak Dünya'ya ulaşmasına neden oluyor.

Bu durumda parçacıklar Güneş fırtınası adını alıyor. Dünya'yı radyoaktif uzay ortamına karşı koruyan manyetik alanla etkileşime giren Güneş fırtınaları, kuzey enlemlerinde kutup ışıklarının oluşmasını sağlarken, etkilediği bölgelerde GPS, navigasyon ve radyo iletişimini sekteye uğratabiliyor. Aynı zamanda yörüngedeki astronotların da hayatını tehlikeye atıyor.

Ulusal Hava Servisi, "Güneş lekeleri, manyetik alanın Dünya'nınkinden yaklaşık 2.500 kat daha güçlü olduğu, Güneş'teki herhangi bir yerden çok daha yüksek olduğu alanlardır" diye açıklıyor.

Güneş'teki hareketlilik artıyor

Bilim insanları, Güneş'teki patlamaların birkaç yıl içinde giderek artacağını ve zirve noktasına ulaşacağını belirtiyor. Çünkü Güneş, şu anda hareketli bir evrede.

Yıldız her 11 yılda bir, sakin veya fırtınalı geçen bir döngüsünü tamamlıyor ve yenisini başlatıyor. Güneş'in 2019'da 25. döngüsüne girdiği biliniyor. Bu döngülerden sakin olanına, yani yıldızdaki patlamaların ve lekelerin minimum seviyeye indiği dönemlere "solar minimum" adı veriliyor.

Güneş lekelerinin arttığı ve patlamaların da sıklaştığı evrelerse "solar maksimum" diye adlandırılıyor.

NASA'ya göre yıldız şu anda hareketli bir dönemden geçiyor. Bu yüzden Güneş'te AR3310 gibi dev lekelerin oluşması beklenen bir durum.

2025'teyse solar maksimum evresi zirve noktasına ulaşacak. Bu tarihte Güneş'teki lekelerin sayısı 115'le zirveye çıkabilir.

Bu yüzden Güneş lekelerini daha iyi gözlemlemek ve daha iyi anlamak, gelecekte Dünya'yı da etkileyebilecek patlamalara karşı tahminler yapılmasını ve önlemler alınmasını sağlayabilir.

 

Independent Türkçe, IFL Science, Fox Weather



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news