Apple'ın sanal gerçeklik başlığı hakkındaki sızıntı ve dedikodular

Sanal gerçeklik başlığının sadece onaylandığı biliniyor. Şimdiyse kamuoyuyla paylaşılmasına günler kala yeni detaylar bildiriliyor

Reuters
Reuters
TT

Apple'ın sanal gerçeklik başlığı hakkındaki sızıntı ve dedikodular

Reuters
Reuters

Apple uzun süredir beklenen sanal gerçeklik başlığını gelecek günlerde kamuoyuyla paylaşmaya hazırlanıyor. Yeni haberlerde ürünün gerçekte neye benzeyebileceğine dair daha fazla ayrıntı açığa çıkıyor.

Şirketin bir sanal gerçeklik başlığı üzerine çalıştığı yıllardır söyleniyordu. Ancak çok sayıda habere göre Apple bunu artık dünyaya ilan etmeye hazır görünüyor.

Apple sanal gerçeklikle ilgilenen basına, yakın zamanda bir ürün ilanı etkinliği daveti gönderirken, kimileri bu medya davetiyelerinin başlığın piyasaya sürülmek üzere olduğuna dair ipuçları içerdiğini iddia ediyor.

The Independent'ın haberine göre, Apple piyasaya sürülmemiş ürünler hakkında yorum yapmıyor ama ne şirket içinden ne de herhangi bir haberde başlığın yakında kamuoyuyla paylaşılacağına ilişkin heyecanın yersiz olduğuna dair bir belirti var.

Artık yeni haberler başlığın tam olarak nasıl çalışabileceğine işaret ediyor.

Piyasaya sürülmemiş Apple ürünlerinin açıklanmasının kaydını tutan ekran analisti Ross Young, piyasaya sürülecek başlıkta her biri çaprazlamasına yaklaşık 3,60 santimetre olacak iki ekran bulunacağını söyledi.

Young, bu ekranların en yüksek parlaklıkta 5 bin nitin (parlaklık ölçü birimi -ed.n.) üzerine çıkarak görüntü sunabileceğini belirtti. Bu miktar, parlaklık seviyeleri birkaç yüzde olan, PSVR ya da Meta Quest gibi diğer sanal gerçeklik rakiplerinden çok daha yüksek bir parlaklık derecesi.

Parlak ekranlar, inandırıcı ekranlar geliştirmek isteyen bu türden şirketlerin karşılaştığı güçlüklerden biri. Gerçek hayat, başa takılan herhangi bir ekranın gösterebildiğinden çok daha fazla parlak. Bu da başlıkların takıldığında inandırıcılıktan uzak ve karanlık olabileceği anlamına geliyor.

Örneğin Meta, 20 bin nite kadar parlaklıkta gösterim yapabilen Starburst adlı bir prototip teknoloji üzerinde çalıştığını açıklamıştı. Ancak bu prototip kullanışsız ve piyasaya sürülecek bir ürün olmaktan çok uzak. Şimdilik şirketin elinde, her biri nihayetinde Meta'nın başlıklarına eklemek isteyebileceği, farklı özelliklere sahip çeşitli başlıklar var.

Ross Young'ın söz konusu haberine göre ayrıca Apple başlıklarının ekranları 2,5 santimetre başına 4 bin piksel içerecek. Bu sayı da başlığı, Meta gibi diğer şirketlerin en üst segment ürünlerinden bile çok daha yüksek bir kapasiteye ulaştıracak.

Bizatihi donanım haricinde, başlıkta çalışacak yazılım büyük ölçüde gizemini koruyor. Haberler Apple'ın mevcut uygulamalarının yeni sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik versiyonları üzerinde çalıştığını öne sürüyor ve No Man's Sky oyununun geliştiricileri ürünün kamuoyuyla paylaşılmasına dahil olabileceklerini iddia ediyor fakat yazılımın gerçekte başlığın içinde nasıl görüneceğine dair anlamlı haberler henüz yok.



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy