Evrendeki gelmiş geçmiş en parlak patlamanın doğrudan Dünya'ya yöneldiği anlaşıldı

Araştırmacılar patlamanın doğrudan Dünya'ya yöneldiğini düşünüyor

(NASA/Swift/A. Beardmore [Leicester Üniversitesi])
(NASA/Swift/A. Beardmore [Leicester Üniversitesi])
TT

Evrendeki gelmiş geçmiş en parlak patlamanın doğrudan Dünya'ya yöneldiği anlaşıldı

(NASA/Swift/A. Beardmore [Leicester Üniversitesi])
(NASA/Swift/A. Beardmore [Leicester Üniversitesi])

Bugüne kadar görülen en parlak patlamanın arkasındaki gizem nihayet çözüldü.

Geçen yıl ekimde Dünya'yı, Tüm Zamanların En Parlağı (Brightest of All Time/BOAT) diye bilinen bir patlama vurmuştu. Patlama dünyanın dört bir yanındaki teleskoplarca kaydedilirken bilim insanları da o zamandan beri buna açıklık getirmeye çalışıyor.

BOAT, tüm evrendeki en şiddetli ve yüksek enerjili patlamalar olan gama ışını patlamalarından biriydi. Bu patlamalar sadece birkaç saniye içinde, Güneş'in tüm ömrü boyunca üreteceği kadar enerji üretebiliyor.

Resmi adı GRB 221009A olmasına karşın daha çok BOAT diye bilinen sözkonusu gama ışını patlamasının, devasa bir yıldızın bir karadeliğin içine çökmesiyle gerçekleştiğine inanılıyor. Ancak bilim insanları, bu patlamanın kozmosta tam olarak neden bu kadar parlak şekilde ışıldadığından emin değildi.

Artık araştırmacılar gama ışını patlamasının neden bu kadar yoğun olduğunu anlayabileceklerini düşünüyor. Patlama doğrudan Dünya'ya yönelmiş ve beraberinde büyük miktarda yıldız materyali sürüklemişti.

Science Advances adlı bilimsel dergide yayımlanan yeni makalede böyle belirtiliyor. Bilim insanları daha önce patlamanın parlaklığının, açısından kaynaklandığını ifade etse de gizemin bir kısmı varlığını koruyordu: Jetin sınırı gözlemlenememişti.

Bath Üniversitesi'nden Hendrik Van Earthen, "Artık ışınımın yavaşça solması dar bir gaz jetinin özelliği değil. Bunu bildiğimiz için patlamanın şiddetinin ardında başka bir sebebin varlığından şüphelendik ve matematiksel modellerimiz de bunu destekledi" diyor.

Gözlemler, normalde izole bir jet görülmesi beklenen yerde geniş çaplı bir gaz akışının içine gömülü dar jeti yavaş yavaş gözler önüne sererken, çalışmamız GRB'nin özgün yapısını açıkça ortaya koyuyor.

Patlamada genelde bu tür güçlü olaylardakinden farklı jetlerin keşfedilmesi, sözkonusu olağandışı davranışın açıklanmasını sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda gama ışını patlamalarının her zaman beklendiği gibi davranmadığını da gösteriyor.

George Washington Üniversitesi'nde lisansüstü öğrencisi olan, çalışmanın baş yazarı Brendan O'Connor, "GRB 221009A, gama ışını patlamalarına yönelik anlayışımızda ileriye doğru atılan muazzam bir adımı temsil ediyor ve en uç patlamaların sıradan gama ışını patlamalarında kabul edilen standart fiziğe uymadığını gösteriyor" diyor.

Muazzam büyüklükteki yıldızların çöküşünde göreceli dışa akışların nasıl meydana geldiğine dair standart teorilerimizi gözden geçirmeye zorlayan GRB 221009A, uzun gama ışını patlamarı için Rosetta taşına eşdeğer olabilir.

Çalışma, Science Advances adlı bilimsel dergide yayımlanan "A structured jet explains the extreme GRB 221009" (Yapılandırılmış jet uç noktadaki GRB 221009'a açıklık getiriyor) adlı yeni bir makalede açıklanıyor.

 

Independent Türkçe



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news